Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/464 E. 2018/420 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/464
KARAR NO : 2018/420
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2018 Ek karar
NUMARASI : 2018/3 D.İş- 2018/3 Karar
TALEP KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden/borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
Talep eden alacaklı vekili; müvekkili ile borçlu . … A.Ş.arasında Lefkoşe Kaza Mahkemesinin 30.05.2016 tarih, 2016/789 Esas sayılı dosyasıyla 385.214,23 EURO alacağın borçludan tahsiline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu kararın tanıma ve tenfizi için açılan davanın sonucunda Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/742 – 1236 E.K.sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, borçlunun piyasaya çok sayıda borcu bulunduğunu, muvazaalı olarak mal varlığını 3.kişilere devretmiş olduğu ve devretmeye çalıştığının sabit olduğunu ileri sürerek yabancı mahkeme ilamına ve Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/742- 1236 E.K.sayılı kararına dayalı alacak miktarı için ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiş, ilk derece mahkemesinin 04.01.2018 tarihli kararı ile talep uygun görülerek ihtiyati hacze karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu şirket vekili, ihtiyati haciz kararına dayanak ilamın kesinleşmeden icraya konulamayacağından müvekkili şirket aleyhine verilmiş olan ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, tenfiz davasına konu ilamların kesinleşmeden infaz edilemeyeceğini, tanıma ve tenfiz davasındaki kararın istinaf incelemesinde olduğunu, ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak verildiğini, müvekkili şirketin mal kaçırma hazırlığı içerisinde olduğu iddiasının dayanaksız olduğunu belirterek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, Yargıtay 19. H.D.sinin 23/03/2015 gün ve 2015/1656 E-4049 K sayılı ilamında, ” Tenfiz kararı kesinleşmeden infaz edilemez ise de, bu karara dayanarak ihtiyati haciz istenmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. İhtiyati haczi tamamlayan merasimin gerçekleşip gerçekleşmediği sonraki bir aşamadır.” şeklindeki kararı gereğince, muterizin bu yöndeki itiraz nedeninin yerinde görülmediği, diğer itiraz nedenlerinin ise İİK 265. maddesinde sayılan itiraz nedenlerinden olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Borçlu vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze konu ilamın henüz kesinleşmediğini, tanıma ve tenfiz davasındaki kararın istinaf incelemesinde olduğunu, ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak verildiğini, tatbik olunan hacizde taşkın haciz yapıldığını, itirazlarının karşılanmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Talep, yabancı mahkeme ilamına ve bu ilamın tenfizine dair verilen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/742-1236 E.K sayılı kararına dayalı alacağa ilişkin ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, koşulları oluşan ihtiyati haczin kabulüne karar verilmiştir.
İtiraz edilen ihtiyati haciz kararı Lefkoşe Kaza Mahkemesi’nin 30.05.2016 tarih ve 2016/789 dava numaralı kararına ve bu ilamın tenfizine dair Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/742-1236 E.K sayılı kararına dayalıdır. Tenfiz davasında verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 26.02.2018 tarih, 2018/187-166 E.K sayılı ilamı ile dava şartlarına aykırılıktan dolayı kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İtiraz edilen ihtiyati haciz kararı, henüz tenfizine karar edilmemiş bir yabancı mahkeme kararına dayalı olup bu durum ihtiyati haciz istenilmesine engel değil ise de, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK.nın 257. maddesindeki yazılı koşulların değerlendirilmesi gerekir. Dava konusu alacak, kesin nitelikteki bir yabancı mahkeme kararıyla hükme bağlanmış bir alacaktır. Alacak belirli ve muaccel bir alacak olup İİK 257 vd. maddesinde gösterilen ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince ihtiyati haczin kabulünde bu yönden bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ne var ki; ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına teminatsız olarak hükmedilmiş ise de, bunun gerekçesi karar yerinde tartışılmamıştır. Yine borçlu vekili, ihtiyati hacze teminat yönünden de itiraz etmiş, itirazın reddi kararında teminat konusu hiç tartışılmamıştır. Oysa, İİK 265.maddesi uyarınca teminata da itiraz edilebilir. İlk derece mahkemesinin teminat alınmamasına dair kararına itiraz edildiğine göre, itiraz kapsamında bu hususun incelenmesi yasal zorunluluktur.
İİK 259. maddesine göre “İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder.” Bu kanun hükmü uyarınca ilama dayalı alacak için teminatsız, ilam niteliğindeki belgeye bağlı alacak için takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilebilir.
İİK 38.maddesinde ilam mahiyetine haiz belgeler sayılmıştır. Bu bağlamda henüz tenfizine karar verilmemiş bir yabancı mahkeme kararı ilam mahiyetinde değildir. Bu durumda somut olayda, ihtiyati hacze konu yabancı mahkeme kararının ilam niteliğini haiz olmadığının, ancak tenfiz kararı ile birlikte ilam mahiyetini kazanacağının kabulü gerekir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin teminat alıp almamakta takdir hakkı bulunmamaktadır. Teminatın alınması yasal zorunluluktur. İhtiyati haciz talebi ile birlikte İİK.259/1.maddesi uyarınca teminat göstermesi zorunludur (İlhan E.Postacıoğlu, İcra Hukuku Esasları, İst. 2010, sf. 796-797).
Yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda, HMK.nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, bu doğrultuda ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin 14.02.2018 tarihli ek kararının teminat yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; ilk derece mahkemesinin istinafa konu olup, ihtiyati hacze itirazın reddine dair 14/02/2018 tarihli kararın HMK 353/1.b.2.maddesi uyarınca teminat yönünden düzeltilmesine, bu doğrultuda:
1-İİK.nun 265. maddesi uyarınca, davalı vekilinin ihtiyati haczin sebeplerine yönelik sair itirazlarının ve ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine,
2-İİK.nun 265. maddesi uyarınca teminata yönelik itirazının kabulü ile dava konusu alacağın %15’i üzerinden nakit teminatın karşı taraf/alacaklı vekili tarafından işbu kararın tebliğinden itibaren 10 günlük kesin süre içinde ilk derece mahkemesi veznesine yatırılmasına veya aynı süre içinde ve aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edilmesine, aksi halde ihtiyati haciz kararının süre sonunda kendiliğinden kalkmış sayılmasına,
3-Kararın mahiyetine göre istinaf harçlarının hazineye irad kaydına ve itiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince derhal taraflara tebliğine dair;
HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19/04/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 362/1-f maddesi uyarınca karar kesindir.