Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/597 E. 2019/55 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/597
KARAR NO : 2019/55
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2018
NUMARASI : 2017/288 E- 2018/72 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ….’nin Beylikdüzü E -5 şubesinde 43064160 nolu hesabının bulunduğunu, müvekkilinin hesabından bilgisi, onayı ve rızası dışında düzenlenen sahte imzalı talimatlarla 03/02/2011 tarihinde 69.630,00 TL, 30/03/2012 tarihinde 43.000,00 TL, 30/03/2012 tarihinde 122.000,00 TL olmak üzere toplam 234.630,00 TL çekilerek ilgisi olmayan üçüncü kişilere ödendiğini, davalı bankanın paranın çekilmesi esnasında imzalar üzerinde gerekli incelemeyi yapmadığını, basiretli bir tacirin göstermesi gereken özeni göstermediğini, paranın çekilmesi için bankada yer alan talimatlardaki sahte imzaların dahi birbirinden farklı olduğunu, davalı bankanın paranın çekilmesi hususunda müvekkilinden teyit almadığını, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında üçüncü kişilere yapılan bu ödemelerin müvekkilinin hesabına geri ödenmesi için davalı bankanın İstanbul … Noterliğince tanzim 17/05/2013 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtar edildiğini ve ihtarnamenin tebliğ edildiğini, bankanın ödeme yapmadığını belirterek, sonuçta 234.630,00 TL alacağın, paranın müvekkilinin hesabından çekildiği tarihlerden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı banka vekili savunmasında özetle: Davacının … Ltd. Şti.’ nin ortağı ve münferit yetkilisi olduğunu, bu şirketin de müvekkili bankanın Beylikdüzü Şubesinde hesabı bulunduğunu, 30/03/2012 tarihinde 43.000,00 TL ödemenin … isimle şahsa yapıldığını, bu şahsın davacının yeğeni olduğunu, …’ın kardeşi olan …’ın .. Yapı A.Ş.’nin ortağı ve münferit yetkilisi olduğunu, …’ın .. Ltd. Şti.’nin 30/03/2011 tarihinden itibaren beş yıl süre ile münferit imza ile yetkili müdürü olduğunu, 30/12/2011 tarihinde 69.630,00TL ve 30/03/2012 tarihinde yapılan 122.000,00 TL ödemenin … isimli şahsa yapıldığını, …’in de … Şirketinin çalışanı olduğunu, dolayısıyla işlem lehtarlarının davacı ile ilgisinin bulunduğunu, davacıya ait hesap hareketlerinin incelenerek yapılan bu işlemlere davacının icazet verip vermediğini, zararının bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, grafolojik inceleme sonucu imzaların davacıya ait olmaması halinde de yapılan havalelerin davacının ilgisi olduğu, hesaplarına yapılıp oradan davacının ilgisi olduğu hesaplara aktarıldığının tespitinin gerektiğini belirterek, davanın reddine, davanın işlemin tarafları olan şahıslara ihbarına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı Büyükçekmece C.Başsavcılığına verdiği şikayet dilekçesinde, müvekkilinin hesabından bilgisi dışında 16/08/2011 tarihinde 60.000,00 TL, 17/08/2011 tarihinde 45.000,00 TL, 30/12/2011 tarihinde 69.630,00 TL, 30/12/2011 tarihinde 47.500,00 TL, 30/03/2012 tarihinde 122.000,00 TL,30/03/2012 tarihinde 43.000,00 TL para çekildiğini, her bir işlem için parayı çeken ve alan şahıslar olan … ve … ile bu şahıslar ile birlikte hareket eden ve eylemi birlikte gerçekleştiren banka yetkilileri hakkında ayrı ayrı olmak üzere altı kez TCK’nın 207/1-2, 212/1 maddeleri delaletiyle 158/1.f ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasını talep etttiği, Büyükçekmece C.Başsavcılığının 2016/ 26536 s.sayılı dosyası ile soruşturma açıldığı anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, yaptığı yargılama sonucunda; ”…Davacının faksla talimatları ile davaya konu 3 adet para çekme işleminin yapıldığı ve davacının da sahtelik iddiasında bulunduğu anlaşılmaktadır. İhtilafı çözecek husus, davacının faksla bankaya ödeme talimatları göndermesi üzerine bankanın ödeme yapma usulü ile