Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/546 E. 2018/1547 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/546
KARAR NO : 2018/1547
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2017
NUMARASI : 2017/94 E- 2017/1107 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Gıda Maddeleri San. Tic. Anonim Şirketi ile aralarında ticari ilişki doğduğunu, müvekkili şirketin, tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı tarafından söz konusu borç miktarını vade tarihinde ödenmediğinden o tarihteki cari hesap alacağı olan 41.104,89 TL’nin tahsili için borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini, 11.11.2016 vade tarihli carî hesap ekstresi ile de sabit olduğu üzere müvekkilinin davalıdan 41.104,89 TL alacağı bulunduğunu belirterek, icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirket tarafından davacı firmaya yapılan kısmi ödemeler nispetinde gerekli düşümler yapılmadan takibe geçildiğini, davacı firma tarafından takibe konu edilen miktarın, asıl borcu yansıtmadığını, davaya konu icra dosyasında davacı firmanın talep etmiş olduğu meblağın haksız ve hukuka aykırı hesaplamalar neticesinde bulunmuş olup, alacaklı olduğunu iddia eden firmanın talep edilen miktarda bir alacağı bulunmadığından davanın ve taleplerinin reddine, reddedilen miktar üzerinden kötü niyetli takip yapıp dava açan davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Davacının 2015 ve 2016 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafından düzenlenen 9 adet fatura nedeniyle davacının 88.428,03 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından muhtelif tarihlerde yapılan 47.322,58 TL ödeme neticesinde davacının usulüne uygun tutulan ticari defterleri kapsamında 41.105.45 TL alacaklı olduğu ve bu bedelin ödenmediği, davacının talebinin ise 41.104,89 TL olduğu belirlenmiş olmakla davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalının itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak asıl alacak miktarının %20’sine tekabül den icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline” karar vermiştir.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek ayrıca bilirkişi raporunun hükme esas teşkil edebilecek nitelikte olmadığını, ek rapor alınması gerektiğini,
Davacı tarafça icra takibine konu olan alacak miktarının müvekkilin ticari defter ve kayıtları ile uygun olmadığını, dolayısıyla likit alacak olarak değerlendirilemeyeceğini, müvekkili şirketin itirazının, davacı tarafın iddialarının aksine, kötü niyetli olmayıp haklı ve yerinde bir itiraz olduğunu, bu sebeplerle ilk derece mahkemesince icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanı reddine, %20 oranında hesaplanacak kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Takip talebinde alacağın sebebi olarak 11.11.2016 vade tarihli cari hesap alacağının gösterildiği, ilamsız takipte ödeme emrinin davalı-borçlu tarafına 10.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlu vekili tarafından borcun tamamına ve borcun fer’ileri olarak talep edilen faiz vesair ödeme emrinde belirtilen borcun tüm fer ilerine itiraz ettiklerini, alacaklı tarafından talep edilen miktarın müvekkilin ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, alacak miktarının likit olmadığını, talep edilen işlemiş faizin fahiş oranda hesaplanarak iyi niyet kurallarına aykırı davranıldığını, kanuna aykırı olarak anapara ile faiz toplamına fahiş oranda gecikme faizi tahakkuk ettirildiğini beyan ederek takibin durdurulmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede davacı-alacaklı şirketin incelemeye konu edilen 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, söz konusu ticari defterlerde icra takibine konu edilen 9 adet fatura karşılığının toplamı 88.428,03 TL olarak borçlu hesaba kayıt edildiği, davalı tarafından davacıya ödenen muhtelif tarihlerdeki ödeme işlemleri toplamı olan 47.322,58 TL’nin ise alacaklı hesaba kayıt edildiğinin tespit edildiği; davacı-alacaklı şirket ticari defter kayıtlarına göre toplam fatura karşılığı olan 88.428,03 TL tutardan davalı şirket tarafından davacıya ödenen 47.322,58 TL’nin tenzili ile (88.428,03 – 47.322,58 ) 41.105,45 TL tutarında davacı şirketin davalıdan alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Davalı tarafından iddia edilen kısmi ödemelerden davacının ticari defterlerinde 47.322,58 TL olarak kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı cari hesap uyuşmazlığı bulunduğunu ve daha fazla kısmi ödeme olduğunu iddia etmiş olsa da bu iddialarını ispat eder nitelikte belge sunmadığı ve davalı şirketin yargılama aşamasında ticari defter ve kayıtlarını 01/08/2017 tarihli ara kararı ile inceleme gününde sunması için ihtar edildiği, bu ihtarın davalı şirkete usulüne uygun tebliğ edildiği, bilirkişi incelemesi için tayin edilen günde defterlerin hazır edilmediği, bu nedenle davalı tarafın defterlerinin incelenemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı taraf, daha fazla ödeme yaptığına dair savunmasını kanıtlayamamıştır.
Dosya kapsamında ek bilirkişi raporu alınmasını gerektirir bir durum olmadığı, alacak faturaya dayalı olup likit bulunmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmakla, davalı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 2.105,90 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20/12/2018
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.