Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/477 E. 2018/1400 K. 23.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/477
KARAR NO : 2018/1400
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANINMAHKEMESİ :
MAHKEMESİ: Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/157 Esas – 2017/532 Karar
TARİH : 20/12/2017
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya verdiği taşıma hizmeti nedeniyle alacaklı olduğu, davalı aleyhine Kocaeli …. İcra Müdürlüğün’de… esas sayılı dosyası ile faturaya dayalı alacağın tahsili için takip başlattığını, davalının takibe haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, %20 oranından az olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkil şirketin hafriyat işi yapmakta olduğunu, yüklenici olarak üstlenmiş olduğu işlerde hafriyat nakliyesi için üçüncü şahıs firmalarla anlaştığını, nakliye işini taşere ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.5. maddesinde hizmet bedeli ve ödemesinin “İş bu sözleşme kapsamında hizmet veren tarafından yerine getirilecek işler karşılığında hizmet verene yapılacak ödemeler uygulamanın yapıldığı ayı takip eden ayın ilk iş günü taraflarca mutabık kalınan miktar ve bedel üzerinden hakedişler onaylanacak ve hizmet veren fatura düzenleyerek işverene verecek, hizmet veren tarafından usule uygun olarak düzenlenmiş fatura tutarı ….ödenecektir.” şeklinde düzenlendiğini, davacının icra takibine konu 31/10/2016 tarihli 598242 nolu ve 9.049,77 TL bedelli faturasının, davacı tarafça hakedelişi yapılıp müvekkil şirketçe onaylanan, mutabakata varılan, sözleşme hükmüne uygun düzenlenmiş fatura olmadığını, davacının sonradan takibe konu faturanın hatalı ve bedelsiz olduğunu kabul etttiğini, müvekkili şirketle aralarında anlaşarak iade faturasının teslim alındığını, davacı tarafın iade faturasını teslim alıp yasal süresinde de iade etmediğinden TTK’nın 21/2. maddesi uyarınca iade faturası içeriğini kabul etmiş sayılacağını belirterek, davanın reddine ve %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 20/12/2017 tarihli, 2017/157 Esas – 2017/532 Karar kararında,”…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı taraf davaya konu faturanın karşılıklı mutabakata varılmış bir hakedişe uygun olarak düzenlendiğini sanan muhasebe çalışanlarınca ticari deftere kayıt edildiğini iddia etmiş ise de 31.10.2016 tarihli 9.079,47TL bedelli faturanın davalının ticari defterine 31.10.2016 tarihinde kayıt edildiği, iade faturasının ise 30.11.2016 tarihli yevmiye maddesi ile kayıtlarına alındığı bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup,TTK’nun 23/2. maddesine göre faturayı alan aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itiraz etmez ise faturanın münderecatını kabul etmiş sayılacağından davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit bir alacak olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Taraflar arasındaki sözleşmenin 3.5. maddesine göre; hizmet veren tarafından yerine getirilecek işler karşılığında hizmet verene yapılacak ödeme uygulamasının yapıldığı ayı takip eden ayın ilk iş günü taraflarca mutabık kalınan miktar ve bedel üzerinden hakedişlerin onaylanarak ve hizmet veren tarafından fatura düzenlenerek işverene verileceğini, sözleşmenin 3.7. maddesine göre de mutabakatların haftalık, kesin hakkedişlerin aylık yapılacağını ve hizmet verenin işverene sunacağı hakediş raporu ekinde bulunması gereken hesap ve diğer belgeler ile birlikte evrakı imzalayıp işverene vereceğini ve hakediş evrakının işveren tarafından onaylanıp bir nüshasını hizmet verene teslim edeceğinin düzenlendiğini, davaya konu faturanın sözleşmenin bu hükümlerine uygun düzenlenmiş ve mutabık kalınmış bir hakediş fatuarası olmadığını, faturanın bedelsiz olduğu anlaşılınca davacı tarafla irtibata geçilerek karşılıklı mutabakatla iade faturası kesilmek suretiyle faturanın iadesinin sağlandığını, bu amaçla davacı tarafa 30/11/2016 tarihli, 140372 nolu ve 9.079,47 TL bedelli iade faturası düzenlenerek davacı şirket yetkilisi Fatih Kayır’a 16/12/2016 tarihinde elden teslim edildiğini, iade faturasının müvekkili şirket kayıtlarına işlendiğini, davacı şirket yetkililerine teslim edildikten sonra faturanın müvekkili şirkete iade edilmediğini,
İlk derece mahkemesi gerekçesini TTK’nın 23/2. maddesine dayandırdığını, ancak bu madde hükmünün dava ile ilgisi bulunmadığını, TTK’nın 21/2. maddesine göre fatura iade süresinin 8 gün olduğunu, 30/11/2016 tarihli, 140372 nolu ve 9.079,47 TL bedelli iade faturası düzenlenerek davacı şirket yetkilisine teslim edildiğini, ancak TTK’nın 21/2’deki sekiz günlük sürenin tarafların karşılıklı mutabakatıyla bertaraf edildiğini, iade faturası kesinleşmiş olup takip ve davaya konu faturadan dolayı müvekkili şirketin borç ve yükümlülüğünün ortadan kalktığını, ayrıca davacıya teslim edilmiş olan sözkonusu 140372 nolu 30/11/2016 tarihli 9.079,47 TL bedelli iade faturası içerğinde hizmetle ilgili olduğuna dair bir ibare bulunmadığını, ayrıca, mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de -alacak likit olmadığından- hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından davalı aleyhine faturaya dayalı başlatılan icra takibine, davalı tarafından haksız şekilde itiraz edildiği ileri sürülerek İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasında, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar tacir olup davacının alacak talebi cari hesaba ve faturalara dayalıdır. Davacının alacağını dayandırdığı fatura davalının ticari defterlerine kayıtlıdır. Davalı taraf, sonradan kestiği iare faturası nedeniyle alacak talebine karşı çıkmaktadır.
Alacağa dayanak faturanın davalı defterlerine kaydedilmiş olduğu gözetildiğinde, fatura konusu borcun davalı tarafça benimsendiğinin kabulü gerekir. Takipten sonra düzenlenen iade faturasına itiraz edilmemesi sonuca etkili değildir. İadenin haklı sebeplerinin de kanıtlanması gerekir. Davalı tarafça bu hususun kanıtlanmadığı gözetildiğinde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının alacağı, süresinde itiraz edilmeksizin kesinleşen ve davalı tarafça ticari defterlere borç olarak kaydedilen faturaya dayalı olup alacak likittir. İtiraz haksız bulunmakla, ilk derece mahkemesince icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 465,11 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20/11/2018
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.