Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2299 E. 2020/1151 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2299
KARAR NO : 2020/1151
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI : 2016/191E.- 2018/806K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen hükme karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı- karşı davalı vekili esas ve karşılık davadaki beyanlarında özetle; taraflar arasında uzun dönemden beri ticari ilişkinin var olduğunu, bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafça 04/06/2015 tarihinde 542 kg tutarında paslanmaz tel satışının yapıldığını, mal alım satımına ilişkin … nolu 04/06/2015 tarihli 10846TL bedelli faturaların düzenlendiğini, aynı zamanda 05/10/2015 ve 28/01/20116 tarihli cari hesap mutabakatının da yapıldığını, ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle İstanbul Anadolu …. İcra dairesinin … sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, karşı tarafın usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunmadığını, kaldı ki ayıplı mal teslimi iddiasını ortaya atmış olmasına rağmen üretime devam ederek maliyetin artmasına kendisinin neden olduğunu beyan ederek karşılık davanın reddini talep edilmiştir. Davalı karşı davacı vekili esas ve karşılık davadaki beyanlarında özetle; satım konusu ham maddenin ayıplı olduğunun tespitinin yapıldığını, iş bu ayıbı İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk mahkemesinin 2016/12 D. İş sayılı dosyasıyla tespit ettirdiklerini, iş bu ayıplı ürünler sebebiyle 210.000 adet civatanın kontrolden geçildiğini, ayıklama işlemleri için de masraflar yapıldığını, bu masraflardan da davacı tarafın sorumlu olduğunu belirterek, asıl davanın reddine; karşı dava olarak, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL belirsiz alacak davasının kabulü ile tespit edilecek alacağın dava tarihi itibariyle avans faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Tüm dosya kapsamı nazara alındığında taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu anlaşılmakla uyuşmazlık konusu malzemelerin kusurlu olup olmadığı, üretim maliyeti ve kontrol ayıklama maliyeti ve aynı zamanda davacı tarafın bu ürünlerine bedelinin tahsiline yönelik düzenlenmiş olan faturadan kaynaklı alacağının mevcut bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa miktarı hususunda mahkememizce bilirkişiler vasıtasıyla incelemeler ve araştırmalar yapılmıştır.Hükme esas alınan mali müşavir bilirkişisince düzenlenen bilirkişi raporunda taraflarca tutulan ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde tutulduğu bu haliyle ticari defterlerin incelenmesi sonucunda davalının 10.846,94 TL asıl alacakla birlikte toplamda 11.192,42TL olduğunun tespitinin yapıldığı, mahkememizce davalı karşı davacının itirazlarının da incelenmesi husununda yukarıda da belirtmiş oludğu üzere alanında uzman teknik bilirkişi vasıtasıyla keşif yapıldığı ve bu keşif sonucunda davaya konu civatalar ile ilgili olarak her ne kadar ayıplı bulunsa da davalı tarafın davalı karşı davacının söz konusu malzemelerde ayıplar olduğunu bilerek üretime devam etmesiyle birlikte üretim ve kontrol maliyetine sebep olduğu bu haliyle davalı karşı davacının da sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmış ve her iki tarafın yüzde elli oranında kusurlu bulunmasının dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür. Karşı dava yönünden; Her ne kadar davalı karşı davacı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde de kontrol maliyetleri yönünden masraf yaptıklarını, bunların da karşılanması gerektiğini, nitekim kontrol ve ayrım masrafı adı altında şirketin zararının 9.600,00 TL. maddi tazminat olduğu belirtilmiş ise de hata oranın %22,21 olarak tespit edilmesi sonucunda ürün fiyatı 30.307,52 TL. olan malzemelerin üretim maliyetinin 25.845,86TL olarak belirlenmesi karşısında %22,21 hata oranına göre üretim maliyetinin 5740,37TL olarak hesaplanması gerektiği anlaşılmakla karış