Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/286 E. 2018/749 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/286
KARAR NO : 2018/749
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2017
NUMARASI : 2017/102- 2017/745 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde diğer davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname keşide edildiğini, alacağın tahsili için davalılar aleyhine girişilen icra takibine itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 03.05.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle, itirazın iptali davasını tamamen ıslah ederek alacak davasına dönüştürdüğünü, müvekkili banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında akdedilen 13.07.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde diğer davalı …’in kefil olduğunu, sözleşmenin ihlal edilmesinden dolayı Kahramanmaraş …Noterliğinin 07.12.2016 tarihli hesap kat ihtarnamesiyle hesabın 06.12.2016 tarihi itibariyle kat edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 427.318,35 TL alacağının borç tamamen ödeninceye kadar şirket kredi kartı için yıllık %36,36, diğer krediler için %100 temerrüt faizi, BSMV ve ihtar gideriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davacı bankanın icra takibinde takip dayanağı olarak 14.02.2013 tarihli, 500.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesini ve Kahramanmaraş 1.Noterliğinin 07.12.2016 tarihli hesap kat ihtarnamesini gösterdiğini, fakat itirazın iptali davasında takip talebinde dayanmadığı 13.07.2015 tarihli 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak alacağını ispat etmeye çalıştığını, bu hususu davacının takip borçlularından … arasında 16.02.2017 tarihinde imzaladığı ibra sözleşmesinde açıkça kabul ettiğini, itirazın iptali davasının takiple sıkı sıkıya bağlı olduğunu, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiş, davacı bankanın davasını ıslah etmesinden sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, davacı bankanın alacağına dayanak olarak gösterdiği 13.07.2015 tarihli, 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine dayalı hesap katının bulunmadığını, 07.12.2016 tarihli hesap kat ihtarına konu alacağın 14.02.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, bu hususun davacının 14.02.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil olan … ile yaptığı ibra sözleşmesinde açıkça belirtildiğini, dolayısıyla davaya konu 13.07.2015 tarihli 750.000,00 TL bedelli sözleşmeden kaynaklı muaccel bir alacağın bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ıslahla alacak davasına dönüştürülen davada, 13.07.2015 tarihli kredi sözleşmesine ve 07.12.2016 tarihli noter kat ihtarına dayanıldığı, ıslah edilen alacak davası yönünden dayanılan 13.07.2015 tarihli 750.000.-TL miktarlı sözleşme dolayısıyla kredi borcunun muaccel kılınması hususunda hesap kat ihtarnamesinin bulunmadığı, mevcut 07.12.2016 tarihli ihtarname içeriğinde açıkça kredi sözleşmeleri gereği borcun 391.711,85.-TL olduğu ve hesap özetlerinin eklendiği, taraflar arasında imzalanan ibra sözleşmesinde de hesap kat ihtarnamesine konu tüm borcun ödendiği ve borçluların ibra edildiğinin bildirildiği, o halde ihtarnamenin doğrudan doğruya 14.02.2013 tarihli kredi sözleşmesine hasredildiği, dolayısıyla kredi borcuna dayalı alacağın tahsili için ön koşul mahiyetinde muacceliyet ihbarı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ibra sözleşmesinin mahkemece yeterince incelenmediğini, davalıların ibra edildiğine ilişkin bir ibarenin olmadığı gibi davalıların ibra sözleşmesinin tarafı olmadığını, 07.12.2016 tarihli noter ihtarıyla hesabın kat edilerek borcun muaccel hale geldiğini, talep edilen muaccel kredi borcunun ihtarnameye rağmen ödenmediğini, müvekkilinin dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-Davalılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava tarihi itibariyle davacı bankanın müvekkillerinden talep edebileceği muaccel bir alacağının bulunmadığını, dolayısıyla taraflar arasında sözleşmede öngörülen şartın yerine getirilmediğinden davanın esastan reddedilmesi gerekirken kanundan ya da kamu düzenine ilişkin bir husustan kaynaklanmadığı halde dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararının doğru olmadığını, esastan davanın reddi ile müvekkilleri lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Davacı banka, davalı asıl borçlu şirket ile akdedilen kredi sözleşmesinin diğer davalı tarafından kefil olarak imzalandığını, kredi borcunun ödenmediğini iddia ederek itirazın iptali davası olarak ikame ettiği davasını ıslah ederek alacak davası haline getirmiştir.
Dosya kapsamında 14.02.2013 tarihli 500.000 TL ve 13.07.2015 tarihli 750.000 TL limitli iki adet genel kredi sözleşmesi bulunmaktadır.
Buna göre, davacı bankanın İkitelli Şubesi ile davalı borçlu şirket arasında akdedilen 13.07.2015 tarihli, 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesini aynı limit dahilinde davalı … kefil olarak imzalamıştır.
Bu kez davacı bankanın Kazasker Şubesi ile davalı borçlu şirket arasında 14.02.2013 tarihli 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde ise aynı limit dahilinde R…’ın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları görülmüştür.
Davacı bankanın noter kanalıyla borçlulara keşide ettiği 07.12.2016 tarihli hesap kat ihtarında açıkça borçlu şirkete bankanın İkitelli Şubesi tarafından kullandırılan krediler nedeniyle 06.12.2016 tarihi itibariyle hesabın kat edildiği belirtilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı…, Ortaköy Otomotiv San.A.Ş. ve … arasında imzalanan 16.02.2017 tarihli “İbra sözleşmesi” başlıklı protokolde, davalı asıl borçlu şirket olan… Ltd.Şti. ile davacı banka arasında imzalanan 13.07.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden doğan ve bu sözleşmeye istinaden keşide edilen Kahramanmaraş ….Noterliğinin… sayılı ve 07.12.2016 tarihli hesap kat ihtarnamesine konu 391.711,85 TL borca ve bu borç dolayısıyla davacı banka tarafından başlatılan İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasından kaynaklı borçlu …e’den diğer borçlulara müracaat hakkı saklı kalmak kaydıyla herhangi bir alacağının bulunmadığının kabul ve beyan edildiği, söz konusu takipten …adına feragat ettiğini, davalı borçlu şirket ile tanzim edilen sözleşmelerden kaynaklı …’den başka bir alacağı bulunmadığını kabul ve beyan ettiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, davacının davalı asıl borçlu şirket ile akdettiği her iki kredi sözleşmesinde davalı …’in kefil sıfatı bulunduğu, 07.12.2016 tarihli hesap kat ihtarına konu alacağın dayanağının 13.07.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi olduğu, davalıların borçtan ibra edilmediği gözetildiğinde işin esası hakkında inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle HMK.353/1.a.6.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 353/1.a.6. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde ilgilisine iadesine,
4-İstinaf eden davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın mahiyetine göre, davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
6-Davalılar vekili tarafından istinaf başvurusu için yatırılan istinaf harçlarının talep halinde kendisine iadesine,
7-Gerekçeli kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine dair;
HMK 353/1.a. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/07/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.