Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/243 E. 2018/743 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/243
KARAR NO : 2018/743
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2017
NUMARASI : 2016/497- 2017/549 E.K
DAVANIN KONUSU :Genel Kurul Kararının Hükümsüzlüğünün Tespiti – İptali
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen genel kurul kararının iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde asıl ve birleşen davaların davalı şirket vekili ile asıl davanın davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette pay sahibi olduğunu, 28.03.2016 tarihli ticari sicil gazetesinde yayınlanan şirketin 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin genel kurul toplantı çağrısı uyarınca 21.04.2016 Perşembe günü saa 10:30’da gerçekleştirileceğinin bildirildiğini, ancak toplantının bildirilen saat olan 10:30’da değil, toplantı tutanağında belirtildiği üzere saat 13:35’te yapıldığını, müvekkilinin toplantıya vekili sıfatıyla katıldığını ve gündem maddelerine ilişkin muhalefet şerhini tutanağa geçirttiğini, genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunu, nitekim davalı şirketin esas sözleşmesi gereği aranan karar nisap sayısının sağlanmadığını, ana sözleşmenin 23. maddesinde toplantı ve karar nisabının düzenlendiğini, toplantıda karar alınabilmesi için şirket sermayesinin %76’sının oyunun gerektiğini, şirket sermayesinin 40.000.000 TL olup hisselerin nominal değeri 1 TL’den şirketin 40.000.000 TL sermayesine tekabül eden hisse sayısının 40.000.000 adet olduğunu, buna göre karar nisabının 30.400.000 hisse senedine karşılık geldiğini, ancak genel kurulun 3, 4 ve 5 nolu kararları bakımından karar nisabının oluşmadığını, genel kurulun 7 nolu kararının da TTK. 394. maddesine aykırılık oluşturduğunu belirterek 21.04.2016 tarihli genel kurulun 3, 4, 5 ve 7 nolu kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine, kesin hükümsüzlüklerinin tespitine, bu talep yerinde görülmediği takdirde bu kararların kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olması nedeniyle TTK.’nın 445.maddesi uyarınca iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/514 E. sayılı dosyasında davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %9 oranında pay sahibi olduğunu, 21.04.2016 tarihli genel kurulun bildirilen saatte yapılmadığını, saat 10:30’da yapılacağı ilan edilen genel kurula katılmak için 10:30’da orada olunmasına rağmen toplantının yapılmadığını, bunun üzerine adresten ayrılındığını, bildirilen saatten 3 saat sonra toplantının yapıldığının öğrenildiğini, dolayısıyla alınan kararların geçersiz olduğunu, ilan edilen saatten 3 saat sonra yapılan genel kurul toplantısının yoklukla malul nitelikte bulunduğunu, çağrısız genel kurul olarak nitelendirildiğinde tüm pay sahiplerinin katılmadığı bu genel kurulun geçerli olduğunun kabul edilemeyeceğini, anılan kararların ana sözleşmedeki karar nisabını içermediğini belirterek 21.04.2016 tarihli genel kurulda alınan tüm kararların toplantı merasimine ağır aykırılık nedeniyle yoklukla malul olduğunun tespitine, 3, 4, 5 ve 7 nolu kararların karar yeter sayısı eksikliği nedeniyle yoklukla malul olduğunun, kesin hükümsüzlük ve sakat olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/795 E. sayılı dosyasında davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %1.16 oranında ve toplam itibari değeri 460.000,00 TL olan hisselere sahip bulunduğunu, 21.04.2016 Perşembe günü saat 10:30’da yapılacağı bildirilen olağan genel kurulun anılan saatte toplanmadığını, daha sonra genel kurulun yapılamadığına dair tutanak tutulduğunu, şirket yönetim kurulu üyelerine ihtarname gönderildiğini, aynı gün ilerleyen saatlerde genel kurulun yapıldığının anlaşıldığını, bu şekilde yapılan genel kurulun çağrısızı genel kurul olarak kabul edilmesi gerektiğini, çağrısız genel kurulun geçerli olabilmesi için tüm pay sahiplerinin iştirakinin yasa gereği olduğunu, genel kurula katılmalarının engellendiğini, alınan kararlarda karar nisabına uyulmadığını belirterek davalı şirketin 21.04.2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların, genel kurul toplantı merasimine ağır aykırılık nedeniyle yoklukla malül olduğunun tespitine, 3, 4, 5 ve 7 nolu kararların yeter sayı eksikliği nedeniyle yoklukla malul olduğunun ve aynı kararların kesin hükümsüzlükle sakat olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/805 E. sayılı dosyasında davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette toplam itibari değeri 1.000,00 TL olan hisselere sahip bulunduğunu, 21.04.2016 tarihli genel kurulun saat 10:30’da yapılacağının bildirilmesine ve müvekkilinin anılan saate toplantı yerinde hazır olmasına rağmen genel kurulun toplanmadığını ve anılan saatte bir kısım pay sahiplerinin ve yönetim kurulu üyelerinin toplantı yerinde hazır olduklarının tespit edildiğini, ancak toplantıya başlanmadığını, bir müddet bekledikten sonra saat 11:06’da genel kurul toplantısının yapılamadığına ilişkin tutanak tutulduğunu, ancak daha sonra bazı pay sahiplerinin ve müvekkilinin de haberi olmaksızın aynı gün 13:35’te toplantının yapıldığının öğrenildiğini, alınan kararlarda karar nisabının bulunmadığını belirterek davalı şirketin 21.04.2016 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/790 E. sayılı dosyasında davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %12 oranında 5.000.000 TL itibari değeri olan hisselerin sahibi olduğunu, 21.04.