Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2233 E. 2019/907 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2233
KARAR NO : 2019/907
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/148 Esas – 2018/158 Karar
TARİHİ: 15/02/2018
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev nedeniyle usulden reddine ilişkin verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili aleyhin İstanbul Anadolu … İcra Dairesi ‘nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin PTT ‘nin sitesinden yaptıkları sorgulamada 11/02/2015 tarihinde muhtara tebliğ edildiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine 18/02/2015 tarihinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, ancak ödeme emrinin icra dosyasına dönen parçası üzerine tebliğ gününün 10/02/2015 yazılmasından dolayı itirazlarının reddedildiğini, başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilinin davalıya bir borcu bulunmadığını, davalının icra takibine konu belgeyi icra takip dosyasına sunmadığını belirterek; davanın kabulüne, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 15/02/2018 tarihli, 2016/148 Esas – 2018/158 Karar sayılı kararında, “…davacının aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi ‘nin … Esas sayılı icra takibi yönünden bir borcu olmadığı iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti talep etmiş, davalı ise davacı işverenlikte işyeri hekimi olarak çalıştığını ve takibe konu alacağın ücret alacağına ilişkin olduğunu iddia etmiş olup; uyuşmazlık; davalının davacı işyerinde işyeri hekimi olarak hizmet akdi ile çalışıp çalışmadığı ve icra takibine konu alacağın davalının davacı şirket için vermiş olduğu işyeri hekimliği hizmeti ücretine ilişkin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava ve icra takibine konu alacağın dayanağı; temel ilişkinin iş(hizmet) sözleşmesi olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusu olup bu uyuşmazlığı çözümünde İş Mahkemeleri görevlidir. Davalı tacir değildir. Davanın TTK da sayılan Mutlak ve Nisbi Ticari dava niteliği bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle açılan dava da İş Mahkemesi görevli olup mahkememiz görevli olmadığından davanın görev dava şartı yokluğu…” gerekçesiyle HMK 4. ve HMK.114/1-c maddeleri uyarınca mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi iş mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2016/148 E. 2018/158 K. sayılı dosyasında verilen usul ve yasaya aykırı kararın istinaf incelemesi yapılarak bozulmasını, davalı yan, SGK kayıtlarında müvekkili firmanın işçisi görünmediğini, dosyaya gelen SGK evraklarında da bu hususun böyle olduğunu ve bu durumun deliller ile tam olarak ispat edildiğini, mahkemenin kararını dayandırdığı nedenlerin görevsizlik kararına hükmetmeye yeter düzeyde olmadığını, bu davada, görevsizlik kararı veren Asliye Ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, istinaf incelemesinin yapılarak usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasında, mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.Davalı vekilince yargılama aşamasında 15.02.2018 tarihli duruşmada, davaya dayanak icra takibinde davacının davalı nezdinde işyeri hekimi olarak çalıştığı döneme ilişkin ödenmeyen ücret alacağının tahsili için takip başlatıldığını ileri sürmüştür. Buna göre uyuşmazlık davalının davacı işyerinde işyeri hekimi olarak hizmet akdi ile çalışıp çalışmadığı, bu nedenle işçi alacağı olup olmadığı hususundadır. İlk derece mahkemesi gerekçesinde de belirtildiği üzere davalının tacir olmadığı gibi, davanın da TTK 4 maddesinde yer verilen mutlak ticari davalardan olmadığı da dikkate alındığında, ilk derece mahkemesi görevsizlik kararı isabetlidir. Davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, HMK’nın 20.maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27/06/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.