Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/284 E. 2018/288 K. 26.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/284
KARAR NO : 2018/288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : 2018/10
DAVANIN KONUSU : Teminat Mektuplarının İadesi
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin, davalının bayisi olarak faaliyet göstermekte iken rekabet kurumunun 2012/2 ve 2013/3 sayılı tebliğleri gereğince taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili tarafından 15/08/2017 tarihinde feshedildiğini ve davalıya bildirildiğini, fesih ihtarından sonra davacı şirket, 121.000.838,21 TL cezai şart, 22.717,36TL söküm bedeli ve 82.620,40 TL de ariyet bedelini gerekçe göstererek müvekkili tarafından davalı şirkete verilen 22/12/2015 tarihli 14982 nolu 100.000,00 TL miktarlı ve 16/04/2015 tarihli 45047 nolu 150.00,00 TL bedelli kredi teminat mektuplarını iade etmediğini belirterek teminat mektuplarının müvekkili şirkete iadesine ve teminat mektuplarının nakte çevrilmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 16/01/2018 tarihli kararında; teminat mektuplarının, taraflar arasındaki temel ilişkiyi düzenleyen sözleşmenin taraflara sağladığı hukuki himayenin ötesinde temel ilişkiden bağımsız olduğu, muhatap bankanın üçüncü kişinin edimini taahhüt ettiği, teminat mektubu, lehtarını hukuki koruma altına alan müstakil bir borç olduğu, teminat mektubunun nakde tahvil edileceğinin öngörülebilir bir durum olduğu, HMK 389 vd. maddelerindeki yasal şartların oluşmadığı davacının talebinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin rekabet kurumunun 2012/2 ve 2013/3 sayılı tebliğleri ve 12/03/2009 tarihli duyurusu kapsamında 15/08/2017 tarihinde feshedildiğini, fesihten sonra davalı şirket, cezai şart, söküm bedeli ve ariyet bedelini gerekçe göstererek müvekkili tarafından davalıya verilen teminat mektuplarını iade etmediğini,
Müvekkilinin taahhüt ettiği miktardan daha fazla alım yaptığını, bu sebeple cezai şartın hukuka aykırı olduğunu,
Teminat mektubu asıl borç ilişkisinden bağımsız lehtarını hukuki koruma altına alan müstakil bir borç olduğunu, teminat mektuplarının asıl borç ilişkisi kapsamında davacı şirkete verildiğini,
Davalının taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, açtıkları dava sonucunda haklı olma ihtimalinin ortaya çıkacağını bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen red kararının yerinde olmadığını belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı ile davalı şirket arasında bayilik sözleşmesi akdedildiği, rekabet kurumunun 2002/2 ve 2003/3 sayılı tebliğleri ile 12/03/2009 tarihli duyuru kapsamında bayilik sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği, davalı ise feshin haksız olduğunu belirterek davacıdan cezai şart, söküm bedeli ve ariyet bedeli talep ettiği ve davacı tarafından davalıya verilen teminat mektuplarının davalı tarafından iade edilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı iş bu davada, teminat mektuplarının iadesi ile birlikte teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi konusunda tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Kanun hükmü, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir.
Taraf arasındaki bayilik sözleşmesinin davacı tarafından haklı bir şekilde feshedilip edilmediği, davalının cezai şart, söküm bedeli ve ariyet bedeli talep edip edemeyeceği, davacı tarafından davalıya bayilik sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektuplarının iade şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama sonucu aydınlığa kavuşacak hususlardandır.
Dosya kapsamı ve ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın verildiği tarih itibariyle bu şekilde yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen red kararı isabetli olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/03/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK 362/1.f. maddesi uyarınca karar kesindir.