Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/623 E. 2018/1526 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/623
KARAR NO : 2018/1526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/413 Esas – 2017/459 Karar
KARAR TARİHİ: 18/04/2017
DAVA Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, inşaat malzemeleri satın almak için davalı …firması ile 02/12/2014 tarihinde … seri numaralı satış sözleşmesi imzaladıklarını, söz konusu sözleşmeye istinaden davalı firmaya muhtelif tarihlerde muhtelif miktarlı ödemeler yapılmış olmakla beraber bu ödemelerin karşılığında bir kısım malzemelerin tarafına teslim edildiğini, bir kısım malzemelerin ise teslim edilmediğini, müvekkil firmanın muhasebe birimi tarafından davalı firmaya TTK’nın 94. maddesi (eTTK’nın 92.maddesi) kapsamında davalının müvekkil firmaya borcu olduğunu ifade eden 03/08/2015 rapor tarihli mutabakat mektubunun gönderildiğini, söz konusu mektuba davalı tarafından itiraz edilmediğini, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kaydıyla, 79.154,03TL alacağın 100,00TL lik kısmının davalı firmaya tebliğ tarihi olan 17/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi, yargılama gideri, avukatlık ücreti ile beraber davalı firmadan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça mahkeme dosyasına sunulan satış sözleşmesinin asıl sözleşme olmayıp, fotokopi çekilmek suretiyle ekleme yapılarak ve müvekkilinin izni, bilgisi ve onayı olmadan müvekkili firmaya ait imza olmadan doldurulduğunu, müvekkili firma ile davacının 02.12.2014 tarihli, 002520 seri nolu satış sözleşmesiyle anlaşmaya vardıklarını, iş bu sözleşme gereği kayıtlı olmayan ve fotokopi ile düzenlenen bir faturaya ilişkin olarak müvekkili firmanın muhatap olmasının, müvekkili firmayı borç altına sokmasının mümkün bulunmadığını, davacı tarafa borçları bulunmadığı gibi gibi aksine davacı tarafın müvekkiline 75.445,97 TL borcu bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıya kesilen 14 fatura karşılığında davacı tarafça 01.01.2015 tarihinde 40.000 TL, 03.12.2014 tarihinde 61.200 TL makbuz karşılığı ödeme yapıldığını, bunun dışında başkaca ödeme yapılmadığını, bu surette müvekkilinin davacıdan bakiye alacağı bulunduğunu, resmi nitelikte bulunmayan tahsilat makbuzlarına dayanılarak alacak talep edilemeyeceğini, davacı tarafça sunulan sözleşmede alacı taraf olarak davacı tüzel kişiliğin değil, gerçek kişinin yer aldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 18/04/2017 tarihli, 2016/413 Esas – 2017/459 Karar kararında: “…Söz konusu satım sözleşmesinde davacı şirketin ticaret unvanı yazılı olmadığı gibi kaşesinin kullanılmadığı, davacı şirket yetkilisi.. .’ın davacı şirketi temsilen sözleşmeyi imzalayıp imzalamadığının belli olmadığı, bu nedenle sözleşmeye dayalı alacak istemiyle açılan davada, davalı tarafın sözleşmeyi inkar etmiş olması hususu da gözetildiğinde davacının aktif husumet ehliyetini kanıtlaması gerektiği, sözleşme ve dayanak belgelerden bu konuda bir açıklık bulunmadığı, tahsilat – tediye makbuzlarının da dava dışı …adına düzenlendiği anlaşılmakla, davacının davaya dayanak sözleşmeye dayalı alacaklı yahut borçlu sıfatı bulunmadığı kanaatine varılarak davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacı kısmi dava açarak 100,00 TL’lik alacak isteminde bulunmuş ise de alacaklı olduğu toplam tutarın 79.154,03 TL olduğu dava dilekçesinde bildirilmekle alacağın bu toplam tutarı itibariyle kesinlik sınırının üzerinde olduğu ve yasa yolunun açık olduğu anlaşılmakla karara karşı başvuru yolu, merci ve süresi gösterilerek hüküm tesis edilmiş, ancak dava edilen tutar üzerinden davanın reddine karar verildiğinden vekalet ücreti bu tutar dikkate alınarak davalı lehine takdir edilmiştir…” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Müvekkili … Limited Şirketinin 09.01.2014 tarihinde kurularak tescil olduğunu, müvekkili firma yetkilisi … inşaat alanında faaliyet göstermeye karar vermesi ile birlikte direkt olarak şirket kurmaya karar verildiğini, tüm faaliyetlerini ve ticari ilişkilerini de müvekkili firma unvanı altında yürüttüğünü, 02.12.2014 tarihli 002520 seri nolu satış sözleşmesinin… Limited Şirketi ile … Tic. A.Ş. arasında akdedildiğinin çok net olarak gözüktüğünü, müvekkili firmanın yetkilisi …’ın söz konusu sözleşmeye … Yapı şirketini temsilen imza attığını, sözleşme dikkatlice incelendiğinde mail adresi olarak …hotmail.com adresinin verildiğini ve daha da önemlisi fatura adresi olarak şirketin ticari işyeri adresi olan…. Bağcılar/İstanbul adresinin gösterildiğini,
Davalı firmaya gönderdikleri 03.08.2015 rapor tarihli mutabakat mektubundan da görüldüğü üzere söz konusu mutabakat metninin tarafı … Ltd. Şti. olduğunu, ayrıca davalı tarafın işbu mutabakat metnine itiraz da etmediğini, ayrıca davalı firmaya göndermiş oldukları Bakırköy ….. Noterliğinin 04.08.2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinde ihtar eden … Tic. Ltd. Şti. olduğunu,
Ek olarak dosyaya sunmuş oldukları tahsilat makbuzlarından da görüleceği üzere tahsilatın müvekkili şirketten yapıldığını, özellikle sair tarihli … sıra nolu tahsilat makbuzlarında makbuz bedellerinin … Şirketinden demir hesabına mahsuben alındığı ibaresi bulunduğunu, bununla birlikte söz konusu makbuzlara …. A.Ş. adına imza da atıldığını,
İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, karın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından taraflar arsındaki ticari ilişkide yapılan ödemeler karşılığı bir kısım malların davalı tarfından teslim edilmediği iddiasıyla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 100 TL alacağın davalıdan tahsili istemli açılan kısmi davada, ilk derece mahkemesince davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyaya celbolunan sicil bilgilerine göre, dava dilekçesinde davacı olarak yer verilen… Ticaret Limited Şirketinin münferit yetkilisinin … olduğu, davalı vekilince davaya karşı sunulan cevap dilekçesinde 02.12.2014 tarihli 002520 seri nolu satış sözleşmesi ile taraflar arasında ticari ilişki kurulduğunun benimsendiği, kaldı ki sözleşme ilişkisinin yasal bir geçerlilik şartına tabi olmadığı, yine cevap dilekçesinde davalı tarafından kesilen 14 fatura karşılığı davacı tarafından 01.01.2015 tarihinde 40.000 TL ve 03.12.2014 tarihinde 61.200 TL ödeme yapıldığının kabul edildiği, davalının yargılama sürecinde şirket temsilcisi olmayan ancak davalı çalışanı olan kişi tarafından imzalanmış olabileceği ileri sürelen sözleşmede, alıcı bölümünün … olarak imzalandığı değerlendirildiğinde, mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi kararı yerinde olmamıştır.
Bu itibarla tarafların dayandıkları ve davanın esasına etkili delileri toplanıp değerlendirilerek sonuca gidilmesi ve hüküm kurulması gerekecektir. Bu nedenle istinafa konu kararın, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.