dava yönünden maddi tazminatın 5.740,37TL olarak kabul edilmiş ve davalı karşı davacının manevi tazminat taleplerinin ise reddine, değişik iş dosyası masraflarının ise yargılama gideri olarak hesaplanmasına,…” gerekçesiyle, asıl dava yönünden davanın kabulüne, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 10.846,94 TL ‘lik alacağa ilişkin davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına; karşı dava yönünden, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 5.740,37 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizle birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı- karşı davalı vekili ile davalı- karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı- karşı davalı Telmetal vekili, karşı davaya yönelik istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Süresinde yapılan geçerli bir ayıp ayıp ihbarının olmadığını, Davalı tarafın aksi kabul anlamına gelmemekle birlikte ayıbı fark ettiğini iddia ettikten sonra üretimi durdurmadığından ağır kusurlu olduğunu, üretim esnasında yapılan masrafların bizzat davalının sorumluluğunda olduğunu ve üretim maliyetinin müvekkili tarafından karşılanması talebinin yerinde olmadığını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin karşı davaya yönelik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, karşı davaya ilişkin ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı- karşı davacı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde önceki beyanlarını tekrarla; Müvekkilinin üretim maliyetine ilişkin zararının, mali müşavir bilirkişisinden alınan rapora göre 5.740,37 TL, kontrol ve ayırım masrafı tutarının da 28.08.2017 tarihli rapor ile hesap edildiği üzere 5.500 TL olduğu göz önüne alındığında, toplam 11.240,37 TL maddi zararının olduğunun görüldüğünü, buna rağmen bu hususların tamamı değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olduğunu, Manevi zarara ilişkin ilk derece mahkemesince hiç bir değerlendirme yapılmadığı gibi, İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mah. 2016/ 12 Değişik İş sayılı tespit dosyası için yapılan yargılama giderlerinin zarar kapsamında olmasına rağmen bu gidere ilişkin olarak da ilk derece mahkemesi tarafından hiçbir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulmasının hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykını olduğunu belirterek, asıl ve karşı davaya ilişkin ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, satım sözleşmesinden kaynaklı olarak karşı taraf adına keşide edilen fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası; karşı dava ise satım sözleşmesine konu emtianın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın asıl dava yönünden kabulüne, karşı dava yönünden kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, bu karara davacı karşı- davalı ve davalı karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/12 D.İş sayılı dosyasında tespit isteyenin … A.Ş., karşı tarafın … Ltd. Şti. olduğu, tespit konusunun … Şirketi tarafından … Şirketine 08.01.2015 ve 04.06.2015 tarihli faturalar ile satış ve teslimi yapılan ham maddenin işlenmesi neticesi üretilen cıvataların kusurlu olduklarının görülmesi üzerine ham maddenin ayıplı olup olmadığının belirlenmesine ilişkin bulunduğu, 15.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda ham maddenin hatalı olduğuna ilişkin değerlendirme yapıldığı görülmektedir.İstinafa konu davanın 17.02.2016 tarihinde açılmış, karşı dava dilekçesinin ise 27.04.2016 tarihinde harçlandırılarak dosyaya ibraz edilmiştir. Dosya içerisinde 04.06.2015 irsaliye tarihli … yevmiye numaralı 10.846,94 TL tutarlı İnoxtel açıklama fatura ile 08.01.2015 irsaliye tarihli … yevmiye numaralı 31.259,99 TL tutarlı faturaların bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki 10.