Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/45 E. 2018/650 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/45
KARAR NO : 2018/650
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2017
NUMARASI : 2016/238 E.- 2017/787 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Hava Taşımasından Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin … A.Ş.’ne ait emtiayı nakliye rizikolarına karşı sigortaladığını, müvekkili şirketin sigortalısı …A.Ş.’nin, Bangladeş’te yerleşik Simba Şirketine 151 adet rulo kumaş sattığını, kumaşların İstanbul’dan DHAKA hava limanına uçak ile THY tarafından taşındığını, diğer davalının ise üst taşıyıcı olduğunu, navlun faturasının davalı üst taşıyıcı … Şirketi adına düzenlendiğini, 151 adet rulonun Bangladeş Dhaka hava limanına nakledilmesinden sonra antrepoya alınmayıp açık alanda sağa sola atıldığını, ruloların yırtıldığını, ıslandığını ve küflendiğini,140 adet ruloyu teslim aldıklarını, hasar ihbarının 21/05/2015 tarihinde yapıldığını, 01/06/2015 tarihinde rapor hazırlandığını, aldırılan raporda zarar miktarının tespit edildiğini, sovtaj bedeli düşüldükten sonra belirlenen 63.498,78 USD’yi sigortalıya ödediklerini belirterek bu miktarın ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …şirketi vekili cevap dilekçesi ile; taşıma işinin diğer davalı THY tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, emtianın tam ve sağlam olarak diğer davalı THY’larına teslim edildiğini, Montreal Sözleşmesi uyarınca kilogram başına 19 SDR üzerinden ödeme yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı THY vekili cevap dilekçesi ile; yapılan ödemenin hatır ödemesi olduğunu, bu sebeple davacının rücu davası açamayacağını, zira nakliyat sigorta poliçesinin hasardan sonra düzenlendiğini, Montreal Konvensiyonu md.31. gereğince 14 gün içerisinde hasarın bildirilmediğini, bu sebeple davacının dava açamayacağını, emtianın mevsim şartlarına uygun olarak paketlenmediğini, müvekkili tarafından 151 kap kumaşın varış yerine ulaştırılmasına rağmen emtianın eksik teslim edildiği iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin Montreal Sözleşmesi kapsamında zarardan sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacının ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, geçmişe yönelik faiz talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin alacağı temlik aldığını, bu durumun hasar tazminat makbuzu ve ibranameden anlaşıldığını, ruloların açık alanda sağa sola atılarak hasara uğratıldığını, emtianın açık havada bırakılması sebebiyle zararın oluştuğunu, dilekçe ekinde sundukları yazışmalardan anlaşılacağı üzere davalıların 20/05/2015 tarihinde zarardan haberdar olduklarını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi; davacının sigortalısına ait emtianın taşınması sırasında hasar meydana geldiği, taşımanın uluslararası taşıma olması sebebiyle CMR hükümlerine tabi olduğu, mahkemece kabul edilen bilirkişi raporunda hasarın tespit edildiği, bu zararın davacı tarafından sigortalısına ödendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Bu karara karşı davalılar vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı THY vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Mahkemenin CMR hükümlerini uygulayarak uyuşmazlığı hükme bağladığını, taşımanın kara yolu ile gerçekleşmediğini, hava yolu taşımacılığı olması sebebiyle somut uyuşmazlığı Montreal Konvensiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini,
Bilirkişi raporunun hukuka ve usule aykırı olduğunu, itiraz etmelerine rağmen itirazlarının değerlendirilmediğini,
Emtianın eksik teslim edilmediğini, malın teslim edildiği hususunun davacı tarafından ikrar edildiğini, Montreal Konvansiyonu’nun 31.maddesi gereğince 14 gün içerisinde ihbar yapılmadığını, bu sebeple mahkemenin değerlendirilmesinin hatalı olduğunu,
E-posta yazışmalarından anlaşıldığı üzere emtianın mevsim şartlarına uygun şekilde paketlenmediğini ve zararın oluştuğunu,
Dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin Montreal Sözleşmesi’nin 23/1. maddesine aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Diğer davalı THY vekili tarafından dosyaya sunulan istinaf sebeplerine aynen katıldıklarını, müvekkilinin fiili taşıyıcı olmadığını, fiili taşıyıcının THY A.Ş. olması sebebiyle müvekkilinin sorumlu olmadığını,
Mahkemenin gerekçeli kararında, somut uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirtildiğini, ancak taşımanın hava yolu taşıması olması sebebiyle uyuşmazlığa Montreal Konvensiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı nakliyat abonman sözleşmesi kapsamında sigortalısı dava dışı şirkete ödediği miktarın tahsilini fiili taşıyıcı ile aktif taşıyıcıdan talep etmektedir. Dava dışı sigortalı … A.Ş. tarafından Bangladeş’te yerleşik … Şirketine kot kumaşı emtiaları satışı gerçekleştirilmiş, davalı THY bu emtiayı, hava yolu taşımasını fiilen yaparak varış yeri hava limanına ulaştırmıştır. Emtiada hasar olduğu gerekçesiyle alınan eksper raporu doğrultusunda davacı sigortalısına ödeme yapmıştır.
Dosyadaki navlun faturası ve taşıma senedi ile hava yolu uluslararası eşya taşımasının yapıldığı, bu sebeple somut uyuşmazlığa hava yolu taşımasını düzenleyen uluslararası sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Mahkemenin gerekçeli kararında, sorumluluğu CMR hükümlerine göre değerlendirmesi isabetsizdir.
Mahkemece, öncelikle Bangladeş’in Montreal Protokolüne taraf olup olmadığı belirlendikten sonra uyuşmazlığa uygulanacak konvansiyon hükümlerinin belirlenmesi, taşıyıcının sorumluluğun hangi hukuk kurallarına göre tayin edileceğinin öncelikle ortaya konulmasından sonra, tarafların tüm iddia ve sebepleri üzerinde durularak her birinin nasıl aşıldığının gerekçede gösterilmesi HMK’nun 297.maddesi uyarınca zorunludur. Bu bağlamda Mahkemece, bilirkişi raporunda adı geçen sörvey raporunun da ibrazı istenerek, malın alıcıya teslim edilip edilmediği, süresinde ihbarın yapılıp yapılmadığı hususları gerekçede karşılanmalı ve varılan sonuç denetlenebilir bir şekilde ortaya konulmalıdır.
Anayasa’nın 141/3. maddesi ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nun 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. İlk derece mahkemesi kararında davanın kabulüne dair gerekçelerin gösterilmediği, sadece bilirkişi raporuna atıf yapıldığı, davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği açıklanmadığı, bu haliyle istinaf denetimine elverişli bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır.
HMK’nun 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, bölge adliye mahkemesince işin esası incelenmeden, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için, dosyanın kararı veren mahkemeye veya yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar verilir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.a.6.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine iadesine,
3-Davalılarca yatırılan istinaf peşin harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,
4-Davalılarca istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın birer örneğinin İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK 353/1.a.6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/06/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.