Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/309 E. 2018/713 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/309
KARAR NO : 2018/713
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2017
NUMARASI : 2016/265- 2017/413 E.K
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı …..AŞ’nin Mısır’da yerleşik müşterisine ihraç ettiği … ve Aksesurları” ile ilgili olarak emtia sigorta poliçesinin düzenlendiğini, emtianın hasarlı olarak alıcısına teslim edilmesi neticesinde ekspertiz raporuyla belirlenip sigortalı şirkete 10.028,00 USD hasar tazminatının ödendiğini, sigortalısının haklarına halef olan müvekkili şirketin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.028,00 USD’nin fiilen ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşımaya konu emtianın CIF satışa konu edildiğinden gemiye yüklendiğinden sonra riskin alıcıya geçtiğini, dolayısıyla davacı satıcının sigortalanabilir bir menfaatinin bulunmadığından aktif husumet ehliyetinden yoksun olduğunu, konişmentodan anlaşıldığı üzere, taşıyanın ….Ltd. olup, dava ve talebin taşıyana yöneltilmesi gerektiğini, süresi içinde yapılmış bir hasar ihbarının bulunmadığını, konişmentoda yüklemenin yükleten tarafından yapıldığını, ambalaj eksikliği ve istifleme nedeniyle doğan hasardan taşıyanın sorumlu olmadığını, dava konusu yükün taşımasının müvekkili tarafından yapılmadığını, dava dışı … ‘nin taşıyan acentesi olarak fatura düzenlendiğini, TTK.’nın 1186. vd. maddelerinde düzenlenen sorumluluğunun sınırlandırılmasına ilişki hükümlerin uygulanması gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, 04.05.2015 tarihli fatura içeriğinden davaya konu taşıma işinin davalı tarafından üstlenilmiş olduğunun anlaşıldığı, satım sözleşmesinin CIF esasına dayandığı, sigortalının satış bedelini alıcı firmadan almadığı, alıcı firmanın da ödemenin sigortalıya yapılmasına muvafakat ettiği, emtianın taşıyıcıya hasarsız şekilde teslim edilmiş olduğu, hasarlı emtia için Mısır’da limanda iken alıcı firma tarafından ekspertiz tespiti yaptırılmış olduğu, bahse konu ekspertiz işlemi sırasında armatör, gemi acentesi ve gümrük memurunun da hazır bulunduğu ve müşterek tespit yapıldığının raporlanmış olduğu, bu anlamda TTK’ nun 1185/2 madde ve fıkrası uyarınca ayrıca bir bildirime gerek olmadığı, zararın taşıyanın hakimiyeti altında iken meydana geldiği, taşıyanın sorumluluktan kurtulabilmesi için kurtuluş beyyinesi getiremediği, zarar tutarının 10.028,70 USD (KDV hariç % 10 ilaveli) olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.028,00 ABD Dolarının fiili ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden ödeme tarihi olan 08/07/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince hesaplanacak faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Bu karara davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşımaya konu emtianın CİF satışa konu yapıldığından zarar ve nefinin malın gemiye yüklenmesinden ve malın asli zilyetliğinin ve dolayısıyla mülkiyetinin konşimentonun devri yoluyla alıcıya geçmesinden itibaren satıcının herhangi bir sigortalanabilir menfatinin kalmadığını, bu bağlamda malın bedelinin tahsil edilip edilmediğinin bir etkisinin olmadığını, zira bu hususun hasarın tazmini ve mülkiyeti ile ilintili olmadığını, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, sigortalı şirket tarafından 15.05.2015 tarihinde yollandığı iddia edilen ihtarın 25.05.2015 tarihinde e-posta yoluyla müvekkiline yollandığını, dolayısıyla süresinde yapılmış hasar ihbarının bulunmadığını, zarar tutarının hesaplanmasının denetime açık olmadığı gibi dayanak belgesinin bulunmadığını, afaki olarak belirlenmiş sigorta ekspertiz raporuna dayandığını, ayrıca zararın %10 ilaveli olarak taşıyandan talebenin mümkün olmadığını, başka bir ifadeyle sigortacı zarar miktarını %10 kâr kaybı ilave ederek ödeyebilirse de bunu taşıyandan talep edemeyeceğini, ayrıca %2 muafiyet tenzilinin uygulanmadan davacı sigortacının ödeme yaptığını, İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararı gereğince dosyanın görevli mahkemece karara bağlandığını, görevsizlik kararı nedeniyle müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu konuda bir karar verilmemiş olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Dava, emtea nakliyat sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Davacı … şirketi, dava dışı sigortalı satıcı ….AŞ’nin yurt dışına ihraç ettiği emtiayı taşıma rizikolarına karşı güvence altına almış, taşıma sırasında sigortalı emtianın hasar görmesi üzerine hasara uğrayan emtia ile ilgili olarak sigortalısına ödenen bedelin davalı taşıyandan rücuen tahsilini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davaya konu emtianın taşıma rizikolarına karşı satıcı adına sigorta ettirildiği ve satışın CİF satış şeklinde olduğu ihtilafsızdır. CIF kaydı satışta