Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/741 E. 2018/1517 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/741
KARAR NO : 2018/1517
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2018
NUMARASI : 2014/943- 2018/199 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı firmanın tüm aktif ve pasifi ile devraldığı grup firması olan …Ltd. Şti. arasında akdedilen 15.06.2010 tarihli bayilik sözleşmesi gereğince, müvekkilinin davalı firmanın Antalya bölge bayiliğini yaptığını, bayiilik sözleşmesi uyarınca 30.000 TL nakdi teminatının yanısıra G3 belgesi alınması için 5.600 TL yatırıldığını, davalının herhangi bir bildirimde bulunmaksızın 30.03.2011 tarihinde bayilik ilişkisinin fiilen sonlandırdığını, ertesi gün 31.03.2011 tarihinde de noter kanalıyla bayilik sözleşmesini feshettiğini müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin davalıdan 30.000 TL nakdi teminatını ve bedelsiz kalan 5.600 TL’yi iade alamadığını, ayrıca 145.249,22 TL hakediş fatura bedelinin de ödenmediğini, noter yoluyla keşide edilen ihtarnamenin de semeresiz kaldığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin 8.2. maddesi gereğince davacı acentenin müvekkilinden herhangi bir nam altında hiç bir hak ve tazminat ve geri ödeme talebinde bulunamayacağını, sözleşmenin 5.2. maddesine aykırı olarak davacının faaliyet gösterdiği döneme ilişkin günlük kesmiş olduğu nakit fatura ve cari tahsilatlar toplamını müvekkili şirket hesabına göndermeyerek toplamda 135.000 TL kasa kullanımı yaptığını, davacının hak edişlerinden, nakit teminattan ve G3 ödemesi olmak üzere toplam alacağından sözkonusu kasa kullanımının yanısıra kira faturaları, isim hakkı bedeli, IT destek, telefon ve müşteri yansıtmaları gibi kesintiler düşüldükten sonra kalan bakiye 13.254,77 TL alacağın davacının hesabına 17.01.2012 tarihinde ödendiğini, taraflar arasında yapılan mahsuplaşma sonucunda müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, sözleşmenin belirli süreli olduğu ve sözleşmenin 8.1. maddesi gereğince sözleşmenin feshine dayalı olarak davacının tazminat talebinde bulunabilme imkanının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;
Mahkemenin gerekçesinin somut olaya uygun düşmediğini, zira davadaki talebin sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini olmadığını, müvekkilinin hak ediş alacağından davalının mahsuplaşma adı altında mahsup yaptığını, ancak bu belgelerde müvekkilinin imzası olup olmadığının araştırılmadığını, mahsuplaşmaya dayanak hiç bir delil ve belgenin ibraz edilmediğini, 30.000 TL teminatı iade etmesi gerektiği halde davalının iade etmediğini, ancak her nasılsa mahkemece davanın tümden reddine karar verildiğini, 5.600-TL G3 Belgesi bedelinin de iadesi gerektiğini, zira davalı bu bedeli tahsil etmiş bu bedelin karşılığında belgeyi temin etmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan mahsuplaşma sonucunda davacıya borcun bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, acente sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, acentelik sözleşmesinin bildirimde bulunulmaksızın haksız olarak feshedildiğini, davalıya ödenen 30.000 TL nakdi teminat ile G3 belgesi için ödenen ancak belge temin edilmediğinden karşılıksız kalan 5.600 TL’nin iade edilmediği gibi ayrıca 145.249,22 TL hak edişinden kaynaklı faturalı alacağının da ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise, davacı bayiinin nakit fatura ve cari tahsilatlar toplamını şirket hesabına göndermeyerek toplamda 135.000 TL kasa avansı kullandığını, bu tutarın yanında kira, isim hakkı bedeli, IT destek vb. kesintilerin davacının alacağından düşüldükten sonra kalan bakiye tutarının ödendiğini, davacıya borcun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu İstanbul ….İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra takip dosyasında, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 10 adet hak ediş faturasına, 5.600 TL G3 belgesi alımı için yapılan ödemeye ve 30.000 TL nakdi teminat bedeline dayalı olarak 145.249,22 TL fatura ve 35.600 TL diğer olmak üzere toplam 180.849,22 TL alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresi içinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Somut olayda uyuşmazlık, davacının davalıdan avans kullanıp kullanmadığı, bu hususta taraflar arasında mahsuplaşmanın olup olmadığı ve G3 belgesinin temini için ödenen bedelin karşılıksız kalıp kalmadığı, davacının cari hesapta alacağının bulunup bulunmadığı, nakdi teminat alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesi kararında, davadaki talepler hakkında karar verilmediği, delillerin yeterince toplanmadığı, delillerin davacının talepleri bağlamında değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi, davacının cari hesap alacağı, teminat alacağı ve G3 belgesi alacağı hakkında hiç bir değerlendirme yapmadığı, davada tazminat talep edilmiş gibi karar verildiği, kararın bu haliyle HMK’nın 297. maddesindeki unsurları taşımadığı, yukarıda belirtilen iddia-savunma ve dosyaya yansıyan deliller hep birlikte değerlendirilmeden dava konusunu teşkil etmeyen haksız feshe dayalı tazminat talebi konusunda değerlendirme yapılmak suretiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir.
Açıklanan bu gerekçelerle, dava konusu uyuşmazlık konusunda taraf delillerinin tamamı toplanıp mahkemece değerlendirilmediğinden ve davadaki talepler hakkında karar verilmediğinden, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın, usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.