Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/672 E. 2019/142 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/672
KARAR NO : 2019/142
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/196 Esas – 2017/1022 Karar
KARAR TARİHİ: 22/11/2017
DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
Taraflar arasındaki ticaret sicil memurunun kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde her iki davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in Tasfiye Halinde …Sanayi Ltd. Şti.’nin kurucu ortaklarından olduğunu, müvekkilinin hisselerini devrettiğini, devre ilişkin ortaklar kurulu kararının Ticaret Sicil Memurluğunca tescil edildiğini, müvekkilinin şirket ile içbir ilişkisinin kalmadığını, tescil işlemi için düzenlenen ortaklar kurulu kararının müvekkilinin yokluğunda hazırlandığını, müvekkilinin artık şirketle hiçbir irtibatı olmadığını, tüm yetkilerinin iptal edildiğinin söylendiğini, diğer ortakların sözlerine itibar ederek müdürlük yetkilerinin iptal olduğunu düşündüğünü, tescil işlemi incelendiğinde müvekkilinin şirket müdürlüğüne ilişkin imza yetkilerinin iptal edilmediğini gördüğünü, söz konusu ortaklar kurulu kararında imzasının bulunmamasının müvekkilinin durumdan haberdar olmadığının ispatı olduğunu, diğer kurucu ortaklar …. ve …’nün de 17/07/2007 tarihinde mevcut hisselerini devrettiklerini, ortaklık yapısının değiştiğini, şirket müdürlüklerinin iptali işleminin 2009 yılına kadar yapılmadığını, yeni hissedarların Kadıköy … Noterliği 09/12/2009 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdikli ortaklar kurulu kararı ile müdürler …ve müvekkili ….in müdürlük yetkilerini iptal edip yeni müdür olarak beş yıllığına … atadıklarını, bu kez 04/01/2011 tarihinde “…’ın 09/12/2009 tarihinde alınan ve 17/12/2009 tarihli 7460 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 591. sayfasında ilan edilen imza yetkisi kararının iptaline ve daha önceki şirket müdürlerinin imza yetkilerinin süresi dolmadığından aynen geçerli olmasına” şeklinde bir karar aldıklarını, bu kararın 04/08/2011 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunca tescil edilmiş olup Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 09/08/2011 tarih ve … sayılı nüshasının 567. sayfasında da ilan edildiğini, Ticaret Sicil Memurluğunca yapılan bu tescil işleminin hatalı olduğunu, daha önce tescil edilen bir işlemin ancak mahkeme kararı ile iptal edilebileceğini, mahkeme tarafından hüküm altına alınması gereken bir konuda ortaklar kurulu tarafından keyfi bir karar alınamayacağını, bunun kabul edilemez olduğunu, Ticaret Sicil Memurluğunu bu hususu atladığını, tescil işleminin iptal edilmesi ve alınan kararın yok hükmünde sayılması gerektiğini, TTK m.34 gereği İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ilgili kararı tescil eden işleminin iptali talebi ile yapılan başvuruların reddedildiğini, usul ve yasaya aykırı olarak alınan genel kurul kararının yok hükmünde olduğunu, iptali istenen tescil edilmiş karardan dolayı davalı şirkette halen müdür olarak görünen müvekkili aleyhine şirket borçları nedeniyle haciz işlemleri uygulandığını, tescil işleminden müvekkilinin doğrudan zarar görmekte olduğunu, tescil işleminin iptalini talepte hukuki yararı bulunduğunu, şirketin tasfiye haline girmesi sebebi ile öncelikle kayıtlarından terkinin önlenmesi için tedbir kararı verilemesini iddia ederek; müvekkili …’in davalı şirkette 12/12/2005 tarihinden sonra müdür olmadığının tespitine, davalı şirketin Ticaret Sicil Kayıtlarından terkininin durdurulması hususunda tedbir kararı verilmesini, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 09/08/2011 tarih ve …sayılı gazetesinin 567. sayfasında ilan edilen ortaklar kurulu kararını tesçil eden İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun davaya konu olayın cereyan ettiği dönem yürürlükte bulunan 6762 sayılı Kanun çerçevesinde işlem yaptığını, davacının hisse