Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/396 E. 2018/1464 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/396
KARAR NO : 2018/1464
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2017
NUMARASI : 2014/943 2017/312
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ve davalı şirketlerden … Ticaret Ltd. Şti.(… ) ile 13.07.2012 tarihinde fatura karşılığında uluslararası karayolu taşıma sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre 55 kap tekstil malzemesini, İstanbul Erenköy Gümrük Müdürlüğünden Ürdün’ün Amman- Jordon şehrindeki alıcı firma olan….R’ye götürülmek üzere müvekkili firma tarafından …’a teslim edildiğini, … şirketinin başka bir nakliye şirketi olan diğer davalı …Gıda Tarım Ürünleri İthalat İhracat ve Ticaret Ltd.Şti. (… Nakliyat) ile anlaşarak taşımaya konu tekstil eşyasının taşınması işini bu şirkete devrettiğini, dava konusu emtianın bu güne kadar ne müvekkili şirkete ne de alıcı firmaya teslim edildiğini, iddiaya göre Cilvegözlü sınır kapısında Suriye Gümrüğüne girildiği esnada … Nakliyat’a ait taşımayı gerçekleştiren tırın yağmalandığını ve emtianın da çalındığını, taşıma konusu emtianın zayi olmasına taşımacı ve adamlarının tedbirli bir taşımacıdan beklenen dikkat ve özeni göstermemesinin neden olduğunu, şimdilik emtianın gümrük beyannamesinde beyan edilen 80.721,47USD’nin ödenmesi için iş bu davanın açılmasının zorunluluk arzettiğini, taşıma esnasında davalı ve yardımcılarının ağır kusuru neticesinde tamamen zayi olan faturada ve gümrük beyannamesinde ayrıntılı olarak belirtilen 55 kap ,33 koli , 2.617 adet tekstil eşyasının (gömlek,etek.manken vs.) davacıya ve alacaklı firmaya iade edilmemesinden kaynaklanan; 80.721,47 $ ABD (154.985,22 TL) zayi olan eşyanın gümrüklenmiş değeri, 800 $ ABD (1.536 TL) nakliye bedeli (1$=1)92 TL) olmak üzere toplam 81.521,47 $ USD tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %5 faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine, ayrıca yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; taşıma işlemi esnasında 21.07.2012 günü…tır karnesi muhteviyatlı söz konusu emtiayı taşımakta olan … plaka no’lu aracın içerisinin boşatılmış ve emtianın çalınmış olduğu …Tarım Ürünleri İthalat İhracat ve Tic.Ltd.Şti. çalışanı … tarafından tespit edildiğini, bu durumun Cilvegözü Gümrük Sahası içerisinde bulunan Kaçakçılık İstihbarat Müdürlüğünce tutanak altına alındığını,
yağma olayının araç şoförünün bulunmadığı sırada gerçekleştiğini, şoförün yağmaya mühadale edecek durumda olmaması sebebiyle CMR Konvansiyonun 17. maddesi anlamında kaçınılmaz, taşıyıcının önleyemeyeceği bir nedenle emtianın yağmalandığını, bu sebeple müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, malların taşınmasından fiili taşımayı gerçekleştiren diğer davalı …. İthalat İhracat ve Tic.Ltd.Şti.’nin sorumlu olduğunu, bir an için mevcut zarardan müvekkili şirketin sorumlu olduğu kabul edilse bile taşıyan sıfatıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun, CMR Konvansiyonu’nun 23/3. maddesi gereğince sınırlı sorumluluk kapsamında olduğunu, ayrıca davacı şirketin alıcı firma olan .. ‘ye kesmiş olduğu Türkçe-İngilizce faturalar arasında çelişki bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluk sigorta poliçesini …Sigorta A.Ş.’ye yaptırdığını, davanın sigorta şirketine ihbar edilmesine karar verilmesini istediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi’nin yetki itirazı üzerine, bu davalı yönünden tefrik kararı verilerek dosyanın Hatay Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, eldeki davanın sadece üst taşıyıcı hakkında devam ettiği ve sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI
