Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/739 E. 2018/1456 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/739
KARAR NO : 2018/1456
KARAR TARİHİ: 05/12/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2018
NUMARASI : 2017/819- 2018/180 E.K
DAVANIN KONUSU: Tespit
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalı … müdürlüğünde … sicil numarasında kayıtlı … Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğunu, adı geçen şirketin 27/08/2003 ile 30/11/2008 tarihleri arasında faaliyet gösterdiğini, şirketin 30/11/2008 tarihinden sonra hiç bir ticari faaliyetinin bulunmadığını, şirketin ticaret sicilden terkin tarihinin 30/11/2008 olmasına rağmen ticaret siciline geç bildirildiğinden terkin tarihinin 18/02/2015 olarak göründüğünü, bu durumun müvekkilinin emeklilik işlerini kısıtladığını ileri sürerek … Ltd. Şti.’nin ticaret sicilden terkin tarihinin 30/11/2018 olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 6102 sayılı Kanun’un Geçici 7’nci maddesi gereğince, şirketin resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 18.02.2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini, Vergi Dairelerince vergi mükellefiyetinin resen terkinine ilişkin bildirimlerin, şirketin ticaret sicilinden terkini sonucunu doğurmadığını, müvekkili sicil müdürlüğünün işleminin yasalara uygun olduğunu ve ayrıca yasal hasım olduğundan yargılama gideri ile ücreti vekaletten sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 6102 sayılı Kanun’un Geçici 7’nci maddesi gereğince, sicil müdürlüğünce … Ltd. Şti.’ne gönderilen 11/11/2014 tarih ve 116415 sayılı yazı ile münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgeler ile birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde şirketin ticaret sicilinden unvanının silineceğinin bildirildiği, adı geçen şirketin herhangi bir bildirimde bulunmadığından sicil kaydının 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği, şirketin vergi kaydının kapatılmasının tek başına tüzel kişiliği sona erdirmeyeceği, terkin işleminin yapılması için yeterli olmadığı, ticaret sicilinden terkin işleminin yapılması için aranan yasal koşulların davacı tarafından gerçekleştirilmediği, bu nedenle vergi kaydının sonlandığı tarihte ticaret sicil kaydının da resen terkin edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin 27/08/2003 ile 30/11/2008 tarihleri arasında faaliyet gösterdiğini, 30/11/2008 tarihinden sonra da herhangi bir faaliyetinin olmadığını, bu hususun vergi dairesinin yazısı ile de sabit olduğunu, dolayısıyla terkin tarihinin 30/11/2018 olmasına rağmen ticaret siciline geç bildirildiğinden terkin tarihinin 18/02/2015 olarak göründüğünü, bu durumun maddi gerçeği yansıtmadığı gibi müvekkilinin emeklilik işlerinde gecikme ve hak kaybına neden olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, sicil kaydındaki terkin tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 1. fıkrasının d bendi uyarınca, aralıksız son beş yıla olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması terkin sebebi olarak sayılmış olup, anılan maddenin 4. fıkrasının a bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, sicilden terkin tarihinin düzeltilmesi istenen şirketin adresinin tespit edilemediği hususunun belirlenmesinin ardından resen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 18.02.2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiği dosya kapsamıyla sabittir.
O halde, Vergi Dairelerince vergi mükellefiyetinin resen terkinine ilişkin bildirimlerin, bir şirketin mahkeme kararı ya da gerekli organ kararı olmaksızın tasfiyesi ya da ticaret sicilinden terkini sonucunu doğurmayacağından, ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerinde olup, davacının istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacı vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 05/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.