Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/299
KARAR NO : 2018/1270
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: … 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2017
NUMARASI : 2016/472 2017/275
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında, mahkemenin uluslararası yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortacılık işi ile iştigal eden şirketlerden biri olduğunu, müvekkili tarafından …. ve Tic. A.Ş.’ye ait emtianın taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı 24/12/2013 tarihli nakliyat emtia sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkilinin sigortalısına ait mandalina emtiasını 5 konteynere yüklenerek Mersin Limanı/Türkiye’den Felixstowe/İngiltere’ye… gemisi ile taşındığını, taşıma neticesinde emtianın yapılan kontrolünde ürünlerin bir kısmında lekelenme, kararma ve kısmen çürüme tespit edildiğini ve alıcı tarafından müvekkilinin ortağına haber verildiğini, meydana gelen hasarın 19/04/2014 tarihli ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, müvekkili sigortalısı tarafından meydana gelen hasarın davalıya bildirildiğini, hasar nedeniyle uğramış oldukları zarar ve ziyan dolayısıyla rücu edeceklerini ihtar edildiğini, borçlu aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün 2014/18577 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe… A.Ş. vekilleri tarafından itiraz edildiğini, takibin durduğunu belirterek, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalıdan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; itirazın iptali davasına esas İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasına 21/10/2014 tarihinde itiraz edildiğini, davacı tarafından icra dosyasında 13/03/2015 ve 27/05/2015 tarihinde açık şekilde borçlu tarafından 21/10/2014 tarihinde dosyaya itiraz dilekçesi sunulduğunu ikrar ettiğini, itiraza bağlı olarak duran icra dosyasında bazı işlemler yapmaya çalıştığını, işbu davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığının tespiti ile davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşımaya ilişkin ortaya çıkabilecek tüm ihtilaflar bakımından Londra’daki İngiliz Yüksek Mahkemelerinin yetkili olduğunu, uygulanacak hukukun İngiliz Hukuku olarak tayin edildiğini, yetkisiz mahkemede açılmış olan davanın reddi gerektiğini, davanın aktif ve pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğini, davacı tarafın davasını …Denizcilik Acenteliği A.Ş. olarak ikame ettiğini, adına izafeten dava açılan asil davacının işbu taşıma ile ilgisinin açıklanmadığını, malların satımının CIF usulüne göre yapıldığı için hasar ödemesinin doğru tarafa yapılmadığını, müvekkilinin aleyhine icra takibine konu edilmiş olan hasarların varlığının sabit olmadığını, varlığı sabit olmayan hasarlara ilişkin olarak davacı … şirketi tarafından yapılmış olan ödemeler neticesinde kazanılan halefiyet hakkının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, halefiyet hakkına sahip olunmadan yapılan ödemelere dayalı davanın esastan reddi gerektiğini belirterek, davanın öncelikle bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkili yönünden yetki itirazı doğrultusunda İngiliz Hukuk ve Londra Yüksek Mahkemesinin yetki şartı sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, aksi halde haksız davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararında; dava konusu olayda, davacı … şirketinin TTK’nın 1361. maddesi gereğince sigortalısına halefiyet hükümlerine göre yapmış bulunduğu taşımada oluşan zararı tazminine ilişkin ödemenin, davalı taşıyandan rücuen tazminini talep edildiği, halefiyet kuralı gereği, davacı … şirketi sigortalısının tabi olduğu hükümlere göre, sigortalısının, zarara sebebiyet veren taşıyıcıya karşı açacağı davayı nerede açacaktı ise, sorumlusuna karşı sigorta şirketi de aynı yer mahkemesinde açmak zorunda olduğu, dava konusu konşimentonun ön yüzündeki kayıtta açıkça güncel Seago Line Konişmentosuna atıf yapıldığı, davalı tarafça tercümeleri sunulan Karma Taşıma Konişmentosunun 26. maddesinde Amerika Birleşik Devletleri’ ne / Devletleri’ nden veya başka yere yapılan taşımalarda, taşımanın Amerika Birleşik Devletleri New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’ nin tüm uyuşmazlıkları görüşmek üzere münhasır yetkili olduğu, diğer tüm durumlarda konişmentonun İngiliz hukukuna tabi olup