devrine onay verilen ortaklar kurulu kararında müdürlük görevinin sonlandırıldığına ilişkin bir ifade bulunmadığından, davacının müdürlük görevinin sicil kayıtlarında hukuka uygun biçimde devam ettiğini, hisse devrinin doğrudan hisseyi devredenin müdürlüğünün sonlanması sonucunu doğurmadığını, hisseyi devreden kişinin müdürlük görevinden istifa ettiği hususu ilgililerce müdürlüğe bildirilmediği sürece müdürlük görevinin görev süresi sona erene kadar devam edeceğini, hisse devrine onay verilen ortaklar kurulunda davacının müdürlük görevininin sonlandırıldığına dair herhangi bir karar alınmadığını, davacının müdürlük görevinin 09/12/2009 tarihli ortaklar kurulu kararına kadar devam ettiğini, müvekkili Sicil Müdürlüğünün davacının iptalini istediği 04/11/2011 tarihli ortaklar kurulu kararını iptal kararı olarak değerlendirmediğini, kararda bahsi geçen kişilerin yeniden atandığını değerlendirmek sureti ile tescil işleminin hukuka uygun biçimde yaptığını, davacının müdürlük görevinin sonlandırıldığı 09/12/2009 tarihi ile 04/11/2011 tarihleri arasında şirket müdürü olmadığı sonucuna sicil kayıtlarından ulaşılabileceğini, iptali istenen 04/11/2011 tarihli ortaklar kurulu kararının tescilinde müvekkilinin ilgili mevzuattan kaynaklanan görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, mezkur işlemin tescilinde ihmal veya mevzuata aykırı bir işlemin söz konusu olmadığını, yasal yükümlülüğünü yerine getiren müvekkili müdürlüğe husumet teveccüh edilemeyeceğini, davacının davasını şirkete müdür olarak atanması yönünde karar alan kimselere yöneltmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Davalılardan Tasfiye Halinde …. Tic. Ve San. Ltd. Şti. vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, süresinde açılmayan davanın reddini talep ettiklerini, davacının uzunca bir süre sessiz kalıp şimdi bu davayı açmasının dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, davanın tasfiye halindeki şirket tüzel kişiliğine mi yoksa tasfiye memuru sıfatı ile şahsa mı açıldığının belli olmadığını, dava şahıs olarak müvekkiline karşı açılmış ise davanın sıfat yokluğundan reddi gerektiğini, husumet itirazında bulunduklarını, tedbir talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu reddi gerektiğini belirtmiş ve davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 22/11/2017 tarihli, 2017/196 Esas – 2017/1022 Karar sayılı kararında: “…Yapılan yargılama sonunda; dosyadaki tüm delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre davacının davalı şirketteki müdürlük görevinin 09/12/2009 tarihinde sona erdiği, davalı şirketin 04/01/2011 tarihli kararında davacının isminin geçmemesine rağmen ‘daha önceki’ ibaresinin davacıyı çağrıştırdığı, bu kararın davacının gıyabında alınmış olması nedeni ile davacıya bildirildiğine, davacının kabul ettiğine veya bu tarihten sonra müdürlük görev ve yetkisini kullandığına dair bir delil bulunmadığı, hatta davacının davalı şirkette hiçbir zaman tek başına imzaya yetkili olmadığı, tek taraflı alınmış bir kararın davacının aleyhine hiçbir borç yada ifa edilecek bir edim doğurmaması gerektiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün işbu usül ve yasaya aykırı kararı eksik evrakla sicile tescil ve ilan ettiği, tescil ve ilanın 3. Kişiler açısından önem arzettiği, bu nedenle davalı şirketin 04/01/2011 tarihli ortaklar kurulu kararının Ticaret Sicili’ne tesciline ilişkin işleminde iptali gerektiği…” gerekçesiyle, “1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davacının davalı Tasfiye Halinde … Pazarlama İnş Tic ve San Ltd Şti’ndeki müdürlük görevinin 12/12/2005 tarihinde sona erdiğinin tespiti isteminin REDDİ ile davacının davalı Tasfiye Halinde … Pazarlama İnş Tic ve San Ltd Şti’ndeki müdürlük görevinin 09/12/2009 tarihinde SONA ERDİĞİNİN TESPİTİNE 2.Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 09/08/2011 tarih ve …sayılı gazetesinin 567. Sayfasında ilan edilen … İnş Tic ve San Ltd Şti’ne ait ’04/01/2011 tarih ve 2011/1 nolu Kadıköy … Noterliği’nin 28/07/2011 tarih ve… yevmiye no ile tasdikli ortaklar kurulu kararının tesciline yönelik’ 04/08/2011 tarihli İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün işleminin İPTALİNE karar verilmiştir.Bu karara karşı her iki davalı vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Tasfiye Halinde … Pazarlama vekili istinaf dilekçesinde özetle; sicil kayıtlarının aleni olduğunu, ortaklık kararlarının ticaret sicil kaydında tutulmakla birlikte Ticaret Sicil Gazetesi’nde de ilan edildiğini, davacının bugüne kadar sessiz kalıp şimdi işbu davayı açmış olmasının MK 2 ve 3. maddelerine aykırı olduğunu, davacının talep hakkı sahibi olduğu bir hak ve hukuku olmadığı gibi her halükarda on yıl sonra ”ben bilmiyordum” iddiası ile açılan işbu dava ve iddiaları kanunun himaye etmeyeceğini, hayatın olağan akışına da uygun olmayacağını, öncelikle süreden davanın reddini istediklerini, Davanın tasfiye halindeki şirket tüzel kişiliğine mi, yoksa tasfiye memuru sıfatı ile şahsa mı açıldığının belli olmadığını, dava dilekçesinde aynen ”TASFİYE HALİNDE … PAZARLAMA İNŞAAT TİCARET VE SANAYİ LTD ŞTİ TASFİYE MEMURU …” yazıldığını, dava dilekçesinin bu hali ile müphem olup açıklattırılması gerekirken, ilk derece mahkemesinin hususta gerekeni icra etmeyerek eksik inceleme ile yargılamayı sürdürdüğünü,Ortaklarca karara bağlanması gereken hususlarda, mahkemenin ve veya ticaret sicil müdürlüğünün davacı lehine bir karar alması ve hüküm tesis etmesinin mümkün olmadığı gibi davacının yetkisi hususunda, geçmişe etkili bir karar alınması üçüncü kişiler lehine doğmuş ve doğacak hak ve hukuku da etkileyebileceğinden ve aleyhe bir karar ile üçüncü kişiler lehine doğan haklar ve hukuklar haleldar olacağından, ilk derece mahkemesinin geçmişe etkili olarak davacının yetkisini ortadan kaldıracak mahiyette bir karar ve hüküm almasının yerinde olmadığını, Mahkemenin talebi aşarak inceleme yapamayacağını, yeni bir müdür yada yetkilinin atanmasının genel mahiyeti ile eski şirket yetkilisinin yetkisini ortadan kaldırmayacağını, ortaklık kararı ile karar ve hüküm altına alınarak ilan edilmesi gerektiğini, davacının var olan yetkisini kaldıran ve ilan edilen bir karar bulunmadığını, davacının 25 yıl süre ile yetkili kılındığını, 04.01.2011 tarih ve 2011/1 nolu ortaklar kurulu kararın ilanın tümden iptaline yönelik kararın, davanın amacını aştığını, davanın genel kurul kararının iptali davası olmadığını, kaldı ki bu davaların hepsinin bağlı olduğu bir süre olduğunu, Yine mahkemenin 4 nolu ve 5 nolu hüküm fıkralarında da davalılar tabirini kulllanarak hangi davalılar olduğu anlaşılmayacak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde bir karar oluşturduğunu,Yine 3 nolu bent ile ödenmesi gereken harç tutarı olarak tespit edilen tutarın salt davalı Üçar’a yükletilmesinin adil bir karar olmadığını, bilirkişi ve posta gideri olarak hesap edilen ve yazılan tutarın fahiş olduğunu, 925 TL posta giderinin nereye harcandığının açıklanmadığını, İlk derece mahkemesinin baştan sona, eksik inceleme ile yargılama yaptığını, sundukları savunma ve cevapları nazara almadığını,Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü istinaf başvuru dilekçesinde; Mevzuat gereğince, davacının hisse devrine onay verilen ortaklar kurulu kararında müdürlük görevinin sonlandırıldığına ilişkin hiçbir karar alınmadığı için, dava konusu hisse devrinden sonra da davacının müdürlük görevinin sicil kayıtlarında hukuka uygun biçimde devam ettiğini, zaten ilk derece mahkemesinin de aynı kanaatte olduğunu, Öncelikle müvekkilinin 04.11.2011 tarihinde tescil ettiği kararının mevzuata uygun olduğunu, iş bu kararın iptalinin de kararı alan şirkete karşı yöneltilebilecek kararlardan olduğu için iş bu davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği gibi görevini mevzuata uygun yapan müvekkilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini,İlk derece mahkemesinin davacının müdürlük görevinin devamına dair 04.08.2011 tarihli kararda, davacının karara katılmamasından ve yine davacının görevi kabul ettiğine dair beyanı bulunmamasından hareketle değerlendirmesinin mesnetsiz olduğunu, müdür olarak atanmasına ilişkin iptal kararının, bir an için hukuka uygun kabul edilse dahi anılan iptal kararının, şirkete yöneltilmesi gerektiğini ve bu iptal davası bakımından, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için müvekkiline husumet yöneltilebileceği düşünülse dahi, bu durumda da müvekkilinin herhangi bir eksik işleminden bahsetmenin mümkün olmadığını,Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, davanın reddine ve müvekkilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden de sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından 12.12.2005 tarihinden itibaren davalı şirketin müdürü olmadığının tespiti ile davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün, davalı şirketin 04.01.2011 tarihli olup ilan ve tescil edilen ortaklar kurulu kararının tescil işlemine itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemli açtığı davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı Tasfiye Halinde … İnşaat Tic. Ve San Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin incelenmesinde;Davacı tarafından dava dilekçesinde tasfiye halinde olduğu anlaşılan şirket yönünden, tasfiye memuruna izafeten dava yöneltildiği, davada ortaklar kurulu kararını tescil eden Ticaret Sicil Memurluğu kararına karşı yapılan silme talebinin reddi kararına karşı TTK’nın 34/1. maddesi uyarınca sekiz günlük yasal süre içinde itiraz talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, davalı Tasfiye Halinde … İnşaat Tic. Ve San. Ltd. Şti. vekilinin husumete ve süreye yönelik istinaf nedenleri yerinde değildir. Davacının davalı şirkette 12.12.2005 tarihinden itibaren müdürlük yetkisinin bulunmadığının tespitini talep ettiği, davalı şirketin Ticaret Sicil Gazetesinin 17.12.2009 tarihli nüshasında ilan edilen husus dikkate alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin mahkemece talep aşılarak inceleme yapılıp karar verildiği, ortaklık kararı ile karara bağlanacak olan bir hususta ve üçüncü kişilerin de hukukunu etkileyecek şekilde karar verilemeyeceği yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir.Mahkemece kurulan hükümde davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacının 09.12.2009 tarihinde müdürlük görevinin sona erdiğinin tespitine karar verildiği, yine Ticaret Sicil Memurluğu işlemine karşı itirazın da kabul edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Hüküm sonucuna göre, karar tarihine göre alınması gereken harç bakiyesinin davalı şirketten tahsili ile hükmün 4 nolu bendinde kabul edilen kısım yönünden maktu vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesi yönünde, yine reddedilen talep kısmı yönünden davalı şirket lehine maktu vekalet ücreti tayininde yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı şirket vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde değildir. Bu nedenle davalı şirket vekilinin esasa dair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Davalı şirket vekili, yargılama giderleri yönünden kararı istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesince hüküm altına alınan 925 TL yargılama giderinin UYAP sistemi üzerinden yapılan denetiminde; davacı tarafça 1000,00 TL bilirkişi gideri yapıldığı, bunun dışında yapılan posta ve tebligat gideri toplamının 446,70 TL olduğu anlaşılmaktadır, Buna göre ilk derece mahkemesice yargılama giderleri konusunda verilen kararın hatalı olup, bu konudaki istinaf sebebinin yerinde olduğu kanaatine varılmış, karar bu yönden düzeltilmiştir.Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürülüğü vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde;Davalı şirketin 2009/3 nolu 09.12.