Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/536 E. 2018/1322 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/536
KARAR NO : 2018/1322
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2017
NUMARASI : 2016/701 2017/1075
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan olan alacağı nedeniyle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasıyla yaptıkları takibin borçlu vekilinin itirazı üzerine durduğunu, borçlu vekilinin söz konusu takipte borcun aslına ve ferilerine itiraz ettiğini, müvekkilinin davalıdan olan takip konusu alacağın faturaya ve cari hesap bakiyesine dayalı olduğunu, borçlu/davalı tarafın haksız olarak ve hiçbir gerekçe öne sürmeden borca ve ferilerine itiraz ettiğini, gerek müvekkilinin ve gerekse borçlunun ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesiyle sabit olacağı üzere müvekkilinin davalıdan takip miktarı kadar alacağının bulunduğunu belirterek,icra tekibine vaki haksız itirazın iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap verilmediği ancak vekili tarafından vekalet ibraz edildiği delil sunulmadığı, bilahire bilirkişi raporu alındıktan sonra dosyaya beyanda bulunularak; davacının iddialarının yerinde olmadığını, sunulan delillerin yeterli bulunmayıp söz konusu faturanın delil olarak kullanılmasının şarta bağlı bulunduğunu, faturanın taraflarına teslim edilmiş olsa dahi cevap verilmeyerek inkar edildiğine göre fatura konusu malların tesliminin yazılı delil ile ispatının gerektiğini, aralarında akdi bir ilişkinin varlığının ispat edilemediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istediği ve rapora itirazlarını bildirdiği anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararında özetle; davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve lehine delil teşkil ettiği, cari hesaba dayalı alacağının mevcut olduğunun belirlendiği, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği ve delil de sunmadığı, dosyaya vermiş olduğu cevaplarında icra dosyasına yaptıkları itirazlarında kendilerine mal teslim edilmediğine dair de itirazlarının bulunmadığı, alacağın sadece doğrudan faturaya dayanmayıp taraflar arasında 2014 yılından bu yana devam eden ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının da dayanak olarak belirtildiği, devam eden bu ilişki içerisinde zaman zaman yapılan virmanların bulunduğu, davalının delil sunmayarak son bilirkişi aşamasında rapora yönelik itirazlarını ifade etmesi karşısında davacının usulüne uygun olarak tutulmuş defterleri lehine delil olarak kabul edilmiş, davalı tarafından da defterlerin ibraz edimemiş olması ile bu aşamada ek raporun bir yenilik getirmeyeceği değerlendirilerek dosyanın tekemmül ettiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, ancak bu alacağın da kayıtlar ile likit bulunduğu belirlenmiş olmakla takip tarihi dikkate alınarak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılamada davacı tarafından alacak ispat edilememiş olmasına rağmen eksik ve hatalı bir bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verildiğini,
Davacı firma tarafından 51.876,00 TL’nin tahsili için İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibine 06.05.2016 tarihinde verilen itiraz dilekçesi ile takibe konu borca, ferilerine, faiz oranına ve miktarına itiraz edildiğini,
Müvekkilinin davaya cevap verilmeyerek davayı inkar ettiğini, davacı tarafından iddia edilen alacağın ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafından söz konusu alacağın ispatı için kendisi tarafından tanzim edilmiş olup müvekkiline tebliğ edilmeyen irsaliyeli faturayı ve ticari defterleri delil olarak gösterdiğini, davacı tarafından dava konusu alacağın kaynağı olarak bir adet irsaliyeli faturaya dayandığını, faturanın her zaman tek taraflı olarak düzenlenmesi mümkün bir belge olup bu sebeple faturanın delil olarak kullanılabilmesi için bir takım şartları sağlaması gerektiğini, alacağa konu faturanın tebliğ edildiğinin ve fatura muhteviyatı malların müvekkili firmaya teslim edildiğinin ispat edilemediğini, başka bir delille desteklenmeden defter kayıtlarının davacı lehine kesin delil kabul edilerek hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesi tarafından davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka ayrı olup bozmayı gerektiğini, Yargıtayın yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere, alacağın likit olmaması halinde icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini,
Açıklanan bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, faturalı mal satışından kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili isteğine ilişkindir.
Davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine karşı davalı vekili tarafından verilen itiraz dilekçesinde, takip konusu borcun zamanaşımına uğradığına yönelik itirazının mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı taraf, yasal süresi içinde davaya cevap vermemiş olup HMK’nın 128. maddesi uyarınca münkir durumundadır.
Mahkemece, TTK’nın 83. maddesi uyarınca tacir olan tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalının ihtara rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmıştır. Davacının ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş olup sahibi lehine delil değeri taşımaktadır. Davacı tarafından davalı şirket adına tanzim edilmiş irsaliyeli faturanın teslim alan bölümünde herhangi bir isim, imza olmaması sebebi ile bu irsaliyeli faturadan, faturanın muhteviyatı malların davalıya teslim edildiği, faturanın davalıya tebliğ edildiği hususunda bir tespit yapılamadığı, ancak ödeme emrinde alacak bilgisi bölümünde faturanın belirtildiği, ödeme emri ekinde de irsaliyeli faturanın yer aldığı, davalı şirket tarafından takip dosyasına yapılan itirazda akdi ilişkiye yönelik bir itirazın dile getirilmediği, faturanın tebliğ edilmediğine dair bir beyan sunulmadığı, fatura muhteviyatı malların teslim edilmediği hususunda bir beyanlarının bulunmadığı, zamanaşımı nedeniyle borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Kural olarak, davacının fatura konusu malın teslim edildiğini kanıtlaması gerekir. Ancak, davalı icra dosyasındaki itirazları ile bağlı olmamakla birlikte, yargılama aşamasında icra dosyasındaki itirazıyla çelişecek beyanlarda bulunamaz. HMK’nın 29. maddesi uyarınca taraflar dürüst davranmakla yükümlüdür. Dosyanın incelenmesinde; davalı borçlunun icra dosyasında takip konusu borcun zamanaşımına yönelik itirazının mevcut olduğu, dolayısıyla bu şekilde akdi ilişkiyi ve teslimi zımnen kabul ettiği, bilirkişi raporunda ise davalının malın teslim edilmediğini öne sürdüğü, bu davranışının çelişkili davranış yasağına aykırılık teşkil ettiği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda, davalı vekilinin istinaf sebep ve gerekçeleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-a)Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,
b)Bakiye 2.657,55 TL istinaf nispi harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
6-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.