taraflar arası uygulama ve bankanın da imzalı, yazılı teyid belgesi talep etmesinin gerekip/ gerekmediği ve dosyaya lehine sunmasının lüzumlu olup/olmadığı noktalarında düğümlenmektedir. “Sözleşmenin 10. Maddesinde; faks talimatı geldiğinde bankanın yükümlülüğü sadece bankadaki örnek imzalarla karşılaştırmak ve ilk bakışta fark edilemeyecek sahte imzalardan sorumlu olmayacağı yazılı olduğundan ve imza incelemesinde; imza itirazı yönünden sunulan fotokopi belgeler üzerinden kıyasen yapılan inceleme sonucu alınan grafololojik rapor sağlık sonuç için elverişli değil ise de (mevcut rapor içeriğinden ilk bakışta imzaya yönelik fark edilebilecek farklılık olmadığı) anlaşıldığından raporun içerik kısmına bu yönüyle itibar edilmiş, iddia ve savunma kapsamında toplanan tüm delilleri tartışır şekilde bankacılık ve mali bilirkişiden oluşan heyetten alınan rapora ise; bankacılık ve mali bilirkişi raporundaki içerik ve gerekçelere itibar edilememekle beraber sadece, davalı bankanın sorumlu olmadığına ilişkin tespite işaret eden sonuç kısmına itibar edilebilmiş olup, ayrıca tacir olan ve basiretli davranma yükümlülüğü olan davacının banka hesabından 30/12/2011 tarihinde ilk defa ve 30/03/2012 tarihinde ikinci kez ve en son 30/03/2012 tarihinde tekrar ve sırasıyla 69.360,00-TL, 43.000,00-TL ve 122.000,00-TL çekilmesi ile, davanın da 14/03/2014 tarihinde açıldığı gözetilerek en yakını yaklaşık 2 yıl öncesi olan 3 adet para çekme işleminden dolayı aradan geçen vaktin uzunluğu da TTK.’da basiretli/ öngörülü davranma yükümlülüğü ile uyumlu görülememiş olduğu gerekçeleriyle”, davasının reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece alınan grafolojik bilirkişi raporunda imzaların davacı imzaları ile benzerlik taşımadığı yönündeki tespitle beraber dava konusu üç adet sahte imzalı talimatlarla ilgili olarak “Davalı banka şubesinde, yukarıda belirtilen para çekme işlemleri ile ilgili faks talimatlarının aslı bulunmamaktadır” tespitinin yapıldığını, grafolog bilirkişi incelemesi sonucunun belge aslı olmadığı için tartışma konusu yapılamayacağını, kaldı ki davalının, mahkemeye ve bilirkişilere faksla gelen talimatları dahi (faks numarası olmadığı için) ibraz etmediğini, fax talimatlarında fax numaraları bulunmadığını, bankaca bunların mahkemeye bildirilmediği gözetildiğinde ve buna rağmen miktarlar da dikkate alınarak talimat sahibinden teyid alınmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı bankanın sorumlu olacağının açık olduğunu, Yasanın emredici hükmlerinin ve taraflar arasında imzalandığı “Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi”nde davacının imzasının bulunmaması hususlarının mahkemece gözardı ettiğini, mahkemeye sunulan 09.05.2016 tarihli bilirkişi raporuna itirazlarında belirttiklerini, davalı bankanın, inceleme sırasında taraflar arasında akdedildiği hesap cüzdanında da belirtilen 10.11.2011 tarihli Bireysel Müşteri Sözleşmesini bilirkişilere sunmadığını, kaldı ki davalı banka kayıtlarında tüm işlemler 10.11.2011 tarihli sözleşmeye göre yapıldığı yazıldığı halde davalı banka Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının konu ile ilgili yürüttüğü 2016/26536 sayılı soruşturma dosyasına da bu sözleşmeyi ibraz etmediğini,Davacı … tarafından Davalı … Beylikdüzü E-5 Şubesinde adına açılmış hesaplarla ilgili 05.02.2016 tarihinde verilen dilekçesine davalı bankanın cevap vermediğini, Davalı …Beylikdüzü E-5 Şubesinde Davacı …’a ait 10.11.2011 tarihinde açıldığı belirtilen 43064160 nolu hesap ile ilgili olarak hesap açılış bilgi ve belgeleri Davacı … tarafından 06.04.2016 tarihli dilekçe ile istenmiş olup yine davalı … Beylikdüzü E-5 Şubesinden bilgi ve belge alınamadığını,İtiraz edilen talimatların tarafı olan ve talimatlardaki paraları tahsil eden … ve … ‘in benzer