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısının 10:30’da gerçekleştirileceğinin bildirilmesi, anılan saatte bildirilen yerde hazır olunmasına rağmen genel kurulun yapılmadığı, buna ilişkin tutanak tutulduğunu, daha sonra diğer pay sahiplerine haber verilmeksizin toplantının aynı gün yapıldığının öğrenildiğini belirterek davalı şirketin 21.04.2016 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların çağrısız genel kurul toplantısı koşullarının bulunmaması nedeniyle yoklukla malul olduğunun tespitine, 3, 4, 5 ve 7 nolu kararların yeter sayı eksikliği nedeniyle yoklukla malul olduğunun tespitine ve kesin hükümsüzlükle sakat olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davaların davalı vekili, iptal davası açabilecek kişilerin TTK. 446. maddesinde belirtildiğini, anılan davada bu koşulların oluşmadığını, iptal davası açılabilmesi için pay sahibinin toplantıda hazır bulunması, karara olumsuz oy vermesi ve muhalefetini tutanağa geçirtmesi gerektiğini, toplantıya katılmayan davacıların genel kurula katılmalarına ve oy kullanmalarına haksız olarak izin verilmediği biçimde bu davayı açtıklarını, ancak bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, toplantının bildirilen saatte yapılmadığının doğru olduğunu, nitekim toplantıda bizzat hazır bulunan ve temsil edilen ve şirket sermayesinin toplam % 77,05’ine sahip pay sahiplerinin hazır bulunduğu, ancak genel kurulun davacılar tarafından terkedildiğini, sadece davacı …ı’nın genel kurulu terketmediğini ve muhalefetini tutanağa geçirttiğini, anılan genel kurulun çağrısız genel kurul olmadığını, nitekim usulünce çağrının yapıldığını, şirketin 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin genel kurulunun birçok kez ertelendiğini, 21.04.2016 tarihli genel kurulun yasa ve ana sözleşmeye uygun olarak yapıldığını hem toplantı hem de karar nisabının sağlandığını, davacıların genel kurul toplantısını terkettikten sonra bu davayı açmakta hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğunu belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iptal talebine konu genel kurul kararları değerlendirilmek suretiyle,
“Yukarıda açıklanan nedenlerle esas ve birleşen İstanbul 8. ATM’nin 2016/514 E. Sayılı, birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2016/795 E. Sayılı, birleşen İstanbul 2. ATM’nin 2016/790 E. Sayılı, birleşen İstanbul 16. ATM’nin 2016/805 E. sayılı dosyalarında davalı şirketin 21.04.2016 tarihli genel kurulunda alınan 3, 4 nolu maddenin finansal tablolarının onaylanmasına ilişkin kısmı ve 5 nolu maddesinin iptaline, 7 nolu maddesinin ve birleşen İstanbul 16. ATM’nin 2016/805 E. Sayılı, İstanbul 2. ATM’nin 2016/790 E. Sayılı dosyalarında tüm kararların iptali istendiğinden 4 nolu kararın karın dağıtımına ilişkin kısmı, 1, 2, 6 ve 8 nolu maddelerinin iptali koşulu oluşmadığından bu talebin reddine karar verilmesi gerekmiş, kısa kararda esas ve birleşen davaların kısmen kabulüne, 3, 4 ve 5 nolu kararların iptaline, 7 nolu kararın iptali isteminin reddine denildiği, maddi hata sonucu 1, 2, 6 ve 8 nolu maddeler ile 4 nolu kararın karın dağıtılmasına ilişkin kısmı yönünden fazlaca istemin reddine ibaresinin yazılmadığı, ayıca iptal edilen 4 nolu kararın finansal tabloların onaylanmasına ilişkin kısmın olduğu, bu hususun da maddi hata sonucu yazılmadığı, zira birleşen İstanbul 16 ATM ve 2. ATM dosyaları dışındaki esas ve diğer birleşen davalarda 4 nolu kararın sadece finansal tabloların onaylanmasına ilişkin kısmını iptalinin istendiği anlaşıldığından HMK. 304. maddesi gereğince karardaki bu yönlerin tashihine karar verilmesi gerekmiş ve hükmün altına tashih şerhi düşülmüş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Esas ve birleşen davaların KISMEN KABULÜNE,
Davalı şirketin 21.04.2016 tarihli genel kurulunda alınan 3, 4 ve 5 nolu kararlarının İPTALİNE,
Aynı genel kurulun 7 nolu kararıyla ilgili iptal talebinin REDDİNE,” karar verilmiş, ayrıca hükmün hemen altına “Tashih şerhi:Hükmün 2 nolu bendinde 4 ibaresinin yanına ‘Finansal tabloların, bilanço kâr ve zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin kısmı’, 3 nolu bendine de iptal talebinin ibaresinden sonra gelmek üzere ‘Birleşen İstanbul 16.ATM’nin 2016/805 E.sayılı ve İstanbul 2.ATM’nin 2016/790 E.sayılı dosyalarındaki fazla talebin de reddine’ ibaresinin eklenmesine, HMK.304.maddesi uyarınca hükmün bu şekilde tashihine oy birliğiyle karar verildi” denilmek suretiyle kararda düzeltme yapılmıştır.
