Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/228 E. 2018/944 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/228
KARAR NO : 2018/944
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/1075 Esas – 2017/1110 Karar
TARİH : 09/11/2017
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gelen dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşıma, depolama ve lojistik işi ile iştigal ettiğini, taraflar arasında varılan anlaşma gereğince taşıması yapılan ürünlerin tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, davalının takibe yönelik haksız itirazının iptaline, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 09/11/2017 tarihli 2016/1075 Esas – 2017/1110 Karar sayılı istinafa konu karar gerekçesinde;
“…Somut olayda, davalı defterlerinde 30.09.2014 tarihli, 2.006,00 TL bedelli faturanın kredi kartıyla ödendiği, 24.08.2015 tarih 2.124,00 TL fatura bedelinin ise davacının adına düzenlenmiş iade faturası ile kapatıldığı, dolayısıyla davalının borçlu olmadığı bilirkişi raporu ile belirtilmiş, davacı defterlerinde yapılan incelemede ise 30.09.2014 tarih 2.006.,00 TL bedelli ve 24.08.2015 tarih 2.124,00 TL bedelli faturalardan dolayı davacının davalıdan alacaklı göründüğü, davalı defterlerinde kayıtlı olan kredi kartı ödemesi ile iade faturasına ilişkin herhangi bir kaydın davacı defterlerinde yer almadığı belirtilmiştir. Davalı kredi kartı ödemesi ile iade faturasını kendi defterlerini işlemiş ise de yargılama sürecinde söz konusu borcu kredi kartı ile ödediğine dair hiç bir belge sunmamış, yine gerek iade faturası gerekse iade faturasının davacıya tebliğ edildiğine dair belge de sunmamıştır. Dolayısıyla davalının kredi kartı ödemesini ve iade faturasıyla borcun kapatıldığını ispatlayamadığının kabulü gerekmiş; davacının takip konusu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla 4.130,00 TL asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı takipten evvel davalıyı temerrüye düşürmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili her ne kadar faturaların davalıya tebliğ edilmesiyle davalının temerrüde düştüğünü iddia etmiş ise de faturaların tebliği alacağın muaccel hale gelmesine ilişkin olup temerrüt oluşturmadığından davacının bu yöndeki iddiaları mahkememizce kabul edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın 4.130,00 TL asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne, takip tarihine kadar işlemiş faize ilişkin davanın reddine, alacak likit olup takibe haksız itiraz edildiğinden davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerektiği …”gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkili davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda 24/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda 30/09/2014 tarih ve … seri numaralı faturanın kredi kartı ile ödendi şeklinde kaydedildiğini, 24/08/2015 tarih ve … seri numaralı faturanın ise davacı adına düzenlenen iade faturası ile kapatıldığının görüldüğünün beyan edildiğini, dolayısı ile davacı taraf bakımından herhangi bir alacak kalanı olmadığı tespit edildiğini, ancak yerel mahkemece hükmedilen kararın işbu bilirkişi raporunda belirtilen hususların değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek, noksan inceleme ile hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak verildiğini,
03/10/2017 tarihli raporu hazırlayan SMM bilirkişisinin uzmanlık alanı dışında varsayımsal olarak rapor sunduğunu, yine dosya kapsamında alınan 24/05/2017 tarihli bilirkişi raporu ve içeriğini gözardı ederek bir rapor tanzim ettiğini, her ne kadar 03/10/2017 tarihli raporda kredi kartı ödemesi ve iade faturası içeriğinin dosya kapsamındaki vesaikle ispatının yapılmamış olduğu rapor edilmişse de 24/05/2017 tarihli raporda davacının alacak bakiyesi olmadığı ve ticari defter kayıtlarında iş bu kredi kartı ile ödeme ve iade faturasının kayıtlı olduğunun ispatlandığını belirterek,
Yukarıda izah edilen nedenlerle, ilk derece mahkemenin istinafa konu 09/11/2017 tarih ve 2016/1075 E. 2017/1110 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1075 E. 2017/1110 K. sayılı dosya kapsamı.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava İİK 67 maddesi kapsamında davacının faturaya dayalı alacak için başlattığı ilamsız icra takibine, davalı yanca yöneltilen itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK.’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incilemesi, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesi gerekçesinde de vurgulandığı üzere; davacının alacağına dayanak yaptığı faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı bu faturalara dayalı alacağın kendi defter kayıtlarına göre kredi kartı ödemesi ve iade faturası ile kapatıldığını ileri sürmüştür. Ancak davalı defterine tek taraflı şekilde işlenen bu hususlar kapsamında ödemeyi kanıt yükü üzerinde olan davalı tarafından, davacıya kredi kartı ödemesi yapıldığı kanıtlanmadığı gibi, iade faturasının da davacıya tebliğ edildiği ve davacı yanca benimsendiği kanıtlanamamıştır. Bu duruma göre davalı vekilinin kendi ticari defterlerindeki kayıtlara göre davanın reddi gerektiği yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir.
İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 211,59 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 27.09.2018
KANUN YOLU : HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.