Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/550 E. 2018/1531 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/550
KARAR NO : 2018/1531
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2017
NUMARASI : 2014/1698 E – 2017/1169 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen hükme karşı, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkinin piyasada basılı olarak veya temin ettiği kitapları kurum yetkililerinden alınan izinlerle kurumların gösterdiği yerlerde stantlar kurup satışa sunduğunu, satın almak isteyen şahıslara taksitli satış sözleşmeleri imzalattığını, alıcıların siparişlerini adreslerine gönderilmesini sağladığını ve kapıdan satış yapan bir pazarlama şirketi olduğunu, davalıya ait olan Nezaket Ve Görgü Kuralları isimli bir kitapla ilgili olarak davalı yan …ta basılı bulunan 400 takımın hemen teslim almak kaydı ile sözlü sözleşmeyle satın aldığını ve takımı 100,00 TL’den 400 takımın tutarı olan 40.000,00 TL için her biri 4.000 TL bedelli, ilkinin vadesi 30.06.2011 tarihinde başlayan toplamı 40.000,00 TL olan 10 adet sıralı senet verdiğini, ayrıca kitabın bundan sonraki baskısının ve dağıtımının müvekkili tarafından yapılması konusunu düzenleyen 14.10.2010 tarihli bir protokol yapıldığını, davalının 400 takım kitap bedeline ilişkin ödemeyi senet olarak almış olmasına rağmen müvekkiline göndermesi, teslim etmesi gereken 400 adet kitabın tüm taleplere rağmen bugüne kadar gönderilmediğini, ayrıca davalılardan …’i protokolden hata ve hileye düştüğünü ileri sürerek ihtarname ile caydığını bildirdiğini, ihtarnamenin 26.10.2010 tarihinde müvekkiline ulaştığını, söz konusu ihtarnamede, ihtar eden olarak … unvanının bulunmadığını, … isminin görüldüğünü müvekkilinin davalı yana ücretini belirtilen senetler ile ödediğini, 400 takım kitap setinin gönderileceğine güvenerek davalının müvekkiline vermiş olduğu bir adet numune setin müşteriye gösterilerek beğendirilmesi sureti ile 141 adet kitap seti siparişi aldığını, bu siparişleri karşılayabilmek amacı ile aynı kitabı … ve Tic. Ltd. Şti.’nden tanesi 140.00 TL’den 147 adet temin etmek zorunda kaldığını, iki adet faturanın dosyada yer aldığını, 15 adet personele asgari ücret üzerinden iki iş günü için toplam 915,00 TL masraf yaptığını, kâğıt siparişi nedeni ile 5.250,00 TL masraf yaptığını, 141 adet kitap siparişini karşılayabilmek amacıyla üçüncü şahıs… Tic. Ltd. Şti.’nden tanesi 140.00 TL’den kitap temin etmek zorunda kaldıklarından her bir kitap için 40,00 TL fazla ödemek zorunda kaldıklarını böylece (40,00TL*147=5.880,00.-TL) zarar ettiğini , davacı yanın söz konusu protokolün 9. maddesi gereği iki yıl süreli bir protokol süresince 2.000 adet basarak kitap satmayı taahhüt etmiş olup bu suretle her bir kitap için 40,00 TL, toplam 2000 kitap için 80.000 TL komisyon ödeme taahhüdünde bulunduğunu, bu riski aldığını bu nedenle sayın mahkemenin protokolün feshine dair ihtarnameyi geçerli kabul ederse protokolü haklı bir neden olmadan fesih etmiş bulunan davalının 80.000,00 TL tazminata mahkum edilmesi gerektiğini belirterek sonuçta, yukarıda kalem kalem açıkladığı toplam 92.045,00 TL alacağın, doğum tarihlerinden itibaren işleyecek temerrüt faizleriyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bedelsiz kalan senetlerin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, 17.04.2017 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesinde bedelsiz kaldığı için iadesini istedikleri senetlerden dördü için üçüncü şahıs tarafından takip başlatıldığını, takip tutarının 49.755,00 TL olduğunu, dava devam ederken bu senetleri ödemek zorunda kalırlarsa davaya istirdat davası olarak devam ettiklerini beyan ederek, fazlaya ilişkin ödeme yapmaları halinde istirdat talep hakları saklı olmak üzere, 49.755,00 TL istirdat talepleri için eksik harcı tamamladıklarını beyan etmiştir.
