Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/581 E. 2018/555 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/581
KARAR NO : 2018/555
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : 2017/910
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali- Yürürlüğün Geri Bırakılması
Genel kurul kararlarının yürürlüğünün geri bırakılması talebinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesi üzerine, bu ret kararına karşı davacı vekilinin süresinde istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı şirketin hissedarlarından olduğunu, 23.05.2017 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında, ilk kez yönetim kurulunun ibra edilmesi, bilançonun onaylanması, yüksek yönetici maaşları vs konularda müvekkili şirket tarafından olumsuz oy kullanıldığını, akabinde özel denetçi atanması talepli dava açıldığını, 23.05.2017 tarihli olağan genel kurulda alınan bazı kararların iptali istemli davanın da İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/724 E. sayılı dosyasının da ikame edildiğini, hal böyle iken, davalı şirket yönetimince sermaye artırımı yapılmasına yönelik 28.08.2017 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılması kararı alındığını, yönetim kurulu kararının butlanının tespiti için açılan davanın İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/734 E. sayılı dosyasında devam ettiğini, dava konusu 28.08.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığını, anılan genel kurulun 3 nolu gündem maddesinde, sermaye artırımı kararı alındığını, esasen davalı şirketin sermaye artırımına gitmesini gerektirecek hiç bir neden olmadığını, bir önceki 23.05.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında sermaye artırımı ihtiyacından hiç bahsedilmediğini, yegane amacın müvekkili şirketin ortaklık payına zarar vererek azaltmak olduğunu, 4 nolu gündem maddesinde ise, müvekkili şirket ile paylaşılmayan ve gerçeği yansıtmayan rapor doğrultusunda, rüçhan hakların kullandırılmasından sonra kalan payların kullanım bedelinin çok düşük belirlendiğini, taahhüt edilen tutarın vadesinden önce istenme yetkisinin de davalı şirket yönetim kuruluna bırakıldığını belirterek 28/08/2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında 3 ve 4 nolu gündem maddeleri ile alınan kararların iptaline ve bu kararların uygulanmasının tedbiren geriye bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesi 18/10/2017 tarihli ara kararı ile, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılması talebinin; davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin TTK’nun 449.maddesi uyarınca görüş ve beyanları alındıktan sonra değerlendirilmesine ve yönetim kurulu üyelerine davetiye çıkartılmasına karar vermiştir.
Yönetim kurulu üyelerinin müştereken verdikleri 01/11/2017 tarihli beyan dilekçelerinde özetle; şirketin nehir tipi iki adet hidroelektrik santralı işletmekte olduğunu, su depolama imkanı bulunmadığından üretilen elektrik miktarının doğrudan doğruya yağış miktarı ile bağlantılı olduğunu, bu bağlamda 2017 yılında yaşanan aşırı kuraklık nedeni ile elektrik üretiminin düştüğünü, bu durum şirketin nakit akışını etkilediğini, kredi geri ödemelerinde sıkıntıya soktuğunu, bilançonun iyileştirilmesi ve daha sağlıklı sermaye yapısına kavuşturulması gerekli olduğundan sermaye artışı kararının alındığını, yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, kararların yürütülmesinin geriye bırakılmasının şirketin işleyişinin sekteye uğramasına sebep olacağından davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesini beyan etmişlerdir.
İlk Derece Mahkemesi 10/11/2017 tarihli kararı ile; davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurması üzerine dairemizin 17/02/2018 tarih, 2018/44 E: 2018/39K. Sayılı ilamı kararıyla, ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesiz olması nedeniyle HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAFA KONU İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Dairemizin kaldırma kakarından sonra dosya kendisine gönderilen ilk derece mahkemesi 05/03/2018 tarihli gerekçeli kararında, 28/08/2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısınınn 3 ve 4 nolu gündem maddeleri ile alınan kararların yürütmesinin geri bırakılması konusunda yeterli ve kanaat edindirici delil bulunmadığı, HMK 390/3.maddesi gereğince yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, HMK 389/1.maddesindeki şartların oluşmadığı, şirket açısından telafisi güç zararların doğma olasılığının bulunduğu gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Davalı şirkete özel denetçi atanması taleplerinin hemen ertesi günü 28/07/2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile 28/08/2017 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılarak sermaye artımına gidilmesinin tek amacının müvekkilinin şirkette bulunan hisselerinin azaltılmasının amaçlandığını, sermaye artımının tek amacının müvekkilinin ortaklık haklarının zarara uğratılması ve hisse oranının düşürülmesini temin etmek olduğunu,
Dosyada yürütmenin geri bırakılması için yeterli delil bulunduğunu, şirket kasasına nakit girişi bulunmadığını, yeni bir yatırım yapılmadığını, müvekkilinin şirketteki hissesinin %25’den %17’ye düşürüldüğünü belirtmiş ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 28/08/2017 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4 nolu maddelerin yürütmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, genel kurul kararın iptali davasında TTK’nın 449. maddesi uyarınca 28/08/2017 Tarihli Olağanüstü Genel Kurulda alınan 3 ve 4 nolu kararların uygulanmasının tedbiren geriye bırakılması istemine ilişkindir.
TTK 449. maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkemenin bu konudaki takdir hakkının nasıl kullanacağı konusunda, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK 389 vd. maddelerinden yararlanmak gerekir.
HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “
Aynı yasanın 390/3. maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Kanun hükmü, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. İlk derece mahkemesi TTK 449.maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görüşü aldıktan sonra tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
28/08/2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 3 nolu gündem maddesi ile sermayenin 32.000.000 TL’den 94.400.500 TL’ye artırılmasına ve artırılan bu tutarın 30.079.450,26 TL’sinin mevzuatın sermayeye eklenmesine ve finansal tablolarda yer alan, öz sermaye altındaki iç kaynaklardan, 32.321.049,74 TL’nin ise 1/4’ünün tescilden önce geri kalanın ise yönetim kuruluna gerektiğinde belirtilen tarihten daha önce isteme yetkisi verilmek sureti ile 24 ay içerisinde şirket pay sahipleri tarafından taahhüt edilmek sureti ile karşılanmasına, gündemin 4 nolu maddesi ile de rüchan hakların kullandırılmasından sonra kalan payların kullanım bedelinin ilgili rapor doğrultusunda hisse başı 0,814579 TL primli olarak, yani 1 TL nominal değerli bir payın kullanım bedelinin 1,814579 TL olarak belirlenmek sureti ile mevcut ortaklara teklifine yönelik karar alındığı, davacı taraf alınan bu kararların iptali ile birlikte yürütmesinin geri bırakılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; 28/08/2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3 ve 4 nolu maddeleri ile alınan kararların yürütmesinin geri bırakılması hususunda, dosyanın mevcut kapsamı itibariyle yeterli kanaat oluşturacak delil bulunmadığı, davacı tarafın iddialarının yargılamayı gerektirdiği ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, davacıya sermaye artırımında rüçhan hakkı tanındığı, tedbir kararı verilmemesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden şu aşamada bahsedilmesinin mümkün olmadığı, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerinde bulunmadığı, ayrıca taraf menfaatleri de gözetilmek suretiyle ilk derece mahkemesince tedbirin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Bu sebeple davacının istinaf başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/05/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK 362/1.f. maddesi uyarınca karar kesindir.