Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/612 E. 2018/1553 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/612
KARAR NO : 2018/1553
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/859 Esas – 2018/48 Karar
KARAR TARİHİ: 23/01/2018
DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti-Meni- Tazminat
Taraflar arasındaki haksız rekabetten kaynaklanan davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul- kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1950 yılından beri bayan tekstil ürünlerinin üretim ve pazarlamasını yaptığını, davalı firmanın da büyük beden bayan tekstil ürünlerinin satışını yaptığını, müvekkilin 2016 yılı sezonu için hazırlamış olduğu koleyksiyonunun bir bölümü davalı tarafından taklit edilerek satış yapılmak suretiyle piyasaya sürüldüğünü, müvekkilinin özgün tasarımlarının müvekkilin bilgisi ve izni olmaksızın birebir kopyalandığını ve instagram hesabı üzerinden satılmak suretiyle piyasaya sürüldüğü Bakırköy 1. Fikri Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/102 D. İş ve 2016/102 Karar sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, davalı şirket tarafından daha önce de müvekkilinin 2014 yılı sezonu için hazırlamış olduğu ilkbahar-yaz koleksiyonuna ait birçok parçanın taklidinin yapıldığını ve aynı şekilde internet üzerinden satış yapılmak sureti ile piyasaya sürüldüğünü, bu durumun tespiti için müvekkil firma yetkilileri, kendi kimliklerini gizleyerek adeta müşteriymişçesine davalının mağazasından bir kısım alışverişler yaptıklarını, bu alışveriş sırasında mağaza yetkilileri “Bu ürünlerin aslında .. A.Ş. ürünleri olduğunu ama kendilerinin aynı ürünleri …’e nazaran çok daha ucuza sattıklarını” açıklıkla beyan ettiklerini belirterek, TTK’nın 55 vd. madde hükümleri uyarınca haksız rekabet fiilinin tespiti ile bu fiilin menine, müvekkilinin yargılama sürecinde de zarara uğramasının önüne geçebilmek için söz konusu ürünlerin bahsi geçen instagram hesabında satışının durdurulmasına, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve TTK hükümleri ihlal edilerek müvekkilin özgün tasarımlarının müvekkilin bilgisi ve izni olmaksızın instagram hesabı üzerinden satılmak suretiyle piyasaya sürüldüğünü, bahsi geçen instagram hesabının kim tarafından açıldığının ve satışı yapılan taklit ürünlerin, ticari defterlerin de araştırılması suretiyle kimden veya hangi şirketten tedarik edildiğinin tespitine, 10.000 TL manevi tazminatın ve fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın işlemiş ve işleyecek ticari faizleri ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 2016-2017 yılı koleksiyonuna dair herhangi bir satışta bulunulmadığını, bahis edilen 2013-2014 kış koleksiyonuna ait olduğunu iddia edilen ürünün davacı firmanın özgün tasarımı olmadığını, söz konusu ürünlerin tasarım tescil belgeleri bulunmadığını, bu nedenle de ilgili kanunda açıkça gösterilen koruma süresinden de bahsetmek söz konusu bile olmayacağını belirterek, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 23/01/2018 tarihli, 2016/859 Esas – 2018/48 Karar sayılı kararında, “… bilirkişi düzenlemiş olduğu 18/09/2017 havale tarihli raporunda, ‘haksız rakabet davası basında yayınlanan şeyin, programın; ekranda, bilişim aracında veya benzeri ortamlarda görüntülenen, ses olarak yayınlanın veya herhangi bir şekilde iletenin sahipleri ile ilan veren kişiler aleyhine açılabilirliği yönünde haksız rekabetin varlığının doğrulunu ispatlar durumda olduğunu, teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
“Dosyadaki görevsiz mahkemede yapılan işlemler ile mahkememizde yapılan tahkikat işlemleri alınan raporlar vs birlikte değerlendirildiğinde TTK m.56 anlamında davalı tarafın internet ortamında … ürünleri olduğu algısını yaratacak şekilde benzer ürünleri internette satışa sunduğu sabit olduğundan haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek ve karar kesinleştiğinde de kararın gazetede ilanı gerektiği…” gerekçesiyle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının manevi elem ve ızdırabın kanıtlanamaması nedeniyle reddine, davacı …. A.Ş.’ye davalı …. Ticaret Limited Şirketi’nin haksız rekabette bulunduğunun tespitine ve haksız rekabetin önlenmesine, TTK m.59 uyarınca verilen kararın hükmün kesinleşmesinden sonra yurt çapında yayınlanan trajı yüksek beş gazeteden birinde ilanına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
İlk derece mahkemesince manevi tazminat isteminin reddine karar verildiğini, bu karara ve karar gerekçesine katılmalarının mümkün olmadığını, manevi tazminatın her şeyden önce kişilik haklarına yapılan bir saldırı neticesinde uğranılan manevi zararın tazminine yönelik olarak talep edilen bir kalem olduğunu, manevi tazminatın tespitinde esas alınan ölçütlerin duyulan elem ve üzüntü ile sınırlı olmadığını, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesinin yetersiz olup kabul edilebilir olmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 56. maddesi uyarınca, tüzel kişilerin manevi tazminat talebinde bulunabileceğini, müvekkilinin müşterisinin, mesleki itibarının, ticari faaliyetlerinin bunlara bağlı olarak diğer ekonomik menfaatlerinin sarsıldığının kabulü gerektiğini,
Müvekkilinin tüzel kişi olduğunu, Yargıtay’ın tüzel kişilerin elem ve üzüntü duyamayacakları gerekçesiyle manevi tazminat taleplerinin reddine dair kurulan hükümlerin yerinde olmadığının içtihat haline getirdiğini, Yargıtay içtihadının davalının işleminin haksız rekabet çerçevesinde manevi tazminat yükümlülüğü doğuracağını hüküm altına aldığını,
