Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/636 E. 2018/1434 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/636
KARAR NO : 2018/1434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/1217 Esas – 2016/685 Karar
TARİH : 23/11/2016
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, … ve …markalarının Türkiye işletmecisi olduğunu, davalılar ile 25/09/2014 tarihli Franchise Sözleşmesi akdederek müvekkil şirketin sahip olduğu … ve … markaların Karabük ilinde kullanım hakkını 10 yıl süreyle kullanmaları için davalıları yetkili kılındığını, sözleşme uyarınca satış yapılan tüm ürünler üzerinden hesaplanan brüt cironun aylık %5 + KDV aylık Franchising bedelini müvekkil şirkete ödenmesi gerektiğini, ancak ödeme yapılmadığını, ayrıca gizli müşteri yoluyla sisteme bir kısım satışların girilmediğinin tespiti üzerine, sözleşmeye aykırılık nedeniyle davalılara sözleşmenin feshedileceğinin bildirilip sözleşmeye aykırılık nedeniyle 10.000 USD cezai şart bedelinin ödenmesinin talep edildiğini ancak cezai şart ve cari hesap borcunun ödenmemesi nedeniyle İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe haksız itirazları ile takibin durduğunu ileri sürerek, İİK’nın 67. maddesi uyarınca davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili savunmasında özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 9.2. maddesinde “… Sözleşmeden doğan bütün uyuşmazlıklar İTO Tahkim Uzlaştırma Hakem Bilirkişilik Yönetmeliği uyarınca ve meskul yönetmeliğe göre tayin edilen üç hakem tarafından yargı yoluna başvurulmadan nihai şekilde çözümlenir” ibaresinin yer aldığını, davanın hakemde görülmesi gerektiğini, tahkim ilk itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 23/011/2016 tarihli, 2016/1080 Esas – 2018/212 Karar kararında, “…Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Taraflar arasında düzenlenen Franchising Sözleşmenin, anlaşmazlıkların çözümü ve delil anlaşması başlıklı 9.2. maddesinde, işbu sözleşmenin mevcudiyeti, geçerliliği ve hitamı dahil olmak üzere işbu sözleşmeden doğan bütün uyuşmazlıklar İTO Tahkim Uzlaştırma Hakem Bilirkişilik Yönetmeliği uyarınca ve mezkur yönetmeliğe göre tayin edilen 3 hakem tarafından yargı yoluna başvurulmadan nihai şekilde çözümleneceği düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır. dava konusu uyuşmazlık taraflar arasında düzenlenen Franchising Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmede yer alan tahkim şartı geçerli olduğundan tahkim şartını havi sözleşmeden kaynaklı bir uyuşmazlık nedeniyle süresinde davalı tarafından ileri sürülen tahkim ilk itirazının yerinde olduğu sonucuna varılmış, davacının sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili sözleşmede yer alan çözüm sürecini takip etmeden doğrudan dava açtığı sabit olduğundan geçerli tahkim şartına rağmen davacının doğrudan dava açma olanağının bulunmadığı dolayısı ile mahkememizin esasa ilişkin inceleme yapamayacağı anlaşılmış, tahkim ilk itirazı yerinde görülmekle davanın HMK 413/1. maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiş olup bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin, sözleşmedeki tahkim şartına göre davanın usulden reddine karar verilmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira davalılar ile akdedilen sözleşmenin 9.6. maddesinde; “İş bu sözleşme, ekleri ve ilaveleri ve uygulanmasıyla ilgili varılan tüm mutabaklar için, Türkiye Cumhuriyeti’nde yürürlükteki maddi hukuk, başka hiç bir hukuka atıfta bulunmadan uygulanır. iş bu sözleşmeden doğan ihtilaflar halinde, T.C. İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri yetkilidir” şeklinde hüküm bulunduğunu, yani sözleşmede her iki hukuk yoluna başvurulabileceği açık bir şekilde belirtilmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince İTO Tahkim Komisyonuna başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddi kararının yerinde olmadığını, ilk derece mahkemesince sözleşmenin 9.6. maddesi değerlendirilmeksizin hüküm kurulmasının doğru olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından davalı ile imzalanan frachising sözleşmesinin haklı feshine dayalı olarak cezai şart ve cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe davalının yönelttiği itirazın iptali istemli dava açıldığı, mahkemece davanın, HMK’nın 413/1. maddesi uyarınca tahkim itirazı yönünden usulden reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu analaşılmaktadır.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
HMK m. 408 uyarınca, tahkim iradesi tahkim sözleşmesinin kurucu unsuru olup, tahkim iradesinin bulunmadığı uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunu kabul edebilmek mümkün değildir. Yargıtayın yerleşik uygulamalarında da “Tahkim iradesinin mutlak ve kesin olması ve hiçbir duraksamaya yer vermemesi” gerektiği, özellikle tahkim şartından sonra bazı ihtilafların çözümü hakkında mahkemelerin yetkisi konusunda anlaşma yapılması, tahkim iradesinin mutlak ve kesin olmadığı şeklinde yorumlanmaktadır (11 HD. 15.02.2011 T. 2009/3257-2011/1675).
Dosyada bulunan Sözleşmenin 9. maddesinde “Anlaşmazlıkların çözümü ve delil anlaşması” başlıklı bölümünün 2. bendinde “ İş bu sözleşmenin mevcudiyeti geçerliliği ve hitamı dahil olmak üzere, iş bu sözleşmeden veya işbu sözleşme ile ilgili olarak doğan tüm uyuşmazlıklar, sözleşmenin imzalandığı tarihteki şekliyle İstanbul daki İstanbul Ticaret Odası (İTO) Tahkim Uzlaştırma Hakem Bilirkişilik Yönetmeliği uyarınca ve mezkur yönetmeliğe göre tayin edilen üç hakem tarafından yargı yoluna başvurulmadan nihai şekilde çözümlenir” dendikten sonra, 9.6. bendinde ” İşbu sözleşme ekleri ve ilaveleri ve uygulanmasıyla ilgili varılan tüm mutabakatlar için, Türkiye Cumhuriyeti’nde yürürlükteki maddi hukuk, başka hiç bir hukuka atıfta bulunmadan uygulanır. İş bu sözleşmeden doğan ihtilaflar halinde, T.C İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri yetkilidir” şeklinde hüküm bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu düzenleme ile taraflar, sözleşmeden doğan ihtilafların hakem yoluyla çözülmesi konusunda anlaşmaya varmış iseler de yukarıda yer verilen sözleşmenin 9.6. Madesindeki düzenleme ile uyuşmazlıkların hakemde görülmesine dair iradenin aksine mahkemeleri görevli ve yetkili kıldıkları, uyuşmazlığın çözümünde tek yetkili merci olarak hakem kararının öngörülmemiş olması karşısında sözleşmedeki tahkim hükmünün bağlayıcı olmadığı kanaatine varılmaktadır.
Bu hukuki açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesince, tahkim ilk itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesiusul ve yasaya aykırı bulunmuştur. İlk derece mahkemesinin dava şartlarını yanlış değerlendirerek davayı usulden reddettiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4.maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Başvuran tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,
4-Başvuran tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 29/11/2018
KANUN YOLU :HMK 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.