Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/310 E. 2018/1158 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/310
KARAR NO : 2018/1158
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/1410 Esas – 2017/749 Karar
TARİH : 01/11/2017
DAVA : Menfi Tespit -Tazminat
DAVA TARİHİ: 26/11/2014
Taraflar arasında görülen menfi tespit- tazminat davasında, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde; 18/06/2014 tarihinde müvekkili …’ın bilgisi ve rızası dışında davalı …bank A.Ş. nezdinde ki … numaralı kredi kartı hesabından internet bankacılığı şubesi kullanılmak suretiyle, 18/06/2014 günü saat 09:35 ‘de 5,500,00 TL müvekkiline ait … nolu hesabı ve saat 09:57’de 14.000,00 TL müvekkiline ait … nolu hesaba aktarıldığını, aynı gün içinde birden fazla anında kredi isimli kredi kullandırılarak kredi bedellerinin aynı anda müvekkiline ait mevduat hesaplarına aktarıldığını, hemen ardından da davalı …’un aynı banka nezdindeki … numaralı kredi kartına, 18/06/2014 günü saatleri 09:38’de 9.790,00 TL, 09:58’de 9.790,00 TL 10:05 ‘de 6.000,00 TL 10:11’de 4.100,00 TL olmak üzere müvekkillerinin mevduat hesabında bulunan paralar ile kredi kartından kullanılan nakit avanslarla birlikte toplam 29.490,00 TL aktarıldığını, bu aktarım işlemlerinde müvekkilinden onay alınmadığı gibi aynı gün içinde iki farklı kredi talebinin hemen kabul edilmesi ve kredi bedellerinin tamamının, önceden her hangi bir para akışının olmadığı ayrı bir hesaba aktarılması işlemlerinin yapılmasına rağmen hiçbir güvenlik önlemi alınmadığını, davalı bankayı kusurlu ve sorumlu hale getirdiğini, ayrıca müvekkillerinin hesabından müvekkilinin her hangi bir ilgisi bulunmayan … şirketine kayıtlı bulunan …numaralı telefona 12,00 TL… nolu telefona 50,00 TL olmak üzere 62,00 TL aktarım yapıldığını, davalı …’a yapılan para aktarımları 18/06/2014 tarih saat 09:38 ile saat 10:11 arasında gerçekleştirilmiş olup, akabinde aynı anda 18/06/2014 tarih saat 09:50 ile saat 10:15 arasında da …’a ait kredi kartı hesabından da …bank… üye iş yerinin bağlı olduğu diğer davalı …a ait … numaralı hesaba aktarıldığını, davalı …’a ait 162-251943 numaralı hesabın kısa bir süre (16/05/2014) önce açılmış olmasının bu iki davalının birlikte hareket ettiğini gösterdiğini, savcılık soruşturmasının devam ettiği 5 ay boyunca hesabın bloke edilmesine rağmen bu güne kadar bir itirazda bulunmayan davalı …’ın yapılan işlemden haberdar olmadığının iddia edilemeyeceğini, bu işlemler sebebiyle müvekkilinin hemen davalı bankaya itirazda bulunduğunu ve Cumhuriyet Başsavcılığına da şikayette bulunulduğunu, davalı bankanın her hangi bir işlem yapmadığını, ayrıca blokeli miktarın iadesine yönelik taleplerinin soruşturma devam ettiği gerekçesiyle reddedildiğinden, müvekkillerinin bilgi ve rızası dışında hesaplarından çekilen miktarı iade almasının bu aşamada mümkün olmadığını, müvekkilinin hesabından bilgisi ve rızası dışında yapılan para aktarımlarının 29.552,00 TL olduğu kendilerine bildirilmiş olsa da kullanılan krediler nedeniyle kredi masrafı, faiz gecikme zammı vb. isimler altında müvekkilinin davalı banka tarafından fazlaca borçlandırıldığı için müvekkilinin zararının tam olarak tutarı tespit edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkillerinin bilgisi ve rızası dışında yapılan bu para transfer işlemlerinin,… ve …ın kötü niyetleri ve davalı…bank’ın kusurlu hareketleri sonucu gerçekleştiğini, Bankacılık Kanunu uyarınca bankaların, kendilerine yatırılan paraları, talep edilmesi halinde mudisine iade etmekle yükümlü olup, hesap sahibinin korunması için gerekli güvenlik önlemeni almakla da sorumlu olduğunu, davalı bankanın gerekli güvenlik önlemini almadığını, dolandırıcılık eylemini kolaylaştırarak müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, müvekkilinin bu para transfer işlemlerinde bir kusuru bulunmadığını belirterek, banka tarafından başlatılacak icra takibi nedeniyle müvekkilinin mağdur olmasını önleme için takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, başlatılacak icra takibinin durdurulmasına, …bank hesapta bulunan 29.552,00 TL ‘nin müvekkiline ait hesaplara iadesine davalı banka ve …’a borçlu olmadıklarının tespitine yönelik menfi tespit davalarının kabulüne müvekkillerinin uğradığı manevi zararları tanzim bakımından 10.000,00 TL manevi tazminatın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaşadığı yer ve ikametgahının Mersin olduğunu, yetki yönünden itirazlarının olduğunu, husumet yönünden de itirazlarının olduğunu, müvekkillerinin davacı ve diğer davalı ile hiçbir ilgisi olmadığını, dava borçlu olunmadığından bahisle menfi tespit davası olduğunu, müvekkillerinin dar gelirli küçük bütçeli bir esnaf olduğunu, kredi kartı borcunu geçici olarak ödeyebilmek için takla diye tabir edilen işlemi yaptırarak kart borcunu ödemek istediğini, bu nedenle de aynı işlemi birkaç kez yaptığını, Mersin ili Akdeniz ilçesi … adlı iş yerine gittiğini, en son gittiğinde iş yeri çalışanlarının patronlarının olmadığını, işlemi onun yaptığını kartı ve şifresini bırakıp kartı ertesi gün almasını söylediklerini, ancak müvekkillerinin ertesi gün gitmesine rağmen aynı şekilde oyalandığını ve aradan bir kaç gün geçtiğini, daha sonra müvekkilin kartında para giriş çıkışı olduğuna dair hesap hareketleri konusunda bilgi amaçlı bankadan telefon alındığını, müvekkilin bu işlemlerin bilgisi dışında olduğunu, derhal kartın iptal ettirdiğini, bu olay sonrası hemen kuyumcuya gittiğini, kartı sorduğunu ve işyeri sahiplerinin kartı iade ettiğini, kartın borcunun dışında bir işlem yapmadıklarını söylediklerini, müvekkilinin karakola ifade vermek için çağrıldığında kartından para akışı olduğunu öğrendiğini, müvekkilin ne davacı ….’ı ne de diğer davalı…’ı tanıdığını, müvekkilinin bilgisayar ve İnternet kullanımı bilgisi ve alışkanlığı olmadığını, bu konudaki işlemi yapacak kapasitede biri olmadığını, suç konusu işlemi yapanların müvekkillerinden aldıkları karta transferi yapıp hemen akabinde de bu parayı başka hesaba aktardıklarını, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere paranın diğer davalı …’ın hesabında kaldığını, davacının mağdur ise müvekkilininde bu olayda mağdur olduğunu haricen öğrendiğine göre, kredi borcunu ödenmesi için kartını verdiği … kuyumculuk’un müvekkilin kartını başkasına verip davaya konu işlemlerin gerçekleştiğini belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmezini arz ve talep etmiştir.
