Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2216 E. 2020/657 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2216
KARAR NO : 2020/657
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/574 Esas – 2018/1113 Karar
TARİHİ: 04/10/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı … Tic. Ltd. Şti. müvekkili nezdinde 420001004395-0 poliçe numarası ile 22/06/2016-2017 tarihleri arasında yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet sigortası ile sigortalandığını, dava dışı sigortalı …. Tic. Ltd. Şti. müvekkili şirkete vapmış olduğu ihbar neticesinde sigortalıya ait … plaka sayılı çekici ile … plakalı tıra yüklenen 23.351.17 KG polyester iplik … taralından taşınmakta iken araç, sigorta poliçesinde güvensiz alan sayılan alanlardan birine park edilerek borçlunun araç içerisinde uyuması esnasında 88 koli iplik kimliği meçhul kişiler tarafından çalındığını, sigortalının zararı için davacı şirketçe 19/10/2016 tarihinde 16.668,67TL tazminat ödediğini, söz konusu hasar bedelinin tahsili için davalıya karşı Bakırköy …. İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas sayılı takibe başlandığını, davalının Bakırköy …. İcra müdürlüğü … Esas Sayılı dosyasına yaptığı itirazların iptali ile takibinin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi, dava giderleri ve dava vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğu, dava konusu hırsızlık olayında kusuru olmadığını, davacının iddia ettiği gibi aracını güvensiz bir yere çekmediğini, ürünün teslim edileceği iş yerinin önüne park ettiğini, havanın soğuk olması nedeni ile tır içinde beklediğini, iddia edildiği gibi kesinlikle uyumadığını ve kamyonu terk etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 04/10/2018 tarihli, 2017/574 Esas – 2018/1113 Karar sayılı kararında, “…Davacı sigorta şirketi yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet polıçesi ıle sigortalı olan tıra yüklenen araçtaki malların çalınması ile sigortalıya ödenen tazminatın sorumluya rücüüna dair yapılan icra takibine yetki ıtırazında bulunulduğu ayrıca kusuru kabul etmediği görüldüğünden yetki yönünden yapılan incelemede zararın oluştuğu yer icra dairelereninin ve mahkemelerinin yetkili bulunduğu görüldüünden bu yöndeki talep reddedilmiştir.Kusur yönünden yapılan keşifte, Taşıma sırasında meydana gelmiş,davacıya ait sigorta sözleşmesi teminatında bulunduğu ,davalı sürücünün %100 kusurlu bulunduğu sigortalının çalışanlarının kusuru sonucu meydana gelen zararın teminat kapsamında bulunduğu, davalı sürücünün kusurlu eylemi nedeniyle davalıya sigortalı şirketin sorumluluğu doğduğu için sigorta policesi teminat kapsamında ödeme yapıldığı yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet sigortası taşıma işi yapan davacının sigortalısının işletmesinde çalışan davalının sorumluluğunu da kapsadığından – davalı … lehine de yapılmış sayıldığından-sigortalı lehine yapılan ödemenin sigortalının davalının çalışanına rücu edilmesinin mümkün olmadığı yönünde (TTK m.1473-1481 mad gereğince)alınan bilirkişi raporu karara esas tutularak,Davacı sigorta şirketinin sigortalının çalışanı davalıya rücu hakkı bulunmaması…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: 04/10/2018 tarihli mahkeme kararında, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesiyle de davalının meydana gelen hırsızlık hadisesinde %100 kusurlu olduğu ve hasarın meydana gelmesinde sorumlu bulunduğunun tespit edildiğini, ancak, müvekkili şirketin dava dışı sigortalısı ile tanzim ettiği sigorta poliçesinde, sigortalının çalışanlarının da teminat kapsamı içine alındığı bu nedenle davalı aleyhine rücu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazlarını da iletmelerine rağmen hükme esas alınmaya elverişli olmayan rapor dayanak gösterilerek davanın reddine karar verildiğini, bilirkişi raporunda da, mahkeme kararında da TTK m. 1473/2 maddesi uyarınca sigorta poliçesinin müvekkilinin sigortalısının işyerinde çalışan davalının sorumluluğunu da kapsadığını, bu nedenle çalışana karşı rücu imkanı doğmadığının beyan edildiğini, ancak, poliçenin ilgili maddeleri uyarınca işbu tespitin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, hükümde de yer verildiği üzere, davalının %100 kusurlu olduğuna ilişkin tespitlere herhangi bir itirazları bulunmadığını, zira hırsızlık hadisesinin davalı sürücünün kusuru neticesinde meydana geldiğinin bütün delillerden de anlaşılacağını, dava dışı sigortalı ile tanzim edilen sigorta poliçesinde maksat, sigortalının meydana gelen hasarının tazmin edilmesi olduğunu, huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkta da bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere, davalının ağır ihmali bulunduğunu, poliçe özel şartları 2. maddesindeki düzenlemeler uyarınca şoför olan davalıya rücunun mümkün olduğunu ileri sürerek, mahkeme tarafından itirazları doğrultusunda hükmün kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilmesine, istinaf yargılaması sonuclanıncaya kadar mahkeme kararının icrasının durdurulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı sigorta şirketi tarafından yurt içi mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın çalınması nedeniyle, dava dışı sigortalıya ödenen tutarın rucuen sigortalı çalışanı araç şoföründen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karara verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Hasar (hırsızlık) tarihinde davalının dava dışı sigortalı ….. Ltd. Şti.’nin hizmet akdi ile çalışanı olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi kurulu rapor içeriğindeki tespitlerde dikkate alındığında, somut olayda, dava dışı sigorta ettirenin çalışanı olan davalı … sürücüsü olduğu araçta taşınan iplik emtiasının çalınması sonucu hasar meydana gelmiş, bu hasarı karşılayan davacı sigortacı da ödediği bedelin tahsili için araç şoförü davalıya rücu etmiştir. Bu durumda uyuşmazlık, davalı sürücünün eyleminin sigorta ettirenin eylemi mi yoksa üçüncü bir kişinin eylemi mi olarak değerlendirileceği noktasında toplanmaktadır. Zira söz konusu eylem, sigorta ettirenin eylemi olarak değerlendirilmesi halinde bu eylem nedeniyle oluşan zarar rücu edilemeyecek, aksi halde ise zararı ödeyen sigortacının rücu hakkı doğacaktır. 6102 sayılı TTK 1429 maddesi uyarınca sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlü bulunmaktadır. Yine 6102 sayılı TTK’nın sorumluluk sigortalarına ilişkin 1473/2. maddesindeki düzenleme de bu yöndedir. Davalı … dava dışı sigortalının (sigorta ettirenin) çalışanı olmakla ve somut olayda ağır kusuru veya kastı ile zarara yol açtığı kanıtlanmadığına göre davacının kendisine rücu edemeyeceği gözetilerek kurulan hüküm isabetlidir. Buna göre davacı vekilinin poliçe özel şartlarının 2. maddesindeki düzenlemeler uyarınca sigortalı şirket çalışanı araç sürücüsünün hasardan sorumlu tutulması gerektiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02/07/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.