Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/746 E. 2018/1461 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/746
KARAR NO : 2018/1461
KARAR TARİHİ: 05/12/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2018
NUMARASI : 2016/346 -2018/227 E.K
DAVANIN KONUSU : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında alım satıma dayalı ticari ilişki olduğunu, müvekkili tarafından davalıya satılıp teslim edilen mallar karşılığında davalının dava konusu çeki verdiğini, süresi içinde bankaya ibrazında çekin karşılığının bulunmadığının tespit edildiğini, çekin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek 5.750,00 TL’nin çekin keşide tarihi olan 30.09.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, çekin zamanaşımına uğradığını, davacının tanık dinletmesine muvafakat etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince toplanan deliller doğrultusunda, davanın dayanağı olan zamanaşımına uğrayan bir çekte keşidecisinin davalı …r, lehtarının davacı …Limited Şirketi olduğu, davacının, davalıyla olan temel ilişkisinin ticari defterlerinde incelendiği, davacının, davalıya gönderdiği 10.03.2017 tarih 6.091,20 TL’lik bir adet faturaya karşılık davalının dava konusu 5.750 TL ‘lik çeki davacıya verdiği, ancak çekin karışlığı olmadığı için tahsil edilemediği ve defterde iade kaydının düşüldüğü, ancak davacının fatura alacağına karşılık davalıdan 10.05.2007 tarihinde; 341,20 TL, 25.09.2007 tarihinde 5.200,00 TL, 25.12.2008 tarihinde 550,00 TL olmak üzere toplam 6.0191,20 TL nakit tahsil ederek fatura alacağını tamamen kapattığı, bu nedenle tahsil edemediği dava konusu çekten dolayı davacının davalıdan bir alacağının bulunmadığı, davacının defterlerine kaydı yapılmayan başka bir fatura için yapılan ödemenin dava konusu çeke yapıldığının kabulünün mümkün olmadığını yazılı delille ispat edebileceği, tanık dinlenilmesine davalının muvafakatinin olmadığı, delilleri arasında açıkça yemin delilini de dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımına uğrayan çekte alacağın varlığının tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceğini, sadece ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak cari hesaba göre karar verilmesinin doğru olmadığını, davalı ile tek ticaretin tek bir faturadan ibaret olmadığını, davalının bugüne değin çek tutarının ödendiğini ileri sürmediğini, tanık dinletme talebinin reddedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Dava, zamanaşımına uğramış çeke dayalı alacak istemine ilişkindir.
Dava konusu 30.09.2007 tarihli 5.750,00 TL bedelli çekte davalının keşideci, davacının lehtar olduğu, çekin süresi içinde bankaya ibraz edildiği ve ibraz tarihi itibariyle karşılığının bulunmadığına dair bankaca şerh verildiği görülmüştür. Bu durumda, çekteki açıklanan bu sıfatlara göre, davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunduğu gibi, bu husus tarafların kabulündedir.
Somut olayda, dava konusu çekin zamanaşımına uğramış olduğu ihtilafsızdır. Bu durumda kural olarak, süresi içerisinde bankaya ibraz edilmeyen veya altı aylık zamanaşımı süresi içerisinde de takibe koyulmayan çekten dolayı veya kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilirse de taraflar arasında temel ilişki bulunması durumunda böyle bir çeke delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacaklı alacağını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
Dosyada alınan bilirkişi raporunda, davacının ticari defter ve kayıtlarında, davalıya 2007 yılında 6.091,20 TL tutarında 1 adet fatura karşılığında mal satıp teslim ettiği, karşılığında dava konusu 5.750 TL bedelli çekin alındığını, çekin tahsil edilememesi nedeniyle iade kaydının düşüldüğü, ancak fatura bedeline karşılık olarak davalıdan 15.05.2007 tarihinde 341,20 TL, 25.09.2007 tarihinde 5.200 TL ve 25.12.2007 tarihinde 550 TL olmak üzere toplam 6.091,20 TL ödeme alarak fatura bedelini tamamen tahsil ettiği belirtilmiştir.
Bu kez davacı, davalı tarafça yapılan bu ödemelerin dava konusu çeke yönelik olmayıp, taraflar arasında ticari defterlere işlenmeyen başka bir borca yönelik olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda, ispat yükü davacıda olup, ödemelerin başka bir borca ilişkin olduğunu yazılı delilerle kanıtlamakla yükümlüdür. Davacının bu iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği ve davalının tanık dinletilmesine muvafakat etmediği de gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 05/12/2018
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinafa konu tutara göre karar kesindir.