Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/665 E. 2019/92 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/665
KARAR NO : 2019/92
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/64 Esas – 2018/266 Karar
KARAR TARİHİ: 01/03/2018
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Dış. Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili bankanın Merter Şubesi arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, …’ ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, müvekkili bankanın alacağını alamadığını, bu aşamada kefillerden …’ ın vefat ettiğini, Zeytinburnu … Noterliğinin 27/09/2016 tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile …hakkında Mirasçılık Belgesinin düzenlenerek …’ ın mirasçı olarak atanmasına karar verildiğini, asıl borçlu firma ve … hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında ipotekli taşınmaz ile ilgili olarak ipotek limiti olan 750.000 TL ile sınırlı olarak İpoteğin Paraya Çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, yine ödemenin yapılmadığını, ….’ ın mirasçıları olan …’ dan tüm alacak tutarı için İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2016/37190 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalıların icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili savunmasında özetle; müvekkillerinin reddi miras davası devam ederken davacı tarafça icra takibi başlatıldığından, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, itiraz üzerinde davacının bu davayı açmış olduğunu, açılan dava haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine, alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 01/03/2018 tarihli, 2017/64 Esas – 2018/266 Karar sayılı kararında: “…Tüm dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Borçlu … mirasçısı davalı … hakkında 02/02/2017 ve davalı mirasçılar … . hakkında 21/09/2017 tarihinde mirasın gerçek reddine ilişkin karar verildiği, takibin davacı tarafça 30/11/2016 tarihinde başlatıldığı, takibe karşı itirazın davalı tarafça 09/12/2016 tarihinde yapıldığı, davanın Mahkememize 19/01/2017 tarihinde açıldığı tespit olunmuştur.İstanbul Anadolu 9.Sulh Hukuk Mahkemesinin 02/02/2017 tarih 2016/888 Esas- 2017/54 Karar sayılı ilamı ile … mirasçı … tarafından mirasın rededildiği, İstanbul Anadolu 20.Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/09/2017 tarih 2016/701 Esas – 2017/95 Karar sayılı ilamı ile …tarafından mirasın rededildiği anlaşılmakla … mirasçıları davalıların borçtan sorumlu olmadıkları kabul edilerek davanın reddine, yukarıda tespit edilen takip, itiraz ve dava tarihi dikkate alındığında davacı alacaklının itiraz sebebine göre mirasın gerçek reddi davası sonucunu beklemesi gerekirken, hatta açılan mirasın reddi davasının içeriği itibariyle beyana tabi olduğunu bilebilecek durumda olan davacının dava açmakta haksız olduğu kabul edilerek yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Öncelikle, istinafa konu kararın Medeni Kanun’un 2. Maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralına aykırı olduğunu, müvekkili bankanın borçlu firma ile müteveffa kefilinden icra takibinin başlatıldığı tarih olan 30.11.2016 tarihinde 1.473.624,33 TL alacağı bulunduğunu, müvekkili bankanın bu alacağına ulaşamadığını, buna rağmen müvekkilinin, kefilin mirasçılarına 68.624,27 TL vekalet ücreti ve yargılama gideri ödemeye mahkum edildiğini, bu giderlerin ödenmesi halinde önemli ölçüde hukuk ve hakkaniyete aykırı işlem gerçekleşmiş olacağını, Müvekkili bankanın, davalıların açtığı mirasın reddi talepli davalarda ne yönde karar verileceğini bilemeyeceğinin ortada olduğunu, itirazın iptali davası sürerken bu kararların verilip kesinleşmiş olmasında bankaya atfedilecek bir kusur bulunmadığını, Davanın devamı sırasında dava konusu ile ilgili davacının talep sonucunun gerçekleşmesi halinde