Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/653 E. 2018/1476 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/653
KARAR NO : 2018/1476
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/1393 Esas – 2017/726 Karar
TARİH : 19/09/2017
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete verdiği hizmet karşılığı 02/03/2015 tarihli 29.028,00 TL bedeli faturayı düzenlediğini, faturayı 03/03/2015 tarihinde davalı şirkete kargo ile gönderdiğini, davalının faturayı aldıktan sonra herhangi bir itirazının olmadığını, davalı tarafça 29/05/2015 tarihinde, 5.000,00 TL, 29/06/2015 tarihinde de 8.788,00 TL ödeme yapıldığını, kalan 10.000,00 TL ‘nin ödenmediğini, ödenmeyen fatura bakiyesi alacağın tahsili amacıyla Beykoz İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borcu olmadığından bahisle icra takibine itirazda bulunduğunu, cari hesap ekstreleri incelendiğinde alacağın bulunduğunun görüleceğini beyanla davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın iptali ile alacağın likit olması nedeniyle % 20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle: müvekkili şirketin davacı ile olan ticari ilişkisi süresince borcunu ödediğini, bakiye borcu bulunmadığını, durumun tarafların ticari defterler ve faturalar incelendiğinde anlaşılacağını beyanla davanın reddine, % 20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 19/09/2017 tarihli, 2015/1393 Esas – 2017/726 Karar kararında: “… toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, fatura, iade faturası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı hakkında faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için ticari defterlerin incelenmesine karar verildiği, her iki tarafın ticari defterlerinin yapılan incelemesinde, davacının kendi defterlerine göre davalıdan 10.000,00 TL alacaklı bulunduğu, davalının düzenlediği iade faturasının davacının defterinde kayıtlı olmadığı, davalının ticari defterlerinde ise bakiye 10.000,00 TL için 08/10/2015 tarihinde toptan satış faturası adı altında fatura kestiği, 01/11/2015 tarihinde tekrar alacak dekontu açıklaması ile 10.000,00 TL’lik fatura kaydettiği ve yine 30/11/2015 tarihinde toptan satış faturası adı altında iade faturası kestiği, bu kayıtların hiç birinin davacının ticari defterinde kayıtlı olmadığı, bu nedenle taraflar arasında iade faturası kesileceğine ilişkin bir anlaşma bulunduğu da iddia ve ispat edilemediğine göre iade faturalarına itibar edilemeyeceği, iade faturaları nazara alınmadığında davalının kendi defterine göre davacıya 10.000,00 TL borçlu olduğu, bu halde davalının icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Bilirkişi raporunda bilirkişinin, davaya dayanak yapılan 29.028,00 TL tutarlı faturadan hareketle ve mezkur faturanın tarafların ticari defterlerine kayıtlı olduğunu tespit ile sonuçta 10.000-TL müvekkilinin borçlu olduğuna dair kanaat oluştuğunu, 29.028,00-TL. tutarlı faturanın tarafların ticari defterlerine işlenmiş olmasının alacak-borçluluk bakımından yeterli kabul edilemeyeceğini, kendileri tarafından düzenlenip, davacıya gönderilmiş olan iade faturasına yönelik olarak bilirkişi raporunda bir belirleme bulunmadığını, iade faturası düzenlediklerine dair savunmalarının bilirkişi raporunda karşılık bulmadığını ve raporun eksik kaldığını,
Davacının da 13/06/2016 tarihli beyanında iade faturasına değindiğini ve kabul ettiğini, Kaldı ki, taraflarınca düzenlenip davacıya gönderilen iade faturası yönünden dahi borçlu oldukları savunmasında bulunan davacının, bu iddiasını ispat etmesi gerektiğini,
Bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmesini talep ettiklerini, ilk derece mahkemesinin gerekçesiz olarak taleplerini reddettiğini ve tahkikat tamamlanmadan sözlü yargılama aşamasına geçildiğini, bu durumun HMK’nın 27. maddesi gereğince hukuki dinlenilme ve adil yargılanma haklarını ihlal ettiğini, Yargıtayın bir çok kararında da tarafın bilirkişi raporuna gerekçeli itirazının mahkemece değerlendirilmesi gerektiğine işaret edildiğini,
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından davalı aleyhine fatura bakiyesi alacağın tahsili için başlatılan icra takibine, davalı tarafından haksız şekilde itiraz edildiği ileri sürülerek İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasında, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
HMK 282 maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” hükmü yer almaktadır. Bilirkişi raporu takdiri delil olup, mahkemece gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Buna göre davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları karşılanmaksızın tahkikatın tamamlandığı, bu surette hukuki dinlenme haklarının ihlal edildiği yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir.
Alacağa dayanak faturanın davalı defterlerine kaydedilmiş olduğu gözetildiğinde, borcun davalı tarafça benimsendiğinin kabulü gerekir. Daha sonra düzenlenen iade faturasının davacı defterinde kayıtlı olmadığı da anlaşılmaktadır. Davalı yanca savunmada ileri sürdüğü iadenin haklı sebeplerinin de kanıtlanması gerekir. Davalı tarafça bu hususun kanıtlanmadığı gözetildiğinde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmış olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 512,10 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.06/12/2018
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.