Davacı vekili, 03.12.2013 tarihli ıslah dilekçesinde, menfi tespit talebine konu senetler nedeniyle cebri icra baskısıyla 57.300,00 TL ödeme yaptıklarını belirterek, bu tutarın davalıdan istirdadını talep etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; davacı ile müvekkili arasında 14.10.2010 tarihli bir protokol imzalandığını, ancak davacının verdiği bilgilerin gerçeğe aykırı olduğunu öğrendiğini, davacıya teslim ettiği 24 adet eğitim setinin iadesini ve sözleşmenin feshini talep ettiğini, ancak davacının kabul etmediğini, sözleşmeyi fesih ettiğine dair ihbarname gönderdiğini, bu ihbarname üzerine davacının yetkilisi müvekkilini arayarak feshi kendisinin de kabul ettiğini, kitapları iade etmek istediğini bildirdiğini, sözleşmenin karşılıklı fesih edildiğini, 24 adet kitabın aynen, mümkün değil ise bedelinin iadesine ilişkin ortak bir protokol hazırlandığını, ancak davacının bu protokolün imzalamaktan vazgeçtiğini ve tamamen suiyiniyetli bir girişimle huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacı ile müvekkili arasında akdedilen protokolün fesih edildiğini en erken 18.10.2010, en geç ihtarın tebliği edildiği 26.10.2010 tarihinde öğrendiğini, …’ın …’ e ait şahıs işletmesi olduğunu, şahıs işletmelerini temsile ve işletme adına işlem yapmaya yetkili olan kişinin işletme sahibi gerçek kişi olduğu kuralı karşısında, fesih bildiriminin … tarafından gönderilmiş olmasının geçersiz bir fesih olarak addetmenin hukuken mümkün olmadığını, davacının protokol kapsamındaki kitapların basımı için 12.045,00 TL masraf yaptığı iddiasının da fiili ve hukuki gerçeklikten yoksun olduğunu, davacının davalı yana ait kitapların basımı için 5.250,00 TL’lik kâğıt sipariş ettiğini söylediğini, bu iddiaların asılsız olduğunu, kitapların basılabilmesi için gerekli olan filmlerin davacı yana teslim edilmediğini, filmlerin teslimi olmadığından kitapların basımı için gerekli olan teknik ebatın ve ölçülerin davacı yanca bilinemeyeceğini, davacının mahkemeye ibraz ettiği faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacının on beş pazarlamacıya iki iş günü süresince müvekkilinin katkısıyla tanıtıcı eğitim semineri verdiği iddiasının da tamamen asılsız olduğunu, bu sebeple 915,00 TL’lik bir masrafın da yapılamayacağını, müvekkiline ait kitapların piyasadaki satış rakamının 350,00 – 400,00TL olduğunu, bu rakamlar arasında satılan bir kitabın 100,00 TL ‘ye satıldığını iddia edilemeyeceği, kitapların Koçak Yayıncılık tarafından basım ve satımın Şubat 2011’den bu yana yapıldığını, bu durumda davacının Şubat 2011 ve daha sonrasından bu kitapları almış olabileceğini, sadece bir hafta geçerli kalan bir sözleşmeye istinaden kitap seti filmlerinin davacının matbaasına teslim edilmediğini, kitapların telif hakkının davacının matbaasına verilmemişken nasıl 147 adet kitap siparişi aldığı hususunun izaha muhtaç olduğunu, davacının bu siparişleri gerçekten aldığı kabul edilse dahi 4-5 ay sonra teslimatını nasıl yapıldığını, bir hafta gibi kısa sürede eğitim seminerlerini nasıl verdiğini, neden fesih olmuş bir sözleşmeye rağmen bu kadar işlem yaptığın, araflar arasındaki 14.10.2010 tarihinde imza edilen protokol uyarınca müvekkiline ait 25 adet kitap seti davacıya teslim edildiğini, buna ilişkin 3.840,00 TL bedelli faturanın taraflarından davacıya gönderildiğini, ancak bugüne kadar 25 adet kitap setine ilişkin bedelin davacı tarafından ödenmediğini, söz konusu kitap setlerinin de müvekkiline iade edilmediğini, davacının basmadığı ve satmadığı kitap setleri için müvekkilinin hakkı olduğu parayı kendisi davacının fiili ve hukuki destekten yoksun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi istinafa konu kararında: ”Davada, davacı davalı … – … ile telif hakkı davalıya ait olan “Nezaket ve Görgü Kuralları” isimli kitabın 400 takımını satın almak üzere sözlü sözleşme yaptığı, bunun için 4.000 TL bedelli 30/06/2011 tarihinde başlayan 10 adet toplam 40.000 TL bedelli sıralı senet verdiği, taraflar arasında uyuşmazlık dışıdır. Yanlar arasında bu kez 14/10/2010 tarihli bir protokol düzenlenerek söz konusu kitabın bundan