Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/727 E. 2018/1424 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/727
KARAR NO : 2018/1424
KARAR TARİHİ: 29/11/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2017
NUMARASI : 2014/1918- 2017/1095 E.K
DAVANIN KONUSU : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin 05.03.2013 tarihinde, Renault marka 2013 model Trafic 2.0 DCI tipinde (0 km) aracı (sarı dolmuş olarak) ticari maksatlı kullanmak üzere 79.785,95 TL bedel karşılığında üreticisi davalı yetkili satıcısı … Otomotiv Ltd. Şti.’den satın aldığını, diğer davalının da aracın üreticisi olduğunu, ticari amaçlı kullanıma uygun olarak satıcı firmaya ek ödeme daha yapıldığını, aracın bütün bakımlarının yetkili serviste yaptırıldığı halde, 20.11.2013 tarihinde araç 64.925 km’deyken arıza ikaz lambasının yanması üzerine aracın servise götürüldüğünü, arızanın partikül filtresinden kaynaklandığının bildirildiğini ve arızanın bakımla birlikte giderildiğini, ancak aynı arızanın 27.11.2013 ve 04.12.2013 tarihlerinde tekrarlandığını ve aracın arıza moduna geçtiğini, arızanın her seferinde yetkili serviste tamir edilmesine rağmen tekrar ettiğini, bu sebeple araçtaki arızanın üretim hatası olabileceği düşüncesiyle İstanbul Anadolu 11 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/114 D.İş dosyası ile yapılan incelemede aracın üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalılara ihtarname keşide edilerek aracın geri alınmasının ve bedelinin iadesinin talep edildiğini, ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, araç fatura bedeli 82.499,99 TL, kazanç kaybı olarak şimdilik 50,00 TL, arıza nedeniyle ödenmek zorunda kalının servis bedellerinden şimdilik 1.390,20 TL, tespit masrafı 535,85 TL ve noter masrafı 273,93 TL olmak üzere toplam 84.799,79 TL tazminatın araç bedeli için fatura tarihinden diğer alacaklar için dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, müvekkili şirketin davaya konu aracın satıcısı veya üreticisi olmayıp yalnızca dağıtıcısı olduğunu, ayıp ihbar yükümlülüğünün süresinde yerine getirilmediğini, dava konusu araçta imalattan kaynaklı ayıptan sözedilemeyeceğini, değişik iş dosyasında alınan raporun dayanaksız ve bilimsellikten uzak olduğunu, araçta meydana gelen arızanın kullanım hatasından kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …Tic.Ltd. Şti. vekili, süresi içinde usulüne uygun ayıp ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, aracın ayıplı olmadığını, davacının aracı şehir içinde dolmuş olarak kullandığını, partikül filtresinin kısa mesafelerde kullanıldığında motorun normal çalışma sıcaklığına erişemediğinden temizleme işleminin gerçekleşmediğini, bu nedenle ikaz lambasının yandığını, partikül filtresinin temizlenmesi için davacının otobanda uzun yol yaparak aracı normal sıcaklığa getirip temizleme işlemini başlatması gerektiğini, sözkonusu arızanın kullanım ve hatalı yakıt kullanımından oluşacağını, değişik iş dosyasına alınan raporun delil olarak kabul edilemeyeceğini, dava konusu araç üzerinde bulunan takyidat sebebiyle iade borcunun imkansız hale geldiğini, muvafakat alınmadan dava açılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, dava konusu araçta oluşan arızanın gizli ayıp niteliğinde olmadığı, aracın sürekli yoğun trafikte ve düşük hızlarda kullanıldığı için dizel partikül filtresinin sık sık tıkanması sebebiyle meydana gelen arızaya ilişkin olduğu ve bu arızanın aracın yüksek hızda ve uzun yolda kullanılması halinde dahi giderilebileceği, sonrasında tekrarlanması halinde ise filtrenin değiştirilmesi ile sorunun giderilmesinin mümkün olduğu, oluşan arızanın aracın kullanımına bağlı olarak gerçekleşmesi sebebiyle davacının talebinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alına bilirkişi raporunu hazırlayanların hukukçu olmadıkları için arıza ile ayıbı birbirine karıştırdığını, dava konusu uyuşmazlıkla benzer ihtilaflarda araçta arıza olmasa bile ayıp olarak kabul edileceğinin yargı kararları ile ortaya konulduğunu, mahkemece dava konusu araçta arızanın olduğunun kabul edildiğini, ancak bu arızanın ayıp olarak kabul edilmediğini, müvekkilinin şehir içi yolcu taşımacılığı yapması nedeniyle de uzun yolda ve yüksek hızda aracı kullanma gibi bir durumunun fiilen imkansız olduğunu, arızanın araçtan beklenen fayda ve verimi düşürdüğünü, rapordaki tespitlerin birbiri ile çeliştiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekillerinin istinafa cevap dilekçelerinde özetle; araçta imalattan kaynaklı ayıbın sözkonusu olmadığını, arızanın kullanımdan kaynaklandığını belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemişlerdir.
GEREKÇE
Davacı, kısa mesafe yolcu taşımasında kullanılmak üzere 05.03.2013 tarihinde (0 km olarak) satın alınan aracın 20.11.2013 tarihinde, araç 64.925 km’deyken dizel partikül filtresinin arızalandığını, arızanın giderilemediğini, kısa aralıklarla tekrarladığını, aracın ayıplı olduğunu iddia etmiş, davalılar ise davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyada alınan denetime elverişli ve gerekçeli bilirkişi raporunda; diesel motorlarının çalışma prensibi gereği, yanma esnasında is oluşumunun olağan olduğu, dava konusu aracın egzoz sisteminin partikül maddelerin ortama salınımını engellemek amacıyla Diesel Partikül Filtresi (DPF) ile donatıldığını, kullanım mesafesi ve işletme şartlarına bağlı olarak filtrede biriken partikül maddelerin zamanla filtrenin egzoz sisteminde meydana getirdiği basınç kaybının artmasına neden olarak motorun çalışmasını olumsuz yönde etkilediğini, bu durumdan kaçınmak için belirli bir basınç kaybından sonra filtrenin boşaltılması gerektiğini, Diesel Partikül Filtresi ( DPF ) rejenerasayonu olarak isimlendirilen ve belirli şartlarda belirli bir süre gerektiren bu işlem ile DPF içerisinde birikmiş olan karbon partiküllerinin yüksek sıcaklıklarda yakılmak suretiyle temizleme işleminin gerçekleştirildiği belirtilmiş, dava konusu aracın sürekli yoğun trafikte ve düşük hızlarda kullanıldığı için dizel partikül filtresinin sık sık tıkanmasının ve filtre tıkandığında motorda oluşan basınç nedeniyle arıza göstergesinin yanmasının normal olduğunu, bu parçaların servislerde temizlenebileceği gibi aracın otobanda yüksek devirde yaklaşık 1 saat kullanılması halinde motordan gelen sıcak hava ile filtrenin temizlenebileceğini, birkaç defa temizlemenin yapılmasından sonra filtrenin değiştirilmesi gerektiğini, DPF bulunan araçlarda sistemin çalışma prensibinin böyle olduğu belirtilmiştir.
O halde, yukarıda açıklanan teknik tespitler ışığında somut olayda dava konusu araçtaki arızanın kullanımdan kaynaklandığı ve ayıp olarak değerlendirilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerinde olduğundan davacının bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 29/11/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.