Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/38 E. 2018/216 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/38
KARAR NO : 2018/216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2017
NUMARASI : 2016/894 2017/447
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı müvekkili şirket nezdinde hizmet akdi ile mimar olarak çalıştığını, davalının müvekkili şirket bünyesinde çalıştığı dönemde …. Ltd. Şti.’ni kurduktan bir buçuk yıl sonra ayrıldığını ve tek taraflı olarak iş akdini feshettiğini, davalının, müvekkili şirket bünyesinde çalıştığı dönemde … A.Ş. ile ilgili proje işlerinde yer aldığını, bu proje kapsamında elde ettiği bilgileri haksız ve hukuka aykırı kullanarak rekabet etme yasağını ihlal ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava dilekçesinde belirtilen projenin müvekkili tarafından üstlenilmediğini, müvekkilinin Kübik mimarlık Şirketi ile alakasının bulunmadığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin fesihten sonraki süreçte rakebat yasağına ilişkin bir sözleşmesi bulunmadığını, rekabet etmeme borcu altında olmadığını, işçinin, işverene karşı rekabet yasağının ancak yazılı olarak yapılması halinde geçerli olduğunu, haksız rekabete ilişkin davalarda kişilik hakkının zedelenmesi söz konusu olmadığından manevi tazminat istenemeyeceğini, istenilen manevi tazminatın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi;davacı, davalının müvekkili şirkette çalıştığını ve iş akdinin yürürlükte olduğu dönemde ….. Ltd. Şti.’yi kurduğunu, istifa ederek bu şirkette çalışmaya başladığını, böylece rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürmesine, davalı ise eylemlerinin hizmet akdinin yürürlükte olduğu dönemde gerçekleştiğini ileri sürmesine göre, uyuşmazlığın hizmet akdine aykırılık olarak değerlendirilmesi gerektiği, bunun sonucu olarak davaya bakma görevinin iş mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Davalının rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı eylemlerinin, hizmet sözleşmesinin yürürlükte olduğu dönemde başlamış ise de davaya konu eylemler sözleşmenin davalı tarafça feshedilmesinden sonraya ait olduğunu, iddialarının, sözleşmenin feshinden sonra müvekkili şirketçe yürütülen ancak davalının istifasından sonra davalı tarafça yürütülmeye başlanılan projelere dayandığını, böylece görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
TBK 444/1.maddesinde, ”fiili ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında rakip işletme ile başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
İşten ayrılan işçinin bir kısım sırlara vakıf olması sebebiyle aynı işi, işten ayrıldıktan sonra da kendi adına yapmamasını, rakip bir müessede çalışmamasını öngörmektedir. TBK 444. maddesi, hizmet akdi süresince yapılmaması gereken bir hususu değil hizmet akdinin sona ermesinden sonra yapılmaması gereken hususları düzenlemektedir.
Hizmet akdinin devamı sırasında yapılan bir sadakatsizlik ister sözleşme ile düzenlensin ister kanunla düzenlensin iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturacaktır. Somut olayda ise davacı, akdin sona ermesinden sonra davalının gerçekleşen eylemi nedeniyle manevi tazminat istemektedir. Her ne kadar davalının davacı şirkette çalışırken başka bir şirket kurduğu iddia edilse de, davalının haksız rekabet oluşturacak eylemleri, iddia kapsamına göre, iş akdinin sona ermesinden sonraya aittir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle davanın iş mahkemesinde görülmesini gerektirir bir durum mevcut değildir. Rekabet yasağı kavramı da piyasa şartlarıyla sıkı sıkıya bağlı ticari bir konudur. TTK 4/3.bendinde, TBK’unun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447. maddelerinden kaynaklanan davaların mutlak ticari davalardan olduğu öngörülmüştür. Bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı isabetli olmadığından kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK. 353/1.a.3.maddesi uyarınca, istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair;
HMK.353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08/03/2018
KANUN YOLU: HMK.353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.