Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/654 E. 2019/73 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/654
KARAR NO : 2019/73
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/1182Esas – 2018/183 Karar
KARAR TARİHİ: 27/02/2018
DAVA : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİDavacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı ile davalı arasında 4457057, 4781724, 4595231 nolu …bank Cardfinans Ekstre Güvencesi yıllık grup hayat katılım sertifikası poliçelerinin bulunduğunu, teminat konusunun, kendisi istemeden işten çıkarılan sigortalının, işten çıkarıldığı tarihten önceki aya karşılık gelen kredi kartı hesap ekstresi tutarının işsizlik tzminatı olarak sigortalıya ödenmesinden ibaret olduğunu, davacının dava dışı şirkette operasyon müdürü olarak çalıştığını, işveren tarafından yapılan fesih işlemi ile işsiz kalan davacının davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğunu, davalının, davacıya işsizlik maaşı verildiği, davacının halen aynı şirkette çalıştığı gerekçesiyle sigorta bedelini ödeme talebini reddettiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 9.038,03 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının işsizlik tazminatına hak kazanılmadığını, sigortalının işini istem dışı kaybetmesinin yanı sıra işsizliğin 30’den gün fazla sürmesi halinde resmen işsiz sayılarak maaş alması gerektiğini, ancak sigortalı davacının aynı işyerinde 11/12/2012 tarihinde çalıştığının tespit edildiğini, işyeri arandığında telefona kendisinin cevap verdiğini, bu nedenle davanın haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 27/02/2018 tarihli, 2014/1182 Esas – 2018/183 Karar sayılı kararında, “… Bilirkişi marifetiyle alınan 16/09/2015 tarihli raporda taraflar arasnda yıllık grup sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçede …bank / Sanal Şubesinin dain-i mürtehin olarak yer aldığını, muvafakatına ilişkin belgenin dosyada mevcut olmadığını, işyeri dosyasının dosya içerisinde bulunmadığını ve yine bilirkişilerce sunulan 17/11/2017 tarihli ek raporda bilirkişiler poliçe bulunmadığından muvafakat verilecek bir husus kalmadığını, şirketin faal olduğunu, davacının talebinin poliçe kapsamında sayılacağını, diğer hususların mahkemenin takdirinde olacağını mütalaa etmişlerdir. Bilirkişiler ek raporda resmi kayıtlara göre davacının 4 ay sonra işe alındığını gösterir bir kaydın olmadığını mütalaa etmişlerdir.”TTK.nun 1409/2 maddesine göre, rizikonun teminat dışında kaldığını ispat yükü sigortaya aittir. Bu bakımdan davalı sigorta davacının, poliçe teminatından faydalanmak için hileli iş ve işlemler yaptığını ileri sürüyorsa ispatlaması veya ispata yakın derecede ortaya koyması gerekir. İspat yükü davalıdadır.SGK kayıtları, diğer işçilerle birlikte işten ayrılan ve işe başlayan kişileri gösterir listeler incelenmiş, davacının aynı işyerinde üç Yarar soyadında işçinin çalıştığı, iki Diler soyadında işçi çalıştığı, bir Yarar, bir Diler soyadlı kişinin işten çıkarıldığı anlaşılmışsa da, bu tespit tek başına davacının kötüniyetli olduğunu ortaya koymaz. Davacının aynı iş yerinde 4 ay sonra işe başladığı net kesin olarak resmi kayıtlarla anlaşılamamışsa da, bu durumun kabulünde dahi dosyada başkaca bir delil yoktur. Destekleyici hiç bir bilgi, belge sunulmamıştır. Davacıdan başka, işten çıkarılıp işe geri alınan da tespit edilememiştir. Poliçe ve genel şartlarda aynı iş yerinde belli bir süre işe girmeme gibi bir kayıt, bir şart yoktur. İş aktinin feshinin şaibeli olarak kabul edilmesi için yeterli kanaat oluşmamıştır. Bu itibarla, bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu…” gerekçesiyle davanın kabulüne verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince, süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davacının iş akdinin feshedildiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, bu hususun bilirkişilerce de tespit edildiğini, ancak mahkemece gözardı edildiğini, bilirkişilerce davacının aynı işyerinde 4 ay sonra tekrar çalışmaya başlamasının şaibeli olduğuna kanaat getirilmiş olmasına rağmen işbu durum gözardı edilerek rapor tanzim edilmesinin hatalı olduğunu, hayatın olağan akışında davacının çalıştığı şirketin şahıs şirketi olmasından