Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/453 E. 2018/1149 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/453
KARAR NO : 2018/1149
KARAR TARİHİ: 18/10/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2017
NUMARASI : 2015/1272 -2017/818 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında alım satım ilişkisi bulunduğunu, faturalardan kaynaklı cari hesap alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, bilakis davacıdan alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı talebi bakımından istenebilecek miktarın tespiti ve davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defterlerin incelenmesini gerektiren bir konu olması nedeniyle bilirkişi inceleme hususunda ara karar oluşturup, ara kararda bilirkişi görevlendirilip bilirkişi için gerekli olan masraf bakımından kesin süre verilmesine karşın bu süre içinde giderin tamamlanmasından dolayı inceleme yapılamadığı, verilen ihtarat gereği davacı taraf bu delille dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığından bu şekilde ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; sağlık sorunları nedeniyle kesin süre içinde bilirkişi masrafını yatıramadığını, ancak sonradan sağlık sorunları ortadan kalkar kalkmaz masrafın mahkeme veznesine yatırıldığını, yargılamayı uzatma gayesinin bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, itirazın iptali davasıdır.
İlk derece mahkemesince, kesin süre içinde bilirkişi delil avansının tamamlanmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince, taraf vekillerinin hazır olduğu 26.09.2016 tarihli celsede (4) nolu ara kararında; “Taraf itirazları alacağın varsa faiz başlangıç oranının ticari defter ve kayıtlar üzerinde değerlendirme yapılması için dosyanın resen seçilen bilirkişi …’ya tevdiine, Bilirkişi ücreti olarak 700 TL nin davacı vekili 2 haftalık kesin sürede karşılanmasına, bu sürede karşılanmazsa bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağının ihtaratına(ihtarat yapıldı)..” denilmiş, bilirkişi ücretinin yatırılmasına dair verilen süre içerisinde davacı tarafından masrafın depo edilmemesi sebebiyle inceleme yapılamadığına dair 14.10.2016 tarihli tutanağın imza altına alındığı görülmüştür.
Dosyadaki tahsilat makbuzundan davacı vekili tarafından 17.10.2016 tarihinde 700 TL’nin mahkeme veznesine yatırıldığı görülmüştür.
Mahkeme, 22/02/2017 tarihli duruşmada, “Davacı vekilinin kesin mehil süresi içinde sağlık rahatsızlık raporu ile tespit edilen ve rahatsızlık sonrasında bilirkişi ücretinin yattığı dikkate alınarak eski hale getirme talebinin kabulü ile önceki ara kararların doğrultusunda taraf defterlerinin 24/03/2017 günü saat 14:00 de incelenmesine inceleme günü taraf vekillerinin dava konusu olaya yönelik ticari defter ve dayanak kayıtlarını hazır etmeleri için HMK220-222. maddeleri gereğince ihtaratına hazır etmezse defterleri ibrazdan kaçınmış kabul edileceğinin ihtarına (taraf vekillerine ihtarat yapıldı)” şeklinde ara kararı kurmuştur.
Ancak, Mahkeme,14/10/2016 tarihli inceleme günü düzenlediği tutanakta, yukarıdaki duruşma ara kararının aksine, “Mahkememizin 26/09/2016 tarihli ara kararı gereğince bugün saat 13:30’da incelemenin kalemde yapılmasına karar verilmiş ise de, bilirkişi ücretinin yatırılmasına dair verilen süre içerisinde davacı tarafından masrafın depo edilmemesi sebebiyle inceleme yapılamamış olup, iş bu tutanak hep birlikte imza altına alındı.” şeklinde tutanak tutarak bilirkişi incelemesini yapmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince düzenlenen inceleme ara kararında delil avansı olarak yatırılması gereken ve bilirkişi için takdir edilen ücret gösterilmiş ise de seçilen bilirkişinin uzmanlık alanının açık ve şüpheye yer vermeyecek şekilde ara kararda gösterilmediği gibi, taraflara ticari defterlerini ibraz etmeleri konusunda HMK’nın 222 ve TTK’nın ilgili hükümleri uyarınca ihtarat yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişinin taraf defterlerini nerede ve nasıl inceleyeceği, tarafların defterleri nerede hazır bulunduracağı konusunda ara kararında hiç bir açıklık yoktur. Burada söz konusu olan sadece bilirkişi delili değil, ticari defter delili de söz konusudur. O halde mahkemece verilen ara kararında, tarafların defterleri ibraz etmeleri konusunda uyarılması, ibraz etmemenin sonuçlarının gösterilmesi, defterlerin nerede ve nasıl ibraz edileceğinin kararda gösterilmesi ve eğer bilirkişiye HMK’nın 278. maddesi uyarınca yerinde inceleme yetkisi veriliyorsa bu hususun da açıkça ara kararında gösterilmesi, tarafların da bu inceleme sırasında hazır bulunabileceklerinin açıklanması gerekir.
O halde somut olayda, mahkemenin ret kararına dayanak yapılan inceleme ara kararının bu koşulları taşıdığından ve HMK’nın 324. maddesine uygun nitelikte olduğundan söz edilemez. Mahkemenin bu uygulaması, tarafların ispat hakkını ve adil yargılanma hakkını zedeler niteliktedir.
İlk derece mahkemesince tarafların delilleri usulü dairesinde toplanıp incelenmeden karar erildiğinden, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK. 353/1.a.6.maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,
2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair;
HMK.353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18.10.2018
KANUN YOLU: HMK 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.