Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/295 E. 2018/1546 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/295
KARAR NO : 2018/1546
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2015/402 E- 2017/450 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava konusu … Gemisine acentelik hizmeti verdiğini, …Gemisi dahili seferden harici sefere geçişinden dahili seferde kaldığı süre zarfında 18.709 kg transit motorin ve 663 kg makine yağı kullanıldığını, bu kullanım nedeniyle oluşan 1.338,80 TL GV, 7.546,00 TL KDV ile 30.205,00 TL ÖTV Toplamı 39.089,80 TL’nin ödenmesi yönünde müvekkili şirkete Dilovası Gümrük Müdürlüğü tarafından ödeme emri gönderildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin borcun asıl sorumlusunun 1 nolu gemi donatanı ile 2 nolu gemi işletenine karşı Kadıköy …1cra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası (yeni adı İstanbul Anadolu .. .icra Müdürlüğü) ile icra takibi yaptıklarını, ancak itiraz üzerine takibin durduğunu, aynı zamanda müvekkili şirketin Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin 2010/2274 E. sayılı dosyası ile de bu ödeme emrinin iptali için dava açtığını, Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin 2010/2274 E, sayılı dosyasında müvekkili şirketin sadece acente yani temsilci olması nedeniyle tahakkuk edilen borçtan sorumlu tutulamayacağı yönünde karar verdiğini, Dilovası Gümrük Müdürlüğünün karan temyiz etmesi sonucunda Danıştay 7. Dairesinin 2010/10757 sayılı karan ile Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin 2010/2274 E. Sayı kararının kısmen bozulduğunu ÖTV yönünden kararın onandığını ancak gümrük vergisi ile gümrük vergisi üzerinden hesaplanan KDV açısından bozulmasına karar verildiğini, Kocaeli l.Vergi mahkemesinin de bu bozma üzerine yeni esas alarak 2015/134 E ve 2015/131 K,sayılı ilamı ile bozmaya aynen uyarak ÖTV yönünden davalarının kabulüne gümrük vergisi ile gümrük vergisi üzerinden hesaplanan KDV ye ilişkin kısmın onanmasına karar verdiğini, KDV ve ÖTV’den geminin donatanın veya işletenin sorumlu olduğunu, adı geçen geminin müvekkili şirketin mülkiyetinde olmadığını, müvekkili şirketin sadece gemi donatanı veya işleteninin temsilcisi olduğunu, acentenin geminin ne kadar yakıt kullandığını ne kadar yakıtı kaldığını bilmesinin mümkün olmadığını,1 nolu davalının … isimli geminin mülkiyet sahibi yanı donatanı olduğunu, 2 nolu davalının ise adı geçen geminin işleteni olduğunu, bu nedenle davalarını her iki davalıya yönelttiklerini, Dilovası Gümrük Saymanlığına Yatan : 3.468,24 TL KDV 669,80 TL GV Beykoz Vergi Dairesine Yapılan ödemeler 8.218,46 TL 666,67 TL 8,00 TL 1.200,00 TL Yapılandınlmış Taksitli Borç : 23.414,24 TL 1.464,18 TL olmak üzere toplam 39.110,00 TL alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili savunmasında özetle: Finansal Kiralama Sözleşmesi tahtında, kiracının üçüncü kişilerle olan tüm işlemlerinde donatan olarak kabul edildiğini, “…” gemisinin işletilmesi sonucunda üçüncü şahıslar tahtında doğan her türlü alacak açısından sorumlu kişinin finansal kiracı olduğunu, müvekkili ile diğer davalı … arasında akdedilmiş finansal kiralama sözleşmesi uyarınca, finansal kiracı … Denizcilik’in kiralanan mala ilişkin işlemlerde üçüncü kişilere karşı donatan ve işleten olarak kabul edildiğini, müvekkilinin “…” isimli geminin sadece çıplak mülkiyetine sahip olmasından dolayı davaya konu vergi alacaklarından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, söz konusu davanın, finansal kiralama sözleşmesi ile kiracının hakimiyetinde ve işletilmesinde olan “…” isimli geminin, dahili seferden harici sefe geçişinde dahili seferde kaldığı süre zarfında kullanılmış olduğu transit motorin ve makine yağı nedeniyle oluşan GV, KDV, ÖTV ödemesinin tahsil talebine ilişkin olduğunu, söz konusu ödemelerden kimin sorumlu olduğunun tespiti için Katma Değer Vergisi, Gümrük ve Özel Tüketim Vergisi Kanunu tahtında işbu vergi borçlarıyla kimin mükellef olduğuna bakmanın gerektiğini, dava konusu ödemelerinden hiçbir şekilde sorumlu müvekkillinin tutulamayacağını ileri sürerek davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.