Bu karara karşı asıl ve birleşen davaların davalı şirket vekili ile asıl davanın davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A-Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiş, ayrıca ilk derece mahkemesinin birleşen davadaki tüm talepler hakkında karar vermediğini, çünkü İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte iken birleşen 2016/514 Esas sayılı davada tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespitinin istendiği halde mahkemenin bu konuda hüküm kurmadığını, birleşen 2016/795 E.sayılı dosyada da aynı durumun söz konusu olduğunu, ilk derece mahkemesinin tashihi şerhinde yer alan fazla talebin de reddine ibaresinin sadece 16.ve 2.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyalarına ilişkin olup 8.ve 12.Asliye Ticaret Mahkemesinden gelen dosyalar yönünden hüküm kurulmadığını, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-Davacı …vekilinin katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptaline yönelik talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, anonim şirket genel kurul kararlarının kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle iptali, olmadığı takdirde alınan kararların yoklukla malul olduğunun ve hükümsüz olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.
Birleşen davalar ise genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti, hükümsüzlüğün tespiti isteklerine ilişkindir. Birleşen 2016/805 Esas sayılı dosyada bu taleplerin yanında ayrıca iptal talebinde de bulunulmuştur
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda kısa kararda ve gerekçeli kararda asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş ve kısmen kabulüne karar verildiği belirtildikten sonra 21.04.2016 tarihli genel kurulda alınan 3, 4 ve 5 nolu kararların iptaline, 7 nolu kararla ilgili iptal talebinin reddine karar verilmiştir. Hal böyle iken, sonradan düzeltme şerhinde kararın kapsamında değişiklik yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince, HMK.’nın 304.maddesine göre kararın kapsamı değiştirilmiş ise de, anılan madde uyarınca sadece hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar düzeltilebilir. Hükmün kapsamını değiştirecek ilavelerin 304.maddeye göre yapılması mümkün değildir.
Diğer taraftan ilk derece mahkemesince, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verildiği halde devamında sadece 3, 4 ve 5 nolu kararların iptaline karar verildiği, 7 nolu karar için iptal talebinin reddedildiği belirtmiştir. Oysa asıl ve birleşen davalarda genel kurul kararlarının yoklukla malul ve hükümsüz olduğunun tespiti talepleri de mevcut olup, bu talepler hakkında değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, mahkemece, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verildiği halde ve birleşen 2016/805 Esas sayılı dava dosyası dışındaki tüm birleşen dava dosyalarında yokluk ve hükümsüzlük tespit talebinin bulunduğu gözetilmeksizin bu talep dışında yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar tesisi usule ve yasaya aykırı görülmüştür.
Davaların birleşmiş olması, her bir davanın ayrı ve bağımsız olma karakterini ortadan kaldırmaz. TTK.’nın 448/2.maddesinde iptal davalarının birleştirilerek görüleceği emredilmiştir. Bu durumda iptal talebi içeren ana davada ve 2016/805 E.sayılı davada iptal talebinin birlikte değerlendirilmesi mümkündür. Ayrıca tüm dosyalarda yokluğun ve hükümsüzlüğün tespiti talebi mevcuttur. İlk derece mahkemesinin hangi dosya için hangi kararı verdiği denetlenememektedir. Karar istinaf incelemesine elverişli bir ilk derece mahkemesi kararı özelliği taşımamaktadır. Kararda yokluk ve hükümsüzlük talepleri hakkında karar verilmediği gibi, usule aykırı olarak düzeltme şerhinde bu husus giderilmeye çalışılmışsa da yeterli olmamıştır.
HMK’nun 297/c, 27/c maddelerinde mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Yasanın bu emredici hükmüne rağmen ilk derece mahkemesinin, asıl ve birleşen dosyadaki her bir talep hakkında ayrı ayrı, açık ve anlaşılır hüküm vermediği, bu haliyle kararın yasal unsurlarını içermediği ve denetime elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır.
İstinaf incelemesinin yapılabilmesi için denetime elverişli olarak usulünce verilmiş bir ilk derece mahkemesi kararının bulunması şarttır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi ve hüküm sonucu denetlenememekte olup bu haliyle istinaf incelemesinin yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK.’nın 353/1.a.4-6.maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 353/1.a.6. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine iadesine,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde ilgilisine iadesine,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine dair;
HMK 353/1.a. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/07/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.