işlemleri daha önce de yaptığının davalı Banka kayıtlarından tespit edildiğini, …, … ve banka yetkilileri hakkında Büyükçekmece Cumhuriye Savcılığının 2016/26536 Soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunmalarına rağmen mahkemece bu husus dikkate alınmadan bir şikayet olmamasını gerekçe gösteren mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, soruşturma başladığı mahkemeye bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece soruşturma sonucunu beklemeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,Banka çalışanlarının ani hesap hareketliliğine daha fazla dikkat etmesi ve hesap sahibi … ‘dan talimatlarla ilgili teyit almasının gerektiğini, “Davacının bizzat ıslak imzası ile gerçekleştirdiği 3 adet işlemi de yaptığının görüldüğü bu nedenle, davacının söz konusu işlemlerden habersiz olduğunu ya da işlemleri farkına varmadığını söylemenin de mümkün olmadığı anlaşıldı” tespitini günümüz bankacılığında varsayıma dayalı olarak değil kesin tespit etmek mümkün iken varsayımla tespit yapan bilirkişi raporunun karara dayanak alınmaması gerektiğini,Müvekkilinin bu işlemlerden haberdar olmamasının bir nedeninin de …. Ltd . Şti. ‘ne ait 2011 yılına ait defterlerin dosyada mübrez 11.01.2016 tarihli teslim tesellüm belgesinden anlaşılacağı gibi mali müşaviri olan … tarafından 11.01.2016 tarihinde … ‘a teslim edilmesi gerektiğini, …ait defterler teslim alındıktan sonra, muhasebe kayıtları incelendiğinde şirket hesaplarından Davacı …’m şirketi borç olarak verdiği paraların müvekkili … adına çıkış yapıldığı görüldüğünü, 12.01.2016 tarihinde … Beylikdüzü E-5 Şubesine dilekçe ile başvurarak tespit edilen paraların açıklanması varsa belgeleri istendiğini, Şube yetkilileri ödemelerden … Beylikdüzü E-5 Şubesi olarak haberdar olmadıklarını sözlü olarak beyan ettiklerini, bunun üzerine 14.01.2016 tarihinde, davacı … tarafından … Sefaköy Halkalı Caddesi Şubesine itiraz dilekçesi ile başvurularak para hareketleri ile ilgili bilgi ve belgeler talep edildiğini, tespit edilen paraların Müvekkiline ait … Sefaköy Halkalı Caddesi Şubesi hesabına yatırılıp Davalı … Beylikdüzü E-5 Şubesi aracılığıyla ödendiği bilgisini ve belgesini verildiğini, Müvekkiline ait …. Sefaköy Halkalı Caddesi Şubesi hesabından …Beylikdüzü E-5 Şubesi aracılığı ile 60.000 TL’nin … ‘a ilk bakışta sahte imzalı olduğu anlaşılan talimat ile ödendiğini, Davalı … Beylikdüzü E-5 Şubesi sahte imzalı talimatlarla çekildikleri açık olan bu belgeleri davalı …’dan olduğu gibi, bilirkişilerden de gizlemiş olmasına rağmen bilirkişilerin bu durumu tespit etmeden varsayıma dayalı raporunun dayanak alınması eksik incelme ile karar verildiğini,Dava konusu olayların olduğu dönemde …Tic.Ltd.Şti.’nin şirket müdürünün … olduğunu, dolayısıyla …ve Tic.Ltd.Şti.’ne ait yapılan bütün banka işlemleri dahil resmi işlemleri … tarafından yapılmasına, müvekkili …’ın şirket müdürlüğü 21.03.2015 tarihinde son bulmuş olmasına, rağmen bilirkişilerin davacının şirket müdürü olarak yapılan bütün işlerden haberdar olduğunu iddia edilerek basiretli bir tacir gibi davranmadığı tespiti yaptığını, 21.03.2011 ile 06.08.2012 tarihleri arasında … ‘ın müdür olarak atanmasının sebebinin müvekkili … ‘ın ciddi sağlık sorunları yaşaması olduğunu, Davalı bankanın özenli davranma yükümlülüğü bulunduğunu, müvekkilinin gerçek kişi olup tacirin özen borcuna tabi olmadığını, paraların çekilmesinde müvekkillinin bilgisi dahilinde yatırıldığı kabul edilen bir paranın müvekkilinin tanımadığı ve şirketinin çalışanı olmayan … tarafından çekilmesine izin vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin hesaptaki parasının banka çalışanlarının yardım ve desteği ile çekildiğinin açıkça görüldüğünü,Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacının davalı banka nezdindeki hesabından usulsüz işlemlerle ve yetkisiz kişilerce davacının bilgisi dışında para çekildiği, bu işlemlerden davalı bankanın sorumlu olduğu iddiasıyla, usulsüz çekilen paraların tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355.maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı şirket ile davalı banka arasında akdedilen 14/12/2010 tarihli genel hizmet sözleşmesinin 10/b. maddesi uyarınca banka faks talimatlarındaki imzaları bankadaki örnek imzalarla karşılaştıracak, ilk bakışta fark edilmeyecek sahte imzalardan sorumlu olmayacaktır. 