Diğer davalı … Denizciliğe usulüne uygun tebligat yapıldığı, cevap vermediği anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Davacı şirketin acentelik hizmeti verdiği ‘…’ isimli gemiden kaynaklı Dilovası Gümrük Müdürlüğü tarafından taaahhuk ettirilen bir kısım vergi borçlarının ödenmesinden dolayı davalılardan rucüen tahsilinin talep edildiği, Dilovası Gümrük Müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinin davacı adına düzenlendiği ve arama tespit tutanağında geminin … isimli gemi olup acentesi olarak … Gemi Acenteliği, donatanı olarak ise … Denizcilik A.Ş.’nin gösterildiği, Beşiktaş… Noterliğinin 07/10/2008 tarihli Finansal kiralama sözleşmesinin ve Kiralayanın … kiracının … İnşaat AŞ olduğu, geminin … isimli gemi olduğu ( M/V Ramanda) dosyaya temin edilen belgelerden … gemisinin … Imo nolu olduğu ve finansal kiralama sözleşmesinde belirtilen gemi olup mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; …Kiralama Finansal AŞ’ nin dava konusu vergilerin ödenmesinden finansal kiralayan olması nedeniyle sorumlu olmadığı, davacı şirketin … gemsinin nam ve hesabına acenteliğini yapması nedeniyle dava konusu vergilerin ödenmesinden sorumlu olmadığı, diğer davalı …’in finansal kiralayan ve geminin işleteni olarak donatan sıfatıyla …gemisinin her türlü işlem masraflarından sorumlu olmasından dolayı dava konusu vergilerin ödenmesinden sorumlu olduğunun belirtildiği, tüm dosya kapsamı itibariyle davacı şirket tarafından davaya konu talep ettiği bedeli ödediği ve geminin acentesi olduğu , davalı … Denizciliğin geminin işleteni olarak sorumlu olduğu davalı … şirketinin ise kiralayan olup herhangi bir sorumluluğu olmadığı ve bu nedenle bu davalı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu… ” gerekçesiyle, davalı … aleyhindeki davanın kabulüne, diğer davalı yönünden ise davalının husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Bilirkişi raporundan sonra somut olay gereği görüş sordukları Gelir İdaresi Başkanlığı KDV Grup Müdürlüğünün 23.11.2016 tarihli yazısının, davalarını teyit eder nitelikte olduğunu, bu yazının son paragrafında davalılar ile müvekkili arasında mütesilsil sorumluluk olduğunun belirtildiğini, oysa Gelir İdaresi Başkanlığının somut olay ile ilgili KDV Grup Müdürlüğünün 23.11.2016 tarihli yazısını gerekçe göstererek ek rapor talep ettiklerini, ancak ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiğini,
Dava konusu uyuşmazlık finansal kiralamada gümrük vergisi ile gümrük vergisi üzerinden hesaplanan KDV, ÖTV ve GV’den kimin sorumlu olduğu noktasında olduğunu,
Bu nedenle incelenecek olan kanunların Finansal Kiralama Kanunu, Gümrük Kanunu, Uygulama Tebliğleri ve ÖTV,GV,KDV kanunları olduğu halde bilirkişilerin bu kanun maddelerini incelemeden rapor tanzim ettiklerini, yapmış oldukları inceleme de somut olay ile ilgili anılan mevzuatın hiç birinde gemi maliki olan davalı … şirketinin devlete karşı ödenecek vergilerden dolayı sorumlu olmadığı yönünde özel bir düzenleme bulunmadığını,
Bu nedenlerle, davalı … aleyhindeki davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu kararının bu yönden kaldırılarak davanın bu davalı yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, istinafa cevap dilekçesinde özetle;
