Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/483 E. 2018/1216 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/483
KARAR NO : 2018/1216
KARAR TARİHİ: 01/11/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2017
NUMARASI : 2015/381- 2017/934 E.K
DAVANIN KONUSU : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından nakliyat abonman emtia sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı … Servis A.Ş. ‘ye ait oto yedek aksamı emtiasının, davalı şirkete tam ve hasarsız olarak teslim edildiğini, emtianın Almanya’dan Türkiye’ye sevki sonrasında alıcısına hasarlı olarak teslim edildiğini, müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarını müteakip yapılan inceleme sonucunda hasarın nevi ve miktarı kesin olarak belirlenerek hasar miktarını sigortalısına ödediğini, müvekkilinin bu ödeme nedeniyle sigortalısının haklarına halef olduğunu, ödeme yaparak temlik alacaklısı sıfatı ile dava hakkını kazandığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 8.000,00 TL hasar bedelinin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, emtiada meydana gelen hasarın neden kaynaklandığının gerek hasara ilişkin tutulan tutanakta ve gerekse ekspertiz raporunda açıkça ortaya konulamadığını, hasarın ve davacı ödemesinin poliçe kapsamında olmadığını, ödemeye veya temlike ilişkin belge sunulmadığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, hasara ilişkin tutanağın hasar tespiti içermediği gibi teslim eden ve teslim alan imzasının olmadığını, usulüne uygun olarak süresi içinde yazılı ihbarda bulunulmadığını, davacı tarafın Almanya’dan Çatalca’ya kadar navlun bedeli tahsil eden müvekkili şirketin Çatalca – Denizli arasındaki nakliyeden de sorumlu olduğunu kanıtlaması gerektiğini, hasarın forklift bıçak izlerinden veya başka bir cismin sürtmesi sonucu olduğunun belirtildiğini, oysaki emtianın yükleme boşaltma istifleme ambalajlama işlemlerinin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sorumluluğuna gidilecekse müterafik kusurun da göz önüne alınması gerektiğini, talep edilen tazminatının fahiş olduğunu, gerçek zararın ispatının yanısıra müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; göndericisi Kaufmann…GMBH/Almanya, alıcısı …A.Ş./Türkiye olan sigortalı emtianın Almanya’dan Çatalca’ya kadar olan nakliyesinin …Şti. tarafından … plakalı araç ile yapıldığı, antrepo hizmetlerinin ise … tarafından verildiği, aynı emtianın Çatalca’dan Denizli’ye nakliyesinin davalı … Ltd. Şti.’ye ait …plakalı çekici/römork ile yapıldığı ve emtianın 27/09/2013 tarihinde teslim edildiği, 30/09/2013 tarihli hasar tutanağı ile taşımaya konu emtianın taşıma öncesinde hasarlandığı ve üzerinin naylon sünger ile kapatıldığının tespit edildiği, davacının sigorta poliçesine göre 28/08/2013 yükleme tarihli sefer başlama-bitiş Almanya/Gebze olan 4661 Euro değerli Kaufmann firmasının gönderici olduğu taşımanın sigorta kapsamında bulunduğu, ekspertiz raporu, dosyada alınan bilirkişi raporları ve gerekse 30/09/2013 tarihli hasar tespit tutanağındaki tespitlere göre taşımaya konu Seat marka ışıklı totem levha (yol kenarında kullanılan tipte) emtiadaki hasarın Çatalca’dan Denizli’ye taşınması sırasında meydana gelmeyip, aksine yükleme/tahliye/aktarma sırasında meydana geldiği, … tarafından ürünün antrepoya alınması sırasında herhangi bir hasar tutanağının düzenlenmediği, bu nedenle ürünün antrepoya hasarsız olarak alındığının kabulü gerektiği, 30/09/2013 tarihli hasar tutanağının CMR Konvansiyonunun 30. maddesi uyarınca taşıyıcıya hasar ihbarı niteliğinde olduğu, kaldı ki davalının taşıyıcı şirket olmayıp taşımanın belli bir bölümünde antrepo hizmeti veren şirket olduğu, antrepo hizmeti veren şirket ile ilgili olarak CMR Konvansiyonunda ihbar şartının bulunmadığı, ayrıca davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuş ise de davaya konu taşıma ile ilgili olarak oluşan hasar bedelinin rücuen tahsili talebi ile ilgili İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı hakkında 25/09/2014 tarihinde takip başlatıldığı, buna göre emtianın tesliminden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi