Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/222 E. 2019/1274 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/222
KARAR NO : 2019/1274
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/1257 Esas – 2017/1207 Karar
TARİH : 07/11/2017
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası duruşmalı olarak incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sigortalısı …Ltd. Şirketi’nin elektrik emtialarının İstanbul’dan Türkmenistan’a taşıması için davalı … Ltd. Şti. ile anlaşma yapıldığını, taşımacının sigortacısının … A.Ş. olduğunu, gönderilene yapılan teslimatta 11 kap elektrik ayırıcı emtiasının 2 kasasında çökme ve ezilme nedeniyle hasar tespit edildiğini ve hasar notu düşüldüğünü, hasarın taşıyıcının kusurundan meydana geldiğini, hasar nedeniyle dava dışı sigortalıya davacının 44.068,00 TL ödeme yaptığını yapmış olduğunu belirterek, bu tutarın davalılardan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; davalı … sigorta reasürans brokeri olduğunu, bu davalı yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerektiği, hasarın yükleme hatasından kaynaklandığını, bu nedenle davalı taşıyıcının da sorumlu olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen 09/11/2017 tarihli 2016/1075 Esas – 2017/1110 Karar sayılı kararında;”…TTK.nun 850. maddesi uyarınca davalı … şirketinin taşıma sırasında emtiada meydana gelen hasardan, şayet sorumluluğunu kaldıran bir neden yok ise, sorumlu olacağı açıktır. Burada husumet bakımından üzerinde durulması gereken asıl mesele davalı … ’a izafeten … AŞ’nin pasif husumetinin olup olmadığındır. Hukukukumzuda brokerlik kurumunu düzenleyen başlı başına bir yasa olmamakla birlikte, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanmış ve yönetmeliğe atıfta bulunulmuştur. Adı geçen 29368 sayılı 27.05.2015 tarihli RG’de yayınlanarak yürürlüğe giren, Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği brokerlerin, yetki ve sorumluluk ile faaliyet alanlarını düzenlemiştir. Buna göre de, Davalı … AŞ.nin, broker olarak yönetmelikte de bahsedildiği gibi sigortalıya en iyi sigorta poliçesini düzenlemesi için aracılık ettiği, sigorta tazminatı veya avans ödeyemeceğinin açık olduğu, bu bakımdan sorumluluğunun olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Davalılardan … davada taraf sıfatının ve sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla, onun yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Ne var ki dava açmadan evvel davacı tarafından davalı brokere başvuruda bulunulmuş, broker firması bu başvuruyu asıl sigortacıya ihbar etmesi gerekirken, işin esasına girerek sigorta şirketinin ağzından kaleme alınır gibi, hasarın göndericinin hatalı yükleme yapmasına dayandığından bahisle sigorta tazminatı ödenmesinin mümkün olmayacağı gerekçesi ile reddedildiği yazılı olarak(DAva dilekçesi ek IX) beyan etmiştir. Hal böyle olunca davalı, davacı sigortanın kendisine husumet yöneltmesine kendisi sebebiyet vermiş olup, davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmemiştir. İlgili yönetmelik hükümleri incelendiğinde, Davalı …. AŞ bakımından davalının sorumluluğunun bulunmadığı, brokerin, yönetmelikte de bahsedildiği gibi sigortalıya en iyi sigorta poliçesini düzenlemesi için aracılık ettiği, sigorta tazminatı veya avans ödeyemeyeceğinin açık olduğu, bu bakımdan sorumluluğunun olmadığı anlaşılarak husumetten reddine karar verilmiştir. Ne var ki dava açmadan evvel davalı brokere başvuruda bulunulmuş, broker firması, asıl sigortacıya ihbar etmesi gerekirken, işin esasına girerek sigorta şirketinin ağzından kaleme alınır gibi, hasarın göndericinin hatalı yükleme yapmasına dayandığından bahisle sigorta tazminatı ödenmesinin mümkün olmayacağı gerekçesi ile reddedildiği yazılı