Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/442 E. 2018/1177 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/442
KARAR NO : 2018/1177
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANINMAHKEMESİ :
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/85 Esas – 2017/1179 Karar
TARİH : 26/03/2018
DAVA : Alacak
Davacı tarafından temlik alındığı ileri sürelen takibe konu alacağın İİK 33/a maddesi uyarınca alacağın varlığının tespiti ile icra takip dosyasındaki alacağın ilamlı icra olarak devamının sağlanması talebiyle açılan davada, ilk derece mahkemesice davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacağı devreden önceki müvekkili …’ nun davalıdan ciro yolu ile aldğı 05/04/2007 keşide tarihli, 11.250,00 TL bedelli çekten dolayı alacaklı olduğunu, alacak hakkını Kartal …. Noterliğinin … tarihli sözleşmesi ile davacı …’ a devrettiğini, müvekkili ….’ nun alacağından dolayı davalının ciro yaparak verdiği dava konusu çekin süresinde ödenmediği için İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, haczi kabil mal bulunmadığından dosyanın işlemsiz bırakıldığını, davalı tarafından İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/568 E. sayılı dosyası ile çekin zamanaşımına uğradığından bahisle dava açıldığını, açılan davada zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, davalının ayrıca TTK’nın 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükmüne göre de icra takibine konu çekten dolayı sorumlu olduğunu ileri sürerek, İİK’nın 33/a-ıı maddesi uyarınca alacaklarının varlığının tespiti ile icra takip dosyasındaki alacaklarının ilamlı olarak devamının sağlanması için karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ciranta yada çek hamili olmayan kişinin TTK’nın 732. maddesi uyarınca hak talep etmesinin mümkün olmadığını, yapılan devrin 2017 tarihli olduğunu, çek vasfını yitirmiş bir belgenin ancak yazılı delil başlandıcı olabileceğini, davacının asıl alacağı ispatlaması gerektiğini, davaya konu edilen çek ile ilgili hiç bir alış verişin olmadığını, on yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİKARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 26/03/2018 tarihli, 2017/85 Esas – 2017/1179 Karar sayılı kararında;
“…Uyuşmazlığın, davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı zamanaşımına uğramış çeke dayalı alacaktan dolayı alacaklı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.Davacı temlik alan tarafından davalı hakkında 05.04.2007 keşide tarihli çekten dolayı davalı hakkında Kadıköy ..cra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığı ve takibin İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/568E-2016/311 K sayılı kararı ile zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu çekte davalının ciranta borçlu olarak imzasının bulunduğu ve çekin keşide ve ibraz tarihi itibarı ile 6762 S.Y 726 maddesi gereğince 6 aylık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacının temel ilişkiden kaynaklanan alacağını ispat sureti ile davalıdan alacak talebinde bulunabileceği, ancak davacı tarafından dava sebebi olarak taraflar arasındaki temel ilişki ve yazılı delil başlangıcı sebebine değil karşılıksız çıkan çekten dolayı sebepsiz zenginleşme sebebine dayanmış olduğu ve davalının HMK 116 maddesi gereğince süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşıldığından TTK 732/3 maddesi gereğince poliçeden doğmuş borcun cirantaya karşı ileri sürülemeyeceği ve poliçeden kaynaklanan taleplerin 1 yıl içerisinde ileri sürülebileceği, açılan davanın Zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiği…” gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Kararın öncelikle İİK’nın33/a maddesine aykırı olduğunu, Yasa maddesine göre yedi günlük süre içinde alacak davası açıldığından zamanaşımı nedeni ile davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, icra takibine konu çek için İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi 2015/568 E. sayılı dava dosyasından İİK’nın 33/a maddesi hükmüne göre bu davanın süresinde olduğunu,
Kararın HMK’nın 31, 32, 33. maddelerine de aykırı olduğunu, dava dilekçesine konu yapılan alacağın var olup olmadığının aydınlatılması, bunun için gerekirse kendilerinden açıklama istenmesinin ve yasalarımızın resen uygulanmasının hakimin görevi olduğunu, alacağın dayanağının icra takibine konu çek olduğunu, çekteki imzanın davacı tarafından itiraza uğramadığını, çekin takibe konulduğunda zamanaşımı süresinin dolmadığını, alacağın varlığının 2007 yılında tartışmasızken, 2017 yılında (sadece altı aylık zaman icra dosyasından işlem yapılmadığından) tartışmalı hale gelmesinin anlamsız olduğunu, İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/568 E. sayılı dava dosyasından verilen kararın sadece şekli inceleme ile verildiğini, alacağın varlığının dayanağı olan kıymetli evrakın niteliğinde eksiklik ve geçersizlik bulunmadığını, bu nedenle genel mahkemede açılan bu davanın esasına girilerek davanın çözümlenmesinin yasalarımıza göre şart olduğunu, olaydaki zamanaşımı süresinin on yıl olduğunu,