dolmadan icra takibine geçildiği, bu suretle zamanaşımının kesildiği, takip dosyasında son işlem tarihinin takip tarihi olan 25/09/2014 tarihi olduğu kabul edilse dahi takip ile kesilen zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacak olması nedeniyle dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalı tarafın aksi yöndeki savunmalarının yerinde olmadığı, kaldı ki davalının taşıyıcı değil antrepo hizmeti veren şirket olduğu, talep edilen hasar bedelinin kadri maruf olduğu, hasarın davalı şirket tarafından antrepo hizmeti verilmesi sırasında yükleme/tahliye/aktarma sırasında meydana gelmiş olması nedeniyle davalı şirketin hasar bedelinden sorumlu olduğu, taşıma bir bütün olarak değerlendirildiğinde, uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, ancak davalının taşıyıcı olmaması nedeniyle CMR’nin 23. maddesindeki SDR’ye ilişkin düzenlemenin eldeki davada uygulanma imkanının bulunmadığı, buna karşın faizin davalı daha önce temerrüde düşürülmediğinden CMR 27/1. md. uyarınca faizin dava tarihinden itibaren uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 8.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, süresi içinde yazılı ihbarda bulunulmadığını, hasarın poliçe kapsamı dışında olduğundan davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığını, raporlar arasında hasarın neden kaynaklandığı noktasında çelişkiler bulunduğunu, ambalaj, yükleme ve boşaltma işlemlerinin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, hükmedilen tazminat tutarının fahiş olduğunu, sovtaj değerinin dikkate alınmadığını, müterafik kusurun irdelenmediğini, taşıma belgeleri ile sürece ilişkin belgelerin sunulmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesinde özetle; kararın usule ve yasaya uygun olduğunu, davalının istinaf sebeplerinin mahkeme kararında karşılandığını belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Davacı, sigortalı şirketin yurt dışından ithal ettiği emtianın taşıma işini davalı şirketin üstlendiğini, emtianın hasarlanmasından dolayı sigortalıya ödenen bedelin rücuen tahsili için girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, tercihini alacak davası olarak kullanarak, ödenen bedelin davalıdan tahsilini istemiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca, kararı istinaf eden davalı vekilinin istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda; davalı şirketin dava konusu Seat markasına ait ışıklı totem tabela olarak adlandırılan yol kenarı reklam tabelasının Almanya’dan Türkiye’ye taşınmasını üstlenerek başka bir alt taşıcı olan dava dışı Ekol Lojistik Ltd. Şti.’nin araçları ile fiili taşımanın gerçekleştirildiği, emtianın alıcı firmanın deposuna tahliyesinde emtiada darbeye dayalı çizikler ve göçüklerin bulunduğu, hasarın ve ödemenin poliçe kapsamında kaldığı, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Dosyada alınan bilirkişi raporlarında, nakliyesi parsiyel yük olarak gerçekleştirilen emtiada bulunan hasarın, yüklü bulunan veya yüklenecek olan diğer yükler istiflenirken/tahliye edilirken söz konusu tabelanın diğer emtiaların çıkıntılı yerlerinin veya tahliyede kullanılan ekipmana ait parçanın sürtünmesi yada transferi sırasında kullanılan forkliftin bıçağının çarpması sonucu oluşmuş olabileceği kanaatine varıldığı belirtilmiş olmasına göre, taşıma safhasında (yükleme/tahliye/aktarma sırasında) meydana gelen hasardan dolayı, akdi taşıyıcı konumunda olan davalının sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
CMR’nin 32/1. maddesinde, sözleşme kapsamındaki taşımalardan kaynaklanan davalar bakımından zamanaşımı süresi bir yıl olarak kabul edilmiş, taşımacının bilerek kötü hareket olarak kabul edilecek kusurlarının söz konusu olması halinde ise üç yıl olarak belirlenmiştir. Dosya kapsamına ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davalı taşıyıcının hasarın oluşmasına “bilerek kötü hareketinin” neden olduğunun iddia edildiği ileri sürülemeyeceği gibi mahkemenin de bu yolda bir kabulü yoktur. Şu halde, somut dava bakımından zamanaşımı süresinin bir yıl olarak kabulü zorunludur.
