Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2304 E. 2020/1154 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2304
KARAR NO : 2020/1154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2018
NUMARASI : 2016/38E. 2018/884K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; davalının, davacı şirket müşterilerine özel kampanyalar düzenleyerek hukuka aykırı şekilde davacı şirket müşterilerini ayartarak müşterileri sözleşmeye aykırı davranmaya ve feshe yönelttiğini, 09.09.2015 tarihinde davacı şirket müşterisi … gönderilen elektronik postada, davacı müşterilerine özel olarak 50.00 USD’lik söküm bedelini karşılamanın, ücretsiz montaj, kurulumun ve 3 ay aboneliğin taahhüt edildiğini, e-postayı gönderenin 2009-2011 yılları arasında davacı şirkette satış müdürü olarak çalışmakta iken davalı şirkete geçen … olduğunu, aynı şekilde 04.05.2015 tarihinde davacı müşterisi … benzer şekilde e-postanın gönderildiğini, davalının bunun yanı sıra davacı şirket personelini ayartarak müşteri bilgilerini elde etmeye çalıştığını, davacı şirket çalışanı … davalı şirket çalışanları tarafından ayartılarak davacı şirketin müşterilerine ait bilgileri ifşa etmesi nedeniyle iş akdinin sona erdirildiğini, davacı şirket çalışanı … de benzer eylemlere mağruz kaldığını, davalı çalışanı … sökümü yapılan taşaron firmalara ilişkin bilgi istediğini, ancak bilgileri alamadığını, davalının ticari sır niteliğindeki bilgileri kullanmak ve salgırgan satış yöntemlerini uygulamak sureti ile dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, bu kapsamda müvekkilinin kötülenerek müşterilerin sözleşmenin feshine yönlendirildiğini, kullanılan telefonların davalı çalışanlarına ait olduğunu ileri sürerek, haksız rekabetin varlığının tespitine, menine, ortadan kaldırılmasına ve eylemin işlenmesine etkili olan araçların ve malların imhasına, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacının müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösterdiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların haksız rekabet oluşturan nedenler olmadığı gibi buna ilişkin kanıt da sunulmadığını, dava dilekçesinde e-postaları gönderdiği ileri sürülen … müvekili şirketin çalışanları olmadığı gibi müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, dava dilekçesinde davalının müşterisi olarak gösterilen kişilerin davacı şirket içinde çalışan kişiler olduğunu, … da davalı şirkette çalıştığını, kurgulu şekilde teklif isteyerek müvekkili aleyhine delil oluşturmaya çalıştığını, … tarafından gönderilen e-posta adresinin araştırılması gerektiğini, bu kişinin davacı firma avukatı ile işbirliği içerisinde olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava, TTK.’nın 54. Ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabetin tespiti , önlenmesi , giderilmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Anılan maddede haksız rekabet düzenlenmiş olup, 55. Madde de ise dürüstlük kuralına aykırı davranışlar örnek kabilinden sayılmıştır. 56. Madde de açılabilecek davalar sayıldıktan sonra 57. Madde de haksız rekabet fiili Hizmetlerini veya işlerini gördüğü sırada çalışanlar veya işçiler tarafından işlenmiş olur ise bu kişilere karşı veya çalıştıranlara karşı da açılabileceği düzenlenmiştir. Belirtilen yasal düzenlemeler ışığında dava dilekçesinde sözü edilen eylemlerin ayrı ayrı değerlendirilmesinde öncelikle … isimli davacı çalışanın adresine 03.09.2015 tarihinde …@….com adresinden gönderilen elektronik postayı gönderen … davacı çalışanı iken ayrıldığı davalı şirkette çalışmaya başladığı 2013 yılından itibaren ise davalı şirketten ayrılarak dava dışı şirkette çalıştığı, davalı tarafından sadece www…..com adresinin kullanıldığı, bunun dışındaki adreslerin davalı tarafından kullanılmadığı anlaşılmakla gönderilen e-postada davalının sorumlu olmadığı sonucuna varılmıştır. 