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda, … tarafından İnka’ya satışı yapılan ham maddeden üretilen cıvataların kusurlu olması nedeniyle tarafların sorumlulukları değerlendirilmiş ve sonuç olarak İnka’nın ilgili malzemelerde kusurlu olduğunu bilerek üretime devam etmemesi gerekirken ettiği, …in ise kusurlu ham madde sattığı, bu sebeple her iki tarafın kusur oranının yarı yarıya olduğuna ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Dosya içerisinde … yetkilisinin üretici yurt dışı firmaya göndermiş olduğu anlaşılan 28.08.2015 tarihli mail çıktısı … 10.04.2013 tarihi itibariyle yönetim kurulu kararı uyarınca … Ltd.Şti.’yi devir aldığı, bu şekilde şirketler arası birleşmenin gerçekleştiği, söz konusu birleşmenin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil edilip ilan edildiği anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında aldırılan 20.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda hem … Metal’in ve … ayrı ayrı ticari defter incelemesi yapılmış, … ticari defterlerinin incelenmesinde, dava konusu iki adet faturanın da kayıt edildiği ve netice itibariyle İnka’nın 10.846,94 TL borç bakiyesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı … ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde, dava konusu faturaların kayıtlı olduğu ve … 10.846,94 TL alacaklı olduğuna dair kayıt bulunduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, 349,48 TL işlemiş faiz ile birlikte … toplamda 11.196,42 TL alacaklı olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. Tarafların kusur durumlarına ilişkin 10.05.2017 tarihli rapora ek olmak üzere yeniden rapor hazırlanmıştır. Bu raporun tarihi 25.08.2017’dir. Bahsi geçen raporda, kontrol ve ayrım masrafları açısından değerlendirme yapılmış ve toplamdaki maliyetin 5500 TL olduğu belirtilmiştir. Üretim maliyeti açısından ise, tespitin mali müşavir bilirkişi marifeti ile yapılması gerektiği sonucuna varılarak … beyanlarından hatanın üretim aşamasında tespit edildiğinin anlaşıldığı ancak buna rağmen termin ve gecikme cezaları baskısıyla üretime devam edildiği dolayısıyla kusur paylarının yarı yarına olduğu değerlendirilmiştir.Kusur kök ve ek raporu alındıktan sonra uyuşmazlığa dayanak yapılan faturalar uyarınca bakiye cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının hesaplanması konusunda dosya tekrar mali müşavir bilirkişiye verilmiştir.20.04.2018 tarihli raporda yapılan değerlendirmede; sevk edilen malzemenin 1390 kg , işlenmemiş ham maddenin 415 kg, hatalı ürünün 397 kg olmak üzere toplamda 2200 kg bir ürün hesaplaması yapılmakla, 1390 ile 397 toplanarak hata oranının %22,21 olduğu, sevk edilen 1390 kg ürün ile hatalı olarak kabul edilen 397 kg’lık ürün göz önünde bulundurularak toplamda üretime 1787,00 kg ürün sevk edildiği, faturada yer alan birim fiyatın 16,96 TL olduğu kabul edilerek üretime sevk edilen toplam ürünün 30.307,52 TL olduğu, sevk edilen ve hatalı ürünün toplam maliyetinin 25.845,86 TL olarak hesaplandığı, hata oranı olan %22,21 göz önünde bulundurulduğunda, hata oranına göre maliyet tutarının 5.740,37 TL olduğu değerlendirilmiştir. Şu halde, dava konusu ürünün tutarı 30.307,52 TL üretim maliyeti 25.845,86 TL olup ham maddenin hatalı olmasından ötürü İnka’nın %22,21 hata oranı bulunduğu, dolayısıyla 397 kg’lık hatalı ürün için 16,96 TL birim fiyat üzerinden yapılan hesaplama neticesi 6.733,12 TL tutarındaki toplam ürün için İnka’nın katlandığı ürün maliyetinin 5.740,37 TL olduğuna ilişkin tespit yapılmıştır. İlk derece mahkemesince, asıl davanın kabulüne karar verilmiş, karşılık dava ise … A.Ş.’nin %22,21 hatası sebebiyle az yukarıda bahsi geçtiği gibi İnka’nın katlandığı maliyetin 5.740,37 TL olduğu tespit yapıldığından bu oranda kısmen kabul edilmiştir. … A.Ş.’nin dosya içerisine ibraz ettiği 13.12.2017 tarihli dilekçesinde, maddi zarar adı altında 9.600,00 TL, değişik iş dosyasında yapılan yargılama giderleri adı altında 972,20 TL, manevi zarar olmak üzere 5000 TL toplamda 15.572,00 TL’nin dava konusu yapıldığı, bu miktardaki toplam alacağın asıl davaya konu fatura alacağından takas mahsup edilmesi ve bu sebeple takas mahsup defi doğrultusunda asıl davanın reddine gidilerek takas mahsup sonucu bakiye alacağın karşı taraftan mahsubunu talep etmiştir. … A.