Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/358
KARAR NO : 2018/933
KARAR TARİHİ: 27/09/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2017
NUMARASI : 2016/961- 2017/1099 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafın borcunun Euro cinsinden olmasına karşın ödeme günündeki kur üzerinden ödeme yapmadığını, davalının müvekkiline cari hesaptan kaynaklı borcunun olduğunu, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının alacağını ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasındaki taşıma ilişkisi nedeniyle cari hesap ilişkisinin oluştuğu, düzenlenen faturaların euro cinsinden düzenlendiği, davalının cari hesabında yer alan faturalar ve ödemeler dikkate alındığında da euro cinsinden ve o tarihteki kur üzerinden ödeme yapılmaması nedeniyle fiyat farkının oluştuğu, başka bir ifadeyle taşıma işi karşılığında düzenlenen faturaların Euro cinsinden olmasına karşılık ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmadığından davacının 3.863,11-Euro alacaklı olduğu sonucuna varıldığı, diğer yönden ise, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan 4 adet toplam değeri 1.950,00-Euro olan faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu faturaların ve bu faturalara konu olan mal ve hizmetin karşı tarafa sunulduğuna dair hiçbir delil sunulmadığı, bu nedenle 1.950,00-Euro bedelli faturaların cari hesaptan düşülmesi gerektiği, dolayısıyla 3.863,11-Euro ile cari hesaptaki 1.950,00-Euro toplandığında davacının 5.887,00-Euro alacaklı olduğu, takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe itirazının 5.887,00 Euro yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasının 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına, alacağın %20’si olan 3.308,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; faturaların taşımadan kaynaklandığını, buna göre alacağın TTK ve CMR hükümleri gereğince zamanaşımına uğradığını, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre karar verildiğini, müvekkilinin ticari defterlerindeki lehe olan kayıtlarının dikkate alınmadığını, davacının alacağına dayanak faturaların tebliğ edilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Dava, faturalara dayalı cari hesap alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalıya taşıma hizmeti verdiğini karşılığında yabancı para cinsinden düzenlenen fatura bedellerinin ödeme tarihindeki kur üzerinden ödenmediğini, cari hesaptan dolayı alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur.
Davalıya dava dilekçesi 10.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 2 haftalık süreden sonra 25.11.2016 tarihinde cevap dilekçesinin sunulmuş olduğu görüldüğünden davalının cevap süresi içinde ileri sürmediği zamanaşımı define itibar edilmemiş, bu yöndeki istinaf sebebi de bu nedenle yerinde görülmemiştir.
Uyuşmazlık, davacı tarafça düzenlenen kur farkı faturalarından ve davalının davacıya düzenlediği toplam 1950,00-Euro bedelli faturalardan kaynaklanmaktadır.
Kural olarak, kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır. Somut olayda, dosyada bulunan navlun bedeli faturalarının incelenmesinde döviz karşılığının gösterildiği ve davalının da bu faturalara itiraz etmediği böylece akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olduğu görülmektedir. Bu durumda davalı kur farkı alacağından dolayı sorumlu olacağından, davacının kur farkı alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Diğer taraftan davalının davacıya düzenlediği ve davacının cari hesap alacağından mahsup ettiği toplam 1950,00-Euro bedelli faturalar içeriği hizmeti ve emtiayı davacıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığından ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK.m.353/1.b.1 uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 847,50 TL istinaf harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27/09/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 362/1.a maddesi uyarınca dava değeri itibariyle karar kesindir.