Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/545 E. 2018/1545 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/545
KARAR NO : 2018/1545
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2017
NUMARASI : 2014/1149 E- 2017/422 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 24.01.2012 tarihinde iş akdi imzalandığını, davalının ilaç satış temsilcisi olarak işe başladığını, kendisine verilen eğitim nedeni ile 3 yıl süreli iş akdi imzalandığını, iş akdi gereğince davalıya brüt 1.575 TL ödendiğini, davalının Afyonkarahisar ….Noterliğinin 05.11.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile iş akdini feshettiğini bildirdiğini, görünüşte haklı nedenle feshettiğini iddia eden davalının aslında daha yüksek maaşla rakip firmada çalışmak istediği için işten ayrılmış olduğunu, müvekkilinin 1995 tarihinde kurulmuş, beşeri ve ağırlı olarak hayvan sağlığı sektöründe uluslararası standartlarda her türlü ilaç, aşı, kimyasal maddelerini üreten, ticaret ve pazarlamasını yapan sektöründe tanınan, yüksek sermayeli ve iş hacmi büyük olan bir firma olduğunu, davalının ilaç sektöründe bilgi sahibi olmaması nedeniyle kendisine eğitim verildiğini, davalı ile 3 yıllık hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalı 1 yıl dahi çalışmadan is akdini feshedip sektörde rakip firma olan …. Tic A.Ş.’ de çalışmaya başladığını, müvekkilinin davalı için yaptığı eğitim masrafnın 5.645,00 TL olduğunu, çalışma koşullarında değişiklik olduğunu iddia eden davalının kendisine ağır gelen ya da ihtarnamesinde vaat edilen hususların düzeltilmesini istemek yerine, süre vermeksizin iş akdini feshettiğini, davalı ile yapılan sözleşmenin VII özel şartlar bölümünün b maddesinde “Sözleşmenin sona ermesinden sonra iki yıl süre ile Ege Bölgesinde aynı işi yapan ve aynı alanda faaliyet gösteren bir firmada çalışamaz” hükmü getirildiğini, davalının, davacının yanında ilaç sektörü konusunda bilgi edindiğini, acemiliğini attığını, sektördeki hazır müşteri portföyünü de bu öğrendiğini, bu bilgi birikimini müvekkilinin yanında uygulaması gerekirken, aynı alan faaliyet gösteren … Tic A.Ş.’de kullanarak rekabet yasağına aykırı davrandığını, ayrıca müvekkilinden edindiği fiyat ve ürün bilgisini de bu çerçevede kullanmış olmasının da muhtemel olduğunu, davalının haksız olarak iş akdini feshetmesi nedeni ile kendisine yapılan eğitim giderleri ve sebepsiz olarak zenginleşen tutarları iade etmesi için Beyoğlu .. Noterliğinin 12.12.2012 tarih ve… yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini, görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin VIII maddesi gereğince iş akdinden doğan davalarda “Kartal Mahkemeleri” nin yetkili olduğunu belirterek sonuçta, 15.750 TL cezai şart alacağının 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf süresinde cevap dilekçesi vermemiştir. Aşamalarda verdiği beyan dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesi, yaptığı yargılama sonucunda verdiği istinafa konu kararında; ”….Tic. A.Ş.’nin merkezi İstanbul İlinde olup, davalı işçi ise bu şirketin Balıkesir ilindeki birimlerinde çalışmıştır. Balıkesir ilinin idari sınırları hem Ege hem de Marmara Bölgesinde bulunmaktadır. Davalının Balıkesir ilinin hangi bölgede kalan kısmında faaliyette bulunduğu hususunda dosyada bir açıklık bulunmamaktadır. Bu hususta ispat yükü üzerinde olan davacının, davalının Balıkesir ilinin Ege Bölgesinde kalan kısmında çalıştığını ispatlaması gerekmekte olup, bu husus usulünce ispatlanmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkili ile davalı arasında imzalanmış olan 24/01/2012 günlü sözleşmenin VII. nolu Özel Şartlar maddesine göre davalının, iki yıl süre ile Ege Bölgesi’nde işveren ile aynı işi yapan ve aynı alanda faaliyet gösteren bir firmada çalışamayacağını, ortak olamayacağını, başka bir sıfatla katılamayacağını ve kendi adına iş kuramayacağını taahhüt ettiğini, bu kurala aykırı hareket halinde ise işverenin uğrayacağı tüm zararları karşılamakla sorumlu olacağı gibi ayrıca brüt ücretin on katı tutarında cezai şartı ödemeyi kabul ettiğini,
