Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/691 E. 2019/272 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/691
KARAR NO : 2019/272
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2012/174 Esas – 2017/101 Karar
KARAR TARİHİ: 14/02/2017
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraf vekillerince vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile 25/03/2010 tarihli … taşınmasına ilişkin sözleşme imzaladıklarını, sözleşme gereğince, …Marmara Ereğlisi … terminali, … Gaz Aliağa …. terminali, müvekkili şirketin tesisleri, sözleşme yaptığı ve yapacağı şirketlerin stoklama tesisleri, müşteri tesisleri arasında müvekkilinin … talimatları doğrultusunda … temini, ikmali, taşınması ve boşaltılması hizmetlerini verdiklerini, müvekkilinin kargo kanalıyla göndermiş olduğu 22/12/2011 imza 06/01/2012 tebliğ tarihli sözleşme fesih bildirisi ile taraflar arasındaki mukim taşıma sözleşmesini uzatmayacağını ve 25/03/2012 tarihinde tek taraflı feshedeceğini bildirdiğini, bu bildirimden sonra muaccel alacaklarının tahsilinde gecikmeler yaşandığını, gecikmeler sebebiyle davalı tarafa noter kanalıyla ihtarnameler tebliğ ettiklerini, İş bu iki adet faturanın davalı tarafa tebliğ olduğundan ve herhangi bir itiraza ve iadeye maruz kalmadığından müvekkili şirketin alacağını tahsil amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalının icra dosyasına sunduğu kısmi itiraz dileçkesi ile itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, haksız itirazı nedeniyle %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 25.03.2010 tarihli imzalanan sözleşme ilişkisi bulunduğunu, davalının taşıma hizmet bedellerinin ödendiğini, davacının alacağına dayanak faturalar kapsamında sözleşmenin H bendinde düzenlenen “Nakliye Hizmet Bedeli ve Ödeme Koşulları” başlığı altında düzenlenen hükümler uyarınca alacağını ispatlaması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 14/02/2017 tarihli, 2012/174 Esas – 2017/101 Karar sayılı kararında: “…Dosyaya celp olunan belge ve bilgiler, icra dosyası, usul ve yasaya, dosyadaki belge ve bilgilere uygun, haklı gerekçelere dayanan, itirazlar yerinde bulunmayan, karar vermeye yeterli olduğu kabul ve takdir olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında akaryakıt taşınmasına ilişkin ticari ilişki söz konusu olup davacı tarafından 01/01/2012-08/01/2012 tarihleri arasında nakliye bedeli açıklamalı 09/01/2012-939055 nolu 12.545,24-TL miktarındaki faturanın tanzim edildiği ancak davalı tarafından bu faturanın Beyoğlu … Noterliği’nin 09/02/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade olunduğu, faturanın itiraz olunmayan ve kabul edilen 10.712,20-TL’lik kısmının icra dosyasına ödendiği, faturanın 1.833,04-TL’lik kısmına itiraz edildiği ancak davalı tarafından yapılan itirazın, adı geçen faturanın tarih, dönem ve içeriğindeki hizmet ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, dolayısı ile 12.545,24-TL bedelli faturanın tamamının doğru kabul edilmesi gerektiği, 10.712,20-TL’lik kısmı kabul edilerek ödendiğinden bu faturaya ilişkin davacı alacağının 1.833,04-TL olduğu anlaşılmıştır.Davacı tarafından kilometre fark bedeli açıklamalı 11/01/2012 tarih-… nolu 35.348,20-TL bedelli fatura düzenlendiği ancak davalı tarafından bu faturanın Beyoğlu … Noterliği’nin 03/02/2012 tarih-… ve yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade edildiği, dosyadaki belge ve bilgiler ve tüm dosya kapsamı itibarı ile davacı tarafın bu faturaya ilişkin iddiasının kanıtlanamadığı…” gerekçesiyle, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 1.833,00 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden, takip talebindeki şartlarla aynen devamına, hükmolunan 1.833,00 TL üzerinden takip tarihindeki talep ve şartlara göre hesaplanan %40 icra inkar tazminatı 733,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davalı … ile 25.03.2010 tarihli, başta … Marmara Ereğlisi … Terminali, … Gaz Aliağa … Terminali ve … ’ın sahip olduğu tesisler ile satıcı şirketlerin stoklama tesisleri ve müşteri tesislerine … taşınmasına ilişkin sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından …’ın talimatlarıyla … temini, ikmali, taşınması ve boşaltılması hizmetleri verildiğini,Müvekkili ile açık hesap usulü çalışan davalı tarafın müvekkili şirketin … Mahallesi … Caddesi No:… …., … İstanbul adresine kargo kanalıyla göndermiş olduğu 22.12.2011 imza ve 06.01.2012 tebliğ tarihli sözleşme fesih bildirisi ile taşıma sözleşmesini uzatmayacağını ve tek taraflı feshedileceğini bildirdiğini, Bu süreçten sonra muaccel alacakların tahsilinde gecikmeler yaşandığını, fesih sürecinden yapılan taşımalara ilişkin olarak da 11.01.2012 tarih, … seri numaralı ve KDV dâhil 35.348,20-TL ile 09.01.2012 tarih … seri numaralı 12.545,24-TL bedelli faturaların davalı firmaya Kartal …’ncı Noterliği aracılığı ile gönderildiğini, davalı tarafın her ne kadar söz konusu iki adet faturayı Beyoğlu … Noterliğinin … ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile iade ettiğini iddia etmişse de söz konusu ihtarnamelerin usulüne uygun şekilde ve süresinde müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, müvekkilinin davalıya adres değişikliğini bildirildiğini, davalı tarafça söz konusu faturanın iadesi tarihinden önce müvekkilinin yeni adresine pek çok gönderi yapıldığını, buna dair bir takım kayıtların dosyaya sunulduğunu, aksi yöndeki davalı savunması kötü niyetli iken ilk derece mahkemesince bu savunmaya itibar edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kilometre fark faturasının taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırıldığını, faturaların defterlere işlenmesi ile teamül haline geldiği halde 35.348,20 TL bedelli faturaya ilişkin ret hükmü kurulmasının herhangi bir somut gerekçesi bulunmadığını, ilk derece mahkemesi tarafından kabulüne karar verilen 12.545,24-TL’lik fatura hakkında ve reddine karar verilen 35.348,20-TL’lik fatura hakkında sunulan bilgi ve belgeler aynı olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği kilometre fark bedelleri kabul edilmiş olduğu halde, faturalardan birinin kabulü diğerinin reddine karar verilmiş olmasının taraflar arasında sözleşme ile kararlaştırılmış ve süreklilik arz eden uygulamaya aykırılık teşkil ettiği gibi ilk derece mahkemesi kararının kendi içinde çeliştiğini, davanın reddedilen kısmına ilişkin alacağın ıspatlanamadığı yönündeki gerekçenin dosya kapsamına aykırı olduğunu, söz konusu kilometre farklarının davalının talimatları nedeni ile araçların planlanandan fazla km yapmaları nedeni ile meydana geldiğini ve davalının iş bu dosya kapsamındaki tüm itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, Dosya içeriğinde mevcut dava dilekçesinin 8. eki olan teslim tesellüm irsaliyeleri/belgeleri ile sevkiyat noktalarının değiştirildiği veya planlanan rotaların dışında yeni sevkiyat noktaları eklendiğinin ispat edildiğini, 21/10/2016 tarihli bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat kısmında, “128 Km’lik km farkı karşılığı 282,03 TL’lik tutara ilişkin … nolu – 17/10/2011 Dağıtıma Çıkış tarihli ‘… SEVKİYAT RAPORUNUN“Rota Dışı Kilometreler” bölümünde “Araç … Şileye oradan … Gebze’ye yönlendirilmiştir” şeklinde açıklama yer aldığını, bu sevkiyata da kaç km ilave yapıldığı da yer almakla birlikte bir farkın oluştuğu kanaatine varılmıştır” şeklinde kanaat bildirerek 35.348,20 TL bedelli km fark faturasına ilişkin iddiaları teyit ettiğini, bu konuda gerek rapora itiraz gerekse yargılama sürecinde defaatle itirazda bulunulmuşsa da bu itirazları dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu,Müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar ile de davalı ile km farkı uygulaması olduğunu ve bu konuda pek çok fatura düzenlendiğini, dava konusu olan faturalar dışında birçoğunun davalı tarafça ödenmiş olduğunun görüleceğini, hal böyleyken müvekkilinin alacağını ispatlayamadığı yönündeki gerekçe dosya kapsamına, hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, Davanın kısmen reddine yönelik verilen karar yerinde olmadığından icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik hükümlerin de hatalı olduğu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümünün kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Bilirkişi raporlarında yer verildiği üzere davacının müvekkilinden 