10/d. maddesi uyarınca, banka herhangi bir sebep göstermeksizin özellikle tarih ve miktar tutarsızlığı içeren talimatlar ile sair her türlü faks talimatlarını uygulamayıp orijinal metnin kendisine gönderilmesini istemek hakkında sahip olmakla birlikte, faks talimatını işleme koyduğu durumlarda orijinal metni istememesi ya da tarih ve miktar tutarsızlıklarını da dikkate almaması nedeniyle de hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Grafolog bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 21.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu fotokopi belgelerdeki (fax talimatlarındaki) imzalar ile …ın karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan uyumsuzluk ve benzemezlikler nedeni ile, … Beylikdüzü E-5 Şubesine ithafet yazılmış üç adet talimat yazısı fotokopilerindeki imzaların …ın eli ürünü olduğunun delillerinin bulunmadığı, belge asıllarının temini halinde, daha ayrıntılı bir inceleme yapılabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Ancak, ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, grafolojik inceleme neticesi ortaya çıkan bu sonucun ilk etapta anlaşılabilecek bir durum olmadığı anlaşılmaktadır.Ayrıntısı bilirkişi raporunda belirlendiği üzere, … ve şirket yetkilisi …’ın yeğeni olan … tarafından … Ltd. Şirketinin 7037914 sayılı hesabına 30.03.2012 tarihinde elden 125.000 TL yatırılmış, bu paranın 122.000 TL’lik bölümü …’a ait hesaba aktarılmış, aynı tarihte,… Ve Tic. Ltd. Şirketinin de yetkilisi olan …’ın ortağı ve yetkilisi olduğu …. Ve Tic. A.Ş. hesabına 8.000 TL’lik bölümü aynı tarihte, …’ın kişisel hesabına yatırılmış; 3.000 TL’lik bölümü ile de aralarında …Tİc. Ltd. Şirketinin de yer aldığı kişi ve şirketlerin vergi borçlarının ödendiği tespit edilmiştir.
Talimatlardaki paraları tahsil eden … ve …’in benzer işlemleri daha önce de yaptığının davalı banka kayıtlarından tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bankada para çekme işlemlerini yapan … ile davacı kardeştir. Para çekme işlemi yapan … ise davacının yeğeni, …’ın oğludur. Gerek tarafların aile ilişkileri, gerek dava konusu para hareketleri, gerekse bu şahısların benzer işlemleri daha önce de yapmış olmaları nedeniyle, işlemlerin davacının rızasıyla yapıldığının kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.Ayrıca, davacı …’ın, dava konusu şahsi hesabında itiraz ettiği son işlem tarihi olan 30.03.2012 tarihinden sonra hesabını aktif olarak kullandığı, davacının ıslak imzası ile gerçekleştirdiği üç adet işlem yaptığı, bu sebeplerle söz konusu hesabındaki itirazına esas hesap hareketlerinin bilgisi dahilinde olduğu ve rıza gösterdiği sonucu ortaya çıkmaktadır.Bankanın verilen talimatlara istinaden sözkonusu tahsilatların gerçekleşmesini sağladığı, bu noktada davalı Bankaya yüklenecek bir kusurun bulunmadığı, davacının şikayeti üzerine açılan savcılık soruşturmasında takipsizlik kararı verildiği, banka çalışanlarının kusurunun varlığına dair başkaca bir kanıt sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürgünce taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17/01/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 361. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 21/01/2019