buradan kaynaklanan tüm uyuşmazlıklarda başka ülke mahkemesinin yetkisi bertaraf edilmek suretiyle Londra’ daki İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin yetkili olacağının kararlaştırıldığı, bu şart ile yabancı bir mahkemenin yetkili olacağına dair yetki şartı konulduğu, taraflar arasındaki bu sözleşmenin yabancı mahkemeye yetki veren, usul hukukuna ait yabancılık unsurlu bir sözleşme olup taraflar arasındaki yetki anlaşmasının MÖHUK 47. maddesi uyarınca yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, çünkü, davaya konu uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğduğu, davalı yanın süresinde yapmış olduğu uygulanacak hukuk ve mahkememizin uluslararası yetkisine yönelik itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Türkiye’de ikamet adresi bulunan ve vergi mükellefi olan davalının Türkiye mahkemelerinde savunma ve hak araması mümkünken, dava konusu taşımaya ilişkin konşimentoda yer alan yetki kaydına dayanarak yetki itirazı yapmasının TMK’nn 2. maddesine aykırı olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihadının bu yönde olduğunu, davalı firmanın Türkiye’de faaliyet gösterip, fatura kesebiliyorken savunmasını İngiliz Hukuku çerçevesinde ve İngiliz Mahkemeleri nezdinde yapmak istemesinin iyi niyetli olmadığını,
Kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte konşimentonun atıf yaptığı başka bir matbu belgede yer alan kaydın, TBK’nın 20 ve 21.maddeleri uyarınca genel işlem şartı niteliğinde olduğundan, kaydın yazılmamış sayılması gerektiğini, dava konusu taşımaya ilişkin konşimento davalı acentesi tarafından imzalanmış olup, yetki sözleşmesi yapmak için özellikle yetki verilmemiş acentenin yaptığı yetki sözleşmesinin de geçersiz olduğunu,
Dosyada mevcut konşimento incelendiğinde konşimentonun “taşıyanın acentesi” tarafından imzalandığı görüldüğünü, ancak acentenin mahkemenin görev ve yetkisini etkileyecek tahkim/yetki anlaşması yapabilmesi için, kendisine özellikle bu hususta özel yetki verilmesi gerektiğini, yetki şartının Bu nedenle uygulanamayacağını belirterek,
İlk derece mahkemesinin usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, nakliyat sigortacısı tarafından, deniz taşımasını yapan taşıyıcı aleyhine, taşınan emtiada meydana gelen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali isteğine ilişkindir.
Dosya içinde bulunan taşıma ile ilgili evraklarda … Denizcilik A.Ş.’nin acente olduğuna dair bir belge bulunmamaktadır. Somut olayda uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 119/1.maddesi gereğince, ancak acentenin aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili ihtilaflar nedeniyle müvekkili namına acente aleyhine dava açılabilir. Kanun koyucu, sözleşmenin kurulduğu yere değil ona aracılık eden veya onu bizzat akdeden kimseye önem vermiş ve hukuki sonucu bu kimseye göre belirlemiş bulunmaktadır. Şu halde bir anlaşmazlık sözleşmeden doğmuş olsa bile acente bu sözleşmeye aracılık etmemiş veya sözleşmeyi akdetmemiş ise, müvekkili namına dava açamayacağı gibi kendisine de müvekkiline izafeten dava açılamaz.
Somut olayda, kendisine acente sıfatıyla ve izafeten dava yöneltilen … vekili, dava konusu taşıma işine aracılık etmediğini, bu taşımayla ilgili acentelik sıfatı bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda öncelikle, davada taraf teşkilinin sağlanması açısından bu itiraz üzerinde durulmalıdır. Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle ön sorunlar hakkındaki hükümlere göre, davacıya davalının acente sıfatının bulunduğuna dair delillerinin sunulmasının istenmesi, acentelik sıfatı kanıtlanamaz ise davalı asile dava dilekçesi tebliğ edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesidir.
Davada taraf teşkili usulüne uygun olarak sağlanmadan ve bu konuda davanın görülebilmesine ilişkin şartlar tamamlanmadan yetkisizlik kararı verilmiş olmakla, ilk derece mahkemesi kararında dava şartlarına aykırılık nedeniyle HMK 353/1.a.4. maddesi gereğince kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- HMK’nın 353/1.a.4.maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2- Davanın, yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf başvuru harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.4. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK. 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.