5.120,03 TL fazla ödeme tahsil ettiğinin anlaşıldığını, bu tuturın dikkate alınması halinde davacı alacağının olmadığı gibi, borcunun bulunduğunun anlaşılacağını, Davanın kısmen kabülüne ilişkin hüküm bölümünün yasaya aykırı olduğunu,Kabul edilen tutuar yönünden alacağın likit olmaması nedeniyle aleyhlerine inkar tazminatına karar verilmesinin de yerinde olmadığını ileri sürerek, müvekkili aleyhine kurulan hüküm yönünden kararın kaldırılmasına ve davanın tümünün reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı tarafından faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itiraz nedeniyle itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin incelenmesinde;Taraflar arasında 25.03.2010 tarihli başta … Marmara Ereğlisi … Terminali, … Aliağa …. Terminali ve …’ın sahip olduğu tesisler ile satıcı şirketlerin stoklama tesisleri ve müşteri tesislerine … taşınmasına ilişkin sözleşme imzalandığı ihtilafsızdır. Davacı vekili alacağa dayanak ve itiraza uğrayan km fark bedelli 35.348,20 TL tutarlı fatura yönünden davanın reddininin yerinde olmadığını, söz konusu faturanın davalı iddiası aksine kendilerine usule uygun şekilde iade edilmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devamında km fark bedellerine ilişkin faturaların ödendiği de gözetildiğinde taraflar arısında bu şekilde teamül oluştuğu ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Davacı tarafından km fark bedeli açıklamalı 35.348,20 TL tutarlı faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı yan ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan incelemeden anlaşılmaktadır. Tarafların kabulündeki sözleşmenin nakliye hizmet bedeli ve ödeme koşulları başlığı altında yer alan H maddesindeki düzenlemeler uyarınca sözleşme ile belirlenen rotalar için birlikte tespit edilen mesafeler üzerinden tahakkuk oluşturulacağı, bunun dışında fiili kilometreye dayalı bir talepte bulunulmayacağı, operatörün hazırlayıp imzalayacağı sevkiyat raporuna göre ilave mesafe üzerinden aynı birim ücretlerle fark ödemesi yapılabileceği ve yapılan ilave kilometre miktarları operatör tarafından sevkiyat raporuna yazılması gerektiği, nakliye faturalarının … tarafından düzenlenecek nakliye tahakuk listesi üzerinden mutabakat sağlanarak fatura edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır Davacının alacağa dayanak yaptığı km fark bedeli açıklamalı 35.348,20 TL tutarlı faturanın bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlerde dikkate alındığında, sözleşmenin H maddesindeki şartlara uygun olarak düzenlendiğinin kanıtlanmadığı da değerlendirildiğinde, mahkemece bu faturaya dayalı alacak isteminin reddi yerinde olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davalı vekili bilirkişilerin davacı yanca sunulan kayıtlar kapsamında yaptıkları tespit doğrultusunda müvekkili tarafından 5.120,03 TL fazla ödeme yapıldığının belirlendiğini, bu tutar ile takipten sonra icra dosyasına yapılan 10.712,20 TL’lik ödeme de dikkate alındığında davacıya borçlu değil alacaklı olduklarının ortaya çıktığını, bu fazla ödeme hususu değerlendirilmeden davanın kısmen kabulünün yerinde olmadığı ileri sürülmüştür. Davalı vekilinin davacıya yapıldığının tespit edildiğini ileri sürdüğü önceki döneme ilişkin 5.120,03 TL’lik alacak dava konusu yapılmadığı gibi, davalı yanca usule uygun olarak takas mahsup defi olarak da ileri sürülmemiştir. Eldeki davada davacının alacağına ve takibe dayanak gösterdiği iki faturadan ötürü alacaklı olup olmadığı hususu değerlendirilmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde değildir.Kısmen kabul edilen alacak tutarının faturaya dayalı oldup, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri kapsamında davalı tarafından hesaplanabilecek nitelikte olmakla, likit olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle kabul edilen tutar yönünden inkar tazminatına karar verilmesinde isabetsizlik olmayıp, aksi yöndeki davalı vekili istinaf nedeni de yerinde değildir.İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, her iki taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine yönelik aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 21.02.2019