sonraki baskı ve dağıtımının davacı şirket tarafından yapılacağı konusunda anlaşma yapılmış, bu protokol davalı tarafından feshedilmiştir. Açılan davada davacı senetlerin bedellerini 3.kişiye ödediğinden dolayı davasını ıslah ederek ve harç yatırarak ödediği bedelin istirdatını talep etmiş, ayrıca kitapların dağıtımından dolayı eğitim gideri ile belgelendirdiği matbaa masrafı ve kitap siparişi için yaptığı fazla ödeme ile birlikte 80.000 TL munzam zarar talep etmiştir. Yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki sözlü sözleşme karşılığı olan kitapların teslim edilmediği, bu itibarla davacının davalıya borcunun bulunmadığı ve bu senetlerden dolayı ödediği ve bilirkişiler tarafından tespit edilen (2011/23985 sayılı dosyadaki 10.074,52 TL ödeme de eklenerek ) 51.874,52 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının talep ettiği 915.00 TL eğitim gideri ile 5.880,00 TL kitap siparişi için fazla ödeme miktarının ispatlanamadığı ve eğitim giderinin davalının sorumluluğunda bulunmadığından talep edilemeyeceğinden reddine karar vermek gerekmiş, davacının yaptığı 5.250,00 TL matbaa masrafının mahkememizce hakkaniyet indirimi yapılarak satın aldığı matbaa malzemesinin %50’sini kullanabileceği bir başka deyişle oluşan zararın indirimi ile %50 i miktarı olan 2.625,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, eğitim gideri ve kitap siparişi için fazla ödeme talebinin ispatlanamadığından reddine, yine 80.000 TL munzam zararın talep edilebilir bulunmadığından reddine” karar vermiştir.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Bu aşamaya kadarki tüm cevap ve beyan dilekçelerimizi aynen bir daha istinaf incelemesinde tekrarla;
Davacı firmanın müvekkiline vermiş olduğu ve huzurdaki davanın konusunu oluşturan 4.000,00 TL bedelli 10 adet senedin dava dışı …’a ciro edildiğini, dava dışı … tarafından davacı şirket ile müvekkili aleyhine İstanbul (Üsküdar) … İcra Müdürlüğünün … ve … E. Sayılı, … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı ve… İcra Müdürlüğü’nün …sayılı icra takip dosyaları ile icra takibi başlatıldığını,
Dava dışı … ile davacı …. Ltd. Şti arasında 03.05.2012 tarihinde, müvekkili ile de 04.05.2012 tarihinde ayrı ayrı protokol düzenlendiğini, söz konusu protokollerde davacı firmanın, dava dışı …’a borçlu oldukları toplam 50.000 TL tutarındaki borcu tek başına ödemeyi taahhüt ettiğini, söz konusu protokoller davacı firmanın, müvekkiline vermiş olduğu 4000 TL’lik 10 adet senetten dolayı borcu olduğunu kanıtlamakta olduğunu, söz konusu protokoller dosyada mevcut olduğunu,
Davacı taraf, senetleri icra takibine koyan dava dışı … vekili ile arasında düzenlediği protokol ile işbu senetlerden dolayı borçlu olduğunu hiçbir itirazi kayıt sunmaksızın kabul ettiğini,
İlk derece mahkemesinin, davacı tarafın yapmış olduğu 5.250,00 TL matbaa masrafının %50 hakkaniyet indirimi ile neticesinde belirlenen 2.625,00 TL matbaa masrafının müvekkilinden tahsili yönündeki kabulü de hukuka aykırı olduğunu, zira davacı taraf yapmış olduğunu iddia ettiği matbaa masraflarını somut deliller ile ispat edemediğini,
İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümünün reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında imzalanan yayım sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasıyla açılmış bir tazminat ve menfi tespit-istirdat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf incelemesi, davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davanın ilk derece mahkemesince reddedilen kısmı davacı tarafından istinaf edilmediğinden, istinaf incelemesinin kapsamı dışındadır.Davanın tarafları olan … … ile …. Ltd. Şti. … arasında, 14.10.2010 tarihli ve 2 yıl süreli protokol düzenlenmiştir. Bu protokolle Nezaket ve Görgü Kuralları Eğitim setinden … şirketinin 1000 adet ve üzerinde baskı yapacağı, dağıtımını davacı ….. şirketinin ifa edeceği, bu baskılar için davacı … şirketinin, …’a komisyon ödeneceği kararlaştırılmış, protokol akabinde de davacı, …- … e 30.06.2011-31.03.2012 arasında her bir ay 4.000 TL olmak üzere 10 ay için 40.000 TL senet verilmiştir.