04.05.2015 tarihinde …@… adresinden gelen fiyat teklifinin haksız rekabet niteliğinde bulunmadığı, olağan ticari hayatta gönderilebilecek fiyat teklifi olduğu, kaldı ki bu kişinin davacı şirket çalışanı olmadığı, davacı şiketin bayisi … isimli şahıs şirketinde çalışması nedeni ile bu kişinin eylemlerinde de davalının sorumlu olmadığı sonucuna varılmıştır. Diğer yandan, davacı çalışanı … ile davalı şirket çalışanları olduğu söylenen kişiler arasında yapılan mesajlaşmalarda dosyaya sunulan ekran görüntülerinden bu kişinin kim olduğu anlaşılamadığı, bilirkişi raporuna göre bu kişinin davacının eski çalışanı oluduğu ve davalı ile herhangi bir organik bağının kanıtlanmaması nedeni ile davalının sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmıştır. Davalı şirket çalışanı … ile davacı şirket çalışanı … arasında geçtiği ileri sürülen yazışmalarda davacı çalışanının diğer tarafa herhang bir bilgi vermemesi nedeni ile eylemin haksız rekabet oluşturmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda, yapılan değerlendirmede davacı tarafından ileri sürülen eylemlerin bir kısmının sabit olmadığı, bir kısmının ise davacının, davalı ile organik bağı kanıtlanmayan eski çalışanları tarafından gerçekleştirildiği, bir kısmının ise davacının bayileri tarafından kendilerince oluşturulan e-posta adresleri üzerinden yapıldığı, bu kapsamda yapılan işlemlerden davalının sorumlu tutulamayacağı esasen ayrı bir ticari işletme sahibi olan bayileri kendilerinin oluşturdukları ve davalı tarafından kabul edilmeyen e-postalar üzerinden yaptıkları yazışmaların davalı yönünden bağlayacı olmayacağı, bu eylemlerinin sorumluluğunun ayrı tüzel/gerçek kişiliği bulunan ilgili tacirlere ait olduğu kaldı ki davacı tarafından İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bu kişilere yönelik davalarında açıldığı…” gerekçesiyle, sabit görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Önceki beyanlarını tekrarla, davalının İzmir’de bulunan bayileri olan … ve …’na ait telefon ile Müvekkil …’e ait çağrı merkezlerinin arandığını, müşteri kanısı uyandırılarak sözleşme iptali yapılmak istendiğini, Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/25 D. İş sayılı dosyası ile davalı …’in bayisi olan … ait işyerinde 08.03.2016 tarihinde yapılan delil tespiti sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile müvekkillerin müşterisi olan birçok kişi ve kuruma ait bilginin bu bayi elinde bulunduğunun ortaya çıktığını, Beşiktaş …. Noterliği’nin 24.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … A.Ş.’nin bayisi olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin yöneticisi olduğunun açıkça belirtilmiş olduğunu, … işyeri unvan listesinde yer alan …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı iş yerinin …A.Ş.’nin bayisi olduğunun dosyada mübrez Beşiktaş …. Noterliğinin 25.02.2016 tarih ve 02091 yevmiye numaralı ihtarnamesinde açıkça belirtildiğini, … işyeri unvan listesinde yer alan … unvanlı iş yerinin … A.Ş.’nin bayisi olduğunun Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/25 D. İş sayılı dosyası ile yapılan delil tespiti sonucunda kesinlik kazandığını, …A.Ş. tarafından … adlı iş yerine gönderilen Beşiktaş…. Noterliği’nin 24.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de …’in bu şirkette çalıştığı ve … adlı iş yerinin de … A.