davanın konusuz kalması yönünde karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yönünde karar verilmiş olmasının hukuk mantığı ile örtüşmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 08.04.2015, 2013/6-1850 ESAS, 2015/1180 kararının da bu yönde olduğunu,Söz konusu davanın açılmasına müvekkili bankanın sebebiyet vermediğini, ödeme emrine itiraz dilekçesinin icra müdürlüğüne tebliğinden itibaren bir yıl, ihtiyati haciz kararı alınmış dosyalarda da 7 gün içerisinde itirazın iptali davasının açılmasının hukuki zorunluluk olduğunu, Söz konusu dava devam ederken mirasın reddi yönünde karar verilmiş olduğundan davanın konusuz kaldığının ortada olduğunu, davanın konusuz kalması durumunda esas hakkında karar verilesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğini, Mahkemece henüz deliller toplanmadan dava konusuz kalmış ise davanın açıldığı tarihte haksız olan tarafın tespit edilmesinin mevcut bilgi ve belgelerle mümkün olamayacığını, bu gibi hallerde dava konusuz kalmış ise de dava tarihinde haksız olan tarafın tespit edilebilmesi için delillerin toplanmasına devam edilebileceğini,Davanın konusuz kalması nedeniyle vekalet ücreti ile yargılama giderinin davalılar üzerine bırakılmaması yönünde karar verilmesi gerekirken, davanın reddi ile söz konusu tutarların müvekkili banka üzerine bırakılmasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasını ve talepleri gibi karar verilmesini, yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı banka tarafından dava dışı şirkete kullandırılan ve ödenmeyen kredi borcunun, vefat eden kefilin mirasçıları olan davalılardan tahsili için başlatılan takibe yöneltilen itirazın iptali istemli dava açıldığı, mahkemece yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda, kredi alacaklısı bankaca, vefat eden kefil … mirasçıları aleyhine başlatılan ve borçluların itirazı ile duran takibin devamını sağlamak için eldeki dava açılmıştır. Takibe itiraz eden davalılar … mirasçıları 30.09.2016 ve 09.12.2016 tarihli açtıkları davalar ile mirası reddettiklerine ilişkin İstanbul Anadolu 20. Ve İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesine dilekçe verdiklerini belirterek, murisin borcundan dolayı sorumlu olmadıklarını beyan etmişlerdir. Yargıtay 11. HD 2007/6662 E 2007/9352 K 19.06.2007 Tarihli emsal karar içeriğinde de işaret edildiği üzere; TMK’nın 609. maddesi mirasın reddi şeklini, mirasçılar tarafından sulh hukuk mahkemesine reddin kayıtsız ve şartsız olarak sözlü veya yazılı beyanla yapılacağını ve sulh hakiminin sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tesbit edeceğini düzenlemiştir. HGK’nın 28.6.2006 tarihli, 2006/2-464 Esas, 2006/471 Karar sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere, mirasın reddi tarihi, mirasçıların sulh hukuk mahkemesine sözlü veya yazılı beyanlarının yapıldığı tarihtir. İlgili dosyalarda verilen kararlar celbedilmiştir. Davalı takip borçlularının TMK’nın 606. maddesindeki üç aylık süre içinde mirası reddettiklerine ilişkin sözlü veya yazılı beyanda bulundukları, bu surette, davalı borçluların kredi kefili olan …’ ın mirasının aktif ve pasifinden sorumlu olmayacakları anlaşılmaktadır. Davacı, davayı açarken, davalının mirası reddettiğini bilerek bu davayı açmıştır. Dava, açıldığı an itibariyle redde mahkum olup davanın, açıldıktan sonra konusuz kalması söz konusu değildir.Mahkemece davalılar yönünden davacı bankanın alacaklı sıfatının bulunmayacağının kabulü ile davanın reddi yönünde verilen karar ve gerekçesine göre; davacı vekilinin, davanın konusuz kaldığı ve vekalet ücreti ile yargılama giderinin davalılar üzerine bırakılması yönünde karar verilmesi gerekeceğine ilişkin istinaf başvuru nedenleri yerinde değildir.
İlk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/01/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.