Müvekkili firmanın, yarım asırdan uzun süredir büyük beden kadın giyim ürünleri üretim ve pazarlaması yaptığını, Türkiye genelinde pek çok mağazası bulunduğunu, müvekkilinin konsept olarak üst gelir grubundaki tüketicilere yönelik faaliyet gösterdiğini, emek, çaba ve maliyetle tasarlanan işbu dava konusu özgün ürünlerin marka değeri ve piyasasına aykırı olarak satılması sonucu müvekkilinin müşteri kitlesi huzurunda saygınlığının azalmış ve marka değerinin zarar gördüğünü, 50 yılı aşkın süredir titiz ve dürüst bir çalışma sonucu oluşturulmuş … markasından ve bu markanın bir kısım ürünlerinden bu şekilde yararlanılmasının müvekkiline manevi olarak ağır zararlar verdiğini,
Her ne kadar müvekkilinin dava konusu haksız rekabet sonucunda maddi zararlar yaşamışsa da ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 56/1(e) maddesinde “…Haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verilebilir.” hükmü mevcut olsa da davalı tarafça fatura ibraz edilmeden internet üzerinden satış yapılması sebebiyle müvekkilinin lehine takdir edilecek tazminat miktarının tespiti oldukça güç olacağından, davadaki maddi tazminat taleplerinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesi uyarınca feragat edildiğini, her ne kadar maddi tazminat talebimizden feragat edilmişse de huzurdaki davanın açılmasına davalı taraf sebebiyet verdiğinden, reddedilen kısım için aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, müvekkilinin aleyhine, maddi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle ret vekalet ücretine hükmedilmesinin bir de üstelik yargılama giderlerine de mahkum edilmesinin ikinci ve hatta üçüncü kez mağduriyet doğurduğunu,
Davanın kısmen kabulüne hükmedilmesine rağmen kendini vekille temsil eden davacı lehine yasal vekalet ücretine hükümde yer verilmediğini, yine davanın haklılığına kısmen karar verilmiş olmasına rağmen yargılama giderlerinin tamamından davacının sorumlu tutulduğunu belirterek,
Yukarıda izah edilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının istinaf talepleri yönünde düzeltilerek yeniden talepleri gibi yeniden karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafça, kendilerine ait tescilsiz tasarımların bilgi ve izinleri dışında davalı tarafından instigram hesabı üzerinden satılarak haksız rekabette bulunduğu ileri sürülerek, haksız rekabetin tespiti ve meni, manevi ve maddi tazminat istemli açılan davada, mahkemece davalının davacıya karşı haksız rekabette bulunduğunun tespitine, maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminatın ise kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı vekilince manevi tazminat talebinin reddi kararının yerinde olmadığı ileri sürülerek istinaf nedeni yapılmıştır. Tüzel kişilerin de TBK’nın 58. maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde, manevi tazminat talep edebilecekleri açıktır. Ancak somut olayda, davacının tescilsiz tasarımlarının davalı tarafından benzerlerinin internetten satışı şeklinde gerçekleşen eylemde, davacının kişilik haklarının zedelendiği benimsenemeyeceğinden, bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilince davadaki maddi tazminat isteminden feragat edildiği, mahkemece maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olduğu dikkate alındığında, bu hüküm bölümü uyarınca davalı vekili lehine AAÜT’ne göre vekalet ücreti tayini yerinde olmakla, davacı vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilince, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmesine rağmen yargılama giderlerinin tamamının davacı üzerinde bırakılması ve lehlerine vekalet ücreti tayin edilmemesi istinaf nedeni yapılmıştır. Gerçekten de mahkemece davalının haksız rekabetinin tespiti ve önlenmesi yönünde davacı talebi kabul edilmiştir. Bu durumda davacı vekili lehine karar tarihinde geçerli olan AAÜT’ndeki esaslara göre 2.180.00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmediği anlaşılmaktadır. Yine davanın kısmen kabulüne karar verildiği gözetildiğinde davacı tarafından yapılan giderlerin HMK’nın 326. maddesi uyarınca, davada red ve kabul edilen istemler gözetilerek taraflara yüklenmesi gerekirken, tüm giderin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Davanın feragat nedeniyle reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu konudaki istinaf sebebi yerinde değildir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden bir karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİNE,
-Maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
-Manevi tazminat davasının manevi elem ve ızdırabın kanıtlanamaması nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı …San. A.Ş.’ye davalı … Ticaret Limited Şirketi’nin haksız rekabette bulunduğunun tespitine ve haksız rekabetin ÖNLENMESİNE,
TTK m.59 uyarınca verilen kararın hükmün kesinleşmesinden sonra yurt çapında yayınlanan trajı yüksek 5 gazetede ilanına ,
3-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile artan 305,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça ilk derece aşamasında yapılan 1.426,00 TL giderin davadaki kabul ve red edilen talepler kapsamında takdiren 1/2 oranı ile belirlenen 713,00 TL’lik bölümünün davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davanın kısmen kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
6-Maddi Tazminat Yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Manevi Tazminat Yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-İstinaf yargılaması yönünden;
a- Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin
Hazineye gelir kaydına,
b-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin istinaf harcının talep halinde davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 98,10 TL harç giderinin ve 35,00 TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
10-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinaf edilen kısmın değerine göre karar kesindir.