İlk Derece Mahkemesi istinafa konu kararında; dosyaya ibraz edilen CMR Taşıma Senedi, davalı … tarafından davacıya kesilen 13/07/2012 tarihli navlun faturası, TIR karnesi ve diğer bilgi ve belgeler dikkate alındığında, davaya konu taşımanın İstanbul Erenköy’den karayolu ile Ürdün-Amman’a taşınması şeklinde kararlaştırıldığı, taşımanın yapıldığı ülkelerin CMR’ye taraf olmaları, taşımanın konusunun havlu ve tekstil ürünleri şeklinde eşya taşımacılığı olması da dikkate alındığında dava konusu uyuşmazlığa CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağı, taşıma işini üstlenen davalı …. Ltd. Şti.’nin taşıma işini devrettiği fiili taşıyıcının ….Ltd Şti’nin CMR 3. Maddesi anlamında hizmetlerinden yararlanılan kimse olup davacıya karşı müteselsil sorumlu oldukları, … nakliyat isimli alt taşıyıcı tarafından hazırlanan kayıp beyan formu, bu firma tarafından 22/10/2012 tarihinde Antakya Ticaret ve Sanayi Odasına verilen yazı ile “Olay Araştırma, İnceleme ve Talimat Tutanağı” başlıklı gümrük çalışanları tarafından tutulan tutanaklar birlikte değerlendirildiğinde, 21/07/2012 tarihinde …plakalı taşıma konusu eşyanın içinde bulunduğu aracın Suriye Babilhava Gümrüğünde iken içinde şoförünün bulunmadığı bir sırada içindeki eşyaların evrakların, aracının mazotunun çalındığı, olayın davalının savunmasının aksine yağma olmadığı, yağma söz konusu olsaydı gümrükte bekleyen diğer araçların da yağmalanmasının gerektiği, oysa olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığı, aracın soförünün aracın başında bulunması halinde böyle bir olayın meydana gelmeyeceği, taşıma konusu eşyanın çalınması halinde taşıyıcının kaçınılmaz nedenlerin var olduğuna dayanıp sorumluluktan kurtulamayacağı, bu nedenle davalı taşıyıcının davaya konu hırsızlık nedeniyle CMR Konvansiyonu 17. ve devamı maddeleri çerçevesinde sorumlu olduğu, taşıyıcının yüklü taşıtı nezaretsiz ve güvenliksiz ortamda bırakmasının CMR 29. maddesi hükmü gözetilerek pervasız hareket ve kasta yakın ağırlıkta bir kusur türü olarak kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle de davalının sınırlı sorumluluk CMR 23/3. maddesi hükmünden yararlanmasının kabul edilemeyeceği, dosyaya ibraz edilen alıcı tarafından göndericiye kesilen mal faturasında çalınan tüm eşyalara ilişkin bedeller yer almakta olduğundan faturalar ile gümrük beyannamesinde beyan edilen değer bir birini teyit ettiği takdirde, bu bedellere göre, teyit etmediğinde gümrük beyannamesindeki değere göre değerlendirme yapılacağı, davacı tarafından ibraz edilen mal faturalarında toplam değerin 253.323,53 USD olarak görülmekte ise de davacı tarafından da dava dilekçesinde beyan edilen ve tazminat tutarı olarak dikkate alınmasını talep ettiği, malların toplam gümrük değerinin gümrük beyannemesine göre 80.721,47 USD olup malların tamamı çalınmış olduğundan zarar tutarının da bu tutar olduğu, davalının kusurunun CMR 29. maddesi kapsamında değerlendirildiği ve zararın tamamı olan 80.721,47USD tazminattan davalının sorumlu olması gerektiği, ayrıca davacı taraf ödediği 800 USD navlun ücretini de talep etmekte olduğundan CMR Konvansiyonu 23/4’e göre yükün taşınması dolayısıyla ödenen taşıma ücreti, gümrük resimleri ve diğer ödemelerde malın tamamen kaybedilmesi halinde, tamamen ödeneceği hükmü çerçevesinde davacının davalıya ödediği 800 USD taşıma ücretini de geri almaya hakkı olduğu, davalı tarafın temerrüdünün dava tarihinden oluştuğu, CMR 27. maddesi gereğince hükmedilecek tazminata % 5 yıllık faiz işletilebileceği sonuç ve kanaatine varılmış olmakla davanın kabulüne karar vermiştir.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkilinin akdi taşıyıcı olup fiili taşımanın, alt taşıma taşıma akdine istinaden … Nakliyat’a ait araçla yapıldığını, ilk derece mahkemesince, olayın yağma olmadığı, zararın aracın şoförünün pervasız davranışları sonucunda gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemenin kararına esas aldığı bilirkişi kök ve ek raporlarının hüküm vermeye elverişli nitelikte olmadığını, hükmün açıkça hukuka aykırı olduğunun izah edilebilmesi için nihai taşımacı … Nakliyata ait aracın yağmalanmasına ilişkin zaman ve mekan izahatını yapması gerektiğini,