Ş. vekili 18.05.2018 tarihli dilekçesinde, 20.08.2018 tarihli ek bilirkişi raporuna karşı beyanlarını sunmuş, karşı dava dilekçesi ile talep ettiği kalemleri 9.600,00 TL maddi tazminat, 972,70 TL değişik iş dosyası masrafı, 5.000,00 TL manevi zarar olmak üzere 15.572,00 TL olarak belirli hale getirmiştir. … A.Ş. vekili ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını istinaf konusu etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında 05.10.2015 ve 28.01.2016 tarihli cari hesap mutabakatları yapılmakla karşı tarafça hatalı olduğu iddia edilen ürünlerin esasen kabul edilmiş olduğunu, zaten ortada geçerli bir ayıp ihbarı bulunmadığını iddia etmektedir. Tacirler arası satım sözleşmelerinde TTK’nın 23. maddesi ile bu madde yollamasıyla TBK’nın satış sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. TBK’nın 223/2.maddesi “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. İstanbul Anadolu 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/12 D.iş dosyası üzerinden, … dava konusu faturalara konu ham maddelerin işlenmesi neticesi üretilen cıvataların kusurlu olup olmadığının ortaya çıkması açısından 29.01.2016 tarihinde tespit talep ettiği, dosyaya sunulan bilirkişi raporunun davalı tarafa 29.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, satıma konu faturaların 04.06.2015 ve 08.01.2015 olduğu, az yukarıda bahsi geçtiği üzere talep eden tarafından üretici yabancı firmaya 07.05.2015 tarihinde mail gönderildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince az yukarıda bahsi geçenler ışığında değerlendirme yapılarak somut olay açısından gizli ayıp ve açık ayıp ayrımına kesin şekilde gidilerek ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı net şekilde ortaya konulmalıdır.Davalı taraf süresinde karşı dava açarak ham maddenin ayıplı olması sebebiyle stoklarında 36000 adet yaklaşık 300 kg ayıplı cıvata bulunduğu, bunların üretim maliyetinden karşı tarafın sorumlu olduğunu, hatalı ürünlerin ayrıştırma işlemine tabi tutulduğunu, 415 kg ayıplı ham madde ve 36000 adet yaklaşık 300 kg ayıplı cıvatanın ayrıldığını, bu sebeple katlanılması gereken işçilik ve üretim giderlerinin ortaya çıktığını beyan etmiştir.Dosya içerisindeki bilirkişi raporlarından ham maddenin hatalı olmasından ötürü … A.Ş. %22,21 hata oranı bulunduğu, dolayısıyla 397 kg’lık hatalı ürün için 16,96 TL birim fiyat üzerinden yapılan hesaplama neticesi 6.733,12 TL tutarındaki toplam ürün için İnka’nın katlandığı ürün maliyetinin 5.740,37 TL olduğu tespitinin yapıldığı görülmektedir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları doğrultusunda her iki tarafında %50 oranında müterafik kusurlu olduğu sonucuna ulaşılmakla sevk edilen ürün 1390 kg hatalı ayrılan ürün 397 kg şekilde tespit edilmiş, toplam ürün miktarı olan 1787 kg’lık ürün içerisinde 397 kg hatalı olmakla hata oranının %22,21 şeklinde belirlendiği ancak sevk edilen ve hatalı ürün miktarının toplamda 1787 kg olduğu, faturada birim fiyatı olan 16,97 TL üzerinden yapılan hesaplamada sevk edilen ve hatalı ürünün toplamda 30.307,52 TL olduğu anlaşılmakla bu meblağ üzerinden toplamda 25.845,86 TL üretim maliyeti hesaplanmış, sonrasında ise az önce bahsi geçen %22,21 şeklindeki hata oranı uygulanarak İnka açısından katlanılan ürün maliyetinin 5.740,37 TL olduğu tespiti yapılmıştır. Ancak her iki taraf müterafik şekilde %50 oranında kusurlu kabul edilmekle bu kusur oranı göz önünde bulundurulmadan tazminat hesabı yapıldığı, yapılan hesaplamanın dosya kapsamıyla uyuşmadığı anlaşılmaktadır.Yine somut uyuşmazlıkta davalının takas mahsup talebini içerir dilekçesinin geçerliliği ve hukuki sonuçları dahi değerlendirilmeden karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,
4-Davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1 a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 05.11.2020