olarak beyan etmiştir. Hal böyle olunca davalı, davacı sigortanın kendisine husumet yöneltmesine kendisi sebebiyet vermiş olup, davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmemiştir. Toplanan delillerden, hasarın tesliminde hasarsız olarak taşıyıcıya teslim edildiği anlaşıldığından, meydana gelen hasarda sigortalının kusursuz olduğu kabul edilmiştir. Tutulan tutanaklara göre hasarın Türkmenistan’da yolların bozuk olmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Taşıyıcının yolun durumuna göre taşıma yapmak durumunda olduğu, buna göre güzergah belirlemek durumunda olduğu tartışmadan uzaktır. Yükün kamyona yüklenmeden önce hasarlı olduğunu gösteren veya ambalajının hiç veya yeteri kadar yapılmadığını gösteren bir ihtirazı kayıt olmadığından, gönderen tarafından malın taşıyıcıya hasarsız olarak teslim edildiği kabul edilmiştir. Taşıyıcı, malın kendi himayesinde iken uğradığı hasar, zarar ve ziyandan sorumlu olacaktır. Bu bakımdan davalının fiilen taşımayı yapan firma olmaması sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı, taşıyıcıların (alt taşıyıcı/ üst taşıyıcı) müteselsilen sorumlu olacağı ve davacının dilediğine dava açabileceği çok açıktır. Bu bakımdan davalı … şirketi meydana gelen zarardan sorumludur.Hasar nedeniyle sorumluluk miktarının hesaplanma yöntemine gelince, CMR hükümlerine ve bu hususta yerleşik içtihatlara göre emtiaya göre hesaplanacak SDR kuru üzerinden bulunacak üst sorumluluk limiti bellidir. 11 kap eşyanın 8800KG olduğu tartışmasızdır. Bir kap kasanın brüt ağırlığı 800kg olup, emtianın değil brüt kap ağırlığının nazara alınması gerektiği, böylece iki kap eşyanın brüt ağırlığının 1600kg olacağı sabittir. Buna göre 1.600 kgx8,33x güncel SDR oranından (02.11.2017 tarihi itibariyle SDR kuru: 5.3559TL) olup, 71.783,43 TL etmektedir. Davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödeyip rücu talebi ile bu davaya konu ettiği alacak tutuarı 44.068,00tL olup, SDR sorumluluk üst limitinden az olduğu için talebin tam kabullüne karar verilmiştir. Bu bakımdan bilirkişilerce inceleme yaptırılmış, hesaplamalar yaptırılmış ise de, karar tarihine en yakın tarihe göre mahkememizce tekrar SDR hesabı yapılmıştır. CMR Konvansiyonu’nun 27. maddesi gereğince talep edilebilecek %5’lik faiz oranı ancak tazminatın yabancı para üzerinden hüküm altına alındığı hallerde geçerli olup, eldeki davada TL üzerinden talepte bulunulmuştur. Her iki tarafın da tacir olması, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması ve dava dilekçesinde açıkça talep edilmiş olması nedeniyle 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca avans faizine hükmedilmediği …”gerekçesiyle, davalı …Tic. Ltd. Şti. yönünden kabulüyle 44.068,00 TL maddi tazminatın davalı … Tic. Ltd. Şti.’den ödeme tarihi olan 19.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile tahsili ile davacıya verilmesine; davalı … izafeten acentesi …AŞ’ye yönelik açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı ve davalı taşıyıcı şirket … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Dava ikame edilirken husumetin iki davalıya yöneltildiğini, birinci davalının taşıma işini üstlenen … Tic. Ltd. Şti. olup, bu davalının taşıyıcı sıfatıyla zarardan sorumlu olduğunu, ikinci davalının ise birinci davalı taşıyıcının CMR Sorumluluk sigortacısı … isimli Alman firması olduğunu, CMR sorumluluk sigortasının, Türkiye’de akdedilmesi zorunlu sigortalardan olmayıp yurt dışında mukim sigorta şirketleri tarafından da yapılabilmekte olduğunu, tahsil taleplerinin sigortacı … olup, yurt dışı tebligat masraf ve zaman kaybından kaçınmak üzere dava dilekçesi Alman firmasının Türkiye’de mukim temsilcisi olan … A.