Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/383 E. 2018/396 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/383
KARAR NO : 2018/396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2017 tarihli ara karar
NUMARASI : 2017/561 Esas
DAVANIN KONUSU : Çek İstirdatı
Taraflar arasında görülen çek istirdatı davasında, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin 16/06/2017 tarihli ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı (İhtiyati tedbir isteyen) vekili, müvekkili şirketin dava dışı…. Ltd.Şti.olan ticari ilişkisi çerçevesinde 10.05.2017 ve 15.05.2017 keşide tarihli her biri 30.000,00 TL bedelli iki adet çekin adı geçen dava dışı şirket tarafından müvekkiline keşide edilerek verildiğini, çeklerin müvekkilinin uhdesindeyken kaybedilerek zayi edildiğini, bunun üzerine İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/391 Esas sayılı dosyası üzerinden çek iptali davasının açıldığını, dava konusu çeklerin içinde bulunduğu bir kısım çeklerle ilgili olarak ödeme yasağı kararının alındığını, bu dava sürerken dava konusu çeklerin davalı tarafça süresinde bankaya ibraz edildiğinin öğrenildiğini, çeklerin müvekkilinin rızası hilafına elinden çıktığını, keşideci ya da müvekkilinin davalıyla herhangi bir akdi ilişkisinin bulunmadığını, davalının yetkili/meşru hamil olmadığını ileri sürerek dava konusu çeklerin istirdadına, teminatsız ya da belirlenecek teminat karşılığında dava konusu çeklerin ödemelerinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu çeklerin lehtarının davacı olmadığını, çeklerde lehtar olarak …’ın yer aldığını, davacının iddiasına dayanak sunduğu belgelerin her zaman düzenlenebilecek belgelerden olduğunu belirterek davanın reddine ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, müvekkili bankaya dava konusu çeklerden 10.05.2017 tarihli, 30.000,00 TL bedelli çekin tahsil amacıyla ibraz edildiğini, dava konusu diğer çekin ise müvekkili bankaya ibrazının söz konusu olmadığını, bunun dışında müvekkilinin dava konusu çeklerle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkiline husumet düşmediğini, ayrıca yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER
1-İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/391 esas sayılı dosyasında hasımsız olarak açılan çek iptali davasının davacısı … olup 25.04.2017 tarihinde davanın açıldığı, bu davada dava konusu çeklerin de dahil edildiği muhtelif tarihli ve bedelli çekler hakkında zayi nedeniyle iptali davasının açıldığı görülmüş, yapılan yargılamada dava konusu 10.05.2017 ve 15.05.2017 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli iki adet çek hakkında istirdat davası açılması için kesin süre verildiği görülmüştür.
2-Teslim eden . … Ltd.Şti., teslim alan … olan bila tarihli çek tevdi bordrosunda dava konusu çeklerin de dahil olduğu muhtelif tarih ve bedelli çeklerin gösterildiği anlaşılmıştır.
3-Davacı tarafından dava dışı …. Ltd.Şti.adına düzenlenmiş olan Nisan 2017 tarihlerine ait tavuk emtiasının satışına dair faturaların dosyaya sunulduğu görülmüştür.
4-Davacı tarafından dava konusu çeklerin hırsızlığa konu olmasından kaynaklı İstanbul Cumruhiyet Başsavcılığına 08.05.2017 tarihli başvuru dilekçesi
5-Keşidecisi… Ltd. Şti., lehtarı … olan 10.05.2017 30.000,00 TL bedelli çekin sırasıyla … Ltd.Şti.ve onun cirosuyla …’ın hamili olduğu çekte 18.05.2017 tarihinde bankaya ibrazında ödeme yasağından dolayı işlem yapılamadığına dair şerh düşüldüğü görülmüştür.
İlk derece mahkemesinin 14.06.2017 tarihli kararı ile dava konusu çeklerin dava dosyası tarafları arasında geçerli olmak üzere, çek bedellerinin %15’i teminat karşılığında icra takibine konulmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili 23.10.2017 tarihli dilekçesinde, dava konusu çeklerin keşidecisi. … Ltd.Şti.tarafından lehtar hanesi boş olarak müvekkiline teslim edildiğini, henüz çekin boş kısımları doldurulmadan çeklerin zayi olduğunu, lehtar hanesinde gözüken dava dışı …’ın çekleri nasıl edindiğinin bilinmediğini, kötü niyetli olarak çekleri iktisap ettiğini, cirolayarak tedavüle soktuğunu belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, dava konusu çek nedeniyle verildiği iddia olunan faturaların davacı tarafça vergi dairesine bildirilmediğinin BA BS formlarının incelenmesinden anlaşıldığı, yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle itirazın kabulü ile 16.06.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı (ihtiyati tedbir isteyen) vekili tarafından bu ara karara karşı süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konu çeklerin müvekkilinin uhdesine geçemeden kaybolduğunu, müvekkilinin çeklerin yasal hamili olup davalının yetkili ve meşru hamil olmadığını, dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m.704) uyarınca açılan çek istirdadı davasında dava konusu çeklerin ödemelerinin tedbiren durdurulması istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir. Yine, çekin devri ciro ve teslimle veya alacağın temliki ile mümkün olup, somut olayda çeklerin keşideci tarafından davacı adına düzenlendiği iddia edilmiş olmasına karşın davacının çeklerin lehtar hanesinde yada çekteki ciro silsilesinde yer almadığı görülmüştür. Bunun yanısıra, davacı tarafça sunulan çek teslim bordrosu, faturalar ve dosya kapsamı itibari ile yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından HMK 353/b.1.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12/04/2018
KANUN YOLU : HMK. 391/3.maddesi uyarınca karar kesindir.