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davacının müdürlük görevinin kaldırılmasına ilişkin karar alınıp tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır. daha sonra 04.01.2011 tarihli alınan ve tescil edilen ortaklar kurulu karar içerikleri ile bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında, davalı Ticaret Sicil Memurluğunca tescil ve ilan edilen 04.01.2011 tarihli ortaklar kurulu kararının davacının müdürlük yetkisinin 09.12.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile sona erdirildiği de gözetildiğinde, davacının yeniden müdür olarak atanmasına ilişkin karar niteliği taşımadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Ticaret Sicil Müdürlüğünce yetersiz bir kararın eksik evraklarla tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yöndeki istemin kabulü kararında yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır.Davacı tarafça açılan eldeki davada 04.01.2011 tarihili ortaklar kurulu kararını tescil eden Ticaret Sicil Memurluğu kararına karşı yapılan silme talebinin reddi kararına karşı TTK’nın 34/1. maddesi uyarınca sekiz günlük yasal süre içinde itiraz talebinde de bulunulduğu ve mahkemece yerinde olarak talebin kabulüne karar verildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin tescil işleminin mevzuata uygun olup, dava açılmasına neden olmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı Sicil Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun sadece yargılama giderleri yönünden kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusu yönünden:
1-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Bu davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bu davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
B-Davalı Tasfiye Halinde … Pazarlama İnşaat Tic. Ve San Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusu yönünden: Bu davalının esasa dair istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden reddine; ancak, bu davalının yargılama giderlerine ilişkin istinaf nedeni haklı bulunduğundan, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davacının davalı Tasfiye Halinde … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti’ndeki müdürlük görevinin 12/12/2005 tarihinde sona erdiğinin tespiti isteminin REDDİ ile davacının davalı Tasfiye Halinde …İnş Tic ve San Ltd Şti’ndeki müdürlük görevinin 09/12/2009 tarihinde SONA ERDİĞİNİN TESPİTİNE
2.Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 09/08/2011 tarih ve …sayılı gazetesinin 567. Sayfasında ilan edilen … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti’ne ait “04/01/2011 tarih ve 2011/1 nolu Kadıköy .. Noterliği’nin 28/07/2011 tarih ve …yevmiye no ile tasdikli ortaklar kurulu kararının tesciline yönelik ” 04/08/2011 tarihli İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün işleminin İPTALİNE
3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 31,40 TL harcın peşin olarak yatırılan 29,20 TL’den mahsubu ile eksik 2,20 TL’nin davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nden alınarak Hazineye irat kaydında
4.Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak alınarak davalı Tasfiye Halinde … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti’ne verilmesine
6.Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti 446,70 TL posta ve tebligat giderinden oluşur toplam 1.446,70 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-İstinaf yargılaması yönünden:
a-Davalı şirket tarafından yatırılan istinaf harçlarının, kararımızın mahiyetine göre Hazineye gelir kaydına,
b-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin, kararımızın mahiyetine göre kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 31/01/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi gereğince, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliği tarihlerinden itibaren 2 haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.