Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/602 E. 2018/1593 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/602
KARAR NO : 2018/1593
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2016/14 2017/535
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine, perde sistemi ve perdelik kumaş satışlarından kaynaklanan ve irsaliyeli faturalar ve cari hesap ekstresine dayalı alacağının tahsili için başlattığı icra takibine giriştiklerini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın 6.196,11TL alacak için iptaliyle takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Takip talebinde işlemiş faiz istenmişse de işlemiş faiz dava konusu yapılmamıştır.
Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacı tarafından tanzim edilen faturanın davacıya iade edildiğini, davacıdan faturası karşılığında kumaş teslim alınmadığını, fatura teslim ve iadelerinin kargo yoluyla yapıldığını, bu faturaların nasıl iade edildiğini ve ilgili kargo şirketini delil listesinde bildireceklerini beyan ederek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile; faturanın teslim alındığının davalı tarafı kabulünde olduğunu ancak davalı tarafın fatura konusu malların teslim alındığını kabul etmediğini, yine davalının faturaların iade edildiği iddiasında olduğunu, davalının bu iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazla davadaki beyanının çelişkili olması (icra dosyasında faturanın inkar edilerek davada iade edildiğinin savunulması) nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı şirket ile davalı şirket arasında bulunan cari hesapta davacının almış olduğu tahsilatları 2011 ve 2012 yıllarına ait yevmiye defterine işlemiş olup, yevmiye defterinde 11/10/2011 tarihinde gözüken 10.000,00-TL tutarlı çek ile davalı şirket tarafından ödenmediği ve çekin arkasının 07/05/2012 tarihinde yazdırıldığı, her ne kadar davacı şirket kayıtlarında bu çek tahsilat olarak gözüküyorsa da bu çekin davalı tarafından ödenmediği, yine davalı tarafından davacıya verilen 6.500,00 TL tutarındaki çekin ödenmediği belirtilmişse de çekin arkasının yazıldığına dair bir bilginin dosyaya sunulmadığı, 6.500,00 TL’lik çekin ödenip ödenmediği konusunun bu dosyada bir öneminin bulunmadığı, 10.000,00 TL bedelli çek ödenmediğinden davacı şirketin davalı şirketten en az 10.000,00 TL daha alacaklı olarak gözüktüğünden, davalı tarafın 6.169,14 TL’yi ödediğine ilişkin bir belge sunulmadığından, 6.500,00 TL’lik çekin ödenip ödenmediğinin bir önem arz etmediği, davacının davalıdan 6.169,14 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığından, “Davalının Kocaeli … İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına yaptığı itirazının KISMEN İPTALİ ile, Takibin 6.196,11TL asıl alacak, ve takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, 3-Alacak likit olmakla dava konusu 6.196,11 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının işlemiş faizi ile ilgili talebinin REDDİNE… ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde;
Müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacı tarafından tanzim edilen faturanın davacıya iade edildiğini, davacıdan fatura karşılığında kumaş vb. mal teslim alınmadığını,
Tarafların fatura ve malzeme teslimlerini kargo yoluyla yaptığını, ilgili faturanın iadesinin nasıl yapıldığının tam olarak hatırlanamadığını, ancak kargo ya da posta yoluyla yapıldığını, davacı şirket tarafından fatura konusu malzemelerin teslim edildiğine dair herhangi bir kargo evrakının bulunmadığını, faturanın iade edilmiş olması nedeni ile davalı şirketin defterine işlenmediğini,
Hatalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verildiğini, delil listesinde belirtilen deliller tamamlanmadan hüküm kurulduğunu bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümünün reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, faturalı mal satışından kaynaklanan bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 357.maddesi uyarınca, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arsında ticari ilişki bulunduğu ihtilafsızdır. İddia ve savunma içeriğine göre, davacının faturalarının davalıya tebliğ edildiği ihtilafsızdır. Davalı taraf iade faturası keserek davacıya gönderdiğini savunmuşsa da iade faturasını davalıya gönderdiğini kanıtlayamamıştır. Davalının iade faturası davacı defterlerinde kayıtlı değildir.
Somut olayda irsaliyeli faturaların posta yolu ile kendisine gönderilmiş olduğunun davalı tarafından kabul edilmiş olması, faturaların teslim alan kısmında davalı tarafın imzası bulunmadığı da göz önünde bulundurulduğunda, fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiği anlamına gelmemekle birlikte, bu savunmanın tüm iddia ve savunmalar ve deliller ışığında değerlendirilmesi gerekir.
Alınan bilirkişi raporlarına göre, davacı cari hesabında davalıdan alacaklı görülmemektedir. Bu durum, cari hesapta ödeme olarak görünen davalı çeklerinden kaynaklanmaktadır. Bilirkişiden alınan ikinci ek raporda cari hesaptaki çeklerin aslının kendisine ibraz edilmediği, ancak kayıtlarda söz konusu iki adet çekin iade edildiğinin yazıldığı belirtilmiştir.
Davacı taraf çek bedellerini tahsil edemediğini iddia etmektedir. İlk derece mahkemesince davacının cari hesabında ödeme olarak kayıtlı 10.000,00 TL tutarlı çekin gerçekte ödenmediğine dair yapılan tespite karşı davalı taraf herhangi bir istinaf sebebi ileri sürmemiş, çeki ödediğine ilişkin savunmada bulunmamıştır. Bu durumda çekin ödenmediği tarafların kabulünde sayılmalıdır. Davalı, fatura konusu malın kendisine teslim edilmediğini, faturaları iade ettiğini savunmuşsa da iade hususunu kanıtlayamamıştır. Davalı tarafça davacıya ödeme amaçlı olarak çekin verilmiş olmasıyla da malın tesliminin ve borcun varlığının benimsendiğinin kabulü gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının İstinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-a)Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,
b)Bakiye 317,43 TL istinaf nispi harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27/12/2018
KANUN YOLU :HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.