Ş.’ne tebliğ edildiğini, İkinci davalı vekilinin ya davayı anlamadığı yada davayı reddetirebilmek amacı ile 28.11.2013 tarihli cevap dilekçesinin 2. sayfasında (sanki dava … A.Ş.’ya açılmış gibi) …A.Ş.’nin pasif husumet ehliyetine sahip olmadığını savunduğunu, ilk derece mahkemesinin de dava sanki Broker şirketine karşı ikame edilmiş gibi gerekçeli kararında brokerlik şirketinin sorumlu olmadığı yargısına ulaştığını, oysaki huzurdaki davanın … karşı ikame edilmiş olup dava dilekçesinde 2. davalı olarak … izafeten acentesi … A.Ş.’nin gösterildiğini, Davalı taşıyıcının temsilcisi sıfatını haiz şoför tarafından tanzim edilen hasar tutanağında, hasar sebebinin “yol şartlarının bozuk olması…” olarak belirlendiğini, ne TTK’da ne de CMR’de yol şartlarının bozuk olmasının bir sorumsuzluk sebebi olarak öngörüldüğünü, aracını yol şartlarına uygun olarak tahsis etmeyen, tahsis etmiş ise yol şartlarına uygun aracını kullanmayan birinci davalı taşıyıcının ve onun CMR sorumluluk sigortacısı ikinci davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını, ilk derece mahkemesi tarafından birinci davalının sorumlu olduğu ve sorumluluk miktarı yönünden hukuka ve usule uygun hükmün birinci fıkrasını kabul ettiklerini, ikinci davalının sorumlu olmadığı yönündeki hükmün ikinci fıkrasına karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını, gerek dava dilekçesinde ve gerekse delil listesinde Ek- IX olarak sunulan yazı ile tazminat taleplerinin ikinci davalı … tarafından reddedilmiş olmasının, delil listesinin XV. sırasında yer alan belgeden de görüleceği üzere … A.Ş. çalışanı …’nın davacı taleplerinin reddedildiğine dair Alman … firmasının yazısını davacıya mail yoluyla göndermiş olması ve yapılan yargılamanın 01.07.2014 günlü 2 numaralı duruşmasında davanın Alman… firmasına karşı ikame edildiğinin beyan edilmiş olması karşısında, hükmün ikinci fıkrasının ortadan kaldırılarak, ikinci davalı …’in de meydana gelen zarardan, CMR sorumluluk sigortacısı sıfatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiğini,İlk derece mahkemesinin iki nolu davalı hakkındaki kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bu yönden kaldırılmasına ve davanın her iki davalı yönünden kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hasarın yükleme ve istiflemeden kaynaklı olduğunu, CMR’nin 17. maddesi kapsamında yükleme ambalaj ve istiflemenin gönderici tarafından yapıldığı sabit olmasına rağmen hasardan taşıyıcının sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, uluslararası taşımalarda ani frenlemelerin, yol bozukluklarının, kasislerin vs. olağan olduğunu, haliyle göndericinin yükleme ve istifleme işlemini tüm bu durumları göz önünde tutarak yapması gerektiğini, yerel mahkemenin belirlediği faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, davacının sigortalısına yaptığı 19.07.2013 tarihinden itibaren faize hükmedildiğini, bu tarihin faizin başlangıç tarihi olarak dikkate alınamayacağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibariyle, CMR hükümlerine tabi uluslararası taşıma sırasında meydana gelen emtia hasarı nedeniyle, nakliyat sigortacısı tarafından, taşıyıcı ve onun CMR sorumluluk sigortacısına karşı açılmış bir rücuen tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince taşıyıcı aleyhindeki davanın kabulüne, sigorta şirketi aleyhindeki davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davlı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı taşıyıcı vekilince, hasarın ambalaj ve istifleme hatasından meydana geldiği, istifleme, ambalaj ve yüklemenin davacının sigortalısı tarafından yapıldığı, buna göre uyuşmazlıkta uygulanması gereken CMR’nin 17. maddesi uyarınca taşıyıcı olarak sorumluluklarının bulunmadığı ileri sürülüp karar istinaf edilmiştir.