Ş.’nin bayisi olduğunun açıkça görüleceğini, Bilirkişi raporunda SGK kayıtlarının incelenmesi neticesinde … isimli şahıs şirketinde çalıştığının ve bu şahıs şirketinin davalı … firmasının bayisi olduğunun, davacı müvekkil firmasında çalışan … ile davalı şirket çalışanları aralarında geçtiği bildirilen mesajlaşmalarda davacı müvekkile ait şirket içi bilgilerinin istendiğinin ve bu bilgilere göre “… satışının yapılacağının yazılı olduğu, davalı firmanın yetkili satıcıları tarafından “…” müşterisi gibi davranılarak sözleşme iptali için aramaların yapıldığı hususlarının tespit edildiğini,Davalı şirket ile bahsi geçen kişiler arasında organik bağ bulunduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, davalının TTK’nın 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabette bulunduğu iddiasına dayalı olarak açılmış haksız rekabetin tespiti, meni ve tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Haksız rekabet TTK m.54 vd’a düzenlenmiş; m.54/II’de rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı olarak nitelendirilmiştir. TTK m.55 ile madde sayılanlarla sınırlı olmamak üzere başlıca haksız rekabet halleri düzenlenmiştir. Haksız rekabetin varlığı halinde, haksız rekabete uğrayan kişi, uğradığı zararın tazmini amacı ile, davalının (haksız rekabeti gerçekleştiren kişinin) kusurunun bulunması şartı ile maddi ve manevi zararının giderilmesini talep ve dava edebilir. Uğranılan zararın miktarının tam olarak ispat edilemediği hallerde, hakime, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleme yetkisi veren Türk Borçlar Kanunu’nun 50/2. maddesi hükmü de haksız rekabete ilişkin tazminat davalarında uygulanır (Ülgen/ Helvacı/ Kendigelen/ Kaya/ Nomer Ertan, Ticari İşletme Hukuku, 4 . Basım, İstanbul 2015, s.568).Dosya içerisindeki 24.02.2016 tarihli Beşiktaş ….Noterliğine ait … yevmiye nolu ihtarnamenin incelenmesinde, ihtar eden … A.Ş., muhatap … Ltd. Şti., …, ihtarnamenin konusundan anlaşılacağı üzere muhatap … ile ihtar eden … A.Ş. arasındaki acente sözleşmesi gereği … bayi konumunda olduğu, … adlı şirketin daha öncesinde .. yönelik haksız rekabet eylemlerinde bulunduğu, bu sebeple bu şirket aleyhine dava açıldığı ve söz konusu şirketin … A.Ş.’ye tazminat ödemesi yönünde hüküm kurulduğu, benzer durumların yaşanmaması adına …. A.Ş.’nin Bakırköy C. Başsavcılığının 2016/5523 sayılı soruşturma dosyası kapsamında … aleyhine haksız rekabet suçunun işlenmiş olduğundan bahisle şikayette bulunulduğu, söz konusu şikayetin konusunun … isimli kişinin mail adresinden … müşterisine e-postada yer alan ifadelerin oluşturduğu, benzer şekilde bir durumun yaşanmaması adına gerekli önlemlerin alınması, aksi taktirde Kale şirketi tarafından gerekli yasal başvuruların yapılacağı hususlarını içermektedir.Beşiktaş …. Noterliğinin … yevmiye numaralı 26.02.2016 tarihli ihtarnamesinin incelenmesinde, ihtar edenin … A.Ş., muhatabın … olduğu, … Şti.’nin yetkilisi konumunda bulunduğu, ihtarnamenin konusunu … Şirketi tarafından Bakırköy C. Başsavcılığının 2016/5523 soruşturma sayılı dosyası kapsamında … Şirketi … adlı şahsın 2009-2011 yılları arasında … A.Ş.’de çalışırken … A.Ş.’ye geçerek haksız rekabet eylemlerinde bulunmuş olduğu hususunun oluşturduğu, … A.Ş.’nin ihtarnamedeki beyanlarından anlaşılacağı üzere … tarafından internet üzerinde oluşturulan ”www…..com” alan adının … A.Ş. markasını ihlal eder nitelikte bulunduğu, … A.Ş.’nin izni olmadan bu tür bir e posta adresinin kullanılamayacağı hususu ihtar edilmiştir. Beşiktaş … Noterliğinin 11.03.2016 … yevmiye numaralı ihtarnamesinin incelenmesinde, ihtar edenin … Şti. Muhatabın … A.Ş. olduğu, ihtarnamenin içeriği incelendiğinde, … Şti.’de çalışmış bulunan … iş akdine 07.10.2015 tarihinde son verildiği, … kullanmış olduğu mail adresinin uzun süre önce kullanım dışı bırakıldığı, … A.