Davalının çalışmış olduğu… A.Ş.’ye yazılan müzekkerenin cevabında davalının şirketin hayvan sağlığı bölümünde ve Balıkesir ilinde çalıştığının belirtildiğini,
Mahkemece verilmiş olan kararın gerekçesinde Balıkesir ilinin idari sınırlarının hem Ege hem de Marmara bölgelerinde bulunduğu, davalının Balıkesir ilinin hangi bölgesinde kalan kısmında faaliyette bulunduğu konusunda bir açıklık bulunmadığı ve bu konudaki ispat yükünün davacıda olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddedildiğini, … A.Ş. gelen 02.04.2015 tarihli cevabi yazıdan da görüleceği üzere, davalının Balıkesir ilinin tamamında çalıştığını, diğer bir anlatımla davalının Marmara Bölgesi’nin yanı sıra, Ege Bölgesi’nde de çalıştığının sabit olduğunu, ilk derece mahkemesinin karar gerekçesinin oluşa ve hukuka aykırı olduğunu,
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi 24/01/2012 tarihli olup 818 sayılı BK yürürlükteyken imzalanmıştır. Ancak, davalı, 05/11/2012 tarihinde, yani 6098 sayılı TBK yürürlüğe girdikten sonra hizmet akdini istifa suretiyle sona erdirmiştir.
6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesi uyarınca, “Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükteyken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır”.
Yine aynı Kanun’un 4. maddesi uyarınca, “Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olup da Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış fiil ve işlemlere Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır”.
Taraflar arasında 818 sayılı BK yürürlükte olduğu dönemde akdedilen hizmet sözleşmesinde; işçinin, işten ayrıldığı takdirde iki yıl süreyle rekabet etmeme yükümlülüğü altına girdiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin bu hükmü, davalının işten ayrıldığı 2012 yılından itibaren hüküm doğurmaya başlamıştır. Bu durumda, 6101 sayılı Yasa’nın 4. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak dava konusu rekabet yasağı ve ceazi şarta ilişkin sözleşme hükmü konusunda Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanmalıdır (Yargıtay 11.H.D.’nin 2015/6975 E.- 2016/2969 K.sayılı, 16.03.2016 tarihli emsal kararı).
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin özel şartlar başlıklı VII. maddesinin d bendinde, ” İş Gören, iş bu hizmet sözleşmesinin sona ermesinden iki 2 yıl süre ile Ege Bölgesinde, iş veren ile aynı işi yapan ve aynı alanda faaliyet gösteren bir alanda çalışamaz, ortak olamaz ya da başka bir sıfatla katılamaz. Ya da kendi adına iş kuramaz. ”, c bendinde ise ”İş gören bu hükme aykırı hareket etmesi halinde iş verinin uğrayacağı tüm zararları karşılamakla sorumlu olacağı gibi ayrıca brüt ücretinin on katında cezai şart ödeyecektir .” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
Olaya uygulanması gereken TBK’nın 445/1.maddesi uyarınca, “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğine hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde, yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz”.
Aynı maddenin 2.fıkrasına göre ise “Hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve iş verenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir”.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davalının …A.Ş.’nin Balıkesir şubesinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Balıkesir ilinin idari sınırları, bazı coğrafi kaynaklara göre, hem Marmara hem de Ege Bölgesi içerisinde kalmaktadır. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşmenin, TBK’nın 445/1.maddesi anlamında geçerli bir coğrafi sınırlama içerdiğinden söz edilemez. Bu nedenle davacının talebine dayanak yaptığı sözleşmenin, açık ve net bir coğrafi sınır içermemesi nedeniyle, davalının sözleşmedeki rekabet yasağını ihlal ettiğinden söz edilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olması isabetlidir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm erilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353.1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.20/12/2018
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.