Alacağı ispat eden en önemli belgenin imzası davacı tarafından kabul edilen çek olduğunu, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre çek için süresinde takip başlatılmış olmasından dolayı zamanaşımına uğramadığının belgeleri ile ortada olduğunu ve bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın hatalı olduğunu belirterek,
Hukuka aykırı olarak verilen istinafa konu ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından İİK’nın 33/a maddesi uyarınca, takip konusu çeke bağlı alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti ve icra takibinin devamına karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Çeke dayalı olarak başlatılmış olan icra takibinde, zamanaşımını kesen en son işlemden itibaren altı aylık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle icra hukuk mahkemesince, İİK’nın 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, yedi günlük süre içinde istinaf incelemesine konu iş bu dava açılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Alacağı devredenin davalı aleyhine başlattığı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …E. sayılı yaptığı takibin zamanaşımına uğradığı iddiasıyla davalının başvurusu üzerine, İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/568 E.- 2016/311 K. sayılı kararıyla, takibe konu çekin 6762 sayılı TTK’nın 726. maddesi uyarınca zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiş; İİK 33/a maddesi uyarınca, zaman aşımının vaki olmadığı gerekçesiyle, icra takibine devam edilebilmesinin sağlanması amacıyla eldeki dava açılmıştır.
Davacının, davada İİK 33/a maddesi uyarınca zaman aşımının vaki olmadığı hukuki sebebine dayalı olarak davada, zamanaşımının vaki olmadığını ispat etmesi gerekir. Takibin dayanağı çek olup, o tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK (eTK)’nın 726.maddesi uyarınca, çeke bağlı alacak altı aylık zamanaşamı süresine tabidir. İcra hakimliği kararında da tespit edildiği üzere, icra dosyasında zamanaşımını kesen son işlemden itibaren altı aylık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, çek zamanaşımının vaki olmadığına ilişkin davacı iddiası yerinde değildir.
Anacak, ilk derece mahkemesince davanın TTK’nın 732/3. maddesi uyarınca zaman aşımından dolayı reddi yerinde olmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın, eTK’nın 726. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Eldeki dava İİK’nın 33/a maddesindeki bir haftalık süre içinde açılmış olup, davacı çekin zamanaşımına uğramadığını, icranın geri bırakılmasına dair kararın haksız olduğunu kanıtlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirdi. Davacı vekilinin istinaf sebebi haklı bulunmamakla beraber, HMK’nın 33 ve 355.maddeleri uyarınca kararın resen düzeltilmesi gerekmiştir.
Davacı vekili, yargılama sürecinde ve istinafında ayrıca, TTK’nın 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı iddialarda bulunmuş ise de; dava konusu çekte, davalı … ciranta konumunda olup, keşideci değildir. Zamanaşımına uğramış çekte çek keşidecisi, hamile karşı sebepsiz zenginleşme nedeniyle sorumlu ise de cirantanın böyle bir sorumluluğu yoktur.
İlk derece mahkemesi karar gerekçesinde de işaret edildiği üzere, hamil kendisine ciro ile çeki devredenden ancak temel ilişkiden kaynaklı taleplerde bulunabilir. Eldeki dava, temel ilişkiye dayalı bir alacak davası değildir. Davacı, davalıdan temel ilişkiden ötürü alacaklı olduğunu ileri sürmediği gibi buna ilişkin kanıt da sunmamıştır.
Bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine; HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca, istinafa konu kararın resen düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
B)HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca, ilk derece mahkemesince hukukun olaya uygulanmasında hata edildiğinden, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilerek esas hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 192,13 TL hartan mahsubu ile artan 156,23 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına dair;
HMK 353/1.b.1-2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/10/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.