hasarın emtianın yükleme limanında gemiye yüklenmesi ile birlikte alıcıya geçtiğinden satıcının alıcı adına malları sigorta ettirmesi, sigorta bedelini ödemesi, rizikodan sonra sigortacının sigortalı konumundaki alıcıya ödemede bulunması halinde sigortacının halefiyet hakkı doğar. Ne var ki, satıcının mal bedelini tahsil edememiş olması halinde, mal üzerinde menfaati devam etmekte olup bu durumda satıcıya hasarlı emtia nedeniyle ödeme yapan davacı … şirketinin bu davayı açmasının mümkün bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, sigortalı satıcı firmanın satış bedelini alıcı firmadan almadığı gibi, alıcı firmanın da ödemenin sigortalıya yapılmasına muvafakat ettiği dosya kapsamı ile sabit olduğundan bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Diğer taraftan konişmento uyarınca fiilen taşıma işini gerçekleştiren şirketin … Ltd. Şirketi olmasına rağmen navlun sözleşmesi uyarınca taşıma işinin davalı tarafından taahhüt edildiği bu itibarla davalı şirketin taşıyan sıfatı ile alt navlun sözleşmesi kurduğu ve fiili taşıyan şirket aracılığı ile taşımayı gerçekleştirdiğinden davalının pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır.
TTK 1185/1 maddesi: zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini, zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren üç gün içinde gönderilmesi gerektiği hükmünü düzenlemekte olup, alıcı firma tarafından yapılan ekspertiz işlemi sırasında, armatör, gemi acentesi gümrük memuru huzurunda müşterek tespit yapılarak tutanağa bağlandığından süresinde usulünce yapılmış bir hasar tespit ve ihbarının bulunduğunun kabulü gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ekspertiz raporunda %2 muafiyet tenzili sonucu belirlenen hasar tutarının kadri maruf olduğu belirtilmiş ise de, taşınan emtianın fatura değerine (% 10 ilave kar) ilave edilmek suretiyle, tazminat hesabı yapılmıştır. Davacı … şirketi ile dava dışı sigortalı arasındaki “kar marjına” dair sözleşme hükmünün, sigorta sözleşmesine taraf olmayan davalıya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir (Yargıtay 11. HD, 21.04.2010 tarih, 2010/1088 – 2010/4387 E.K sayılı ilamı).
HMK 331/2 maddesi; ”Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davanın bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumun tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder” hükmünü içermektedir.
İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, HMK 331. maddesi gereğince davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu durumda görevli mahkemece yargılamaya devam olunarak hasıl olan sonuca göre, taraflar yararına tek bir vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Yukarıda yer alan gerekçe gözetildiğinde, tazminat tutarının belirlenmesinde %10 kar ilavesinin dahil edilmemesi gerektiğinden buna göre, sigortalı emtianın zarar ziyan tutarı 10.323 USD’den 1.206 USD %2 muafiyet tenzili tutarının mahsubu sonucunda, (%10 kar ilavesiz) 9.117 USD tazminata hükmedilmesi gerekir.
Açıklanan bu gerekçelerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK.353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HMK.’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, işin esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın kısmen kabulü ile 9.117 USD alacağın, 08/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte ve tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.799,83 TL karar ve ilam harcından 496,62 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.303,21 karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.161,76 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harcanan;
a) 528,42 TL ilk harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
b)94,00 TL posta gideri ve 2.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.344,00 TL’nin, davadaki haklılık oranına göre belirlenen 2.131,05 TL’lik bölümünün davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmların HMK. 333.maddesi gereğince, karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin hazineye gelir kaydına,
9-Davalının istinaf başvurusu kısmen kabul-kısmen reddedildiğinden, istinaf talebinin reddedilen kısmı üzerinden alınması gerekli 1.799,83 TL istinaf harcından peşin alınmış olan 501,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.298,48 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
10-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurusu için harcanan 98,10 harç ve 70,00 TL posta tebligat masrafı olmak üzere toplam 168,10 TL’nin takdiren 48,15 TL’lik bölümünün davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
11–Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
12-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/07/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: Dava konusunun değerine göre, HMK.m.362/1.a uyarınca karar kesindir.