Her ne kadar davalı hile veya hata nedeniyle 25/10/2010 tarihinde yukarıda bahsi geçen protokolü feshetmiş olduğunu ileri sürse de dosya kapsamında davalı hile ve/veya hata iddiasını kanıtlayacak somut bir delil ortaya koyamamıştır. Bu sebeple protokolün haklı olarak feshedildiği yönündeki savunma kanıtlanmamıştır.
Davalı taraf sözleşmeyi tek taraflı olarak ve haklı bir sebep bulunmaksızın feshettiğinden, sözleşme uyarınca aldıklarını davacıya vermekle yükümlüdür. Protokol uyarınca davalıya verilen senetlerin davalı tarafından üçüncü şahsa ciro edildiği, üçüncü şahıs tarafından bu senetlerin icra takibine konulduğu ve davacı tarafından, icra takiplerine toplam 51.874,52 TL ödeme yapıldığı sabit olup davalı bu tutarı davacıya ödemekle yükümlüdür. Çünkü, davalı, sözleşme uyarınca aldığı senetleri iade etmeyip üçüncü şahsa ciro ettiğine göre senet tutarları kadar zenginleşmiştir ve bu senetler nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığı tutarları davacıya ödemek zorundadır.
Davalı, senetlerin davacıya teslim edilen kitaplar karşılığında verildiğini, bu nedenle menfi tespit ve istirdat talebinin haksız olduğunu ileri sürmüşse de; davacının deliller listesinde yemin deliline dayanmış olduğu, davacı vekilinin bu konuda sunduğu yemin metninin talimat yazılan Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesince 13/04/2016 tarihli yapılan duruşmada davalı …’e çıkartırılan yemin davetiyesinin tebliği edildiği, söz konusu yemin metninin ”Davacıdan almış bulunduğumuz 40.000 TL lik senet, bir takımı 100 TL’ den, 400 takım kitabın teslimi için alınmamıştır. ” ibarelerinden oluştuğu ve davalının hazır olmaması sebebiyle talimatın mahalline iade edildiği ve bu şekilde davalının yemin etmekten kaçınmış olduğu görülmüştür. Sonuç olarak davacı, senetlerin yemin metninde yer alan hususta, yani sözleşme uyarınca ödenecek komisyon bedeli karşılığı verildiği iddasını ispat etmiştir.
İki adet protokol dosyaya sunmuştur. 03.05.2012 tarihli protokol; davacı şirketi, dava dışı… (alacaklı) tarafından belirtilen takip dosyaları üzerinden 50.000 TL borçlandıran bir protokoldür. Bu protokole istinaden Borçlu … ile alacaklı … vekili arasında 04.05.2012 tarihli protokol düzenlenmiş, 50.000 TL’ nin ödeme koşulları belirtilmiştir.
Davacı 03/05/2012 tarihli protokol gereği senetlerin bedellerini dava dışı ….’a ödemiş olduğundan somut olayda sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulması söz konusudur. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir (TBK m.77/1). Somut olayda bu koşulların tamamı gerçekleşmiştir.
