Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/533 E. 2018/1388 K. 23.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/533
KARAR NO : 2018/1388
KARAR TARİHİ: 23/11/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2017
NUMARASI : 2015/381- 2017/705 E.K
DAVANIN KONUSU : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan Doğrudan Borçlanma Protokolü (DBS) gereğince, dava dışı … Ltd, Şti.’nin müvekkilinden yaptığı alışverişlere konu fatura bedellerinin, banka nezdinde bulunan DBS hesabından tahsili ile veya adı geçen şirkete açılan KMH hesabından tahsil edilerek müvekkilinin tahsilat hesabına aktarılması konusunda mutabakata varıldığı, dolayısıyla davalı bankanın, dava dışı … Ltd. Şti.’nin müvekkiline olan faturalarını ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin anlaşma gereğince faturaları sisteme yüklediğini, 13.08.2014 tarihinde 71,340,00 TL, 05.09.2014 tarihli teyit dosyası kapsamında 205.684,00 TL ve son olarak 14.01.2015 tarihinde toplam 22.848,00 TL tutarlı 4 adet faturanın kayda alınmasına rağmen davalı tarafça 06.03.2015 tarihli gönderide “„bayiinin yakın izlemeye alınması nedeni ile DBS limiti iptal edilecektir, yüklü faturalar kredi limiti müsait olmadan yüklendiğinden garantisiz olduğundan ödeme gerçekleşmeyecektir” gerekçesiyle müvekkiline ödenmesi gereken toplam 299.872,00 TL ödemenin yapılmadığını ileri sürerek 299.872,00 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin protokol kapsamında sorumluluğunun dava dışı borçlu müşteri … Ltd. Şti. için tahsis edilmiş kredi limitinin henüz kullanılmamış kısmı ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin 13.08.2014 tarihinde, dava dışı şirketin kullanılabilir limitinin olmadığını davacıya bildirdiğini, buna rağmen davacı tarafından kullanılabilir limiti aşan tutarda fatura yüklemesi yapıldığını, dava konusu edilen faturaların garanti kapsamı dışında kaldığını, nitekim 06.03.2015 tarihinde müşterinin DBS limitinin tamamen iptal edildiğinin davacıya bildirildiğini, dolayısıyla dava dışı müşterinin kredi limiti yeterli değil ise müvekkili bankanın fatura bedellerini ödemekle yükümlü olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Doğrudan Borçlanma Protokolü çerçevesinde firmanın (davacının) müşterisine ( dava dışı … ) verdiği mal veya hizmete ilişkin faturanın limit dahilinde ödenmesi şeklinde olup, dava dışı firmanın limitinin ancak müsait olması karşılığında yüklenen faturaların ödenmesi ile mümkün olduğu, faturalar sisteme yüklenmiş olsa da protokole ilişkin işleyişte bankanın ödeme yükümlülüğü dava dışı şirketin tanımlamış olan kredi limiti ile sınırlı olacağı, 21.07.2014 tarihinde dava dışı …Merkezi Ltd. Şti’nin hesap bakiyesinin eksi (-299.987,56 TL) olduğu, yani davalı bankaya dava dışı firmanın bu tutar kadar borçlu olduğu, davalı bankaca limit-riskinin bu tarihten sonra açılmamış olduğu, davalı bankaca, dava dışı … Merkezi Ltd. Şti’ne tanımlanan kredi limiti ile sınırlı olması ve kredi riskine ilişkin bildirimin 13.08.2014 tarihli mail ile firmaya bildirildiği, 21.07.2014 tarihinden sonra davacı şirkete herhangi bir fatura ödemesinin gerçekleşmediği, sonuç olarak taraflar arasında İmzalanan sözleşmenin 4.5 ve 4.9 maddeleri uyarınca dava dışı (MÜŞTERİ) hesabının kredi limitinin müsait olmaması nedeniyle, davacı firma tarafından yüklenen fatura ödemelerinin davalı bankaca haklı olarak gerçekleştirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline olan sorumluluğunun hem dava dışı müşteri şirketin vadesiz mevduat hesabını, bu hesap müsait değil ise, ticari kredili mevduat hesabını kapsadığını, bu hesapta da bir limit getirilmediğini, müvekkilinin tarafı olmadığı kredili hesapla ilgili limit müvekkilinin ilgilendirmediğini, ayrıca davalının sözleşmeden doğan limit bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkilini yanıltığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı bankanın istinafa cevap dilekçesinde özetle; sözleşmede, müvekkili bankanın ödeme yükümlülüğünün dava dışı şirketin tanımlamış olan kredi limiti ile sınırlı olduğunun hükme bağlandığını belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Davacı, dava dışı … Ltd. Şti.’ne satılan mallar karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin, davalı bankanın doğrudan borçlanma protokolü kapsamında, dava dışı şirketin banka nezdinde bulunan hesabından veya kredili mevduat hesabından karşılamayı taahhüt ettiğini, ancak toplam 299.872,00 TL bedelli fatura bedellerini ödemediğini iddia ederek bu bedelin tahsilini istemiş, davalı banka ise, sorumluluğunun dava dışı şirketin kredi limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında imzalanan Doğrudan Borçlanma Protokolü üçlü bir ilişkiyi içermekte olup, davacı müşterilerine satış nedeni ile düzenlediği faturaların aynı banka nezdinde müşteri adına tanımlı hesaplardan doğrudan borçlanma protokolü şartlarında tahsili hususuna yöneliktir. Bu bağlamda, somut olayda, davalı bankaca dava dışı müşteriye acılan kredi limiti dahilinde ödemelerini 21.07.2014 tarihine kadar gerçekleştirmiştir. Ne var ki, bu tarihten sonra dava dışı şirketin hesap bakiyesinin 31.07.2014 tarihi itibariyle eksi (-299.987,56 TL) borç bakiye vermesi üzerine, hesabın kat edildiği ve nitekim 21.07.2014 tarihinden sonra davacı şirkete herhangi bir fatura ödemesi gerçekleşmediği ihtilafsızdır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.5 ve 4.9 maddelerinde, davalı bankanın fatura ödemelerini müşterinin davalı bankaca tahsis edilen kredi limitinin kullanılmamış kısmı ile sınırlı olduğu ve kredi limitinin yeterli bulunmaması halinde davalı bankanın tahsilat işlemini gerçekleştirmekle yükümlü olmadığı hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla faturalar sisteme yüklenmiş olsa da, protokole ilişkin işleyişte davalı bankanın ödeme yükümlülüğü dava dışı şirketin tanımlamış olan kredi limiti ile sınırlı olacağından, davalı bankanın sözleşmeden kaynaklı davacıya müşteri ile ilgili bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğine yönelik iddianın ayrı bir davanın konusunu teşkil ettiğinden, ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerinde olup, yerinde olmayan davacının tüm istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacı vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23/11/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.