Bilirkişilerin müvekkillinin, malik olduğu gemiyi finansal kiralama sözleşmesi ile kiraya verdiğinden, geminin donatanı olmadığı ve bu nedenle mezkûr borçtan sorumlu tutulamayacağı yönünde görüşlerini bildirdiklerini, geminin Katma Değer Vergisi Kanunu, Gümrük Kanunu, Özel Tüketim Vergisi Kanunu tahtında, vergi borçlarının sorumlusu olan mükellefin, vergi borcunu doğuran teslimi, hizmeti, ithalat veya ihracatı gerçekleştiren kişi olması nedeniyle, davacının talebinin yalnızca geminin donatanı sıfatını haiz ikinci davalı … olduğunu belirttiklerini,
İlk derece mahkemesi kararının yeterli gerekçeyi haiz olup, usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin … isimli geminin yalnızca çıplak maliki olduğunu, söz konusu geminin kazanç elde etmek amacıyla diğer Davalı … tarafından işletilmek üzere kullanılmakta olduğundan, müvekkilinin emek ve sermayeyi birleştirerek denizde kazanç elde etmeyi amaçlayan kişi konumundan çıkmış olduğunu, müvekkilinin kiralayan sıfatıyla taraf olduğu finansal kiralama sözleşmesinin unsurları göz önüne alındığında kendisine husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, zira finansal kiralama bahis konusu olduğunda dava, alacak hakkının borçlusu gemi donatanı yani finansal kiracısına karşı açılması gerektiğini, müvekkili ile diğer davalı arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi uyarınca geminin işletilmesinden doğan her türlü borçtan finansal kiracı diğer davalının sorumlu olduğunu,
Taraflar arasında düzenlenen Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca, kiralanan malın veya onun kullanılmasının üçüncü şahıslara ve çevreye vereceği zararlardan, üçüncü şahıslara karşı kiralanan ekipman ile ilgili olan ödemeler ve bunlara ilişkin her türlü belge dayanaklarından, bilcümle icralardan kiralayanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, sözleşme’nin 12. maddesi uyarınca, geminin işletilmesi sonucunda doğan vergi borçlarından sorumluluğun diğer davalıya ait olduğunu,
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin haksız olduğunu belirterek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacı acente tarafından, Dilovası Gümrük Müdürlüğü tarafından tahakkuk ettirilen cezaların ödenmiş olması nedeniyle, bu ödemelerin rücuen tahsili için geminin maliki ve finansal kiracısı aleyhine başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, bu vergilerden finansal kiracı olan davalı …’nın sorumlu olduğu, ödemeyi yapan davacı acentenin rücu hakkının bulunduğu; finansal kiraya veren gemi malikinin donatan sıfatının bulunmaması nedeniyle sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davalı … aleyhindeki davanın kabulüne, davalı … kiraya veren aleyhindeki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karara karşı sadece davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355.maddesi uyarınca, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmışır.
Hakkındaki davanın kabulüne karar verilen davalı ……Şirketi yönünden istinaf talebi bulunmadığından, bu husus istinaf incelemesinin kapsamı dışındadır.
Dosya kapsamında Kocaeli 1.Vergi Mahkemesinin 2015/134 E:, 2015/131 K. Sayılı 02/03/2015 tarihli ilamının bulunduğu, söz konusu ilamın 20/04/2015 tarihinde kesinleştiği, ilamın incelenmesinde; davacının …Gemi Acenteliği, davalının Dilovası Gümrük Müdürlüğü olduğu, dava konusunun davacı şirketin acenteliğini yaptığı geminin kullandığı akaryakıt ile ilgili olarak KDV, GV tahakkuk ettirmesi ile ÖTV açısından teminata bağlanmak istenilen verginin tahsili amacıyla düzenlenen 01/06/2010 tarih ve 309390 sayılı ödeme emrinin iptali talebini içerdiği, yargılama neticesi, davacının verginin ödenmesinden donatanla birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle hüküm verildiği anlaşılmaktadır.