İlk derece mahkemesi yargılama aşamasında sunulan delillerle mahkemenin hükme dayanak aldığı anlaşılan bilirkişi rapor içeriklerinin; davalı vekilinin istinaf nedeni olarak ileri sürdüğü CMR’nin 17. maddesi kapsamında davalı sorumluluğunun ortadan kalkıp kalkmadığı, ambalaj istifleme ve yüklemenin gönderici sigortalı tarafından yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise taşıyıcı ve taşıyıcı yardımcısı olan tır sürücülerinin gözetim görevi bulunup bulunmadığı, var ise gözetim yükümlülüğünü yerine getirip getirmedikleri, oluşan sonuca göre hasarda davacı sigortalısı ile davalı taşıyıcının müterafık kusuru bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşmazlığı çözmede yetersiz olduğu, bu yönüyle uyuşmazlığın çözümünün taşıma konusunda teknik bilgiye dayalı olduğu anlaşılmakla, tarafların istinaf nedenlerini de karşılayacak surette dairemizce taşıma konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle istinaf incelemesi HMK’nın 354/1 maddesi uyarınca tahkikat yapılarak sonuçlandırılmıştır.Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;Davacı tarafından dava yöneltilen 2. davalının taşıyıcının sorumluluk sigortacısı olduğu kanıtlanmadığından, bu davalı hakkında mahkemece husumetten red kararı sonucu itibariyle doğrudur. Ancak dava açılmasına, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere, davranışıyla davalı sebebiyet verdiğinden, lehine yargılama gideri yükletilmemesi de yerindedir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;Davalı vekili hükmü faiz başlangıcı yönünden istinaf etmiştir. CMR’nin 27. maddesine göre davalı taşıyıcının temerrüdü, ödeme talebine ilişkin yazılı bildirimden başlar. Böyle bir bildirimin yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Hasar tespitinin yapılmış olması ve davalının hasardan haberdar olması temerrüt oluşturmaya yeterli değildir. CMR’nin 27. maddesi uyarınca ödeme isteğinin yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Böyle bir istekte bulunulmadığından, temerrüdün dava tarihinden başlatılması gerekirken, davacı sigorta şirketinin ödeme tarihinden başlatılması doğru olmamış, davalı taşıyıcı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.Davalı vekili hasarın sigortalı gönderici sorumluluğunda olan ambalajlama, yükleme ve istif yetersizliğinden meydana gelip, müvekkilinin sorumlu görülemeyeceğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. Somut olayda ambalaj, yükleme ve istiflemenin sigortalı gönderen tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Şoförün paketleri spanzetlerle sağlamlaştırarak yola çıkması, yükleme ve istifin taşıyıcı sorumluluğunda yapılığını göstermez. Bilakis taşıyıcının zararı azaltan bir önlemi olarak görülebilir. Tüm dosya kapsamına göre hasarın ambalaj yetersizliği, istif hatasından ve yol bozukluğundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. CMR’nin 17/4-b-c madde hükümleri uyarınca, göndericinin yaptığı ambalaj yetersizliği ve istif hatasından taşıyıcı kural olarak sorumlu olmamakla birlikte, yerleşik Yargıtay içtihadı uyarınca, taşıyıcının bir tacir olarak gerekli özeni göstermesi, ambalaj ve istif hataları hususunda, yol şartlarını da gözeterek, göndericiyi uyarması ve gerekirse taşıma belgelerine itirazi kayıt düşmesi gerekir. Somut olayda taşıyıcının, yolun durumunu bilmesi gerektiği ve buna göre üst üste istiflemenin hasara neden olabileceği konusunda gerekli uyarıları yapmadığı, önlem olarak yaptığı spanzetlerle sağlamlaştırma işleminin yeterli olmadığı, böylece taşımacının özen borcunu gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle zararın meydana gelmesinde müterafık kusurlu olduğu olduğu kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporunda şoför tarafından yapılan spanzetlerle bağlama işlemi nedeniyle