Dava konusu emtia İle İlgili olarak 13.07.2012 tarihli taşıma belgesi düzenlendiğini, emtianın Erenköy Gümrük Müdürlüğünden hareketle, Suriye Bab-el Havva gümrüğüne girdiğini ve 21.07.2012 tarihinde gümrük sahası içinde yağmalandığını ve araç içindeki emtia ile birlikte araca da fiziksel ve maddi zarar verildiğini, nitekim Cilvegözü Gümrük Muhafaza Kaçakçılık Ve İstihbarat Müdürlüğü tarafından 22.07.2012 tarihînde ” Olay arastırmna , inceleme ve talimat tutanağı” düzenlenerek ve ilgi tutanakta ”…Aracın yükünün boşaltılmış olduğu, ayrıca aracın mazotunun, aracın evraklarının da olmadığı aracın çekicisinin ön camının çatlak, sağ camının kırık olduğu, dorsenin çadırının yırtılmış olduğu, dorsede bulunan yan alimünyum çıtaların çıkarılmış olduğu, yine vites kısmının hasar gördüğü, plakalarının söküldüğününün tespit edildiği” yönlü tespitlerin yapıldığını,
Davaya konu taşımayı yapan aracın maddi hasar ve yağmalama şeklinde hasara uğradığı söz konusu tutanak incelendiğinde açıkça belli olacağını, Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin web sitesinde; BAB-EL HAWA KAPISINDA yakılan araçlar ve firma listeleri başlığı altında yayın yapılmış ve iş bu davaya konu taşımayı yapan fiili taşımacı … nakliyata ait araca kaçırılıp Türkiye’ye geri getirilen araçlar listesinde yer verildiğini, Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Basın Ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından 25.07.2012 tarihinde bir basın açıklaması yapıldığını, bu basın açıklamasında ,“…Suriye’de yaşanan iç çatışmalar çerçevesinde resmi hükümet güçlerine karşı mücadelede bulunan kuvvetler tarafından Bab El Hawa (Cilvegözü) Bab El Saleme ( Öncüpınar) Carablus(Karkamış) kapılarında ki gümrüklü saha ve ünitelerin ele geçirildiği, kimi kontrolsüz güç ve kişiler tarafından gümrük hizmeti sağlayacak ünitelerin tahrip edildiği, yük taşıyan kimi araçların yağmalandığı, bunlar arasında Türk Plakalı araçların da bulunduğu ve buna benzer olayların devam etmekte olduğu, sözü geçen Suriye Gümrük kapılarında hiçbir güvenliğin kalmadığı, hiçbir otoritenin bulunmadığı ve gümrük kapılarında çıkışlarla ilgili uluslararası işlemlerin yürütülmesini sağlayacak herhangi bir sistemin kalmadığı belirtilmek suretiyle bir takım güvenlik önlemlerin alınmasına ilişkin duyuruda bulunulduğunu,
21.07.2012 tarihinde SURİYE BAB-EL HAWA Gümrük sahası içinde yaşanan devlet otoritesi ile muhalif güçler arasındaki çatışma ve neticelerinin haber sitelerinde aynen yer aldığını, 21 temmuz 2012 tarihinde pek çok web haber sitesinde söz konusu haberler mevcut olduğunu, haberlerde 12 Türk TIR’ının da yakıldığının yer aldığını,
Olayın oluşu ve davalının sorumluluğu, sınırlı sorumluluk konularında bilirkişi kök ve ek raporlarında çelişkiler bulunduğunu, çelişkili bu raporlara göre karar verilmesinin ve itirazlarının dikkate alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişiler tarafından düzenlenen 20.04.2016 tarihli ilk ek raporda; “Davaya konu olayın meydana geldiği tarihte Cilvegözü sınır ve gümrük sahasına yakın olan ve olayın gerçekleştiği Suriye Balbilhava gümrüğü içinde hangi olayların meydana geldiği, toplu hırsızlık, muhalif güçlerin sınır kapısına saldırısı veya yağma seklinde bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediği, bu hususta başkaca nakliye firmalarının araçlarına verilen bir zarar olup