Davalılar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin 12. maddesinin b bendi gereği, kiralanın iktisap edilmesi, kullanılması, çalıştırılması, her türlü tasarrufu, nakledilmesi, satın alma opsiyonuna dayanılarak kiracı tarafından iktisabı nedeniyle veya hangi sebep ve gerekçe ile olursa olsun her türlü kategorideki mevcut veya sonradan çıkarılan kanun veya diğer mevzuat gereği ödenmesi gereken vergi, ek vergi, resim, harç, prim, fon, komisyon, masraf, aidat, tazminat ve diğer bütün ödemeler ve bunlara ait temerrüt faizi, ceza, ilama veya tahkim kararına dayanan her türlü borçtan kiracının sorumlu olduğunun açıkça hüküm altına alındığının anlaşıldığı, o halde kiralayan sıfatıyla hareket geden … şirketinin devlete karşı ödenecek vergilerden sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı anlaşılmaktadır.
Vergi mahkemesi kararında açıkça, bu vergilerin sorumlusunun gemi donatanı olduğu belirtilmiş olup, somut olayda donatanın hangi davalı olduğunun ortaya konulması gerekir. TTK’nın 1061/1.maddesi uyarınca donatan, gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir. Ancak, aynı maddenin 2. Fıkrasına göre, ” Kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılır.” Bu kişilere (gerçek veya tüzel kişi olabilir) gemi işletme müteahhidi denilir ve üçüncü kişilere karşı donatan gibi sorumludur. Gemisini işletmek üzere başkasına kiraya verin kişi donatan değildir. Donatan, artık bu gemiyi işlene kiracıdır (Rayegan Kender/ Ergon Çetingil/ Emine Yazıcıoğlu, Deniz Ticaret Hukuku Temel Bilgiler, C:1, 14. Basım, İstanbul 2016, s. 99-102).
Bu yasal düzenlemeye göre, gemi maliki her zaman donatan değildir. Somut olayda finansal kiraya veren davalı …, yasal olarak geminin maliki ise de gemiyi kendisi işletmediğinden, donatan sıfatı yoktur. Geminin işletilmesiyle ilgili vergilerin sorumluluğu donatana ait olup bu husus Vergi Mahkemesi karar gerekçesinde açıkça belirtilmiştir. Somut olayda donatan sıfatı davalı …’da olduğundan ve davalı …’nin donatan olduğundan söz edilemeyeceğinden, geminin işletmesiyle ilgili vergi borçlarından sorumluluğun da…’ya ait olduğu sonucuna varılmaktadır.
İstinaf dilekçesinde sözü edilen Gelir İdaresi Başkanlığının 23.11.2016 tarihli yazısı, genel bilgilendirme yazısı olup, somut olayın özelliklerini karşılamamaktadır. Genel olarak vergi sorumluluğu hakkında açıklama yer almaktadır. Bu düzenleme, gelir idaresi başkanlığının kimlere karşı tahsil işlemi yapabileceğine ilişkin bir açıklamadır. Davacı acente, acentelik hizmetini verdiği kendi muhatabına, yani donatana karşı rücu hakkını kullanabilir. Çünkü davacı, bu ödemeleri acente olarak yapmış olup, acentelik ilişkisinin tarafları arasında bir rücu söz konusu olabilir. Davalı … ile davacı arasında bir acentelik hizmeti alımı bulunmamaktadır. Davacının hizmet muhatabı donatan Anka olduğuna göre, rücu talebini sadece ona karşı yöneltebilir.
İlk derece mahkemesince, davalı … aleyhindeki davanı husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar erilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.12.2018
KANUN YOLU : HMK. 362/1.a .maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.