Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/500 E. 2018/1323 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/500
KARAR NO : 2018/1323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2018
NUMARASI : 2016/389 E- 2018/58 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ulusal ve uluslararası taşıma sektöründe öncü kuruluşlardan biri olduğunu, alt taşıyıcılarla farklı modlarda taşıma işleri organize ettiğini, davalıyla da yoğun çalışan müvekkilinin, davalı tarafından düzenlenen faturaları bulunduğunu, ekte listesi verilen faturalara konu hizmetlerin verilmediğinin tespit edildiğini, davalının hizmet vermeden faturaları düzenleyerek ödemelerini tam ve eksiksiz aldığını, faturalarda yer alması gereken detaylı taşıma bilgilerinin yer almadığını, faturalarda sadece “nakliye bedeli” ifadelerine yer verilmesinin de davalının sunduğu hizmetin verilmediğini gösterdiğini, davalının talep edilmesine karşın söz konusu faturalar ile ilgili bilgi vermediğini, iade faturaları düzenlendiği halde cevap verilmediğini belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak şartıyla, 18.231,00 TL alacağın, ödeme tarihleri gözetilerek, temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafın dava dilekçesindeki hiçbir iddiayı kabul etmediklerini, düzenlenen faturaların haklı ve yerinde olduğunu, hizmet karşılığı olduğunu, iade faturalarının haksız olduğunu, bir yılı bulan ticari ilişkide davalının sahibi olduğu üç taşıtla hizmet verildiğini ve her birinde “nakliye bedeli” ifadesi ile fatura tanzim edildiğini, kesilen faturaların her birinin işin görülmesini takiben düzenlendiğini, bir yıl içinde toplam dokuz taşıma işi yapıldığını, her birinde “nakliye bedeli” açıklaması bulunan faturalar tanzim edildiğini, sekiz gün içinde faturalara itiraz edilmediğini, iddia edildiği gibi fatura içeriği ve düzenleme şekli hususunda özel bir yükümlülük bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile; fatura içeriğine itiraz edilmemesinin faturaya dayanak teşkil eden temel işin yapıldığını göstermediğini, sekiz gün içinde itiraz edilmeyen faturanın karine etkisinin sadece içeriği İle ilgili olduğunu, müvekkili firmaya her ay ve değişik firmalardan onbinlerce fatura geldiğini ve karışıklık olduğunu, denetim ile hizmet verilmediğinin anlaşıldığını, söz konusu faturaların kayda alınmasına karşın iade faturaları düzenlendiğini, davalının iddia ettiği taşımaların fiilen gerçekleşmediğini, davalının görülen işe ilişkin emir-talimat, yazı sevk irsaliyesi ve sair delilleri sunması gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, davacının basiretli tacir özeni göstermediğini, navlun – nakliye faturalarının taşımayı tevsik ettiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararında; davacı tarafın davalıyla ticari ilişkisi çerçevesinde, dosyaya yansıyan deliller, defter incelemesi, dilekçeler doğrultusunda; davacı tarafın hesap mutabakatını sunamadığı, iddia ettiği gibi kendi yanında çalışanların usulsüz işlerinin kendi iç ilişkisi olup ticari hayatına bu hususu yansıtamayacağı, taşımaların incelenmesinde bazılarında irsaliyeye atıfta bulunulup diğerinde bulunulmadığı, aralarındaki teamülün irsaliye atfı olmadan da taşıma işinin görülmesinin söz konusu olduğunu teyit eder nitelikte bulunduğu, düzenlenen faturaların ödendiği, basiretli tacir karinesi gereğince 8 gün içinde faturalara itiraz mümkün iken bu hakkını kullanmadığı, aksi yöndeki iddianın da herhangi bir delille ispatlanamadığı gerekçesiyyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkilince hesap mutabakatı sunulamadığı şeklinde gerekçe gösterilmiş olmasının kanuna aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafla mutabakat yapmak gibi bir zorunluluğu bulunmadığı gibi kanunda mutabakat yapılmadığı takdirde borcun veya sebepsiz zenginleşilen tutarın talep edilmeyeceğine dair herhangi bir hüküm de bulunmadığını,
Taşıma faturalarında eksiklik olmasına rağmen müvekkili şirket çalışanının bu faturaları ödemiş olması sebebiyle sebepsiz zenginleşilen tutarın talep edilmesi değil, müvekkili şirket eski çalışanlarından …’ın müvekkili şirkette Türkiye Kara Taşımacılığı İstanbul Bölüm Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, davalı şirket ile işbirliği içinde hareket ederek, gerçekte yapılmayan taşımalara ilişkin olarak, sanki taşıma işi yapılmış gibi gösterilip, müdürlük görevinin verdiği yetkiyle faturaları onaylayıp, faturaların ödenmesini sağladığını, davalı şirketin ve müvekkili şirket çalışanının bu faturalar anlamında haksız kazanç elde etmiş olduğunu, faturalarda çıkış yeri, varış yeri, taşınan mal, plaka, sevk irsaliyesi gibi detayların yer almadığını, davalının da işbirliği içinde olması nedeniyle “müvekkil çalışanının usulsüz işleminin müvekkilin ticari hayatına sirayet edemeyeceği” gibi bir gerekçenin savunulamayacağını,
Müvekkilinin davalı ile birlikte haksız kazanç elde eden çalışanı aleyhine Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu ve açılan kamu davasının halen derdest olduğunu, taşıma işi yapılırken plaka veya tır karne bilgilerinin faturaya dercedilmesinin de taşıma işinin önemli ticari teamüllerinden olduğunu, faturaya itiraz edilememiş olmasının davalı tarafça taşıma işinin gerçekten yapıldığını da ispatlamayacağını, ilk derece mahkemesi kararının bu yönden de hatalı olduğunu, alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu,
Bu sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı, taraflar arasında taşıma ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki kapsamında davalının, gerçekte yapmadığı taşımalara ilişkin faturalar düzenleyerek müvekkili şirkete gönderildiği, davalının, davacının yetkilisiyle işbirliği yaparak bu fatura bedellerinin ödenmesini sağladığı, davalının bu tahsilatları haksız olarak yaptığı iddiasıyla, bu ödemelerin geri tahsili için alacak davası açmıştır.
Davacı talebini, kendi müdürü ile davalının iş birliği yaparak gerçek bir taşımaya dayanmayan faturaların davacı defterlerine kaydını sağladığı ve bu suretle fatura bedellerini tahsil ettiği iddiasına dayandırmıştır. Bu konuda Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde soruşturma mevcut olmasına rağmen ve davacının yetkili çalışanı ve davalı hakkında kamu davası açıldığı beyan edilmesine rağmen, ilk derece mahkemesince bu iddia ve soruşturma dosyası üzerinde hiç durulmamıştır. Ayrıca mahkemenin kararında iddia ve savunma sebeplerinin nasıl aşıldığı gösterilmemiştir. Mahkemece ceza soruşturma dosyasının ve açılmışsa ceza dava dosyasının celbi ile gerekirse ceza dava dosyasının sonuçlandırılması da beklenilerek karar verilmelidir.
Açıklanan bu gerekçelerle, davacının esasa dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte, ilk derece mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince tara vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.