Ş. tarafından kullanımına verilen diğer bazı mail adreslerinin de iç yazışmalarında kullanıldığı bildirilmiştir. İstanbul 1. Fikri ve Sinai Haklar ve Hukuk Mahkemesinin 10.02.2015 tarihli 2016/136 E.-2015/18 K. sayılı ilamında; davacıların … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., davalının … A.Ş. olduğu, davacı vekilinin müvekkiline ait … + şekil markasının davalı tarafından internet ortamında yayınlanan reklamda marka itibarine zarar verilecek şekilde kullanıldığını belirterek, her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere manevi tazminatın davalıdan tahsilini, marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespit ve önlenmesinin tespit ve talep etmiş olduğu, sonuç olarak, … A.Ş., … A.Ş.’nin açmış olduğu davaların tescilli markaların kapsamında ürünlerinden bulunmadığından reddine, diğer iki davacı yönünden davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu edilen elektronik postada … A.Ş. müşterisi olarak belirtilen … davalı şirket çalışanı olmadıkları, dolayısıyla bu kişilerin işlemiş oldukları bir haksız rekabet eylemi bulunsa dahi müvekkili şirketin bir sorumluluğu doğmayacağını savunmaktadır.Davacı vekilinin, davalının cevap dilekçesine karşı sunmuş olduğu beyan dilekçesinde dayandığı Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/25 D.İş sayılı dosyası üzerinden alınan delil tespit raporunun incelenmesinde, … A.Ş.’de çalışmış olan … Temmuz/2015’de … A.Ş.’de satış müdürü olarak işe başladığı, … ise … A.Ş.’nin bayisi olduğu, … Şirketi’ndeki işinden ayrılırken tüm müşteri isim ve adreslerini beraberinde götürdüğü ve yeni iş yerinde bu bilgileri kullandığı, … Sistemleri danışmanı … ait posta adresinden … müşterisine mail gönderdiği ve söz konusu mailin içeriğinde … müşterilerine özel Kale’ye geçişlerde ücretsiz hizmet ve belli bir süre ücretsiz abonelik sağlanacağının belirtildiği, sonuç olarak 18.03.2016 tarihli raporda … unvanlı işletmenin çağrı merkezinde çalışan görevlinin … A.Ş. müşterileri ile görüşerek … A.Ş. müşterileri portföyüne katılmaları konusunda ikna edilmiş olduğu kanaatine varıldığı belirtilmektedir.Bakırköy C. Başsavcılığının 2016/5523 soruşturma sayılı dosyasındaki 23.03.2016 tarihli bilirkişi raporu incelenmesinde, … isimli şahsa …@….istanbul.com adresinden gönderilen e-postanın ”… müşterilerine özel Kale’ye geçişlerde ücretsiz hizmet, 3 ay süreyle ücretsiz abonelik ” bilgisini içerdiği, adrese ilişkin alan adının şüpheli … A.Ş.’ye ait alan adı olduğu, söz konusu alan adının … adına tescilli olduğu, … ise 2009-2012 yılları arasında … A.Ş.’de çalışmış olmakla 2013 Ocak ayından itibaren … Şti- … A.Ş.’de çalıştığı, benzer şekilde 04.05.2015 tarihinde …@….com.tr adresinden … ve Alarm Sistemi fiyat konulu e-posta gönderildiği, söz konusu e-postanın içeriğinden de ” Mevcut … müşterilerinde 4 ay abonelik ücretinde %50 indirim sağlanacaktır ” ibaresi bulunduğu, … Mayıs 2014 tarihinden itibaren … A.Ş.’de çalıştığı, eski … A.Ş. çalışanı … isimli şahsın … A.Ş. ile mesajlaşmaları bulunduğu, … A.Ş. çalışanı … isimli çalışanın …. A.Ş. çalışanı … ile arasında yazışmalar bulunduğu, söz konusu yazışmalar içeriği incelendiğinde, … müşteki … A.Ş.’ye ilişkin bir takım gizli bilgileri istediği, sonuç olarak yapılan değerlendirmede, şüphelinin müşteki şirket müşterilerini hedef alarak haksız rekabet eyleminde bulunduğuna yönelik değerlendirme yapıldığı görelmektedir.Davacı, davalının cevaplarına karşı beyan dilekçesinde, az yukarıda bahsi geçen e-postalara ilişkin olarak … tarafından gönderilen e-postalarda muhatap alınan … ve … aynı zamanda … A.Ş. çalışanı olduklarını, yine aynı şekilde müvekkilinin … adlı çalışanını müvekkiline ait müşteri bilgilerini dışarıya sızdırdığını, davalının … A.