Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2211 E. 2020/658 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2211
KARAR NO : 2020/658
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/960 Esas – 2018/611 Karar
TARİHİ: 22/06/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile sigortalı … Ltd. Şti. arasında 20/01/2012 tarihli nakliyat abonman sigorta sözleşmesi akdedilip, 101000018480833 numaralı sigorta poliçesine bağlanan Emtianın …tarafından Ingiltere-Türkiye taşıması sırasında kaybolduğunu, müvekkili şirketin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırıp kaybolan emtia bedeli olan 6.402,23 TL hasar tazminatını sigortalısına ödediğini, yapılan bu ödeme ile müvekkil şirketin TTK 1472 madde gereği sigortalısının kanuni halefi olduğunu, müvekkili şirketin alacağını tahsil amacıyla İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğü nezdinde … sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı şirketin yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın asgari %20’si kadar davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesi ekinde 20/01/2012 teklif tarihli … nolu Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi sureti ile sunulmuş olan dava konusu taşımanın müvekkil şirket tarafından yapılıp yapılmadığına dair hiçbir belgenin mevcut olmadığını, dava dışı “…. Ltd/’ Şirketi ile müvekkili şirket arasında acentelik ilişkisinin bulunmamakta olduğunu, davanın izafen kendilerine yöneltilmiş olmasını anlayamadıklarını, ekspertiz raporuna konu emtianın taşımadan önce kaybolduğu iddiası ile alıcıya teslim edilmediğinin ifade edildiğini, davacı tarafın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı tarafça 20/01/2012 tarihli hasar iddiası ile 29/12/2015 tarihinde iş bu davanın ikame edilmesinin Konvansiyonun 32. maddesine açıkça aykırı olduğunu, davanın öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde ikame edilmemesi nedeniyle de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 22/06/2018 tarihli, 2015/960 Esas – 2018/611 Karar sayılı kararında, “…açılan dava davacı … şirketinin dava dışı … Ltd. Şti.’ne ait emtianın … tarafından üstlenilen İngiltere-Türkiye taşıması sırasında kaybolmasından kaynaklı ödenen hasar tazminatının davalıdan TTK’nın 1472. maddesi gereğince halefiyet ilkesi gereğince rücuen tazminine ilişkindir. Gerek yaptırılan bilirkişi incelemesi gerekse tüm dosya içeriği ile emtianın ana depoya 11/01/2012 tarihinde teslim edildiği, 20/01/2012 tarihinde tıra yüklenerek İstanbul-Türkiyeye gönderildiği, teslim edilmediği kaybolduğu beyan edilen emtianın sigorta poliçesi başlangıç tarihinin 20/01/2012 tarihi olduğu, davalı … A.Ş.’ye gönderilen ihtarnamenin tarihinin ise 15/01/2012 olduğu tespit edilmiştir. Bu çerçevede yapılan tespitlere göre 15/01/2012 tarihinde teslim edilmediği , kaybolduğu beyan edilerek ihtar edilen emtianın 20/01/2012 başlangıç tarihli Nakliye Sigorta Poliçesi dahiline alınması mümkün bulunmaması ve bu haliyle davanın dinlenebilir bulunmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/960 Esas -2018/611 Karar Sayılı 22/06/2018 tarihli ilamında abonman poliçesi dikkate alınmadan eksik belgeye dayanarak yanlış bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesinin hatalı kararının kaldırılması gerektiğini, abonman poliçesinin hiç dikkate alınmadan emtianın kayıp tarihinin poliçe başlangıç tarihinden önce olduğundan bahisle hasarın teminat dışı olduğu belirtilmiş ve buna göre davanın reddedildiğini, ancak dosya içinde mevcut abonman poliçesinin başlangıç tarihi 25/03/2011 olduğu için söz konusu hasarın teminat dâhilinde olduğunu, yani hasar tarihinin Nakliyat Kati Sigorta Poliçesi içerisinde kalmadığı kabul edilse dahi söz konusu poliçenin akdedilmesini sağlayan asıl abonman poliçesi de hasar tarihini kapsar nitelikte olup, söz konusu emtianın zaten abonman poliçesi ile teminat altına alındığını, ayrıca abonman poliçesi ile hasarın teminat kapsamında olduğu sabit olmakla birlikte, yine dosya içerisinde mevcut temliknameden anlaşılacağı üzere müvekkili şirket hasarı karşılayarak temlik alacaklısı sıfatına haiz olduğunu, bu durumlar dikkate alınmadan hatalı tesis edilen hükmün kaldırılarak, hasarın poliçenin kapsadığı tarihler içinde kaldığını gözeterek, ayrıca ihtarname ile taşıyıcı davalının da kabul ettiği hasara ilişkin dava dışı sigortalının alacağını temlik alacaklısı sıfatına haiz oldukları gözetilerek davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı sigortalıya ait emtianın davalı taşıyıcı nezdinde taşınması sırasında kaybı nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen tutarın rucuen davalı taşıyıcıdan tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece her ne kadar kaybolan emtianın taşıyıcı deposuna 11/01/2012 tarihinde teslim edildiği, davalıya gönderilen ihtarın 15/01/2012 tarihli olduğu, Nakliye Sigorta Poliçesi tarihinin ise 20/01/2012 başlangıç tarihli olduğu gerekçesiyle, davacı … şirketinin davasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı vekilince Nakliye Sigorta Poliçesinin abonman poliçesi kapsamında tanzim edildiği, abanman sigorta poliçesinin ise 25/03/2011-25/03/2012 tarihleri arasını kapsadığı, bu surette hasarın poliçe kapsamında olduğu ileri sürülmüştür. Davacı vekilince sunulan abonman poliçe örneğinde sigortalı olarak …Tic. Ve San. Ltd. Şti olduğu görülmekle birlikte, bu şirketin dava dışı sigortalı…. Ltd. şirketiyle ilgisi dosyadan anlaşılamamaktadır. Buna rağmen davacı vekilince dava dışı sigortalı …… Ltd.’ye hasar ödemesi yapılması nedeniyle 20/04/2012 tarihli ibraname, tazminat makbuzu ve temlikname belgesi ile ödenen hasar tutarı kadar alacağın dava dışı ….. Ltd. Şti’den temlik alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı … şirketinin ödemesi poliçe kapsamı dışında lutuf ödemesi olduğu kabulünde dahi, temlik alacaklısı sıfatıyla rücuen talep edilebilecektir. Mahkemece davacının temliknameye dayalı olarak davalıyı sorumlu tutup tutamayacağı tartışılmaksızın ve bu husustaki deliller hiç değerlendirilmeksizin davanın yazılı gerekçe ile reddine karar vermesi isabetsiz olmuştur.Mahkemece davacının husumet itirazı üzerinde de durularak (taşıyıcının acentesi olmadığı savunması) husumet konusu aşıldıktan sonra, davacının temlik alacaklısı olarak davalıyı sorumlu tutup tutamayacağı, davalının hasardan sorumlu olması halinde CMR hükümleri kapsamında sorumluluğunun ne miktarda olabileceği yönünde deliller değerlendirilerek, bu yönde gerekirse CMR taşıması konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekecektir. Bu nedenle taraf vekillerinin davanın esasına etkili gösterdikleri deliler toplanıp değerlendirilmeksizin yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verildiği gözetilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu kararın HMK 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/07/2020 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.