Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2292 E. 2019/27 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2292
KARAR NO : 2019/27
KARAR TARİHİ: 10/01/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018 tarihli, ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararı
NUMARASI : 2018/14 Esas
TALEP KONUSU: İhtiyat Haciz
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında talep edilen ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde davacı/ ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı ihtiyati haciz isteyen vekili, müvekkilinin Çin’de mukim şirket olup, Çin’de ve Çin dışında birçok firmaya ürün tedarik ettiğini, bu kapsamda davalının siparişleri doğrultusunda davalıya ürün tedarik edilerek teslim edildiğini, taraflar arasında akdedilen 31.08.2016 tarihli anlaşma belgesinde, ödenecek bedel, ödeme şekli ve tarihlerin belirlendiğini, buna göre davalı 30.09.2016 tarihli 170.000 Usd ödemeyi yapmış ise de kalan 30.10.2016 tarihinde 250.000 Usd ve 30.11.2016 tarihinde 254.391,52 Usd ödemeyi gerçekleştirmediğini, anlaşma belgesinde belirlenen bedelin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, takibin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, davacıdan satın alınan ürünlerin ayıplı olduğunu, buna göre, kumaşların üzerlerinde belirgin şekilde kesik izlerinin mevcut olduğunu, özellikle tüm açık renkteki ürünlerde güçlü kesik izlerinin görüldüğünü, ayrıca ürünlerden beklenilen faydanın sağlanamadığını, bununla ilgili olarak davacının bilgilendirildiğini, ancak netice alınmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 15.10.2018 tarihli dilekçesi ile, davalının mallarını kaçırma eylemlerinde bulunduğunu belirterek, alacağın dava süresince teminat altına alınması için İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesi, 08.11.2018 tarihli ara kararında, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin ihtilafsız olmasına rağmen satıma konu malların ayıplı olduğunun savunulduğu, davalının ayıp savunmasının incelenmesi gerektiği, ayıp savunması nedeniyle davacının varsa alacağının miktarının ancak yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacağı, bu aşamada İİK’nın 257. maddedeki ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediğinden, ihtiyati haciz talebin reddine karar verilmiştir.
Bu ara karara karşı ihtiyati haciz isteyen/davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı talep eden istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında teslim edilen ayıplı mallar kapsam dışında bırakılarak anlaşma yapıldığını, dolayısıyla dava konusu alacağın buna göre belirlendiğini, davalının süresi içinde ayıp ihbarının olmadığını, ayıp iddiasının gerçeği yansıtmadığını, borçlarını ödeyemez durumda olduğunu, yaklaşık ispat gerçekleştiğinden ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Talep, itirazın iptali davası içinde ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, talebin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati haciz talep eden davacı, davalıya mal satıp teslim ettiğini, ürün bedellerin ödenmesi konusunda taraflar arasında anlaşma imzalandığını, davalının ödemeyi taahhüt ettiği bedelleri ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin borçlunun itirazı sonucu durduğunu iddia ederek alacağına dayanak olarak taraflar arasındaki yazışmalar, faturalar ve 31.08.2016 tarihli sözleşmeyi dosyaya sunmuş, davalı-borçlu ise, satın ve teslim alınan ürünlerin ayıplı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.
İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır.
Somut olayda, taraflar arasında alım satıma dayalı ticari ilişki bulunduğu, satın alınan ürünlerin davalıya teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, ispat yükünün ayıp iddiasında bulunan davalı borçlu tarafta olduğu ve özellikle imzası ve içeriği inkar edilmeyen taraflar arasındaki 31.08.2016 tarihli sözleşme metni gözetildiğinde, alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık ispat olgusunun dosyanın geldiği aşama itibariyle gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varıldığından, ilk derece mahkemesince, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş olmasında isabet görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından, ihtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca KABULÜ ile ihtiyati haciz talebinin redine ilişkin ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına; ihtiyati haciz talebinin Dairemizce karara bağlanmasına, bu doğrultuda;
1-İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne; davalının 504.391,52 USD (takip tarihi itibari ile 1 USD karşılığı 3.86 TL olmasına göre, 1.946.951,27 TL ) alacağı karşılar miktardaki taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE,
2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 292.042,69 TL nakti teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı halinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından alacaklı vekiline verilmesine,
3-İhtiyati haczin yetkili icra müdürlüğünce infazına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 35,90 TL istinaf peşin harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-İhtiyati haciz talebi dava içinde yapıldığından, AAÜT hükümleri uyarınca davacı yararına avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10/01/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3.maddeleri uyarınca karar kesindir.