Ş.’ye ait bilgileri hukuka aykırı şekilde ele geçirerek müşterilere ulaştığını ve bu şekilde davalı … arayarak sanki davacı şirketin müşterisi gibi hareket etmiş olduğunu, bilgi ve abonelik iptal istemlerinde bulunduğunu, davalının bayisi olan …, başka bir bayisi olan … tarafından bu şekilde … A.Ş.’nin çok fazla sayıda aranmış olduğunu, yine … A.Ş.’ye ait olan … çalıştırdığı iş yerinde … Şirketine ait müşteri listesinin bulunduğunu, daha önce … A.Ş. bünyesinde çalışan .. Temmuz 2015 de … A.Ş.’de satış müdürü olarak işe başladığını, bahsi geçen bayiler … hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmaların devam ettiğini, davalının bahsi geçen bu bayilerin eylemlerinden sorumlu olmadığı yönündeki savunmasına itibar edilmemesi gerektiğini beyan etmiştir.Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/38 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelemesinde, davacının davalı şirket çalışanı olduğunu iddia ettiği …, … ve … davalı … … A.Ş.’de çalıştıklarına dair herhangi bir kayda rastlanmadığından davacının dava dilekçesinde önü sürdüğü haksız rekabet eylemlerinin davalı şirket tarafından gerçekleştiğinin ispat edilemediği yönünde değerlendirme yapılmıştır.10.05.2018 tarihli ek raporda, davalı şirket tarafından bayilerine davacının iddia etmiş olduğu şekilde haksız rekabet eylemine konu edilecek davranışlarda müşteri kazanmalarına ilişkin talimat verildiği hususunda herhangi bir bulguya rastlanılmadığı sebepleriyle davacının iddialarını ispat edemediğine yönelik kök raporla benzer nitelikte değerlendirme yapılmıştır. Davacı istinaf dilekçesinde, … www….com domain adresi üzerinden 03.09.2015 tarihinde davacı şirket müşterisi … göndermiş olduğu mailin içeriği ve yine … tarafından … gönderilen maillerin içerik itibarleriyle haksız rekabet eylemlere sebebiyet verdiğini, … A.Ş.’nin bayisi olan … Şti.’nin yöneticisi olduğunu, … A.Ş.’nin bayiisi olan …, Sağa Güvenlik’in, … Şti.’nin çalışanı olduğunu, … unvanlı iş yerinin … A.Ş’nin bayisi olduğunu, … burada çalıştığı, dolayasıyla davacı firma müşterileri ile iletişime geçen bu çalışanların davalı ile hizmet ilişkisi içerisinde oldukları sabit olduğu, davalı şirket ile ismi geçen bu kişilerin organik bağ içinde oldukları sebepleriyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar başlığı altında düzenlenen TTK’nın 55/1(d) maddesinde ” üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı ifşa etmek; özellikle gizli ve izinsiz olarak ele geçirildiği ve başkaca hukuka aykırı şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur. ” şeklinde düzenleme mevcuttur. Davacının istinaf dilekçesinde de belirtildiği üzere, e-posta yazışmalarını yaptığı iddia eden şahısların davalı şirket çalışanı değil, davalının bayilerinin çalışanı olduğu anlaşılmaktadır. Bayiler, şu niteliğinde olmayıp bağımsız ticari işletmeler olup, bayinin eylemlerinden, bayilik verenin sorumlu tutulması mümkün görülmemektedir. Ayrıca davalının, bayilerini haksız rekabete yönlendirdiğine dair somut bir delil de bulunmamaktadır.Davacının haksız rekabet eyleminde bulunduğunu iddia ettiği şahısların davalı firmanın bayisi konumundaki firmalarda çalıştıkları, bu firmaların ayrı bir tüzel kişiliklerinin olduğu, davalının bu şahısları davacıya karşı haksız rekabet eylemlerinde bulunmaya sevk edecek nitelikte bir söz ve eyleminin mevcut olduğu hususunda dosyada herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu karar ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadğından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2- Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3- Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 05.11.2020 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.