Davalı …bank vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu işlemlerin müvekkili bankanın güvenlik sisteminden ve müvekkili banka çalışanlarının hata ve ihmallerinden kaynaklanmadığını, davacının kendi hakimiyet alını içindeki bilgilerini korumamasından ve hatta cep telefonuna gelen SMS şifresini açıkça verdiğini kabul ederek işlemin gerçekleştirildiğini, müvekkili bankanın bu olay nedeniyle uhdesinde para bulanmadığını davacının bir zararı söz konusu ise onu zarara uğratan müvekkili banka değil ilgili tutarın gönderildiği kişi veya kişiler olduğunu, bu sebeple müvekkili banka yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu internet bankacılık işlemlerinin klasik bankacılık işlemleri gibi değerlendirilip zararın müvekkili bankaya ait olacağını iddia etmenin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının İnternet Bankacılığı Şubesi’nin kullanıma açılmasında bankanın hatası bulunmadığını, bir an davacının kredi kartı bilgilerini üçüncü kişilerle paylaştığı göz önüne alınsa bile kredi kartı şifresini, anne kızlık soyadını ve cep teleonuna gelen SMS şifresini üçüncü kişilerin bilmesinin mümkün olmadığını, davacının hesabından yapılan para transferinin kişesel bilgiler yanında bu SMS şifresi girilerek gerçekleştiğini, davacının kişisel bilgilerini üçüncü kişilerle paylaştığını kabul ettiğini, davacı ile yapılan telefon görüşmesinde davacının, bankadan aradığını belirten bir kişiye kredi kartı bilgilerini ve şifresini verdiğini açıkca kabul ettiğini, davacının bu bilgileri üçüncü kişilerle paylaşarak bu işlemlerin yapılmasına sebebiyet verdiğinden yapılan işlemlerden sorumlu olduğunu, davacının talep ettiği manevi tazminatın davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasını talep etmiş ise de davacının kredi kartından işlem yapanın müvekkili banka olmadığını belirterek, tedbir kararına itiraz ettiklerini, süresi içinde karar yerine getirilmediğinden kararın kendiliğinden kalkığının tespitine, davanın reddine yargılama masrafları ve vekalet ve ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 01/11/2017 tarihli, 2014/1410 Esas – 2017/749 Karar sayılı kararında;
“…Davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.Davadan feragat H.M.K. nun 307. maddesi hükümü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragata yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de H.M.K. nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın … ve … yönünden feragat sebebiyle reddine, Davacının davalı…bank yönünden talepleri ise; maddi tazminat talepleri karşılandığından konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,manevi tazminat talepleri ise davacının manevi zararı sabit görülmediğinden reddine karar vermek gerektiği…” ” gerekçesiyle Davalı …ve … yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davalı …bank yönünden maddi tazminatlar açısından davacının zararı karşılandığından konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili tarafından C.savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu ve İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi 2017/109 E. Sayılı dosyası ile davalılar aleyhinde dava açıldığını,
Dava konusu olay ile ilgili davalıların müteselsilen sorumlu olduğunu, 16.08.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davalıların müvekkiline karşı müteselsil sorumlu olduğu kanaatine varıldığını, davalı …bank A.Ş.’nin müvekkilinin uğradığı zarardan ötürü ağır kusurlu ve sorumlu olduğunu, bu nedenle davalı Banka aleyhindeki manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin davalı Banka aleyhindeki manevi tazminat talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılarak davalı …bank A.Ş.’ın 10.000,00 TL manevi tazminat ödemeye mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
İstanbul 6. Ticaret Mahkemesi 2014/1410 Esas – 2017/749 Karar sayılı dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMES
Davacının davalı banka nezdindeki kredi kartı hesabından internet bankacılığı kullanılmak suretiyle, bilgi ve onayı dışında işlemler yapılarak, diğer gerçek kişi davalılar hesabına aktarılan tutarların iadesi ile davalılara borçlu olunmadığının tespiti istemli açılan davada …’ nce gerçek kişi davalılar yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı banka yönünden açılan maddi tazminat istimli davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı banka yönünden manevi tazminat davasının manevi zarar sabit görülmediği gerekçesiyle reddine karar verildiği, davacı vekilince davalı banka yönünden manevi tazminat talepli davanın reddi yönündeki hükmün istinaf edildiği anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK.’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Görev dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulmak zorundadır.
Yargıtay 11. HD. 2016/14366 E 2017/4328 K 13.09.2017 tarıhli emsal kararında da işaret edildiği üzere; Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dava tarihi olan 26.11.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK.’nın 353/1.a.3.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, işin esasına ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, fiziken ve UYAP üzerinden görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine derhal gönderilmek üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf başvuru harcının Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte görevli ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın bir örneğinin, görevli İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 18/10/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK. 353/1.a.maddesi uyarınca karar kesindir.