Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/393 E. 2018/1320 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/393
KARAR NO : 2018/1320
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2017
NUMARASI : 2015/665 E- 2017/853 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin halen Romanya’ya kargo ve yolcu taşımacılığı yapan … A.Ş.’nin ortağı olduğunu, alacaklı görünen …’nın halen bu şirkette sigortalı işçi olarak çalıştığını, müvekkilinin ağabeyi ve aynı zamanda şirket ortağı olan …’in 09/03/2016 tarihinde vefat ettiğini, alacaklı görünen … ile…ve şirketleri olan …Tur.A.Ş.’nin Romanya’dan mal getireceğini ve bunun için mal tesliminde mağdur olmamak adına müvekkilinin ağabeyinden senet istediğini, ancak …’in yaşamının son günlerinde yoğun bakımda olması nedeni ile o andaki hal yapısı ile müvekkili … …’ya mal karşılığı olmak üzere dava konusu senedi imzalayıp verdiğini, teslime ilişkin mal konusunda herhangi bir bilgisi bulunmadığını, olaydan müvekkilin ölen ağabeyinin bilgisi olduğunu, şirket muhasebesinin de bu olaydan haberi olmadığını, bu nedenle takibi başlatılan senetle ilgili dava açtıklarını iddia ederek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin Romanya’da olması nedeniyle davadan geç haberleri olduğunu, davayı tamamen reddettiklerini, müvekkilinin davacı …’den alacaklı olduğunu, senetle ilgili takip başlattıklarını, davacı tarafa ödeme emri gönderilmesine rağmen süresinde itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini, senedin eksiksiz olarak düzenlendiğini, senedin davacı borçlu tarafından ödenmediğini bu nedele takip başlattıklarını, senet üzerindeki imzaya itiraz edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, cevabın süresinde olmadığını belitmiş, davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, davacı tarafın haksız ve hukuki dayanağı olmayan dava açıldığını, usul yönünden bir eksikleri bulunmadığını, müvekkilinin dava açıldığı sırada Romanya da olduğunu gösterir pasaport sayfalarının dosyaya ibraz edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasını delil olarak gösterdiklerini, davacının ağabeyi adına kayıtsız şartsız sorgulamadan böyle bir senet vermesinin mantığa uygun olmadığını, müvekkilinin ticaretle uğraşmadığını, müvekkilinin ortak olduğu … plakalı araç için davacının müvekkiline senet imzaladığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi istinafa konu kararında; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/2402 E. 2015/1532 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi menfi tespit davasında kural olarak hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı alacaklıda olup alacaklının, hukuki ilişkinin ve borcun varlığını kanıtlamak durumunda olduğu, borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa bu durumda ispat yükünün alacaklıya düşeceği, dava konusu malen kaydı içeren senetten dolayı davacıya, davacının vefat eden ağabeyine ve dava dışı …Turz. Sey. A.Ş. ‘ ne davalı tarafından herhangi bir mal teslim edildiğinin davalı tarafça kanıtlanamamış olduğu, ayrıca dava dışı şirket kayıtlarında dava konusu senede ilişkin herhangi bir kayda da rastlanmadığı, yine davalı tarafın beyanında bahsi geçen …plakalı araç trafik kaydı incelendiğinde, davalının söz konusu araca ortak olmadığı, aracın dava dışı … Turz. Sey. A.Ş. adına kayıtlı olduğu, davalı tarafça senet karşılığında mal tesliminin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, şartlar oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Ancak, davalı vekili istinaf harç ve giderlerini HMK’nın 344. maddesi uyarınca muhtıra tebliğine rağmen yatırmamıştır. Bu nedenle sadece davacı vekilinin istinafı esastan incelenmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
İlk derece mahkemesince menfi tespit talebinin kabulünün isabetli olduğunu ancak, şartları oluştuğu halde icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararı sadece bu yönden istinaf ettiklerini,
İİK’nın 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı(borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, takibin haksız olması tek başına yetmeyip ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olduğunu, müvekkilinin ağabeyi müteveffa … ve şirketleri olan dava dışı …’ne mal getireceğini iddia eden …’ya, …’in yaşamının son günlerinde ve yoğun bakım ünitesinde olması sebebiyle müvekkili tarafından malen kaydını içeren dava ve takip konusu senet düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, ancak ne müvekkiline, ne.. .’ e, ne de dava dışı …’ne davalı tarafından herhangi bir mal teslim edilmediğini, fatura ve irsaliye tanzim ve tebliğ edilmediğini, söz konusu durumun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, alacaklı olmadığını bilmesine rağmen icra takibi başlatan davalının kötü niyetli olduğunun açık olup, %20 oranından aşağı olmamak kaydı ile takdir edilecek kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili gerektiğini belirterek,
İlk derece mahkemesinin, icra inkar tazminatının reddine dair kararının kaldırılarak müvekkili lehine takip konusu borcun %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davasıdır.
İlk derece mahkemesince menfi tespit talebinin kabulüne karar erilmiş, bu karar aleyhine davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuşsa da süresinde istinaf harçları yatırılmamıştır. Bu nedenle menfi tespit talebinin kabulüne ilişkin kararın usulünce istinaf edilmemesi nedeniyle, esas yönünden incelenmesi mümkün değildir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355.maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
HMK’nın 344. maddesi uyarınca çıkarılan muhtıra tebliğine rağmen istinaf harç ve giderlerinin yatırılmaması halinde istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilir. Bu konuda ilk derece mahkemesince bir karar verilebileceği gibi istinaf dairesince de ön inceleme aşamasında HMK’nın 352. maddesi uyarınca, başvuru şartlarının yerine getirilip getirilmediği bağlamında karar verilmesi mümkündür. HMK’nın 344. maddesi uyarınca çıkarılan muhtıraya rağmen süresi içerisinde istinaf harçlarının yatırılmaması ve muhtıra tebliğinde bir usulsüzlük bulunmaması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Dava, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İİK’nın 72. maddesinin 5. fıkrasına göre, menfi tespit davası borçlu lehine sonuçlanırsa, yani dava kabul edilirse, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Bu yasal düzenlemeye göre, davalının icra inkar (kötü niyet) tazminatına mahkum edilebilmesi için sadece takibin haksız olması yeterli olmayıp ayrıca kötü niyetli olduğunun da ispat edilmiş olması gerekir.
Somut olayda, davaya konu bononun ihdas nedeni olarak malen kaydı bulunmaktadır. Bu durumda, malın teslim edilmediği husunun ancak davacı tarafından yazılı delille ispatı mümkündür. Ancak, davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde senedin veriliş sebebini talil etmiştir. Başka bir ifadeyle davalı, 20.04.2016 tarihli dilekçesinde, dava konusu senedin, müvekkilinin … plakalı araca ortak olması nedeniyle doğan alacakları nedeniyle verildiğini ileri sürmüş olmakla ispat yükünü üzerine almıştır.
Neticeten somut olayda, davanın kabul edilmesi, davalının bu ispat yükünü yerine getirememesinden kaynaklanmaktadır. Davalı ispat yükünü yerine getirememişse de icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğu davacı tarafça ispat edilmemiş, dosyaya yansıyan beyan ve delillerden de davalının kötü niyetli olduğu sabit görülmemiştir. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 344.maddesi uyarınca yapılmamış sayılmasına; davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:
1-HMK’nın 344 ve 352. maddeleri uyarınca, başvuru şartları yerine getirilmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına,
2-Davalı vekili tarafından harç ve masraf avansı yatırılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
B) Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine,
2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 344, 352, 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.