Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2312 E. 2020/1214 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2312
KARAR NO: 2020/1214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI: 2015/1225E. 2018/477K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili banka taraflından … A.Ş. lehine krediler kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine istanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyadan haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, müvekkili bankanın dosya borçlularından toplam 892.020,13 TL alacağının bulunduğunu, borçlunun takibe konu asıl alacağa, faiz ve fertleri ile yetkiye itiraz ettiğinden iş bu itirazın iptali davasının açıldığını, …, … ve … A.Ş.’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak kredi borçlarından sorumlu olduklarını, davalı borçlunun imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca bankaca uygulanacak faiz oranını kabul ettiğini, G.K. Sözleşmesinin “Kredi Limiti ve Kullanımına ilişkin Hükümler” başlıklı 10. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere, müşterinin temerrüdün doğduğu tarihten ödemenin yapılacağı tarihe kadar geçen günler için bankaca tespit edilmiş en yüksek faiz oranının yıllık % 50 fazlası olarak hesaplanacak temerrüt faizini ödeyeceğinin hüküm altına alındığını, kredi kullandırıldığı tarihte kabul edilen Kredi Yıllık Azami Faiz Oranları Bildirim Formu’nda açıkça belirtildiği üzere en yüksek kredi faiz oranının % 32 olup, bunun % 50 fazlası % 48 faiz oranının itiraz eden borçlu tarafından bilindiğini, genel krredi sözleşmesinin “Diğer Hükümler” başlıklı 3. maddesine göre yetkili icra dairelerinin İstanbul icra Daireleri olduğunu, borçlunun asıl amacının takibi sürüncemede bırakmak olduğunu belirterek, müvekkili bankanın yapmış olduğu icra takibine yönelik itirazın iptaline, takibin 816.259,13 TL üzerinden devamına, davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin ikametgah adresinin … Mah., … Sok. … no. … Maltepe/İST. olduğundan, yetkili Mahkemelerin Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu, kredi sözleşmesinden anlaşıldığı gibi müvekkilinin kefil durumunda olduğunu, kredi sözleşmesinin devamlılık arz ettiğini, her aşamada müvekkilinin rızası alınması gerekirken alınmadığını, TBK’nın 585. maddesi gereğince bu tür kefaletlerde, kefil olan borçlunun eşinin muvafakatinin alınması gerektiği halde böyle bir muvafakatin alınmadığını, kefaletin bu yönüyle de geçersiz olduğunu, asıl kredi borçlusunun … A.Ş. olduğunu, bu şirketin iflas ettiğini, ancak talep edilen kadar borcunun bulunmadığını, … A.Ş.’nin kayıtları incelendiğinde bunun anlaşılacağını belirterek, geçerli bir kefaleti bulunmayan müvekkili hakkında açılan işbu itirazın iptali davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı banka ile dava dışı 3. kişi olan .. A. Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış ve davacı banka, … A. Ş.’ye krediler kullandırmış, krediler ödenmeyince davacı hesap kat ihtarını … A. Ş.’ye ve davalı …’ya göndermiş, borç ödenmeyince icra takibi yapmış ve davalılarda İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine itiraz etmiştir. Davacı icra takibine itirazın iptalini talep etmiştir. Böylece davanın konusunun İtirazın İptali olduğu anlaşılmaktadır. İcra dosyası, kredi sözleşmesi ve tüm belgeler ve Banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Mahkememizce kredi sözleşmesi ve kefalet şartının geçerli olduğu, davalının kefalet limitinin 8.740.000,00 TL olduğu ve limit dahilinde olduğu görülmüştür. Bilirkişi marifetiyle yapılan inceleme üzerine davalı kefilden davacı Bankanın Dövize Endeksli krediden 441.540,00 TL asıl alacak 101.513,22 TL faiz, 5.075,66 TL gider vergisi olmak üzere 548.128,98 TL, tazmin olunan Teminat mektubu kredisi için 205.973 TL asıl alacak, 649.31 TL faiz, 2.540,33 TL gider vergisi olmak üzere 259.320,66 TL, tazmin olunan 8 adet çek yaprağı için 7.800,00 TL asıl alacak, 649,31 TL faiz, 32,47 TL gider vergisi, toplam 8.521,78 TL olmak üzere 815.970,76 TL alacak olduğu anlaşılmakla takibin bu miktar üzerinden devamına, davanın kısmen kabulüne, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddine, … ” gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin; dövize endeskli kredi için 441.540 TL asıl alacak 101.513,22TL faiz 5.075,66TL gider vergisi olmak üzere toplam 548.128,98 TL, tazmin olunan teminat mektubu kredisi için 205,973 TL asıl alacak 50.806,67 TL faiz ve 2.540,33 TL gider vergisi olmak üzere toplam 259.320,00TL, tazmin olunan 8 adet çek yaprağı için 7.840,00 TL asıl alacak 649,31 TL faiz, 32,47 TL gider vergisi toplam 8.521,78 TL olmak üzere toplam 815.970,76 TL üzerinden takip talebindeki aynı koşullarla takibin devamına, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davacı lehine asıl alacğın %20’sine tekabül eden 131.070,62 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin gerekçeli kararında davanın kabul edilen 815.970,76 TL tutarında kısmı için davacı taraf lehine 46.259,39 TL vekalet ücretine hükmetmesine rağmen, kısmen reddedilmiş olan 76.049,37 TL tutarındaki kısmı için müvekkili lehine 288,37 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, davanın reddedilen 76.049,39 TL’lik kısmı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, mahkeme kararının bu yönden düzeltilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesi uyarınca ödenmeyen kredi borçlarının tahsili için başlatılan takiplere vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde ve sadece vekalet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekilinin, dava dilekçesinde harca esas değer olarak 816.259,13 TL tutarını göstererek davasını bu değer üzerinden harçlandırdığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin kararına esas olan 23.12.2016 tarihli bilirkişi raporunda bankanın sözkonusu kredi sözleşmesinden dolayı davalı kefilden 815.970,76 TL nakit, 73.920 TL gayri nakit olmak üzere toplamda 889.890,76 TL tutarında alacaklı bulunduğu yönünde değerlendirme yapmıştır. İlk derece mahkemesi kararında davacının nakit alacak tutarının toplamda 815.970,76 TL olduğuna ilişkin kanaate vararak davanın kısmen kabulü yoluna gitmiştir. Dava dilekçesinde takip talebinde yer alan gayrı nakdi kredi alacağına ilişkin olarak yatırılmış bir harç ve dolayısıyla açılmış bir dava bulunmadığından, ilk derece mahkemesi isabetli şekilde gayri nakit alacağa yönelik yapılan itiraz konusunda bir değerlendirme yapmamıştır. Sonuç olarak, davada reddedilen miktar 288.37 olmakla ve davalı yararına hükmedilecek vekalet ücreti davada reddedilen kısmın değerini geçemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurulsunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından sarf edilen istinaf kanun yoluna başvuru giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2.maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19.11.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.