Davacının, icra tehdidi altında takip alacaklısı üçüncü şahısla yaptığı protokoller ve borcun kabul edilmiş olması, davalıya borçtan kurtaran bir olgu olarak değerlendirilemez. Çünkü, kambiyo senedinin sebepten mücerretliği ve şahsi defilerin senet hamiline karşı ileri sürülmesi mümkün olmadığından, davacının senet hamili alacaklıyla yaptığı protokolde borcu kabul etmiş olması davalıyı borçtan kurtaran bir olgu olarak değerlendirilemez.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi olarak adlandırdığı 17.04.2012 tarihli dilekçe, mahiyeti itibariyle ıslah dilekçesi olmayıp beyan dilekçesidir. Müvekkilinin, menfi tespit istemine konu bonolar nedeniyle kambiyo takibine maruz kaldığını açıklamış, bu değer üzerinden harç ikmal etmiştir. 03.12.2013 tarihli dilekçesi, menfi tespit talebine konu senetler nedeniyle ödenen miktarın istirdadı talebine ilişkindir. Bu dilekçe, ıslah dilekçesi olarak esas alınmıştır. İlk derece mahkemesinin, senetler karşılığında üçüncü şahsa ödenen tutarların davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Davacı, sözleşmenin feshi nedeniyle yaptığı 915,00 TL eğitim masrafı istemişse de bu talep ilk derece mahkemesince reddedilmiş, davcı vekili tarafından karar bu yönden istinaf edilmemiştir. Sözleşmenin feshi nedeniyle yoksun kalınan gelir nedeniyle talep edilen 80.000 TL tazminatın ve 147 adet kitap siparişini karşılamak üzere fazladan ödenen 5.880 TL tazminatın reddine karar verilmiş bu karar da davacı vekili tarafından istinaf edilmemiştir.
Davacı vekili, 5.250 TL matbaa- kağıt masrafı talep etmiş, mahkemece bu talep, hakkaniyet ilkesi gereği %50 indirim yapılarak 2.625,00 TL üzerinden kabul edilmiş, davalı vekili kararı bu yönden istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesi bu kalemi kısmen kabul etmişse de; davacı taraf sözleşme uyarınca böyle bir masraf yaptığını somut delillerle kanıtlayamamıştır. Bu konuda 05.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda isabetli değerlendirme yapılmıştır. Bu tespite göre, davacının bu talebine dayanak yaptığı kağıt ve matbaa faturasının sözleşme tarihinden önceye ilişkin olduğu, bu kağıt alımının sözleşmeyle ilgisinin kurulamadığı anlaşılmaktadır. 14.02.2013 havale tarihli raporda davacının, fesih tarihinden önce kağıt gideri yaptığını kanıtlaması ve kağıtları davalıya iade etmesi halinde bu kalem tazminatı talep edebileceği tespiti yapılmıştır. Bu masrafın, dava konusu sözleşmeyle ilgili olduğu iddiası, somut delilerle ispat edilmediğinden, ilk derece mahkemesince bu kaleme ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalının istinaf talebi bu kalem yönünden haklı bulunmuştur. İlk derece mahkemesinin istinaf konu karı bu yönden düzeltilmelidir.
Davacının senetler karşılığı ödediği 51.874,52 TL’yi talep hakkının bulunduğu, davanın bu miktar için kabulünün gerektiği, diğer tüm tazminat kalemleri yönünden davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Mahkemece kabul edilen istirdat tutarına faiz yürütülmediği, davacı vekilince bu hususun istinaf sebebi yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. Maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak esas hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın kısmen kabulü ile 51.874,52 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine,
3-Alınması gereken 3.543,54 TL harçtan, peşin alınan 1.366,90 TL ve 739,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.105,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.437,64 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 6.056,20 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 9.943,63 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, peşin ve ıslah harcı toplamı olan 2.105,90 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından harcanan 222,00 TL posta ve tebligat masrafı, 2.180,00TL bilirkişi masrafı toplam 2.402,00 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranlarına göre hesaplanan878,75 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, baki kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde, yatıran tarafa iadesine,
9-İstinaf aşamasındaki giderler yönünden;
a-Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,
b-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından yatırılan peşin istinaf harcın talep halinde davalıya iadesine,
c-Davalı vekili tarafından istinaf aşamasında sarfedilen davetiye ve dosya gönderme gideri 32,50 TL ile 98,10 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 130,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
13-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve davalı yönünden temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davlı vekiline tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.