taşıyıcıya daha ağır kusur verilmişse de şoförün yaptığı bu işlemin taşıyıcının kusurunu arttıran bir işlem olmayıp, yetersiz de olsa özen borcu kapsamında bir önlem olduğu sonucuna varılmıştır. Yerleşik yargıtay içtihadı uyarınca; ağırlıklı kusur ambalaj, yükleme ve istiflemeyi yapan sigortalı göndericide bırakılarak bir kusur dağılımı yapılması gerekir. Teknik bilirkişinin ortaya koyduğu teknik veriler ışığında, bu veriler HMK’nın 282. maddesi uyarınca dairemizce serbestçe değerlendirilmek suretiyle, kusur oranının resen tayini cihetine gidilmiş ve bilirkişi raporundan ayrılınmak suretiyle, taşıyıcının kusur oranının % 40, göndericinin kusur oranının % 60 olduğu sonucuna varılmıştır. Mahkememizce alınan raporda, istinaf konusu olmaması ve görev tanımında da yer almadığı halde, tekrar tazminat hesabı yapılmışsa da buna itibar edilmemiştir. Kaldı ki taşıyıcı navluna hak kazanmış olup, navlunun tazminattan düşülmesinin dayanağı da yoktur. Bu tespitler doğrultusunda davacı tarafından sigortalısına ödenen ve azami sorumluluk limitinin altında kalan 44.068 TL üzerinden kusur oranına göre hesaplama yapılarak, tazminat miktarı belirlenmiştir. Bu açıklamalar doğrultusunda davalı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur. Sonuç itibariyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun uyarınca esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak dairemizce davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A-Davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, B-Davalı taşıyıcı … Ticaret Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davalı … İzafeten Acentesi … A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-Davalı …Ticaret Ltd. Şti. aleyhindeki davanın kısmen kabulüyle takdiren %40 kusur oranına göre hesaplanan 17.627,20 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte bu davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3-Davalı … Ticaret Ltd. Şti. aleyhindeki fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Davalı …kendi davranışıyla davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, bu davalı yararına yargılama gideri tayinine yer olmadığına,5-Alınması gereken 1.204,11 TL harçtan peşin alınan 752,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 451,51 TL harcın davalı … Ticaret Ltd. Şti.’nden tahsili ile Hazineye irad kaydına,6-Davacı tarafından yatırılan 752,60 TL peşin harç ile 24,30 TL başvuru harcının toplamı olan 776,90 TL’nin davalı davalı … Ticaret Ltd.Şti.’nden alınarak davacıya ödenmesine,7-Davacı tarafından sarfedilen 392,00 TL posta-tebligat masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.892,00 TL’nin, davadaki haklılık oranlarına göre belirlenen 756,80 TL’lik bölümünün davalı … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,9-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.172,92 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,10-Dosya kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine,C-İstinaf yargılaması yönünden; 1-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,2-Davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, nispi istinaf peşin harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, 3-Davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından istinaf aşamasında sarfedilen 98,10 TL istinaf başvuru harcı, 1.250,00 TL bilirkişi gideri, 81,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.429,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 4-İstinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 354. maddesi gereğince duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, davalılar vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda 09/10/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.