olmadığı, zarar verilmiş ise bu araçlara verilen zarara ilişkin tutanakların ve bilgilerin, meydana gelen olayın gerçekleşme seklinin Cilvegözü sınır kapısından celbi gerekeceği, aksi halde kök raporlarında ki görüşlerinin değişmeyeceği” belirtilmesi üzerine müvekkilinin, ilgili yerlere Cilvegözü sınır kapısına …ye , Gümrük Ve Ticaret Bakanlığına müzekkereler yazılması talep edildiğini ve dosyanın yeniden bilirkişiye verilmesi talep edildiğini, ilk derece mahkemesinin 30.06.2016 tarihi oturumunun 1 nolu ara kararında davacı vekiline, davalı tarafından sunulan belgelerin teyidini istediğini, davacının … Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı yada Cİlvegöze Gümrük Muhafaza Müdürlüğü evraklarına karşı bir itirazı olmadığından müzekkere yazılmadığını, UND haberlerinin, Basın Haberlerinin, Gümrük Ve Ticaret Bakanlığının Basın açıklamasının Cilvegözü Gümrük Muhafaza Müdürlüğü tarafından tanzim edilen tutanakta aracın hasarlı olduğuna dair bilgilerin doğru olduğunun kabulü ile 2. ek rapor hazırlanması gerekir iken bilirkişilerin bu durumu görmezden gelerek ek rapor düzenlemiş olduğunu, bu raporun hükme esas alınamayacağını,
Suriye devletinin kendi güvenlik güçlerinin kendi resmi gümrük sahasını muhalif güçlere karsı koruyamadığını,
Tüm dünyada haber olan bu olaylara karşılık araç şoförünün araç basında olsa idi hırsızlık olmazdı seklindeki tespitin doğru olmadığını, şöförün olaya engel olmasının mümkün olmadığını, Devletin kendi güçleri ile sağlayamadığı güvenliğin araç şoförü tarafından sağlanması beklenmekte olup amacı aşan bir tedbir beklentisi olduğunu, dava konusu olayın yağma değil hırsızlık olarak kabulüne dair gerekçe açıkça hukuka aykırı olduğunu, Uluslararası Nakliyeciler Derneğinin deklarasyonunda; kaçırılıp Türkiye’ye geri getirilen araçlar listesinde aracın hasarlı olarak getirildiğinin açıkça yazılı olduğunu, Gümrük Muhafaza Ve Kaçakçılık Müdürlüğü tarafından 2011 ve 2012 yılı Suriye Arap Cumhuriyetinde Yasanan Olayların Bilançosu” şeklinde düzenlenen evrakta; davaya konu taşımayı yapan aracın maddi hasar ve yağmalama şeklînde hasara uğradığının açıkça belirtildiğini, o halde sadece taşımayı yapan davaya konu araçta hırsızlık olduğuna dair gerekçe dosya kapsamından ayrık ve açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, CMR hükümlerine tabi taşıma sırasında, taşıyıcı yedindeki emtianın kaybolması nedeniyle, taşıyıcı aleyhine açılmış bir maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı akdi taşıyıcı, davacıdan aldığı taşıma işini alt taşıyıcı …Nakliyat firmasına vermiştir. Bu şirkete, … nolu tır karnesi muhteviyatlı dava konusu emtiayı taşımakta olan … plaka nolu aracın Türk gümrüğünden 14/07/2012 tarihinde çıktığı, 21/07/2012 tarihinde yağma suçunun gerçekleştiğinin iddia edildiği anlaşılmaktadır.
Aracın gümrükten çıktıktan sonra, yedi gün süreyle Suriye gümrüğünde neden beklediği konusunda davalı taraf bir açıklama yapmamıştır. Ayrıca, araç şoförünün aracını neden terk ettiği konusunda da bir açıklama bulunmamaktadır. Aracın 21.07.2012 tarihinde, yani yağmanın olduğu iddia edilen gün Suriye gümrüğünde olduğuna ve aracın gümrük sınırları içindeyken yağmalandığına ilişkin, Suriye resmi makamları tarafından düzenlenmiş bir resmi tutanak davalı tarafından sunulmamıştır.
Davalı tarafın delil olarak sunduğu 22.07.2012 tarihli tutanak ise, sadece davalı yetkilisinin beyanlarına göre Türk gümrüğünde düzenlenmiş bir belgedir. Araç üzerinde bazı hasarların tespit edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu hasarın kim tarafından ve ne zaman meydana getirildiğine dair bir tespit yoktur. Bu belge davalının beyanına göre düzenlenmiş olup, tek başına savunmayı ispata ve yağmanın gerçekleştiğini kabule yeterli değildir.