İkinci olarak, zamanaşımı başlangıcı üzerinde durulmalıdır. CMR’nin 32/1. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde zamanaşımı süresinin emtiadaki hasarın niteliğine göre ve en erken teslim tarihinden olmak üzere belirleneceği ifade edilmektedir. Öte yandan, CMR’nin 32/3. maddesi gereğince, zamanaşımının kesilmesi ve durması hususları ile ilgili olarak davanın açıldığı mahkemenin hukuku uygulanacak olup, TBK’nın 154 ve 156. maddeleri hükümlerinin de bu çerçevede gözetilmesi gerekecektir. Dosya kapsamı uyarınca emtianın 27.09.2013 tarihinde teslim edildiği, davacı tarafından sigortalısına 21.02.2014 tarihinde ödeme yapıldığı ve icra takibine 25.09.2014 tarihinde girişildiği, buna göre emtianın tesliminden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi dolmadan icra takibine geçildiği, bu suretle zamanaşımının kesildiği, takip dosyasında son işlem tarihinin takip tarihi olan 25/09/2014 tarihi olduğu kabul edilse dahi takip ile kesilen zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacak olması nedeniyle dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığından bu yöndeki ilk derece mahkemesinin tespiti yerindedir.
Davalı şirket antetli 30/09/2013 tarihli “hasarlı/eksik-fazla ürün tutanağı” başlıklı belgede, … plakalı çekici ve … plakalı römork ile taşınan 373137 pozisyon numaralı 218804 maliye numarası ile Denizli depoya gelen totem levhanın Denizli depoya indirildikten sonra ürünün beyaz ince sünger naylon ile kapatılarak hasarın kapatılmaya çalışmış olduğundan forklift bıçak izlerinin sonra fark edildiği hususunun tespit edildiği ve… tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. O halde, düzenlenen tutanak ile tespit edildiği durumlarda ayrıca ihbara gerek kalmayacağından davalının bu konudaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dosyada bulunan bilirkişi …tarafından düzenlenmiş olan 11.09.2017 tarihli raporda, emtiadaki hasarlı alüminyum profillerinin değiştirilerek onarılma imkanının bulunduğundan, hasar miktarının piyasada dava konusu pilon tabela imal eden /onarım yapan en az dört firmadan alınan fiyat ortalamasına göre, iki adet profil değişimi (malzeme+işçilik) 5.000 TL, nakliye ve ekstra maliyetler 2.000 TL olmak üzere toplam hasar bedelinin 7.000,00 TL olarak belirlendiği belirtilmiş olup, tabelanın onarımı sözkonusu olduğundan sovtaj değeri dikkate alınmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
O halde, ilk derece mahkemesince gerçek hasar bedeli yönünden gerekçeli ve denetime elverişli olan 11.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen bedele hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf talebinin kısmen haklı bulunarak ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesi gerektiği kanaatine varıldığından aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabul- kısmen reddi ile İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu 31/10/2017 tarihli, 2015/381 E- 2017/934 K. sayılı kararın düzeltilerek esas hakkında dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 7.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 478,17 TL harçtan başlangıçta peşin olarak alınan 136,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 341,55 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan 136,62 TL peşin harç, 135,00 TL tebligat ve posta masrafı ile 2.800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 3.071,62 TL yargılama masrafının, davadaki haklılık oranına göre belirlenen 2.687,12 TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafça tebligat ve posta masrafı olarak yapılan 31,00 TL yargılama masrafının kabul ve red oranına göre, 3,87 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 1.980,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca, hükmedilecek ücretin reddedilen kısmı geçemeyeceğinden 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Talep halinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider ve delil avanslarının yatıran tarafa iadesine,
8-İstinaf yargılaması yönünden;
a)Davalı tarafından yatırılan 31,40 istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
B)İstinaf talebinin reddedilen kısmı dikkate alınarak, bakiye 372,00 TL nispi istinaf harcının Davalıdan alınarak hazineye irad kaydına
c) Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 62,50 TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre, 7,81 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
10-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 01/11/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: Dava değeri itibariyle, HMK’nın 362/1.a.maddesi uyarınca, karar kesindir.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2018