ötürü sigorta şirketinden haksız kazanç elde edilebilmesinin daha kolay sağlanabileceğinin açık olduğunu, bilirkişi ek raporunundan da anlaşılacağı üzere şirketin aile şirketi niteliğinde olup işten çıkarılma açık bir şekilde şaibeli olduğunu, Davacının tazminat talebine konu ettiği … numaralı katılım sertifikaları uyarınca işsizlik tazminatına hak kazanamadığını,Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının tazminat talebine konu ettiği … numaralı katılım sertifikasının geçersiz olduğunu, Davacı hakkında TMK md.2’ye aykırı bu fiili sebebiyle Türk Ceza Kanunu 158 md. uyarınca ceza şikayetinde bulunulacağını, Davacının iş bu poliçeden doğan/doğabilecek haklarından TMK madde 2’deki dürüstlük kuralına aykırı şekilde kullanmaya çalıştığını, İlk derece mahkemesi kararına dayanak olan bilirkişi raporlarına itiraz ettiklerini, itirazlarını aydınlığa kavuşturacak, giderecek açıklamalar yapılmadığını, bilirkişi raporlarında net olmayan kısımlar bulunduğunu, itirazları karşılamak üzere, konusunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak heyetle yeniden rapor alınması taleplerinin değerlendirilmediğini ve buna ilişkin karar oluşturulmadığını,Davanın esasına girilmeden önce usul açısından davanın reddedilmesi gerekirken kabul edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeyli kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı, davalı nezdinde yıllık grup hayat sigortası poliçesi kapsamında sigorta güvencesi bulunduğunu, dava dışı şirkette belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 24/02/2011 tarihinde işe başladığını, 11/10/2012 tarihinde iş akdine son verildiğini belirterek, sigorta şirketinin poliçe kapsamında verdiği teminat uyarınca kredi kartı borç tutarının davalı sigorta şirketince ödenmesini talep etmiştir. Mahkemece, yukarıdaki gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle yapılmıştır.HMK’nın 282. maddesinde hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bu düzenleme uyarınca, bilirkişi raporu takdiri delil olup, mahkemece bilirkişi raporundaki tespit ve görüşler dışındaki diğer delillere göre ve gerekçesi yazılarak hüküm kurulduğu dikkate alındığında, davalı vekilinin hatalı ve çelişkili rapora dayanarak hüküm kurulduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir. Taraflarca imzalanan ve delil olarak sunulan Katılım sertifikalarında hesap kesim tarihi değişikliğinde aynı şartlarla yeni bir katılım sertifikasının otomatik olarak oluşturulacağının belirtildiği, 4457057 nolu poliçeden sonra hesap kesim tarihine göre ….0714 numaralı kredi kartına bağlı olarak 29.03.2012-29.03.2013 tarihleri arasını kapsar 4595231 sertifika nolu poliçe düzenlendiği, dava konusu teminatın bu poliçe kapsamında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin 4457057 nolu poliçenin geçersiz olduğunun ve davacının bu poliçeye göre tazminat talebinin yerinde olmadığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir.Kurum yazıları ve bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında mahkeme gerekçesinde de yer verildiği üzere; taraflar arasında …0714 numaralı kredi kartına bağlı olarak 29.03.2012-29.03.2013 tarihleri arasını kapsar 4595231 sertifika nolu poliçe düzenlendiği, rizikonun poliçe özel şartları kapsamında teminat dahilinde olup, eski TTK’nın 1281, yeni TTK’nın 1409. maddeleri uyarınca, davacının poliçe özel şartlarına aykırı olacak şekilde işten çıkış işlemleri yapılmış gibi gösterilip ancak fiilen çalışmaya devam ettiğinin ve teminat dışı halin varlığının davalı sigorta şirketince kanıtlanması gerektiği, bu husunun usulünce kanıtlanmadığı, yine davacının işine son verilen aynı işyerinde yaklaşık dört ay sonra tekrar çalışmaya başlaması durumanda, rizikonun poliçe kapsamı dışı sayılacağına dair düzenleme bulunmadığı gibi davalı yanca bu hususun da kanıtlanmadığı dikkate alındığında, davacının işten çıkarılmasının ve aynı işyerinde dört ay sonra tekrar çalışmaya başlamasının şaibeli oladuğu yönündeki istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.İlk derece mankemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Harcın tamamı yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17/01/2019
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.