Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/39 E. 2018/528 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/39
KARAR NO : 2018/528
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2017
NUMARASI : 2017/313- 2017/643 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya farklı tarihlerde bariyer nakil hizmeti verdiğini, karşılığında düzenlenen faturaların ödenmediğini, alacağın tahsili davalı aleyhine faturalara dayalı olarak girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TTK.nın 1530. maddesi gözetildiğinde icra takibine konu faturaların icra takip tarihi itibari ile muacceliyet kazanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında bariyer nakli hizmetine ilişkin ticari ilişkinin bulunduğu, bu hizmetlere ilişkin davacı tarafından toplam 33.040,00 TL’lik fatura düzenlendiği, davalı tarafından hizmetin verilmediği yönünde bir itirazda bulunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; TTK 1530.maddesinde borçlunun temerrüdünün bu koşullarından, özellikle muacceliyet ile ihtar koşulu açısından değişiklikler yapılmış olduğunu, müvekkili şirketin, temerrüde dahi düşürülmeden hakkında icra takibi başlatılmış olduğunu, otuz günlük süre dolmadan davacının başlatmış olduğu icra takibinin hukuken bir karşılığının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalıya bariyer taşıma hizmeti verdiğini, karşılığında düzenlenen faturaların bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise, alacağın muaccel olmadan talep edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra takip dosyasında takip alacaklısının … (…), takip borçlusunun …A.Ş olduğu, takip dayanağı olarak “maç bariyer nakil hizmeti” içerikli 05.10.2016 tarihli 7.080,00 TL ve 7.080,00 TL bedelli 2 adet fatura, 23.10.2016 tarihli 11.800,00 TL ve 25.10.2016 tarihli 7.080,00 TL bedelli olmak üzere toplam 4 adet faturanın gösterildiği, 33.040,00 TL’nin tahsilinin istendiği, süresi içinde takip borçlusu tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Somut olayda, davalının davacıdan dava konusu faturalar içeriği hizmeti aldığı noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık alacağın muaccel olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacının taşıma sözleşmesi kapsamında taşıma edimini ifa ettiğine göre, bunun karşılığında davalının semeni ödeme edimi de muaccel olduğunun kabulü gerekir (TBK md 97) . Oysa ki, Türk Ticaret Kanunun 1530’uncu maddesinin 2 vd. fıkraları, mal ve hizmet tedarikini içeren sözleşmelerde ödeme borçlusunun temerrüdünün şartları ve temerrüdün sonucu olan temerrüt faizi bakımından borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümlerden farklı esaslar içermektedir.
TTK.m.153.maddesi, mal ve hizmet sağlayıcısını koruyucu hükümler içermektedir. Madde alacağın muacceliyeti ile ilgili olmayıp hizmet alanın, temerrüt ihtarına lüzum olmaksızın temerrüde düşeceği durumu düzenlemektedir. Davacı kendi edimini ifa ettiğine ve taraflar arasında kararlaştırılmış bir vade bulunmadığına göre, davacının alacağı muccel olup takip ve dava yoluyla istenmesi mümkündür.
Hal böyle olunca, davalının muaccel olan dava konusu borcunu ödediğini iddia etmediğine göre, icra takibine vaki itirazında haksız olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 1.692,72 TL nispi istinaf harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17/05/2018
KANUN YOLU : HMK. 362/1.a .maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.