İlk derece mahkemesince verilen ara kararları doğrultusunda Cilvegözü Gümrük Müdürlüğünden ve Erenköy Gümrük Müdürlüğünden bilgi istenmiştir. Gelen belgeler içinde, davalıya ait taşıtın yağmalandığına dair tespit içeren bir tutanağa rastlanmamıştır. Olay hakkındaki savcılık soruşturmasında da 22.07.2012 tarihli tutanak dışında delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Cilvegözü Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğünün cevabi yazısı ekindeki listede 2012 yılında meydana gelen olaylar tablosunda davya konu taşımada kullanılan aracın yağmalandığına ilişkin bilgi mevcut ise de bunun 22.07.2012 tarihli tutanak esas alınarak yazıldığı, başkaca bir tespit tutanağının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (…)’nin 25.07.2012 tarihli basın açıklamasında, Suriye’de yağmalanan araçlar arasında davaya konu taşımada kullanılan araç plakasının da yer aldığı anlaşılmakla birlikte, bu bültenin davalının beyanı ve 22.07.2012 tarihli tutanak esas alınarak düzenlendiği, bu konuda başkaca bir tespit ve tutanağın bulunmadığı kanaatine varılmaktadır.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 25.07 2012 tarihli basın açıklamasında, yağma olaylarından söz edilip alınması gerekli önlemler açıklanmıştır. Yargılama konusu olaya ilişkin somut bir tespit ve açıklama yoktur.
Tüm bu açıklamalara göre, gerek resmi belgelerdeki gerekse …nin bültenindeki bilgilerin davalının beyanına ve 22.07.2012 tarihli tutanağa göre kayıtlara girdiği, bunun dışında, davalıya ait aracın Suriye gümrüğünde yağmalandığına ilişkin somut bir tespitin ve Suriye gümrük yetkililerinin katılımıyla düzenlenmiş bir tutanağın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı taşıyıcı, eşyanın Suriye gümrük sahası içinde yağmalandığına dair savunmasını kanıtlayamamıştır. Bu durumda, CMR’nin 17/2. maddesi uyarınca sorumluluğunu ortadan kaldıran hallerin mevcudiyetini kanıtlayamadığından, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, meydana gelen zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Davalı akdi taşıyıcının, fiili taşımayı başka bir taşıyıcıya yaptırmış olması onu sorumluluktan kurtarmaz. CMR’nin 17/3. maddesi uyarınca, taşımacı, kendi yerine geçen kişilerin kusurlarından kendi kusuru gibi sorumludur.
Davalının, CMR’nin 23. maddesindeki sınırlı sorumluluk ilkesinden yararlanıp yararlanamayacağı yönünden yapılan değerlendirmede: CMR’nin 23.maddesi, taşıyıcıyı sınırlı sorumluluk ilkesiyle koruma altına almış, ancak, Konvansiyon’un 29. maddesinde, bazı durumlarda taşımacının sınırlı sorumluluk ilkesinden yararlanamayacağını hükme bağlamıştır. Anılan 29. maddeye göre; eğer zarar ve hasar taşıyıcının kastından veya kararı veren mahkemenin iç hukukuna göre, kasta eşdeğer sayılan bir kusurundan meydana gelmişse, taşıyıcı sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanma hakkını kaybeder.
Somut olayda, davalının beyanı ile düzenlenmiş olan 22/07/2012 tarihli tutanak içeriğine göre, aracın başında sürücünün bulunmadığı, davalı şirket yetkilisinin Türkiye’den aracın başına giderek aracı Türkiye’ye getirdiği anlaşılmaktadır. Aracın Türk gümrüğünden çıktığı 14/07/2012 tarihinden 21/07/2012 tarihine kadar neden Suriye’de beklediği, aracın başında hangi sebeple şoförün bulunmadığı açıklanmamıştır. Aracın başında şoförünün bulunmaması, güvenlik sıkıntısı olduğu davalı tarafça bilinmesi gereken bir bölgede aracın gözetimsiz bırakılmış olması, kasta yakın ağır bir kusur olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle davalının sınırlı sorumluluk ilkesinden yararlanamayacağı, malın fatura bedelini ödemesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mal, alıcısına ulaştırılmadığına göre, davalı taşıyıcı CMR’nin 23/4. maddesi uyarınca, aldığı navlunu iade ile yükümlüdür.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 8.018,96 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.