Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2210 E. 2020/888 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2210
KARAR NO: 2020/888
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2016/1284 Esas – 2018/532 Karar
TARİHİ: 24/05/2018
DAVA: İtirazın İptali- alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali- karşı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin verilin karara karşı, davalı-karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket …nin davalı borçlu …’ne farklı tarihlerde yapı malzemesi (seramik) satışı yaptığını, yapılan satışlar sonrasında davalı borçlu şirket ile yapılan tüm görüşmelere rağmen satışı yapılıp, teslim edilen malların bedellerinin tahsil edilemediğini, tahsil edilemeyen alacaklar için davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde borca itiraz ederek dava konusu icra takibini durdurduğunu, bu nedenle davalının itirazı üzerine duran takibin devamı ile itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap- karşı dava dilekçesinde özetle; davacıdan satın alınan seramiklerde döşendikten sonra lekelenme ve kirlenme meydana geldiğini, seramiklerde sonradan ortaya çıkan sorunların davacıya bildirildiğini, davacının, ürünlerdeki bildirilen ayıplı oluşumların, evvela kullanılan derz malzemesi ve bunun döşeme sırasında yapılan hatalı uygulama ve işçilikten kaynaklanmış olabileceğini iddia ederek, ismini verdiği malzeme ile temizlendiğinde kirlenmelerin sona ereceğini, seramiklerin orijinal rengini alacağını savunduğunu, davacının beyanlarına itibar edilmek suretiyle, 3., 4. ve 5. kat tuvaletlerinin de, davacıdan tekrar ve yeniden satın alınan aynı ürünlerden, davacının tarif ettiği derz malzemesi kullanılmak suretiyle, davacının açıkladığı yöntemle döşendiğini, 1. ve 6. katların seramiklerinin de, davacının tarif ettiği temizlik malzemesi ile sildirildiğini, ancak, daha sonra, 1. ve 6. katlardaki seramiklerin kirlerinin silinmesine rağmen çıkmadığını, 1. ve 6. kat seramiklerinde görülen ayıplı oluşumların aynısının bir müddet sonra, davacıdan yeni satın alınan 3., 4. ve 5. katlara döşenmiş seramiklerde de ortaya çıktığını, böylece, davacıdan satın alman seramiklerin tamamınm ayıplı olduğunun anlaşıldığını ve durumun derhal davacıya bildirildiğini, davacıya Beşiktaş … Noterliğinden 26/10/2016 tarih ve … yevmiye numarası ile keşide edilen ihtarname ile davacıdan satın alınan tamamı ayıplı çıkan seramiklerin ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi, ücretsiz onarılması, oluşan zararların giderilmesinin ihtar edildiğini, davacının müvekkilde oluşan zararları gidermeye yanaşmadığını, böylece oluşan karşı alacaklarının takip konusu miktardan daha fazla olduğunu, ayıplı malzemenin müvekkili şirketin işyerinden kırılarak sökülüp atılması, yerlerine ayıpsız yenilerinin temin edilerek döşenmesi çok ciddi maliyetler getirecek olup, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın şu an bilinemediğini, bu sebeple fazlayı talep hakları saklı olmak üzere karşı davaları ile 1.000 TL belirsiz alacak ve tespit davası olarak açılan davanın kabulüne, davacının davasının reddine, takip konusu alacağın % 20’den az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. bu nedenlerle de, takip alacaklısına herhangi bir borçları bulunmadığını, bu nedenle davacının açtığı davanın reddi ile haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; açtıkları davanın kabulü ile davalı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak açılan karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 24/05/2018 tarihli, 2016/1284 Esas – 2018/532 Karar sayılı kararında, “…taraflar arasında ticari ilişki inkar edilmemiş, teslim edilen malların bedeli konusunda ve malların teslim edilmesi, değerleri yönünde herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının davalıya satıp teslim ettiği seramiklerin yere döşenmesi sırasında ve sonrasında lekelenme ve kirlenme meydana geldiği ,seramiklerde ortaya çıkan bu sorunların derhal davacıya bildirildiği ,ancak gerek mahallinde yapılan tespit, gerekse denetime elverişli ve hükme dayanak tutulan bilirkişi raporuna göre satın alma ve yere döşenilen fayansların cins ve özelliğine göre, yerleştirilirken ve yapıştırma işlemi yapılırken derz dolgusunun seramik aralarına (karo aralarına) uygulanması gerektiği ,tüm yüzeye uygulanıp sonra aralıkların doldurulmaması gerektiği, bu haldeki uygulama yapıldığında derz dolgusunun seramik üzerindeki girintilere doldurup, kuruyup sertleştiğinde ise temizlenemediği, bu haliyle uygulama yani işçilik hatasından kaynaklandığı, işçiliğin ise davalı yanca yapıldığı gözönüne alındığında yukarıda belirtilen uyuşmazlık konularının tespiti bu kabul gözönüne alındığında; davacının davalıdan icra takibine konu ve ticari defterlerinde yer alan ve uyuşmazlık dışı alacağını talep etmekte haklı olduğu…” gerekçesiyle karşı dava yönünden ise karşı davacının sübut bulmayan davasının reddi ile neticeten, davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında; davalının 6.112,20 TL asıl alacakğa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 6.112,20 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı 1.222,44 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ve davalı tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Dava konusu ihtilafın, davacının ayıplı mal tesliminden kaynaklandığını, alınan malın ayıplı çıkması sebebiyle satıcı ile yapılan görüşmelerin, ayıp ihbarı ve maldaki ayıbın tespiti için dayanmış oldukları tanık ve mahallinde keşif dellirlerin toplanmadan, yargısal denetime elverişli olmayan, görevi kötüye kullanarak tanzim edilmiş bilirkişi raporuna yaptıkları itirazıların değerlendirilmeden karar verildiğini, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun mahkemece verilmiş yerinde inceleme yetkisine rağmen yerinde keşif ve inceleme yapılmadan dosya üzerinden tanzim edildiğini, bilirkişi heyetinin üstünkörü bir inceleme ile dosya kapsamına aykırı ve yargısal denetime uygun olmayan bir rapor tanzim ettiğini, bilirkişi heyetinin karşı davaları olduğunun farkında bile olmadığını, raporunda karşı davalarına ilişkin tek kelimelik değerlendirme olmadığını, kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın esastan reddine, karşı davalarının kabulüne, istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar icranın geri bırakılmasına, masraf ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile, karşı dava ayıplı mal satımına dayalı olarak uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş, karara karşı davalı – karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 Maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişilere rapor ibrazı için gerekli görmeleri halinde HMK 278/4 maddesi uyarınca yetki verildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi kurulunun ise taraf ticari defterlerini de incelemek suretiyle uyuşmazlık noktaları kapsamında dosya üzerinde yaptıkları inceleme sonucu rapor tanzim ettikleri, mahkemenin de bilirkişi raporunu sunulu diğer deliller ışığında yeterli görerek sonuca gittiği anlaşılmaktadır. HMK 282 maddesi uyarınca hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Buna göre bilirkişi raporu takdiri delil olup, mahkemece icra dosyası, ihtarlar, servis tespit raporu vb.. Deliler de gözelitilp gerekçeli karar yazılmış olduğu da dikkate alındığında; davalı- karşı davacı vekilinin bilirkişi raporunun keşif yapılmadan, mahkemece verilmiş yerinde inceleme yetkisine rağmen yerinde inceleme yapılmaksızın düzenlendiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece asıl davanın yazılı gerekçe ile kısmen kabulü sonucuna varılmış olmakla, davalının ayıplı mal teslimine dayalı karşı davasının reddi kararı isabetli olup, davalı karşı davacının bilirkişi raporunda karşı davaya ilişkin değerlendirme bulunmadığı yönündeki istinafı da yerinde görülmemiştir. Mahkemece kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı-karşı davacı vekilinin gerek asıl gerekse karşı dava yönünden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı- karşı davacı vekilinin gerek asıl gerekse karşı dava yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı- karşı davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 313,12 TL nispi istinaf harcının davalı- karşı davacıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı- karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10/09/2020 tarihinde, oybirliğiyle ve asıl dava yönünden kesin, karşı dava yönünden temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: Asıl dava yönünden kesin, karşı dava yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.